24 Mayıs 2022

İyi Parti kritik eşiği aştı, Cumhurbaşkanlığı sürecinde ağırlığını koyabilir

Bu ay yapılan ve sadece abonelere gönderilen önemli bir kuruluşun anketine göre İyi Parti yüzde 20 barajını aşmış

Bu yazıda iki izlenim ve bir veri paylaşacağım. Arkasından da bunların siyasette neyi dönüştürebileceğini analiz etmeye çalışacağım.

Önce izlenimler…

İlki siyasette görüşlerine sık başvurduğum hayata 'sol'dan bakan bir akademisyen arkadaşım. Halk TV'de Suat Toktaş'ın Meral Akşener ile yaptığı programın ardından aradı. Şunları söyledi:

"Bağırıp çağırmadan tane tane anlatıyor. Ne dediğini merak edip ekranda gördüğüm yerde dinliyorum. Siyasi görüşlerimiz örtüşmüyor ama hemen her konuşmasında beni yakalayan bir cümle buluyorum."

İkincisi yakın bir akrabamdan. Hafta sonu Caddebostan sahilinde yürüyüş yaparken kalabalık bir grupla karşılaşıyorlar. Bu grup hem anlatıyor hem soruyor:

"Biz Türkiye ile kucaklaşmak istiyoruz. Bizi nasıl buluyorsunuz, hatamız varsa söyleyin, değiştirelim, eksiğimiz varsa tamamlayalım."

Grubun başı İyi Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur. Yanında partililerle anlatıyor, dinliyor. Etkilenmişler…

Meral Akşener de pandemi döneminde 2020 ocak ayında başlattığı il ziyaretlerinde neredeyse gitmediği yer bırakmamış bir isim. Alanda ve buldukları her mecrada büyük bir çalışma var yani.

Peki bu çalışmanın karşılığını alıyorlar mı? Bu ay yapılan ve sadece abonelere gönderilen önemli bir kuruluşun anketine göre İyi Parti yüzde 20 barajını aşmış. Akşener uzun yıllardır siyasette olan bir isim ama partisi henüz 4.5 yıllık. Aldığı mesafe önemli.

Gelelim oylardaki artışın altılı masada ve cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecinde bir değişim yaratıp yaratmayacağına. Önce eldeki verilere bakalım. Akşener net bir şekilde, cumhurbaşkanlığına aday olmayacağını ilk seçimlerde değişecek sistemde 'başbakan' olmak istediğini ifade ediyor. Altılı masa ile ilgili de yakın çevresine "Oradaki liderler birbirini tanıdıkça birbirlerine olan güvenleri artıyor, hepimiz daha iyi bir Türkiye için yan yanayız" diyor. İttifak ortağı CHP ve lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile de güvene dayalı bir işbirliği var. Kılıçdaroğlu 'cumhurbaşkanlığı adaylığını' isteyen hatta bunun için çalışan bir lider görüntüsü veriyor.

İyi Parti buna destek veriyor mu diye soracak olursanız. Önce Meral Akşener'in kullandığı bir cümleyi hatırlatayım: "Kim aday olacak kısmında seçilecek ve kazanacak bir aday olacak."

İyi Parti Kılıçdaroğlu'nu seçilecek bir aday olarak görüyor mu? Burası biraz karışık. Somut ve parti içinden 'yetkili' bir örnekten gidelim.

İyi Parti TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu'ndan. Kısa bir süre önce Daktilo1984 YouTube kanalında İlkan Dalkuç ve Beril Eski'ye verdiği söyleşide (ben independent Türkçe'de gördüm) şunları söyledi:

"Genel Başkanımız başbakan olmak istediğini açıklayarak gelecek dönemde Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçileceğini ve başbakanın ülkeyi yöneteceğini de vurgulamış oldu. Altılı masa kiminle kazanılacağı konusunu ciddi şekilde masaya yatıracak ve bu da bugünün bilimsel yöntemleriyle ortaya çıkıyor. Bugün üç aday Sayın Erdoğan'ı geçiyor: Meral Akşener, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu. O gün geldiğinde bu isimlerden hangisiyle daha iyi kazanılacağı belirlenecek ve seçilen isimle bir protokol yapılacak, hangi görevleri üstleneceği belirlenecek, yardımcıları ve hükümeti belirlenecek ve seçime bu şekilde girilecek."

Birkaç açıdan incelenmesi gereken bir söylem. Birincisi Tatlıoğlu 'bilimsel yöntemden' yani anketlerden bahsediyor. Buna göre de üç adayın Erdoğan'ı geçtiğini söylüyor. Önce anketlerle ilgili bir tespit. Bu anketlerde hep açık ara önde çıkan ismin Mansur Yavaş'ın Türkiye'nin genel sorunları konusunda ne dediğinin bilinmediği bir ortamda yapılıyor. Yani demokrasiden hukuka Yavaş'ın duruşunun ne olduğunu bilmiyoruz. Şu an sadece göreviyle ilgili konuşan, dürüstlüğünden kimsenin şüphesinin olmadığı bir isim. Ancak Yavaş'ı her gün memleketin en sıcak konularında konuşan-tavır alan elini taşın altına sokan Kılıçdaroğlu ile aynı tartıda tartmak ne kadar 'bilimsel'.

Başka bir soru Kılıçdaroğlu'nu 'liste dışına çıkartan' Tatlıoğlu bunu kendi başına mı yapıyor yoksa Meclis'te grup başkanı olduğu partinin adına mı?

Yine kendi genel başkanı Meral Akşener 'cumhurbaşkanlığına aday değilim' demişken onu listede tutarak, son dakika değişikliğinin sinyalini mi veriyor? Ya da Meral Akşener hâlâ cumhurbaşkanı adayı mı?

İyi Parti seçmende ciddi bir karşılık bulmaya başladı. Yirminin üstü de gerçekten önemli başarı. Akşener'in son reklamda verdiği kucaklayıcı mesajlar da 'az kaldı' sloganı da çok önemli. Ancak herkes biliyor ki Meclis seçimlerinde ayrı ayrı olunsa da altılı masanın 'başbakanlık' ya da sistem değişikliği için bir arada durarak cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak için yüzde 50 artı 1'i alması önemli. CHP'nin Maltepe Mitingi, DEVA'nın Gaziantep mitingi, İyi Parti'nin alan çalışması şüphesiz önemli. Ancak bunlar kendi seçmenlerini artırırken ortaya çıkan büyük enerji ortak bir havuzda birikmiyor.

Kılıçdaroğlu'nun ya da başka bir ismin adaylığı ya da aday olmaması elbette tartışılır-tartışılmalıdır. Ama bu tartışma medyada hem de grup başkanı eliyle, altı liderin buluşmasına bir hafta kala yapılırsa ortaya çıkan sonuç ortaklık içinde sıkıntı yaratır. İyi Parti'nin elindeki güce bakarak cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecinde masaya ağırlığını koyacağı ortaya çıkıyor.

Şunu kimse unutmasın. Henüz sahada ne yapacağı belli olmayan, kampanya başlatmadığı halde yüzde 30'da duran Erdoğan var.



Yazı yayımlandıktan sonra İyi Parti TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu aradı. Kendisinin 'CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığını istemediği' yönündeki intibamın yanlış olduğunu söyledi. İki partinin (CHP ve İyi Parti) farklı siyasi görüşlerde de olsa 'demokratik, hukukun egemen olduğu bir Türkiye hayali ile' uzun süredir birlikte çalıştıklarına işaret etti. Millet İttifakı'nın adaylık konusunun speküle edildiğini anlatan Tatlıoğlu halen doğrudan Tayyip Erdoğan'ın ağzından adaylığının bile duyurulmadığını anlattı. Kendisinin şu an itibariyle anketlere yansıyan isimlerden bahsettiğini önümüzdeki günlerde 'kamuoyunca ciddi bilinen birkaç yerden daha yeni anketlerin de alınabileceğini' belirtti. Bu isimlerin altılı masadaki liderlerin önüne gideceğini ve kararın orada verileceğini de hatırlattı.

Yazarın Diğer Yazıları

Sol seçmen "güçlü lider" arayışında, iktidar seçmeni "sistem değiştirecek lider"e açık, Kılıçdaroğlu davasının önemi

İktidar partisi seçmenleri de ‘sistemi değiştirecek bir lider arıyor.’ Yani ‘sistemin iflas ettiği’nin herkes farkında. ‘Yeni’ bekleniyor. Burada kritik nokta, kendini solda tarif edenler de dahil ‘sonuç’ güçlü liderden bekleniyor

Kaygıda ortaklık büyürken “Çözerse Erdoğan çözer” final yapıyor, iyi de kim çözer? 

Ekonomiden hukuka yaptığı yanlışlarla memleketi birbirinden farklı krizlere sokmuş olsa da her hâl ve karda özellikle kendi seçmeni ‘bir bildiği vardır’dan ‘din-güvenlik-ortak bizlik’ söylemini ‘satın almasına’, hemen her koşulda Erdoğan’ı destekledi. Uzun süre ‘Çözerse Erdoğan çözer’ tezi adeta Erdoğan için adı konulmamış bir ‘güven-destek’ sloganı oldU

"
"