28 Ocak 2020

Ekrem İmamoğlu’nun kayak fotoğrafı yanlış oldu

İmamoğlu'nun "kayak özlemi" ile halkın "iyi günde ve kötü günde yan yana olma özlemi" arasında mesafe açılmaya başlarsa…

Memleketin zor ve acı günlerinde…

Mesela bir deprem sonrası…

İnsan mutluluğundan bile utanır hale geliyor…

Evine, içine çekiliyor…

Yapabileceği bir katkı, bir destek varsa…

Maddi ya da manevi…

Kendi gücü nispetinde yapmaya çalışıp…

Susup en azından acıyı içinde hissetmeye çalışıyor.

Eğer siyasetçi iseniz sorumluluğunuz bir kat fazlalaşıyor.

Kurtarma faaliyetleri, evsiz kalanlara barınma, yemek…

Ve tabii acılı ailelerle dayanışma…

18 yıllık AKP iktidarında depreme karşı, başta İstanbul, gerekli önlemler alınmadı.

15 yılda halktan 65 milyar lira deprem gerekçesiyle özel vergi toplandı.

Bu para, eski AKP'li bakanların söylemiyle, "bütçedeki havuza aktarıldı, yol yapıldı...'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugünkü grup toplantısında bu konuda şunları söyledi:

"2004-2019 arası vatandaştan toplanan deprem vergisi 65 milyar lira. Bu para deprem yaralarını sarmak, kentleri depreme dayanıklı hale getirmek için bizim ödediğimiz vergi. Sonra bu oranları da artırdılar. Hiç itirazımız yok. Bu fedakârlığa bu millet katlandı. Malatya ve Elazığ'da bir olayla karşılaştık. Çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti. Ama yaşadıkları evler depreme dayanıklı değildi. 17 yıldır iktidarsınız, deprem vergisi alıyorsunuz, bu tahribatı önlemek için neler yaptınız? Bir vatandaş bunu soruyor, 'vay efendim nasıl sorarsın?' Bizim milletvekilimiz 2016'da çıktı konuştu, 'Elazığ fay hattı üzerinde yaşıyor, tedbirleri görüşelim' dedi. Peki yasama organı ne diyor, biz kanun çıkardık vatandaş vergiyi de veriyor, bakalım şu yürütme organı üstüne düşen görevi yaptı mı yapmadı mı? Reddedildi. Milletvekilimiz yalvarıyor yakarıyor, önlem alalım diye. Kırılan fay hattı değil saray iktidarının ar damarıdır. Depremde ölenlerin onların boynunadır."

Kılıçdaroğlu haklı mı? Haklı…

AKP'nin; Elazığ depreminde yıkılan binalarda, ölen insanlarda vebali var mı? Var…

Önleme faaliyetleri yerine kurtarma faaliyetleriyle övünme…

Elazığ'dan gelen görüntü ve fotoğraflara bakıyorum.

Çoluk çocuk kışın zor şartlarında hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar…

Yıkılan evlerinin, yakınlarının kaybının acıları yüzlerinden okunuyor.

Kılıçdaroğlu grup toplantısında bölgeye anında yardım götüren CHP'li belediyelere dikkat çekti.

Gerçekten İstanbul, Ankara, İzmir başta, pek çok CHP'li belediye bölgeye yaraları sarmaya gitti.

İstanbul'un siyasi gücü-sempatisi tüm Türkiye'ye yayılan belediye başkanı Ekrem İmamoğlu da bölgeye giderek oradaki acıları paylaştı.

Ancak bugün önce ajanslara, sonra doğrudan İmamoğlu'nun sosyal medya hesaplarına yansıyan haberler düştü kamuoyunun gündemine…

İmamoğlu deprem bölgesinden evlatlarının yarı yıl tatilini geçirdiği Erzurum Palandöken'deki kayak tesislerine geçti. DHA'nın haberine göre İmamoğlu şöyle konuştu:

"Çocuklarım çok güzel vakit geçiriyor. Onları ziyarete geldim. Gelmişken kayak özlemimi gideriyorum, ama bayıldım Erzurum'a. Emeği geçen, bu tesisleri yapan herkese teşekkür ediyorum. İstanbul depremi için çalışıyoruz. Bir anda olması mümkün değil. Şehirlerin tek gündemi deprem. Öncelikli gündemi deprem olmalı."

Ailenin de içinde olduğu haberler konusunda yazı-yorum yazmama gibi bir prensibim var. Ailesini dışında bırakarak şunu not etmek istiyorum…

Türkiye'nin siyasi gündeminde bu kadar yoğun yer tutan, kimi oy verenler açısından umut görülen, "tüm hassasiyetler konusunda duyarlı - birleştiricilik misyonu" biçilen bir siyasetçinin depremin üzerinden henüz 4 gün geçmeden "kayak fotoğrafları" paylaşması bence doğru olmadı.

İmamoğlu'nun "kayak özlemi" ile halkın "iyi günde ve kötü günde yan yana olma özlemi" arasında mesafe açılmaya başlarsa…

Yazarın Diğer Yazıları

Sol seçmen "güçlü lider" arayışında, iktidar seçmeni "sistem değiştirecek lider"e açık, Kılıçdaroğlu davasının önemi

İktidar partisi seçmenleri de ‘sistemi değiştirecek bir lider arıyor.’ Yani ‘sistemin iflas ettiği’nin herkes farkında. ‘Yeni’ bekleniyor. Burada kritik nokta, kendini solda tarif edenler de dahil ‘sonuç’ güçlü liderden bekleniyor

Kaygıda ortaklık büyürken “Çözerse Erdoğan çözer” final yapıyor, iyi de kim çözer? 

Ekonomiden hukuka yaptığı yanlışlarla memleketi birbirinden farklı krizlere sokmuş olsa da her hâl ve karda özellikle kendi seçmeni ‘bir bildiği vardır’dan ‘din-güvenlik-ortak bizlik’ söylemini ‘satın almasına’, hemen her koşulda Erdoğan’ı destekledi. Uzun süre ‘Çözerse Erdoğan çözer’ tezi adeta Erdoğan için adı konulmamış bir ‘güven-destek’ sloganı oldU

"
"