11 Şubat 2023

Deprem notları Adana: Biliyor musun beş gün önce benim de senin gibi gideceğim evim vardı

Kutuplaştırma için uğraşan "siyaset esnafı" birlik duygusu duvarına çarpmış görünüyor

Adana'dayız... Bir pazar yeri…

Adı ‘sosyete pazarı’…

Yan yana yüzlerce çadır…

Önlerinde ya da içlerinde oturan her yaştan insan…

Hemen her çadırın önünde yerde ya da bir teneke içinde yanan odunlar…

Ne kadar ısıtır?

Birkaç çadırın içinde soba var.

AFAD çadır vermiş ama sobayı kendileri ‘eş-dost’ yardımıyla getirip kurmuşlar…

İçeri çağırıyorlar beni göstermek için…

Yerde bir döşek üst üste atılmış battaniyeler üzerinde bir genç uyuyor.

Çadırın dışında çocuklar…

İki kız çocuğu ellerinde bez bebekleri…

Ne zaman biteceği belli olmayan bu büyük dramın içinde kendi oyunlarını oynuyor.

Bir çadırdan çıkan orta yaşlı bir bey ‘seni tanıdım’ diyor.

Sonra ekliyor:

Biliyor musun benim de beş gün evvel senin gibi gideceğim bir evim vardı şimdi ne olacağım belli değil.

İçim yanıyor.

İki genç sohbete katılıyor:

Pek muhtemel şehir değiştiririz. Ama nereye gidilir, nasıl hayat kurulur ki?

Çadırların olduğu pazar alanında yürümeye devam ediyorum.

Tuvalet büyük sorun, çok sıra var.

Bir yaşlı kadın pek muhtemel hasta olduğu için zor ayakta duruyor, uzun kuyruğun sonunda üstünde pijamalarıyla ellerini duvara dayamış sıra bekliyor.

Biraz ileride bir aile beni çağırıyor.

Yanlarına gidiyorum.

"Buraya yardım geldi ama organizasyon bozuk" diyorlar.

"Bak bir TIR battaniye geldi hâlâ sorun var. Kimi üç tane aldı bize hiç kalmadı mesela. Yiyecek derdi yok burada ama..."

Gençler ellerinde cici bebe bisküvileri, gofretler çocukların olduğu çadırlara dağıtım yapıyorlar.

Adana’da Süleyman Demirel Bulvarı ile Turgut Özal Bulvarı arasında kalan blokların olduğu yerin çevresi en çok etkilenen bölgelerden. 

Ben de o bölgede notlarımı alıyorum.

Cuma günü gelen son sayıya göre Adana’da 360 kişi hayatını kaybetti, 6 bin 993 kişi yaralı. Hâlâ kurtarma çalışması yapılan yerler bulunuyor.

Tarihe not düşmek için yazıyorum:

Adana’da AFAD’ı da Kızılay’ı da polisi de alanda gördüm.

Çadırların olduğu alanda geç bir saatte Çukurova Belediyesi Başkan Yardımcısı’nın "bir ihtiyaç var mı" diye alanda çalışmasına şahit oldum.

Ancak esas gördüğüm; her yaştan her sınıftan, memleketin her yerinden insanların acıya nasıl merhem olurum çabası.

Kutuplaştırma için uğraşan ‘siyaset esnafı’ birlik duygusu duvarına çarpmış görünüyor.

Keşke bu birlik ruhu bu kadar büyük bir acı karşısında olmasaydı.

NOT: T24’ten ekip arkadaşlarım Candan Yıldız, Berna Abik, Hazar Dost ve Faruk Ekici ile deprem not-video ve yazılarını aktarmayı sürdüreceğiz. Bugün (11 Şubat Cumartesi günü Hatay’a geçiyoruz.)

Yazarın Diğer Yazıları

Dışarıdaki ‘özgüven’ içeriye ‘baskı’ olarak yansıyor, 2025 özgürlükler konusunda çok zor yıl olacak

Suriye’de oluşan yeni rejimin riskleri, oluşabilecek sıkıntıların faturasının Türkiye’ye yazılması ihtimâli olsa da şu an itibarıyla Erdoğan, Fidan ve Kalın dünyadaki pek çok ülkenin de Suriye’deki gelişmeler konusunda referans aldığı-ciddiye aldığı en önemli üç isim

Hastaneye götürülürken MS hastası Tayfun Kahraman’a yapılan ve ‘soruşturma izni’ verilmeyen eziyetin görüntüleri!

Cezaevi aracı içinde acı çektirilen bir MS hastası Tayfun Kahraman; sen eziyetin resmini yapabilir misin Abidin?

2024 özetim, duvar mı eğri ben mi sallanmaktayım; 2025 öngörüm, Osmanlı havzası Erdoğan’ın yeni anlatısı

Türkiye 2025’e giderken geleceğiyle ilgili çok kritik adımları çok küçük bir grubun aklıyla alıyor, uyguluyor. Ekonomik sıkıntıların çerçevelediği hayatlar yarını değil, bugünü düşünüyor. Gelecek yılın barışın, adaletin, birlikte yaşamın büyüdüğü bir yıl olması geleneksel hale gelen ama sonuca ulaşmayan bir dilek haline geldi

"
"