21 Eylül 2013

CHP’li başkan: Sadece anti-AKP’lilik yorar

Hem Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in adı CHP”nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için de geçiyordu

Uzaktan takip ettiğim bir isimdi.

Ama hakkında çıkan haberlerin sayısındaki artış dikkatimi çekiyordu.

30 bin kişinin yaşadığı Seferihisar’ı dönüştürme ve konuşulan bir yer haline getirme hikâyesini okumuştum.

Ülkenin ilk cittaslow”u (yavaş şehir) unvanını kazandırmıştı yönettiği yere…

Bu unvan bulunduğu bölgenin çekim noktası haline getirmişti Seferihisar’ı...

İlçedeki kadınları “para kazanır hale getiren iş imkânları yaratmasından”, dünyanın önemli üniversitelerinin işbirliğiyle kurulacak yaratıcı yazarlık okuluna kadar değişik alanlardaki projeleri hayata geçirdi ya da son aşamaya getirdi.

İstanbul”da küçük bir gazeteci grubuyla buluşma için davet aldığımda hemen kabul ettim.

Hem Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in adı CHP”nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için de geçiyordu.

Kendisi başkanlık için aday adayı başvurusu yapmasa da son kararın partinin genel başkanında olduğu düşünülürse bu olasılık halen mevcut. Bu konuda şöyle diyor:

“İzmir’de CHP’li başkan varken aday adayı olmayı kendime yakıştıramadım. Ama partim görev verirse en iyisini yapmak için çalışırım.”

Adaylığı konusunda konuşmuyor ama İzmir konusu açılınca da heyecanla hayallerinden bahsediyor.

“İzmir muazzam potansiyelleri olan bir kent ama bu potansiyelleri, zenginlikleri kullanmıyor. Bu 10 yılın meselesi değil. İzmir 200 yıldır kan kaybediyor. 200 yıl önce İzmir ticari hacmin yüzde 30’unu yaparken o zamanlar İstanbul yüzde 12’lerdeydi. İzmir küçük dokunuşlarla eski günlere dönebilecek bir şehir. Şu an sadece anti-AKP’li olma ayrıcalığını yaşıyor

Ama sadece anti- AKP’lilik yorar. İzmir sahip olduğu ayrıcalıklarını insanına yaşatabilmeli.

İnsanlar o ayrıcalıkları nedeniyle siyasal tercihlerini kullanıyor olmalılar.

Hem unutmayalım Gezi ruhu diye de bir şey var. Türkiye’yi, iktidarı salladı. Bu ruh köklerini ve geleceğini İzmir’de bulur. Bunun da iyi anlaşılması ve anlatılması lazım.”

İzmir deyince aklıma hemen “ulusalcılık” geliyor. Zaten partinin ulusalcı kesiminin önemli isimlerinden İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler şehrin belediye başkanlığı için aday adayı. Tunç Soyer’e soruyorum: Şehri ulusalcıların merkezi olarak tarif eden bir kitle var. Siz nasıl tarif edersiniz İzmir’i?

Yanıtlıyor:

“Şehir sadece ulusalcı bir şehir değil. Bu şehirde milliyetçiler var, bu şehirde Müslümanlar var, burjuvalar var, lümpenler var. Hepsi var. Birinin üzerinden bu şehri yönetmeye talip olmamalısınız. İzmir tüm İzmirliyi kucaklayacak bir yönetime layık.”

Seferihisar’a getiriyor sözü. Başlattıkları ve üç yıldır uyguladıkları bir projeden bahsediyor.

“Bir araştırma yaptırdık. Şehirde en yoğun nüfus Afyonlular, Yozgatlılar, Ahıska Türkleri,  Kürtler ve Karadenizliler. Bu grupların önderlerini davet ettik. Dedik ki aynı yerde yabancı gibi yaşıyorsunuz. Kendi düğünlerinize, kermeslerinize, gecelerinize gidiyorsunuz. Artık her yıl 6 günlük fuar yapacağız. Herkes kendi standında yöresinin ilinin ürünün sergilesin. Ama her gece bir grup kendi bölgesinin kültürünü diğerleriyle paylaşsın. Ne oldu biliyor musunuz? Bir gece Kürtçe türkülerle halay çekip ertesi gün Ahıska Türklerinin gecesinde Çırpınırdı Karadeniz”i söyledik.

Kimseyi asimile etmek değil kendi kültürleriyle Seferihisar’da var olmak, oranın zenginliğinin en güzel görüntüsünü yakalamak için. Unutmayalım, barış birilerinin masalarda imzalayacağı kâğıtla gelmeyecek, Türkiye içselleştirilmesi lazım. “

Tunç Soyer özellikle davalar yüzünden hayli yorulan mevcut belediye başkanı Aziz Kocaoğlu yerine aday gösterilir mi bilmiyorum. Ama ana muhalefetin içinde böyle seslerin olması önemli.

Bitirirken…

Soyer’e göre, belediyecilik sadece yol yapmak, sinekle mücadele etmek değil. “Vatandaşın ekmeğiyle” de ilgili bir konu. O yüzden “belediye kentin ekonomik dinamikleriyle ilgilenmek hatta başrol oynamak zorunda” diyor. CHP’nin İzmir’deki iyi yerel yönetimle Türkiye yönetimi için olumlu bir model yaratabileceğine inanıyor.

AK Parti İzmir’den Binali Yıldırım’ı aday gösterirse seçimler çekişmeli geçer. Yıldırım bakanlığı döneminde sonuç alıcı işler yapan bir isim. Ancak CHP’nin İzmir’deki gücü de ortada. Belki de Tunç Soyer’in doğru tespitinde olduğu gibi parti sadece “anti-AKP’lilik yaparak kazanmayı düşünürse” işi Yıldırım’a karşı daha zor olabilir. Bekleyip göreceğiz. 

Yazarın Diğer Yazıları

Sığınmacılardan Kürt sorununa ve ekonomiye ‘yeni Suriye’ Erdoğan’a ne kazandırır?

Halkına eziyet eden bir diktatör Esad gitti. Yerine geçmişinde El Kaide ve El Nusra olan bir ismin liderlik ettiği örgütün ‘daha ılımlı görüntü veren’ bir ismi geldi. Bunun Türkiye açısından çok uzak olmayan bir vadede barındırdığı risklerle karşı karşıya kalınabilir. Ancak içeride ve kısmen dışarıda şu anda ve bir süre ‘söz-gündem üstünlüğü’ Erdoğan’a geçmiş gözüküyor

Kapitalizmin yıkıcılığı, otoriterizmin baskıcılığı altında “çekmediğim her acı için acı çekiyorum”

Nahif, gerçekten uzak bulunabilir ama ‘çekmediğim her acı için acı çekiyorum’ içselleştirilebilirse farklı bir dünyayı, memleketi konuşabiliriz

Bir mesafe alınmamış olsa, İmralı’ya gitme konusu gündeme gelir miydi?

Türkiye ocak ayı sonundan itibaren görevi devir alacak Trump’ın yaratacağı belirsizlik, bölgede büyüyebilecek bir çatışma-savaş öncesi pozisyon alma çabasında gözüküyor. Elbette iktidarın bir yandan barış-birlikte yaşam için arayışları öte yanda kayyımdan tutuklamalara yaşanan sertlik görüntüleri “yeni bir mühendislik-algı çabası mı” şüphesini haklı olarak düşündürüyor

"
"