14 Nisan 2013

CHP'de kadınlar, erkeklerden daha net

CHP’deki kanatlar...Yenilikçiler…Ulusalcılar...

 

CHP’deki kanatlar...

Yenilikçiler…

Ulusalcılar...

Sırayla atağa geçiyorlar...

Ama bu mücadelede…

Partinin kadınları…

Son dönemde önde gidiyorlar…

Bazen erkeklerden daha keskin, bazen daha net oluyorlar.

Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu ise bir denge içinde duruyor..

İki kanadı bir ideal etrafında toplamaya çalışıyor.

Şu ana kadar başarılı olduğunu söylemek zor.

Ancak…

Önümüzdeki günlerde karar alma noktasına gelebilir.

Bir haftalık sürece bakalım.

Keskin örnekten başlayalım.

Örneğin..

Partinin kapalı grup toplantısında…

Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’na…

Amerikan ajanı deyip üstüne yürüyen…

Ulusalcı kanattan..

Dilek Akagün Yılmaz…

Muhtemelen Kılıçdaroğlu tarafından disipline sevkedilecek..

İster partide kalsın ister ihraç kararı alınsın…

Ulusalcılar bu karardan sonra atağa kalkacak.

Net duruşa geçelim..

Çözüm sürecinde CHP’nin durduğu noktayı en açık ortaya koyan Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç oldu.

“21 Mart nevruzundan bugüne kadar geçen süreci, en azından önemli bir başlangıç olarak algılıyoruz. Silahların susmasıyla başlayan süreci, çok önemli bir başlangıç olarak algılıyoruz” dedi.

Üstelik yaptırdıkları bir araştırmaya atıfta bulunarak “partilerinin tabanının yüzde 65’inin çözüm sürecini desteklediğini anlatıp “bütün örgütlerimiz sürecin parçası olacaktır”diye konuştu.

Bu söylemi partide paylaşmayan bir kesimin olduğu ortada.

Ama yerel seçimlere 11 ay kala….

Partide bir yön olmak zorunda…

Ya ulusalcıların ya yenilikçilerin ağırlığında..

Kemal Kılıçdaroğlu..

Seçmenlerinin önüne bir harita koymak durumunda…

Aslında erkeklerin durduğu bir ortamda…

CHP’de kadınlar…

Usluplarına durdukları noktaya katılın ya da katılmayın..

Partiyi bir karara doğru götürmekte…

Bu karar hangi kesimin lehine çıkar...

Çıkan karar partiyi nereye taşır...

Fazla beklemeye gerek kalmayacak..

Kısa sürede her şey netleşecek...

 

Yazarın Diğer Yazıları

Sığınmacılardan Kürt sorununa ve ekonomiye ‘yeni Suriye’ Erdoğan’a ne kazandırır?

Halkına eziyet eden bir diktatör Esad gitti. Yerine geçmişinde El Kaide ve El Nusra olan bir ismin liderlik ettiği örgütün ‘daha ılımlı görüntü veren’ bir ismi geldi. Bunun Türkiye açısından çok uzak olmayan bir vadede barındırdığı risklerle karşı karşıya kalınabilir. Ancak içeride ve kısmen dışarıda şu anda ve bir süre ‘söz-gündem üstünlüğü’ Erdoğan’a geçmiş gözüküyor

Kapitalizmin yıkıcılığı, otoriterizmin baskıcılığı altında “çekmediğim her acı için acı çekiyorum”

Nahif, gerçekten uzak bulunabilir ama ‘çekmediğim her acı için acı çekiyorum’ içselleştirilebilirse farklı bir dünyayı, memleketi konuşabiliriz

Bir mesafe alınmamış olsa, İmralı’ya gitme konusu gündeme gelir miydi?

Türkiye ocak ayı sonundan itibaren görevi devir alacak Trump’ın yaratacağı belirsizlik, bölgede büyüyebilecek bir çatışma-savaş öncesi pozisyon alma çabasında gözüküyor. Elbette iktidarın bir yandan barış-birlikte yaşam için arayışları öte yanda kayyımdan tutuklamalara yaşanan sertlik görüntüleri “yeni bir mühendislik-algı çabası mı” şüphesini haklı olarak düşündürüyor

"
"