Türkiye'nin kritik önemdeki seçimlerine 25 gün kaldı. Bir yandan cumhurbaşkanlığı öte yandan Meclis için adaylar, ittifaklar, partiler yoğun bir çalışma içinde. Her parti değişik kanallarla 'dışarıda' çalışırken, 'içeride' yani hapiste her iki seçim sürecine de etki eden önemli bir aktör var: Selahattin Demirtaş. Sosyal medya aracılığıyla ya da gazetecilerin sorduğu sorulara avukatları vasıtasıyla ilettiği yanıtlarla özellikle cumhurbaşkanlığında muhalefet çoğunluğunu oluşturan iki blokun 'tek-ortak aday' çıkarmasını sağlayan önemli aktörlerinden biri oldu. Emek ve Özgürlük İttifakı 'şimdilik adını doğrudan telaffuz etmese de' Kemal Kılıçdaroğlu'na aday çıkarmayarak önemli bir destek verdi. Geçtiğimiz günlerde Selahattin Demirtaş'ın; dört adaylık oy pusulasında Kılıçdaroğlu hariç diğer adayları Erdoğan fotoğrafıyla gösteren tweet'i de 'isim söylemeye bir adım kaldı' anlamı taşıyor. Üstelik Demirtaş da, başta Yeşil Sol Parti Emek ve Özgürlük İttifak'ı da cumhurbaşkanlığını muhalefetin kazanması durumunda kişisel ya da parti anlamında bir beklentide değil. Farklı görüşlerden kişilerin oluşturacağı demokratik düzenin ülkeyi götüreceği daha aydınlık bir geleceği hayal ettiklerinin altını çiziyorlar.
Bu arada seçim sürecinde çalışmak üzere önemli bir aktör alana çıkıyor: Başak Demirtaş. Batman'dan İzmir'e, Mersin'den Hakkari'ye, İstanbul'dan Adana'ya 11 ile gidecek. Bu illerden 9'unda Yeşil Sol Parti'nin mitingine katılacak. Katılacağı mitinglerde konuşma da yapacak olan Başak Demirtaş ayrıca Selahattin Demirtaş'ın ileteceği mesajları okuyacak. 21 Nisan Cuma günü başlayacak program, 13 Mayıs Cumartesi yani seçimden bir gün önce sona erecek. Bir noktanın altını çizmek istiyorum. Başak Demirtaş elbette Selahattin Demirtaş'ın eşi olarak önemli. Ancak Başak Demirtaş bir mücadeleden de geliyor. 2016 yılının kasım ayında 'eş ve anne' olarak gece yarısı evlerine yapılan baskını, 1982 yılında henüz beş yaşındayken babasını almak için geldiklerinde 'evlat' olarak deneyimlemiş birisi. Kimsenin siyasi görüşleri nedeniyle gece yarısı evinden alınmadığı bir memleket hayalinin peşinden gidiyor. Bir süredir sosyal medya hesabından özellikle genç seçmene yönelik mesajlar paylaşıyor. Başak Demirtaş'ın yolculuğu izlemeye değer.
Kendisine birkaç soru sorma fırsatı da buldum.
- Başak Hanım seçim çalışmalarına katılmaya, alana çıkmaya nasıl karar verdiniz?
Aslında biz seçim çalışmasına 2 Ocak itibarıyla başladık. Biliyorsunuz Selahattin sosyal medyada seçim çalışması yapmaya başladı. Ben de bir süredir videolar çekiyorum. Bu çalışmalara biz aslında başlamıştık. Çünkü Selahattin hem çok öngörülü hem de bu konuda çok deneyimli siyasetçi. 14 seçim görmüş bir siyasetçi. Dolayısıyla özellikle seçime son bir ay kala yoğunlukların çok fazla olacağını öngörüyordu ve sosyal medyada o yüzden bayağı erken başlamış olduk. Ama genel olarak böyle il il gezme, sahaya gitmenin de, gitmeyle ilgili kararın da birkaç nedeni var tabii. Biliyorsunuz partimiz HDP'ye bir kapatma davası var ve bu kapatma davasından kaynaklı olarak da partimiz çok doğru bir karar aldı ve Yeşil Sol Parti'yle bu seçime girmek istedi. Dolayısıyla ben de her açıdan partimize destek olmak istiyordum. Bir de toplumda çok güçlü bir değişim isteği var ve bunu her yerde görebiliyoruz. Hakikaten 20 yıllık iktidara "yeter" diyorlar, "gitsin" diyorlar. Dolayısıyla her açıdan bu değişime ben nasıl katkı sunabilirim, ne yapabilirim bununla ilgili düşünüyordum. Ama özellikle saha konusunda bu mitinglere katılma, il il gezme kısmı şöyle oldu: Partimizin Kadın Meclisi'nden arkadaşlar beni ziyaret ederek çalışmalara aktif şekilde katılmamı istediler. Ben de başım gözüm üstüne dedim. Çünkü zaten hep böyle daha fazla ne yapabilirim diye düşünüyordum. Bir de böyle il il gezip halkımızla buluşmak, onlarla dertleşmek, onlardan moral almak, onlara moral vermek bana da iyi gelecekti ve bu seçim için de iyi olacaktı. Ben öyle düşündüm. Sonra da Kadın Meclisi'nden gelen öneriler doğrultusunda da bu programımız biraz şekillendi. Sonra da Yeşil Sol Parti genel merkeziyle bir ortaklaşma yaptık ve seçim turu programı hazırladık. Dün de Diyarbakır'da bir yerde bir halk buluşması yaptık, bir seçim bürosu açılışı yaptık. Böylelikle başlamış olduk.
- Siz aslında kendi ekibinizle gideceksiniz ama kimi yerlerde Yeşil Sol Parti'yle bir araya gelip mitingler yapacaksınız değil mi?
Evet evet ortaklaşmalar var. Yani kendi ekibimizle gideceğiz ama her anlamda hem program anlamında hem sahada sürekli görüşmeler, ortaklaşmalar var. Sürekli diyalog halindeyiz, birlikte yapıyoruz yani.
- Peki bu durum "Başak Demirtaş aktif siyasete girdi" diye okunabilir mi?
Aslında değil. Tabii ki de ben hep siyasi hayatın içindeyim. Zaten Türkiye'de olup da siyasi hayatın içinde olmayan, duyarlı olan, muhalif olan insanların dışında olması mümkün değil. Bir ailede bir tane aktif siyasetçi yeter bence. O yüzden ben kesinlikle aktif siyasete girmeyi düşünmüyorum. Ama şöyle düşündüm bu dönem için: Elimden ne geliyorsa, partim için, halkımız için bunu yapmaya çalışıyorum. Böyle bir böylesi bir dönemde evde oturup sadece tweet atarak duramazdım. Bence kimse de böyle durmamalı. Belki bu vesileyle sizin de vesilenizle bir çağrıda bulunabilirim. Evet bir taraftan tweet atalım bir taraftan sosyal medya çalışması yapalım ama bir taraftan da her yerde aktif seçim çalışmalarına katılalım. Böyle bir çağrı da yapmış olayım. Tabii sosyal medyayı da, Instagram'ı da Tik Tok'u da ihmal etmeden.
- Emek ve Özgürlük İttifakı, partiniz Yeşil Sol ismini vermeden cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu'nu ima etti, aday da çıkartmadı. Selahattin Demirtaş da tek aday konusunda çaba sarfetti. Arkasından geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından bir oy pusulası paylaştı. Dört adaylı pusulada üç Tayyip Erdoğan bir tane Kemal Kılıçdaroğlu gözüküyordu. Benim size sorum şu: Doğal olarak siz Yeşil Sol için bir destek çağrısında bulunacaksınız ama aynı zamanda belki ismini vererek Kemal Kılıçdaroğlu için de bir şey söyleyecek misiniz? Tam olarak alan çalışmanızda ne söyleyeceksiniz?
Öncelikle Yeşil Sol Parti'yi büyütelim diyeceğim. Çünkü yeni dönemde değişimi sağlamak için Yeşil Sol Parti'nin gücüne, dinamik gücüne ihtiyacımız var diyeceğim. Tabii ki de partimize oy isteyeceğim öncelikle. Çünkü mecliste gerçekten çok güçlü bir şekilde olmamız gerekiyor. Biliyorsunuz Selahattin de bir tweet'inde belirtmişti, hedefimiz 100 vekil ve mecliste güçlü bir şekilde temsil. Ama tabii ki Murat Bey bazı alanlarda güçleri birleştirmek gerektiğini de düşünüyorum. Mesela bu 2019 seçimlerinde yapıldı biliyorsunuz. Batı'daki bütün şehirlerde güçleri birleştirdik ve AKP'deki bütün önemli belediyeler elinden gitti. Şimdi de şöyle düşünüyorum yani güçlerimizi Yeşil Sol Parti'de birleştirelim diyorum. Meclis'te de güçlü bir Yeşil Sol Parti grubu tüm Türkiye için de çok iyi olacaktır diye düşünüyorum. Sadece Yeşil Sol Parti için değil, hele ki bu yeni dönemde tüm Türkiye için Yeşil Sol Parti'nin mecliste güçlü olması çok önemli. Ama diğer oya da gelince de zaten onu da bayramdan sonra ittifakımız, Emek ve Özgürlük İttifakı açıklayacak. Ben bu konuda çok spoiler vermeyeyim. Ama bence halkımız yeterince spoiler verdi zaten.
- Siz 6.5 yıldır hiç aksatmadan Diyarbakır'daki evinizden Edirne'ye eşinizi ziyarete gidersiniz? Seçim çalışması sırasında Edirne'ye gidebilecek misiniz eşinizi görmeye?
Evet, nasıl gitmem! Edirne benim enerji kaynağım, moral kaynağım. Murat Bey bir de ben böyle yağmurlu gün falan olduğu zaman Edirne'ye her gittiğimde böyle birkaç saat güneş görünüyor açıyor. Selahattin hep şey diyor "Sen ne zaman gelsen hava açıyor, güneş de açıyor." Tabii ki Allah sağlık verirse bir kaza bela olmazsa Selahattin Diyarbakır'a gelinceye kadar ben Edirne'ye hep gitmeye devam edeceğim.
Bir de şöyle bir şey oldu: Şimdi bayram görüşü pazartesi gününe verildi ve ben pazartesi günü Selahattin'i görmeye gittim zaten önceki gün. Dolayısıyla bayramda zaten görüş olmayacak. Yaklaşık bir 10-12 gün zaten doğalında görüş olmayacak. Çünkü biz bayram görüşünü erken yapmış olduk. Dolayısıyla bir 10-12 günlük zaten zaman var. Ama onun dışında işte 29 Nisan sanırım tabii ki de Edirne'ye gideceğim. Bir de şöyle Edirne'ye gitmek her açıdan da çok iyi olacak. Çünkü Selahattin'e iletmem gereken binlerce selam oluyor ve onları mutlaka Selahattin'e iletmem gerekiyor. Halkımıza da o açıdan söz veriyorum. Bir de şöyle bir şey var Murat Bey, bu seçim programımızın en önemli ayaklarından biri de aslında Edirne olacak. Çünkü ben zaman zaman Selahattin'den de mesajlar alacağım ve o alacağım mitinglerde o mesajları da okuyacağım.
Murat Sabuncu kimdir?
Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.
Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.
En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı.
T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.
Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.
|