09 Mart 2020

Abdullah Gül, son ay Babacan ile sadece bir kez görüştü, listeye karışmadı

Babacan, beklenenin aksine, yönünü önemli ölçüde tek başına çizecek gibi görünüyor

Ali Babacan'ın 'beklenen partisi' kuruldu. Kurucular kurulu yayımlandığı andan itibaren bir tartışma başladı. Tartışmalar, özellikle hazırlanan listeye 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün önerdiği bazı isimlerin alınmadığı, bu yüzden bir kırgınlık olduğu yönünde.
T24 Ankara Temsilcisi Gökçer Tahincioğlu bu konuda sabah saatlerinde şöyle bir kulis yazmıştı: "Babacan cephesi, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yeni partiyle yollarını ayırdığı iddiasını doğrulamadı. T24'e bilgi veren kaynaklar, Gül ile Babacan arasındaki doğrudan temasın sürdüğünü, ekipler arasındaki bazı görüş farklılıklarının yol ayrımı olarak nitelendirilemeyeceğini, en üst düzey ilişkinin sağlıklı biçimde yürüdüğünü söylediler."

Bu konudaki  iddiaları 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün basın ofisine sordum. Şöyle yanıt aldım: "Sayın Gül ile Sayın Ali Babacan'ın hazırlanan listeler ya da başka bir gerekçeyle gerginlik yaşadığı ya da bir kriz olduğu doğru değil. Sayın Gül daha önce Cumhurbaşkanlığı'ndan ayrıldıktan sonra aktif siyaset içinde olmayacağını dile getirmişti. Kuruluş sürecinde Sayın Babacan ile tecrübesini paylaştı ama daha fazla bir nokta olmadı."

Gül'ün basın ofisine Gül'e yakın olduğu söylenen birkaç ismin adını sayarak "Özellikle bu isimler yer almamış, ne diyorsunuz?" sorusunu yöneltim. Şöyle yanıt aldım:

"Sayın Gül bir partide yer almak istese ya da yönetiminde söz sahibi olmak istese -ki daha evvel defalarca böyle bir isteği olmadığını söyledi- sadece 3 ya da 4 ismi yönetime sokarak mı bunu yapmak ister? Daha önce de hep söyledi; Ali Bey'in karakterine, eğitimine, siyaset üslubuna güvenen ve destekleyen bir isim kendisi. AK Parti'nin kuruluşunda, siyasete girmesinde aktif rol aldığı bir ismin kuracağı partisi için isim pazarlığı yapar mı?"

Peki parti programı ve tüzüğü hazırlanırken ya da diğer konularda görüşmeler oldu mu?

"Sayın Gül memleketin yakıcı sorunları varken tecrübesini kendisine saklayacak bir isim değil. Usulüne uygun şekilde katkı sunmak için görüşlerini paylaşır. Ancak kendisi Sayın Babacan ile son bir ayda sadece bir kez görüştü, listeye karışmadı."

Gül cephesinin yanıtları böyle. Anlaşılan Babacan, beklenenin aksine, yönünü önemli ölçüde tek başına çizecek gibi görünüyor. Başta kurucular kurulu, adı Babacan ile anılan bazı isimlerin itirazları ve soru işaretleri ile ilgili kulisleri önümüzdeki günlerde yazacağım.

Yazarın Diğer Yazıları

Özgür Özel’in önemli adımları; siz hiç yoksulluk defteri gördünüz mü, ben gördüm, utandım…

Bir kısmı kamuoyuna açık, bir kısmı sivil toplumla yaptığı kapalı konuşmalarda ‘oy hesabının ötesinde’, tarihe de mâl olacak, Kürt sorununu çözecek bir süreçte sorumluluk almaktan bahsediyor. İktidarın çizdiği çerçeveye bağlı kalmadan şeffaf, açık, Meclis’in merkezde olduğu yeni bir dönemin konuşulabilir olması için çaba sarf ediyor. İktidardan farklı olarak HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı da sürecin bir tarafı olarak tarif etmekten geri durmuyor

Teröre rağmen barışın peşini bırakmama mesajı veren üç farklı isim: Bahçeli, Demirtaş, Özel…

24 saatte bir şehrin insanlarının umudu, şaşkınlığı, üzüntüyü, hayal kırıklığını nasıl yoğun bir şekilde yaşadığına şahitlik ettim. Sanki elini uzatsan tutacağın bir duygu durumu idi gördüğüm

Diyarbakır’da Bahçeli konuşurken açılan televizyonlar ve altı çizilen yorum: ‘Devlet’ Öcalan ile belli bir noktaya ulaşmasaydı hareket etmezdi

Sur’dan bindiğim taksinin sürücüsü "Barış söyleyen dert görmesin" diyor, Hasanpaşa Hanı’nda buluştuğum bir sivil toplumcu "İki haftadır Bahçeli’nin konuşma saatlerinde canlı yayını açıyoruz" diye gülümsüyordu...

"
"