20 Ağustos 2023

Kısa sürmüş hayatı ve Fats Navarro

7 Temmuz 1950 yılında daha yapacak çok şeyi varken 27 yaşında başka alemlere göçüp gider

Gerçek sanatçılar mutlu olamazlar
Maria Callas

Theodore " Fats " Navarro (24 Eylül 1923 - 6 Temmuz 1950)  Amerikalı bir caz trompetçisiydi. 1940'larda bebop doğaçlama tarzının öncülerindendir.

Tüm zamanların en büyük trompetçilerinden biri olarak kabul edilen Fats Navarro, trajik ve çok kısa sürmüş bir kariyere sahipti. Ama, buna rağmen caz müziği ve trompet geleneğinin ton ve stillerinin yaratılmasındaki güçlü etkisi on yıllar boyunca derin izler bırakarak devam etti.

Kısacık ömründe, büyük yeteneğiyle, Clifford Brown ( güçlü çalışı, buluşlarının parlaklığı ve zenginliği, hoş tınılarıyla bop ile cool arasında bir geçiş sayılan üslubuyla bilinen Amerika’lı trompetçi ), Howard, McGhee, Lee Morgan, Freddie Hubbart, Roy Eldridge ve Dizzy Gillespie için esin ve ana ilham kaynağı oldu.


"
Kendime ait olan mükemmel bir melodi çalmak istiyorum; tüm akor dizileri doğru olan, melodisi orijinal ve canlı, tümüyle bana ait." Sanat hayatı boyunca bu şiara riayet etti ve amacını gerçekleştirdi.

Trompete geçmeden evvel piyano ve tenor saksafon çalan Navarro, yıllar geçtikçe caz yazınında ve kritiklerinde oluşan geniş bir konsensüs ile dünyanın en büyük trompetçilerinden biri olarak gösterilmeye başlandı. İlk evrelerindeki Roy Eldridge ve Charlie Shavers sentezi hissini duyumsatan tarzını sürekli geliştirdi. Zaman içinde insanı semadaki yıldızlar arasında gezintiye çıkaran kendi özgün stilini oluşturdu.

Bu dönemlerinde J.J.Johnson gibi sanatçıların rahle-i tedrisatından geçerek zengin bir eğitim aldı.Çeşitli orkestralarda dikkat çeken trompetçi olarak öne çıktı.1945-46 arasında Navarro, ilk sağlam atağını yaptı ve Billy Eckstine’in orkestrasında büyük Dizzy Gillespie’nin yerine geçti.

Yıldızı yükselmeye devam etti ve bebop trompetinde Gillespie’den sonra gelen ikinci isim oldu.

1946 – 47 döneminde Kenny Clarke’ın Be Bop Boys, Coleman Hawkins, Eddie Locjaw Davis, İllinois Jacquet ve efsanevi caz piyanisti Tadd Dameron ile çalıştı.Tadd Dameron ile yaptığı performanslardan sonra artık eleştirmenlerin ve caz aleminin favori tompetçisi idi.. Bud Powell ile klasik kayıtlar yaptı. Sonny Rollins ile bir beşlide çaldı ve sonra Metronom All Stars ce Charlie Parker ile kayıtlar yaptı.

1948 yılında Metronom Caz Anketini kazandı ve Metronome All Stars kayıtlarında yer aldı.

Amerika’lı efsanevi besteci ve piyanist Tadd Dameron ( 1917 – 1965 ) ile kayıtlar yapan Navarro, müzikal açıdan bu çalışmadan çok şey kazanır.Dameron da, Navarro da çok erken yaşlardaki ölümleriyle ‘’Cazcılar erken ölür’’ şiarına mitsel boyut kazandıran ruh ikizi gibiydiler. Müzikal üretim anlamında buluşmamaları zaten mümkün değildi. Navarro, bu ortak üretimden azami düzeyde istifade etti. Bugün bile hayranlıkla dinlediğimiz trompet tekniğinin, yüksek nota çalma potansiyelini genişletip zenginleştirdi ve üslubundaki, lirizm en önemli etkileyici vasfı haline geldi.

Onca başarıdan ve göz kamaştıran kariyerden sonra, Navarro da artık kendi grubunun kurulma vaktinin geldiğini, hissediyor, caz camiasının da beklentisinin bu yönde olduğunu fark ediyordu. Ancak böylesine istenen bu projeyi hayata geçirmek için bir girişimde bulunmaz. Bu anlamdaki edilgenliğinin nedeninin, kendisini yakından tanıyan caz çevresinin tahmini iç acıtıcıdır. Çünkü Navarro, o emsalsiz üretici ve yaratıcı potansiyeline karşın ağır bir eroin bağımlısıdır. Uyuşturucu ihtiyacı için yüksek ve düzenli bir maaşa gereksinim duymaktadır.

Bu kaotik süreçte bedensel varlığını korumak için azraille de adeta boğuşmaktadır. Çünkü, bir yanda aşırı kilo sorunuyla başa çıkmaya çalışırken beri yanda da tüberküloza yakalanır ve sağlığı sağaltılamaz derecede bozulur. 1 Temmuz 1950 tarihinde Birdland’de Charlie Parker ile son performasına çıkar. Aynı gün hastaneye kaldırılır. Artık veda vakti yaklaşmaktadır ve her zaman olduğu gibi ölüm meleği bu büyük kabiliyeti alıp sonsuzluğa götürmek için son atağını yapar.
7 Temmuz 1950 yılında daha yapacak çok şeyi varken 27 yaşında başka alemlere göçüp gider.

Artık 27’liler kulübündedir.

Sevenleri ve aile fertleri Eylül 2002 yılında, Linden’deki Rose Hill mezarlığındaki 414 numaralı ama işaretsiz mezara defnedilmiş olan Navarro’ nun mezarı için bir mezar taşı adağı yapar. Jazz Alliance International bu ithaf etkinliğine sponsor olur.

Linden belediye başkanı o günü sanatçıya olan saygının bir nişanesi olarak, Fats Navarro Günü olarak ilan eder.

Törende Amazing Grace şarkısı Linden Lisesi Korosu tarafından seslendirilir, trompetçi Jon Faddis de Navarro’nun lirik şahaseri olan şarkılarından ‘ Nostalgia’ yı çalar. Aynı günü gecesinde 14 trompetçi, piyanist James Williams eşliğinde, Manhattan’da bir araya gelerek enstrümanları ve performansları ile Navarro eserlerini seslendirerek, o unutulmaz sanatçıya saygılarını gösterirler.

Caz müziğinde trompet denince ilk akla gelen Miles Davis ile Chet Baker girdabının dışını da merak edip, Navarro ile daha yakından ilgilenmek isteyen T24 okurları için şu seçki iyi bir başlangıç olur:

The Fabulous Fats Navarro, Vol. 1 (Blue Note, 1947),
Fat Girl (Savoy, 1947),
Nostalgia ( Art Blakey – Dexter Gordon – Tadd Dameron, Savoy, 1947 )
Fats Navarro Featured with the Tadd Dameron Quintet (Jazzland LP, 1948),
The Fabulous Fats Navarro, Vol. 2 (Blue Note, 1948),
The Metronome All Stars - From Swing to Be-Bop (RCA, 1949),
Jazz at the Philharmonic - J.A.T.P. at Carnegie Hall 1949 (Pablo, 1949),
Miles Davis/Dizzy Gillespie/Fats Navarro - Trumpet Giants (New Jazz LP, 1949), Charlie Parker - One Night in Birdland (Columbia, 1950),
Charlie Parker - Bud Powell - Fats Navarro (Ozone 4 & 9, 1950),
The Complete Blue Note and Capitol Recordings of Fats Navarro and Tadd Dameron (Blue Note Compilation, 1995)

Yazarın Diğer Yazıları

100 Sene 100 Nesne: Cumhuriyete Nesnelerin Gözünden Bakmak

100 Sene 100 Nesne mamulü ve Kültür Hane mütekabiliyeti denklik bağlamında birbirine yakışmış

Yapay zekâ ile sanat ve müzik

Yapay zekânın egemenliği, romantizmin sonu olacak ya da başka bir tür romantizm yaratacak. Fakat bu yeni romantizmin duygulanımı, organik zekânın yerini alabilecek mi?

Anımsanan hatıralar ve siyasi belleğin tahkimatı

Yazar Recep Tatar, gönüllerde cürmünden fazla yer kaplayacak bu kitabıyla şimdi bir kapı araladı...