02 Mayıs 2018

Erken seçim

Önümüzdeki yolun engebeli bir yol olduğu belli

Öyle görünüyor ki hem Tayyip Erdoğan'ın hem de onun çevresinde kenetlenmiş olan AKP'lilerin gözünde en önemli sorun AKP'nin iktidarını sürdürmesi. Bunun somut yolu da  önümüzdeki başkanlık seçimini Tayyip Erdoğan'ın kazanması. Yurt içinde yapılan her şey bu sonucu almak üzere tasarlanıp uygulandığı gibi, "yurt dışı" denecek işler örneğin Afrin harekâtı da öncelikle bu amaca yönelik. Öyle sanıyorum ki, bunların zamanlaması epey bir süre önce yapılmıştı. Planın içinde seçimin erkene alınmayacağı sözünün olabildiği kadar uzun bir süre tekrarlanması vardı. Seçime gelinceye kadar, planın şimdi haberdar olmadığımız parçaları da ortaya çıkabilir. Muhtemelen çıkacaktır. En aykırı, mantığa en uymayan olay ani bir kararla bu sefer seçim tarihinin ileri alınmasıdır ama bu bile bakarsınız oluverir. 

Büyük ölçüde kulaktan dolma bilgilerle seçim sonucu hakkında tahminde bulunmak istemem. Bu bilgilerle en yakın olan çeşitli anket şirketleri bile tahminlerinde ne kadar isabet sağlayabiliyor? Sonucun bütün ipleri elinde toplamış olan ve belirli bir hedefe ulaşmak için yoğun bir enerjiyle çalışan iktidarın yüzünü güldürecek mahiyette olması benim için şaşırtıcı değil. Karşısındaki muhalefetin dağınıklığı da bu ihtimali güçlendiriyor. İktidarın ya da muhalefetin adayı, sonuçta arada farkın çok fazla açılmayacağı kanısındayım. Ama bundan ötesini şimdi göremiyorum. 

Birtakım "ise"lerle bir şeyler söyleyebilirim. 

Örneğin dün Binali Yıldırım konuştu ve bugün medyada iktidarın topluma yeni armağanları konuşuluyor. Bin lira bayram harçlığı vb. Bir de yirmi beş milyarlık hesap gösteriliyor. Bütün bu armağanların, seçim için planlandığı, ancak bu kadar ayan beyan olabilirdi. Bizde ve bize benzeyen ülkelerde adettir, seçim öncesi musluklar açılır. Bunu AKP pek yapmıyordu ama şimdi işler ciddiye binmiş durumda. Parasal armağanlardan başka, üniversite affı da ilginç. "Teröre karışanlar bunun dışında" deniyor. Anlamı "herhangi bir şekilde AKP'den ve Reis'den hoşlanmadığını belli edenelr bunun dışında" olarak okunmalı. Çünkü artık "terör"ün tanımı bu. 

Seçim öncesi cömertlik, AKP kazanırsa (yeni bir ise)  devam edecek mi? Yoksa başka bir şeye mi dönüşecek. Görebildiğim kadarıyla ikinci ihtimal daha ağır basıyor. Çünkü ekonominin son durumuna bakıldığında, fazla bir "cömertlik" potansiyeli kalmamış gibi görünüyor. Zaten seçimi erkene almanın nedenlerinden biri bu deği mi? Durum buysa (bir "ise" dada) seçimden çok da uzun olmayan bir süre sonra bir takım ekonomik sıkıntılar başlayacak demektir. Bakalım, göreceğiz.

Bu arada, başkan seçimi verilen oylarsa milletvekili seçimi için kullanılan oyların oranı arasında anlamlı bir fark olabilir mi, olmaz mı sorusu da insanın aklını kurcalıyor. Örneğin başkan seçimini "Cumhur ittifakı" az bir farkla kazanırken Meclis'te AKP azınlığa düşebilir mi?

İhtimaller, ihtimaller... Ama önümüzdeki yolun enikonu engebeli bir yol olduğu belli.

Yazarın Diğer Yazıları

“Normalleşme” üstüne

İktidar “İşte,” diyecek. “Normalleşme” dedik, “Hep birlikte el verelim” dedik, bakın ne yapıyorlar, normalleşmeyi nasıl sabote ediyorlar! Bunlar böyle! Bunların işi olumlu giden işleri baltalamak! Bunlarla hiçbir şey yapılmaz!

Karışık işler

Sinan Ateş cinayetini örtbas etmekte kararlı olanlar bu bilek güreşini kazanmakta başarılı olurlarsa, şimdiye kadar zaten çeşitli kanlı olayların bulaşıklığını belirli bir ölçüde yaşamış olan AKP iktidarı, yozlaşmanın bu türlüsünü de repertuarına katmış olacaktır. Ateş olayı özellikle bu bakımdan önemli.

HÜDA-PAR ve AKP

Erdoğan’ın geçerli olduğuna inandığı ama söylenme zamanının geldiğini düşünmediği şeyleri HÜDA-PAR söylüyor. Bu bakımdan HÜDA-PAR, AKP’ye bir çeşit “öncü müfreze” servisi sunuyor

"
"