25 Eylül 2023

EK MTV’nin Anayasa Mahkemesi'nde görüşülmesinin anlamı…

Ek MTV’nin iptalinin esastan incelenmesi aşamasına gelinmiş. Umarım aleyhimize sonuçlanmaz. Ancak bu kadar hız ve telaşı da hayra yormamak lazım

15 Temmuz tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7456 sayılı Kanun m.1 (https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/07/20230715-2.htm)  ile ek motorlu taşıtlar vergisi getirildi. Ancak getirilen bu ek vergi birçok tartışmaya neden oldu; Anayasaya aykırı mı, değil mi? diye.  Anayasaya aykırılığını daha önce yazmıştım, bu yazıdan (https://t24.com.tr/yazarlar/murat-bati/ek-mtv-nin-anayasa-ya-aykiriligi-sorunu,40681)  okuyabilirsiniz.

Daha sonra CHP, ek MTV’yi Anayasa Mahkemesine taşıdı. Birçok yurttaşın kafasında dava açıp mı ödesem ya da doğrudan ödesem mi ya da hiç ödemesem mi? gibi deli sorular dolaşmayı başladı.

Ancak Ek MTV’nin ilk taksiti Ağustos ayının sonuna kadar ödenmesi gerekiyordu ki Gelir İdaresi Başkanlığı bunun ödenme süresini 6 Eylül’e uzattı. Böylece kararsızlara biraz daha düşünme fırsatı sunulmuş oldu.

Hedeflenenin şimdilik yarısı tahsil edildi.

15 Eylül 2023 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanlığı yılın ilk sekiz aylık (Ocak-Ağustos) bütçe gerçekleşmelerini yayımladı ve Ek MTV’den Ağustos ayı sonuna kadar tahsil edilen tutarın 8 milyar 491 milyon TL olduğunu açıkladı. 1-6 Eylül tarihleri arasında yapılmış tahsilat tutarlarını ise henüz bilmiyoruz, bu tutarın ne kadar olduğunu 16 Ekim’de açıklanacak bütçe gerçekleşmelerinde göreceğiz.

Ek MTV’den beklenen tahsilat tutarı ise yaklaşık olarak 35 milyar TL kadar yani yılın ilk yedi ayında (Ocak ve Temmuz) tahsil edilen motorlu taşıtlar vergisi kadardır. Ağustos ayında -ilk taksitten dolayı- bu toplam hedefin yarısının yani yaklaşık 17 milyar TL kadar tahsil edilmesi hedefleniyordu ki 1-6 Eylül hariç tahsil edilen tutar hedefin yaklaşık yarısı kadar gerçekleşti. Genelde her şeyi son güne bırakan bizlerin 1-6 Eylül’de de ödeme yaptığını tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek ki bu tutarın 1-6 Eylül’de daha fazla olacağını tahmin ediyorum. 

 

Neden Ek MTV ödendi?

Birçok yurttaş ve şirket ek MTV’yi ödedi ve bunu vergi mahkemelerine dava etti. Böylece Anayasa Mahkemesi tarafından olası bir iptal durumunda ödenen ek MTV iade alınabilecek. Kaç kişinin dava edip ödediği hususunda herhangi bir bilgi yok henüz.

Bazıları ise bu, bir ödevdir dedi ve ödedi; bazıları ise aracın muayenesi, satışı gibi nedenlerden dolayı ödemek zorunda kaldı. Ancak AYM’den gelecek karar herkesçe merak edilmekte.

 

AYM’ye Ek MTV hangi yolla dava edildi?

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasa’ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde ve savaş hallerinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesine dava açılamaz. Ayrıca usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası antlaşmalar hakkında da Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Norm denetiminde “iptal davası” ve “itiraz yolu” olmak üzere iki tür başvuru usulü vardır. İptal davası yoluna “soyut norm denetimi” itiraz yoluyla denetime ise “somut norm denetimi” de denilmektedir. Çünkü itiraz yolunda, başvuru konusu normun anayasaya uygunluğunun denetimi, görülmekte olan bir dava aracılığıyla gerçekleşmektedir.

Buna göre kanunların Anayasaya aykırılığı nedeniyle dava açma hakkı Anayasanın “İptal Davası” kenar başlıklı 150 ve “Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” kenar başlıklı 152’nci maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunların Resmi Gazete’de yayımından itibaren 60 gün içinde (AY m.151) dava açılması gerekir. Buna soyut norm denetimi denir. Davayı, Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubu ve TBMM üye tam sayısının en az 1/5 tutarındaki milletvekilleri açabilir.

CHP, Ek MTV’yi Anayasa Mahkemesine, soyut norm denetimi (iptal davası) yoluyla taşıdı.

 

Anayasa Mahkemesinde süreç nasıl işleyecek?

Şu aralar basında 28 Eylül Perşembe günü Anayasa Mahkemesi’nin Ek MTV’yi görüşeceğine ilişkin haberler dolaşıyor. Bu haberlerin kaynağı AYM’nin web sayfasında (https://anayasa.gov.tr/tr/mahkeme-gundemi/genel-kurul/28-eylul-2023-genel-kurul-gundemi/) ilan ettiği bu tablodur. Bu ilana göre AYM, 28 Eylül Perşembe günü Ek MTV’yi görüşecek. Ancak AYM’nin bu görüşmesinden net bir sonuç çıkacak mı?

Öncelikle şunu belirtmek lazım. AYM’nin 28 Eylül tarihli Gündeminin 2’nci, 3’üncü ve 7’nci sırasında 7456 sayılı Kanun’un muhtelif hükümlerinin iptaline ilişkin görüşmeler olacak. 2 ve 3’üncü sıradakiler 7456 sayılı Kanun’un hangi hükümlerine ilişkin olduğu belirtilmemiş ve bunlar için ilk inceleme olacak. Ancak 7’nci maddesinde bildiğimiz Ek MTV’ye ilişkin bir iptal davası esastan görüşülecek.

Gündemin 2 ve 3’üncü maddesi için aşağıdaki süreç işleyecek

İptal davası açıldığında öncelikle AYM Başkanı bu konuyu incelesin diye bir raportör görevlendirir.  Başkan tarafından görevlendirilecek raportör, ilk inceleme raporunu 5 gün içinde hazırlar. Fakat bu beş günlük süre kesin değildir, Başkan tarafından uzatılır -ki genelde böyle olmaktadır-. Raportörün hazırlayacağı ilk inceleme raporunda; dava dilekçesinin veya itiraz başvurusunun Kanunda belirtilen şartları taşıyıp taşımadığı belirtilir ve alınması gerekli olduğu düşünülen karar türü ve gerekçeleri açıklanır. Yani bir tür ön inceleme yapılır. Anlayacağımız dille kesin karar için henüz çok erken.

Raporda işin esasına geçilmesine, başvurunun reddine, eksikliklerin giderilmesi için süre verilmesine, davanın açılmamış sayılmasına veya karar verilmesine yer olmadığına kararlarından birinin verilmesi yönünde düşünce bildirilir.

Daha sonra raportörün hazırladığı ilk inceleme raporunu Başkan, Genel Kurul’un gündemine alır ve ilan eder. Şu anda AYM’nin internet sitesinde ilan edilen 2 ve 3’üncü sıradaki hususlar için durum budur. Yani Anayasa Mahkemesi bunu 28 Eylül 2023 Perşembe günü gündemine alacak.

AYM Genel Kurul’u gündemi görüşme tarihi geldiğinde -28 Eylül Perşembe günü- salt olarak ilk inceleme sebepleri bakımından (yetki, görev, süre vb.) dosyayı görüşür ve karara bağlar. Buna göre işin esasına geçilmesine, başvurunun reddine, eksikliklerin giderilmesi için süre verilmesine, davanın açılmamış sayılmasına veya karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararlardan birini verir.

İşin esasına geçilmesine karar verdiğinde, dosyanın esasına ilişkin raporun hazırlanması için dosya, raportöre tekrar verilir. Raportör, esasa ilişkin incelemelerinin sonuçlarını, kendi düşüncelerini de içeren bir raporla Başkanlığa bildirir. Esasa ilişkin raporun, esasın incelenmesine karar verildiği tarihten itibaren, ne kadar süre içinde hazırlanacağı raportörün de görüşü alınarak Başkanca belirlenir. Bu süre içinde esasa ilişkin raporunu hazırlayamayan raportör, gecikmenin nedenlerini ve incelemenin ne kadar süre içinde tamamlanabileceğini yazılı olarak Başkanlığa bildirir. Gerekiyorsa bu süre Başkan tarafından yeteri kadar uzatılabilir. Bu süre uygulamada genellikle 3-4 ay arasında değişmektedir.

Esas inceleme raporunda aşağıdaki hususların bulunması gerekir:

  1. İlk incelemeye ilişkin süreç,
  2. Kuralın anlam ve kapsamı,
  3. Anayasa aykırılık iddialarının değerlendirilmesi.

Esas inceleme raporu Başkanlığa sunulduktan sonra, kanunun iptali isteminin görüşüleceği esas inceleme gündemini belirleme yetkisi kural olarak Başkan’ın takdirindedir. Arzu ederse bir ay içerisinde veya üç-dört ay sonra Genel Kurul gündemine alır. Bu süreyi biraz da AYM’nin iş yükü ve başvuruların aciliyet/önem durumu belirler. Fakat genelde raportörün esas inceleme raporu geldikten sonra 1 ila 3 ay içerisinde Genel Kurul Gündemine getirilir. Bu arada işin esasının görüşüleceği tarihten önce rapor, AYM üyelerine dağıtılır. Aslında biraz da genel kurul gündemine alınma süresini bu belirler. Başvuru konusu çetrefilli veya çok sayıda maddenin iptalini içeriyor ise AYM üyelerinin inceleme süresi uzun süreceği için daha ileriki bir tarih belirlenir.

Genel Kurul’daki görüşmede Raportör incelediği işin esasının görüşülmesinde hazır bulunarak gerekli açıklamaları yapar.

Esasın görüşüldüğü Genel Kurul’da Anayasada ve Kanunda ayrıca bir hüküm bulunmayan hâllerde, kararlar salt çoğunlukla verilir. Oyların eşitliği hâlinde Başkanın bulunduğu tarafın görüşü doğrultusunda karar verilmiş olur. Karara katılanlar, azınlıkta kalanlar ve karar özeti bir tutanakla belirtilir. Bu tutanak Başkan tarafından toplantı dağılmadan imzalanır. İşin esasının karara bağlanmasından sonra raportör tarafından karar taslağı da sunulmuşsa bu da görüşülür. Başkan gerektiğinde karara katılan üyelerden birini raportörle birlikte kararın yazımında görevlendirebilir.

İptal kararının çıktığı durumlarda bunun yürürlüğe girebilmesi için Anayasaya göre gerekçeli kararın yazılması gerekir. Uygulamada gerekçeli kararlar kısa karar tarihinden 3-4 ay sonra Resmi Gazete’de yayımlanmaktadır.

Ezcümle bir kanunun iptali isteminin AYM önüne gelmesiyle kararın gerekçeli bir şekilde çıkması arasında 10 ila 14 aylık süre geçmektedir.

Bir diğer husus Gündemin 7’nci maddesinde yer alan Ek MTV’nin iptalinin esastan görüşülmesi hususudur. Esastan incelemesine olabildiğince erken gelinmiş gibi duruyor. Umarım aleyhimize sonuçlanmaz. Ancak bu kadar hız ve telaşı da hayra yormamak lazım bence.

AYM’nin olası kararlarının sonuçları nasıl olacak?

Yukarıdaki süreç tamamlandıktan sonra AYM kararı Resmi Gazete’de yayımlanır. Bu kararın sonucu Ek MTV’yi ödeyenler, dava açıp ödeyenler ve ödemeyenler için farklı olacaktır.

Şöyle ki AYM kararını varsayalım 6 Ocak 2024’te yayımlar ve mevcut düzenlemeyi iptal ederse;

-Ek MTV’yi ödemeyenler, artık bunu ödemeyecek ve bu vergi kendilerinden istenmeyecektir.

-Ek MTV’yi süresinde dava açıp ödeyenler, ödedikleri tutarı tecil faizi oranında geri alabilirler.

Ek MTV’yi dava açmadan ödeyenler, iade alamayacaklardır.

Ancak AYM kararını varsayalım 6 Ocak 2024’te yayımlar ve mevcut düzenlemeyi iptal etmezse;

-Ek MTV’yi ödemeyenler, Ek MTV’yi ödeyecekleri tarihe kadar aylık yüzde 2,5 oranında gecikme zammıyla birlikte ödemek zorunda kalacaklar.

Murat Batı kimdir? 

Prof. Dr. Murat Batı, 14 Aralık 1974 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Diyarbakır'da tamamladı. Lisansını Ankara Gazi Üniversitesi'nden, yüksek lisansını Hacettepe Üniversitesi'nden, doktora derecesini "Türev Araçların Vergilendirilmesi" teziyle 2012 yılında İstanbul Üniversitesinden aldı.

Mali hukuk alanında 2016 yılında doçent, 2022 yılında profesör kadrosuna (Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi) atandı. 

Çok sayıda üniversite, banka, belediye ve profesyonel şirkete, özellikle vergi hukuku alanında eğitimler verdi; hukuk ofisleri ile YMM ofislerine danışmanlık yaptı.

"Vergi Hukuku (Genel Hükümler)", "Muhasebe Hileleri ve Vergiden Kaçınmanın Türk Vergi Mevzuatındaki Yasallığı", "Türk Vergi Sistemi" kitapları yayımlandı; 60'tan fazla ulusal ve uluslararası akademik yayında makale ve kitap bölümü yazdı.

Kısa bir süre Cumhuriyet, Dünya ve BirGün gazetelerinde konuk yazarlık yaptı. Eylül 2020'den itibaren T24'te yazmaya başlayan Murat Batı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları

Ücretlilerin araçla vergisel imtihanı…

Vergi idaresi mevzuatı uygularken ispat koşulları gibi hükümleri gözetip sezgisel hükümler vermemelidir. Bu nedenle vergi idaresinin bu konuya çok daha makul bir çözüm üretmesi yerinde olacaktır

2 milyon liralık bir otomobilde 400 bin liralık “inat vergisi…”

Vergi mevzuatımızın birçok yerinde mükellef lehine olan vergi dilimleri, maktu istisnalar gibi uygulamalar her yıl doğrudan yeniden değerleme oranının artışına bağlanmıştır. Ancak otomobiller için uygulanan matrah artışı gelir vergisi dilimi gibi yeniden değerleme oranı kadar her yıl artmamaktadır.

Örneklerle e-ticarette yüzde 1’lik stopaj uygulaması

Bu stopajın tükettiğimiz ürünün fiyatına ne ölçüde yansıyacağını, enflasyonu ne ölçüde artıracağını, bu verginin kimden alınacağı gibi onlarca soruya cevap bulalım isterseniz...

"
"