Trendyol Süper Lig’in 3. haftasında Çaykur Rizespor ile Fenerbahçe, Çaykur Didi Stadı Stadyumu’nda karşılaştı (Fotoğraf: AA)
Ligde Beşiktaş’ın bay geçtiği, Galatasaray ve Trabzonspor’un Avrupa mesaisi nedeniyle maçlarının ertelendiği haftada Fenerbahçe Rize deplasmanındaydı. Maç öncesi ülkemizde Beşiktaş, Fenerbahçe ve Bursaspor’da görev yapan Christoph Daum’un vefat haberi sadece sarı lacivertli renklere gönül verenleri değil taraflı tarafsız bütün futbolseverleri üzmüştü. Maçlardan önce bizimle birlikte İstiklal Marşımızı söyleyen, “Türkiye benim ikinci vatanım” diyen ve bizden biri olan Christoph Daum Beşiktaş ve Fenerbahçe ile kupalar kazanmıştı. Fenerbahçeli futbolcular seremoniye, Türkçe ve Almanca “Daima Kalbimizdesin” pankartıyla çıktı. Evet tıpkı pankartta yazdığı gibi, zihnimizde güzel hatıralar bırakan Daum, yaşadığımız müddetçe kalbimizde olacak. Tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Maçtan önce on birler belli olunca, Mourinho’nun oynattıklarından çok oynatmadıklarıyla konuşulacak bir oyun mu olacak acaba diye düşünmekten alamadım kendimi. Sarı lacivertli on birde geçen seneki takımdan farklı, tek yeni futbolcu Saint-Maximin’di. En-Nesyri, İrfan Can Kahveci kulübedeydi. Ama sonra sahaya bakınca Fred’i gördüm. Onun yokluğunda geçen sezon da bu sezon da sarı lacivertliler hep sıkıntı çekmişti. Fenerbahçe takımında belki de alternatifi olmayan tek futbolcu Fred’di. Fenerbahçe takımının savunma-hücum dengesini sağlayan, oyunun iki yönünde de takımın ihtiyacı olan hız ve ritmi arttıran Fred sarı lacivertli takım için bir oyuncudan fazlasıydı ve takım onsuz bocalıyordu. Yaklaşık bir aylık sakatlığın ardından Rize’de yeniden formasına kavuşmuştu.
Karşılaşmaya dengeli başladı Fenerbahçe. Oyunun başındaki ev sahibi takım ataklarını doğru karşıladı. Henüz çeyrek saat geride kalmıştı ki Fred çıktı sahneye ve ceza alanı dışından attığı golle takımını 1-0 öne geçirdi. Bu golle birlikte maç tam da Mourinho’nun istediği şekle dönüştü. Ama hafızalarda geçen haftaki Göztepe maçı vardı ve sarı lacivertliler bu kez dersini iyi çalışmıştı. İlk yarı Fenerbahçe’nin 1-0’lık üstünlüğüyle tamamlanmıştı ama istatistik kağıdında skorun dışında neredeyse bütün değerler eşitti.
İkinci yarıya her iki takım da aynı on birlerle başladı. Skor ve moral olarak bu devreye daha iyi başlayan Sarı Lacivertli takım henüz 53’te Dzeko ile farkı ikiye çıkarttı. Rakibinin direncini kıran Fenerbahçe bu golden 7 dakika sonra Fred ile skoru 3-0’a getirdi ve tabiri caizse maçın da fişini çekmiş oldu. Oyun iştahı kabaran sarı lacivertli futbolcular gol için Çaykur Rizespor kalesine gelmeye devam ettiler. 64’te sahneye bir kez daha Fred çıktı ve takımının dördüncü, kendisinin de üçüncü golünü attı. Böylece yaşadığı sakatlık nedeniyle yaklaşık bir ay sonra sahaya döndüğü ilk maçta özel bir kariyer gecesine imza atmış oldu. Bu golün 2 dakika sonrasında Tadic’in ortasında Alikulov’un ters kafa vuruşu ağlara gidince maçın skoru da belirlenmiş oldu 0-5. Geride kalan sürede oyuna En-Nesyri, İrfan Can Kahveci, Becao, Cengiz ve Levent’i de oyuna atan Mourinho gol yemeden alınan 5 gollü bir galibiyetin keyfini sürdü.
Hafta içinde Ferdi’yi Premier Lige gönderen Fenerbahçe bu sezon ikinci kez gol yemeden bir maçı bitirdi. Mourinho için bu durum en az gollü galibiyet kadar önemli bence.
Melih Gümüşbıçak kimdir?
Melih Gümüşbıçak 10 Ağustos 1968'de Ankara'da doğdu. Ankara 50. Yıl Lisesi'nden mezun olduktan sonra iktisat ve siyasal bilgiler öğrenimi gördü.
Mesleğe başladığı TRT'de spor programları sundu, daha sonra Doğan Yayın Holding'e geçti. İzleyen dönemde Show TV'de "Televole" adlı spor magazin programını sundu. Daha sonra Lig TV'ye geçen Gümüşbıçak, bu kanalda sunuculuk yaptı, ardından 360 kanalında spor programı hazırlayıp sundu. TRT'de Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarını ve çeşitli spor yayınlarını sunan Gümüşbıçak, T24'te ağırlıklı olarak Fenerbahçe maçlarını yorumlayacak.
|