Gün geçmiyor ki ülkede ihmal ve sorumsuzluklar yüzünden can kayıpları olan bir felaket yaşamayalım. Can kayıpları yürekleri dağlarken yaşananları ve kurumların birbirlerini suçlamalarını görünce hayal kırıklıklarımız da tavan yapıyor. Bu elim olay sonrasında ülkemize ve milletimize baş sağlığı dilemekten başka elden bir şey gelmemesi de çaresizliğimizi gösteriyor.
Bu çaresizlik içinde çırpınırken futbol hayatımızdaki önemini tabi ki yitiriyor. Buna rağmen uluslararası müsabakalarda alınan iyi sonuçlar moralleri az da olsa yükseltiyor. Bir gün önce Boğazın öteki yakasında Beşiktaş’ın Avrupa Ligi’nin yenilgisiz takımı Athletic Club Bilbao’ya 4 gollü bir mağlubiyet tattırması, Fenerbahçe taraftarını Lyon maçı için daha da motive etmişti. Kadıköy’de tribünleri dolduran Sarı-lacivertli taraftarlar takımlarına müthiş bir destek verdi. Takımın sakat, cezalı ve Avrupa kadrosunda yer almayan futbolcularından oluşan ayrı ve iddialı bir on bir kurmak mümkündü.
Bu şartlar altında Jose Mourinho sahaya 3-4-2-1 dizilişiyle çıktı. Kalede İrfan Can Eğribayat, üçlü savunmada Çağlar, Djiku ve genç Yusuf, dörtlü orta sahanın sağında Osayi-Samuel, solunda Szymanski, göbekte Fred, Amrabat ikilisi, onların önünde İrfan Can Kahveci ve Tadic, en uçta da En-Nesyri düzeni ile başladı maça Fenerbahçe. Jose Mourinho, Lyon maçının zorluk derecesi nedeniyle ligde son haftalardaki çift santraforlu düzenden eski tek santraforlu düzene döndü.
Avrupa Ligi’nin yeni formatıyla oynanan maçların son haftasına girmeden, tur atlayabilmek için ince hesapların yapıldığı bir dönemdeyiz. Lyon, son maç öncesinde ilk 8 için kaybetmemeyi hedefleyerek gelmişti Kadıköy’e. Mourinho için de kaybetmemek bu maçın önceliğiydi. İki takımda önce kaybetmemeyi, sonra eğer mümkün olursa kazanmayı düşününce bir Mourinho klasiği olan kontrollü ve rakibe pozisyon vermeyen oyun pratiği ve alışkanlığı sahaya yansıdı. Özellikle ilk yarı sahada Mourinho’yu memnun eden bir takım savunma performansı vardı Fenerbahçe’nin. İkinci yarının bazı bölümleri hariç yine takım savunması görevini gayet iyi yaptı. Bu stratejide eksik olan goldü. Maç sonu basın toplantısında bir soru üzerine Mourinho, Avrupa Ligi’nde tur atlamak için kendisine göre 10 puanın da yetebileceğini, 12 puanınsa kesin turu atlatacağını söyledi. Bu da gösteriyor ki, Portekizli hoca Avrupa’da turu son hafta Midtjylland deplasmanına bıraktı. Bu hesap tutar mı bilinmez ama Fenerbahçe için şampiyonluk, Avrupa Ligi’nden daha önemli. O nedenle son hafta Midtjylland deplasmanında nasıl bir takım sahada olur bilemiyorum. Çünkü hem eksiklerin çokluğu hem de ligdeki kaybetme lüksü olmayan kritik maçlar, Midtjylland karşılaşmasını etkileyebilir. Bakalım Jose Mourinho bu denklemde önceliklerini nasıl belirleyecek.
Melih Gümüşbıçak kimdir?
Melih Gümüşbıçak 10 Ağustos 1968'de Ankara'da doğdu. Ankara 50. Yıl Lisesi'nden mezun olduktan sonra iktisat ve siyasal bilgiler öğrenimi gördü.
Mesleğe başladığı TRT'de spor programları sundu, daha sonra Doğan Yayın Holding'e geçti. İzleyen dönemde Show TV'de "Televole" adlı spor magazin programını sundu.
Daha sonra Lig TV'ye geçen Gümüşbıçak, bu kanalda sunuculuk yaptı, ardından 360 kanalında spor programı hazırlayıp sundu. TRT'de Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarını ve çeşitli spor yayınlarını sunan Gümüşbıçak, T24'te ağırlıklı olarak Fenerbahçe maçlarını yorumlayacak.
|