14 Ağustos 2024

Yüzü kızaracak hâkim lazım

Instagram’ın kapatılması konusunda eleştiriler yapan Dilruba Y.’nin hapishanede tutuklu olarak geçireceği her gün, memleketin adliyesi için büyük bir utanç kaynağı olacak… Kendisi gibi düşünmeyenlere “cibilliyeti bozuk” diye alenen hakaret eden Cumhurbaşkanı’ndan ilham almak, örnek olarak O’nu seçmek nasıl bir suç olabiliyor, bu da ayrı mesele…

Sokak röportajındaki ifadeleri nedeniyle tutuklanan Dilruba Y.

Bir sokak röportajında Instagram’ın kapatılması konusunda eleştiriler yapan genç bir kadın tutuklandı.

Bu Türkiye’nin adalet sisteminin, Erdoğan rejiminde geldiği yeri gösteren bir örnek.

Bu kararı alan hâkimin, bu tutuklamayı talep eden savcının okuduğu hukuk fakültesi hangisidir bilmiyorum ama üniversitenin arka kapısından mezun olmuş olmaları olasılığı hayli yüksek.

Dilruba Y. İsimli genç kadının sözleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa tarafından garanti altına alınmış ifade / fikir özgürlüğü kapsamında.

Şiddete çağrı yok, şiddet yok, kimseye karşı ağır hakaret yok.

Bir kısım seçmene “geri zekâlı” diyor ki seçmen davranışlarının tümüyle akıl ve zekâ üzerinden açıklanamayacağı da bilinen bir gerçek.

Kaldı ki bu “geri zekâlı” tanımına uyanlar bu sözlerden çok rencide olmuş olsalar bile bu Dilruba Y.’nin tutuklanmasını gerektirmiyordu.

Ve daha da ayıp olanı, mahkûm edilse bile “yatarı olmayan” bir ceza verilecek bir vatandaşın özgürlüğünü, elinden almak.

Denetimli serbestlik bunun için var.

Cumhurbaşkanı’nın kendisi gibi düşünmeyenlere “cibilliyeti bozuk” diye alenen hakaret ettiği bir ülkede yaşayan bir vatandaşın, bir anlık öfkeyle birilerine “geri zekâlı” demesi, suç filan değildir.

Vatandaş, ülkeyi tek başına yöneten kişiden ilham almış belli ki.

Kendine örnek olarak Cumhurbaşkanı’nı seçmek nasıl bir suç olabiliyor, bu da ayrı mesele.

Dilruba Y.’nin hapishanede tutuklu olarak geçireceği her gün, memleketin adliyesi için büyük bir utanç kaynağı olacak.

Eskiden hâkimlerin tarafsız olmalarını, derin bir hukuk nosyonuna sahip olmalarını, kanunları, içtihatları bilmelerini filan beklerdik.

Erdoğan rejiminde birçok şey gibi bu konudaki beklentilerimiz de küme düştü.

Artık verdiği kararı açıklarken sadece yüzü kızarabilen bir hâkime de razıyız.

* * *

Tecavüz – taciz yurtlarını kapatamıyorlar

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Instagram’ın ‘katalog suçlar’ı dikkate almadığı için kapatıldığını söylemişti… Tarikat yurtlarında işlenen taciz ve tecavüz suçları gibi suçlar da, ‘katalog suçlar’dan. Ancak bir fotoğrafta ağır bir suçun izini bulup sosyal medyayı kapatan AKP zihniyeti, bu tür tarikat yurtlarında işlenen suçları görmezden gelmek gibi bir refleks geliştirmiş

Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Instagram kapatıldığında verdiği demeçte “katalog suçları dikkate almadılar” demiş, “ülkemizin değerleri, hassasiyetleri var” diye de eklemişti.

İnternet yayınlarına ilişkin olarak yasada sayılan katalog suçlar; “çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu kullanımını kolaylaştırma, intihara yönlendirme, fuhuş, sağlık için tehlikeli madde temini, kumar oynanması için yer ve imkân sağlama, spor karşılaşmalarında yasa dışı bahis, müstehcenlik, Atatürk aleyhinde işlenen suçlar, devlet istihbarat hizmetlerine ilişkin yasaklanmış belge temini ve sahte belge üretimi, MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini ifşa” şeklinde sıralanıyor. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda çok daha kapsamlı bir “katalog suçlar” listesi var ki; göçmen kaçakçılığından sağlık personelini yaralamaya, soykırım ve insanlık suçlarından anayasal düzene karşı suçlara, hırsızlık ve yağmadan cinsel saldırı suçlarına kadar uzanıyor.

Bu çerçevede tarikat yurtlarında işlenen taciz ve tecavüz suçları gibi suçlar da, her iki kanunda altı çizilen ve işlendiğine kanaat getirildiğinde tutuklama kararı için ayrıca bir araştırmayı gerektirmeyen “katalog suçlar”dan.

Ancak bir fotoğrafta böyle bir ağır suçun izini bulup sosyal medyayı kapatan AKP zihniyeti, bu tür tarikat yurtlarında işlenen suçları görmezden gelmek gibi bir refleks geliştirmiş.

Bu nedenle kapatılan bir tarikat yurdu hiç görmedik mesela.

Üstelik bu suçun işlendiği yurtlardan bazıları “merdiven altı” diyebileceğimiz kaçak ve izinsiz yurtlar.

Onlar bile kapatılmadı.

“Ülkemizin değerleri ve hassasiyetleri” sıra tecavüzcüleri yurt görevlisi yapan tarikatlara gelince unutuluveriyor demek ki.

Mehmet Y. Yılmaz kimdir?

Mehmet Yakup Yılmaz, 1956 yılında Malatya'da doğdu. İlkokulu Antalya Devrim İlkokulu'nda, orta okul ve liseyi parasız yatılı olarak Denizli Lisesi'nde okuduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümü'nden 1977 yılında mezun oldu

Gazeteciliğe SBF öğrencisi iken 1975 yılında Ankara'da Mehmet Ali Kışlalı yönetimindeki Yankı Dergisi'nde başladı. Derginin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini de bir süre yürüttü.

12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Türk İş'e bağlı Yol İş Federasyonu ve YSE - İş sendikalarında basın müşaviri olarak görev yaptı, sendika gazete ve dergilerini yayınladı

Askerlik görevini Kara Harp Okulu'nda tamamladıktan sonra İstanbul Gelişim Yayınları'nda mesleğe döndü. Gelişim Yayınları'nda Erkekçe ve Bilim dergilerinin Genel Yayın Müdürü Yardımcılığı ve ardından Gelişim TV Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinde bulundu

1985 yılında Hürriyet'e geçti ve Hürriyet Dergi Grubu'nu kurdu. Tempo, Blue Jean, Playmen gibi dergileri yayınladı.

Daha sonra Dönemli Yayıncılık Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Ercan Arıklı ile birlikte Dönemli Yayıncılık'ın 1 Numara Yayıncılık'a dönüşmesi sırasında Genel Müdürlük görevini üstlendi. Aktüel, Cosmopolitan, Penthouse, Oya gibi dergilerin kurucu genel yayın müdürü oldu. Bugüne kadar 30'u aşkın derginin kuruculuğunu yaptı.

1995 yılı başında Posta gazetesini yayınladı. Aynı yılın sonunda Fanatik gazetesini, 1996 yılı sonunda da Radikal gazetesini kurdu, genel yayın müdürlüğünü yürüttü.

2000 yılında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğü görevine getirildi. Bu görevi 5,5 yıl sürdürdükten sonra Doğan Burda Dergi Grububu'nun CEO'luğu görevini üstlendi.

2005 yılından 2018 Eylül ayına kadar Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Ekim 2018'den itibaren T24'te yazmaya başladı.

Gazete köşe yazılarından derlenen "Kırmızıyı Seçtim, Aşk Mavinin Altındaydı", "Benden Selam Söyleyin Bütün Aşklarıma", "Aşktan Sonra Hayat Var Mı", "Şaşırma Duygumu Kaybettim, Hükümsüzdür" isimli kitapları yayımlandı. "Aşk Herşeyi Affeder mi" isimli uzun hikâyesi de kitap olarak yayınlandı. 

"Türkiye medyasında en çok yayın başlatan gazeteci" olan Mehmet Y. Yılmaz, güncel politik gelişmelerin yanı sıra, deneme tarzındaki yazıları ile futbol üzerine yaptığı yorumlarıyla da biliniyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Kendi programına şahsının desteği tam!

Erdoğan sanki bütün bunlardan tek başına sorumlu değilmiş de başkaları sorumluymuş ama yine de tam olarak destek veriyormuş gibi konuşuyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı verilen sistemde yürütmenin başı da sonu da Cumhurbaşkanı

“Maymuna bak” oynayalım mı?

Bir taraftan “cihatçılık” oynarken, diğer taraftan teğmenler üzerinden “demokratlık” gösterisi! Böyle yaparak Sisi’ye ender görülür bir devlet protokolü uygulamış olmasını örtbas edeceği kanısında. Pul olmuş parayı unutturabileceğini, geçim sıkıntısı çeken insanları oyalayabileceğini zannediyor

Tuvalet kâğıdı yerine zımpara!

BRICS beş benzemezler topluluğu. AB gibi bir "ortak yönetişim" arayışı değil. Ve bu birliğin günün birinde AB gibi ortak bir kurumsal yapı yaratmak gibi bir hedefi de yok. Birisi tuvalet kâğıdı ise diğeri zımpara. Aynı amaçla kullanılamazlar, biri diğerini ikame etmez

"
"