12 Ağustos 2024

Yasakçı cibilliyetin açmazı

Geçen seçimde oy kullanabilecek yaşta olmayan çocuklar da seçmen olacaklar. Bunların en küçükleri bugün 14 yaşında olan 2010 doğumlular. Şu anda yasaklanan oyun platformu Roblox’da en çok vakit geçiren yaş grubu! Eğer öne çekilmezse 2028 seçimlerinde oy kullanmaya gittiklerinde, Erdoğan rejimi ile ilgili olarak akıllarında ne kalmış olacak?


Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan

Oscar Wilde, “bir şeyi yasaklamak, onu unutulmaz hale getirir” diye yazmıştı.

Psikiyatri ile edebiyatı deyim yerindeyse “evlendirerek” insan davranışlarının inceliklerini çözümlemeye yönelik onlarca kitabın yazarı psikiyatr Dr. Adam Phillips, Yasak Olmayan Hazlar isimli kitabında, Oscar Wilde’ın bu sözünden yola çıkarak şöyle yazmış:

“En iyi ve en kötü ihtimalle yasaklamak dikkatleri zorla bir şeye yöneltmek ve ilgi gösterilmesini güvence altına almaktır. Bir şeylerin akla musallat olmasını sağlamaktır.”

Cibilliyetleri itibariyle “yasakçılığa” çok meraklı olan hatta hayata sadece bu perspektiften bakan bir siyasi ideolojinin mensupları olarak AKP yöneticilerinin farkında olmadığı bir gerçek bu.

Yasakların çoğunlukla arzuyu kamçıladığını aslında tarikat yurtlarında yaşanan rezilliklerden de biliyor olmalılar ama hiç oralı gibi görünmüyorlar.

Bilmiyorum kendisi de hatırlıyor mu; AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimlerdeki ağır yenilgiyi değerlendirmek ve “hatalardan ders çıkarmak için” bir dizi toplantı yapmıştı.

Normal olarak kendisi konuşulanları dinlemek ve onlardan bir sonuç çıkarmak yerine konuşmayı daha çok tercih ediyor.

Nitekim o günlerdeki kulis haberlerinde seçim yenilgisinin tekrarlanmaması için partililerine talimatlar verdiğini okumuştuk.

Bu talimatlar arasında “gençleri yeniden kazanmak” bahsi de vardı.

Bundan sonraki genel seçim, eğer öne çekilmez ise 14 Mayıs 2028 yılında yapılacak. Erdoğan’ın seçime dördüncü kez girebilmesi için tarihin TBMM kararıyla bir iki ay öne çekilmesi elbette mümkün ama bu, genel tabloyu değiştirecek bir sonuç yaratmaz.

O tarihte, geçen seçimde oy kullanabilecek yaşta olmayan çocuklar da seçmen olacaklar.

Bunların en küçükleri bugün 14 yaşında olan 2010 doğumlular. Şu anda yasaklanan oyun platformu Roblox’da en çok vakit geçiren yaş grubu!

Geçen seçimde “çocuk” oldukları için oy kullanamayıp, önümüzdeki seçimde “yeni seçmen” olacakların sayısının 5 – 6 milyona arasında olduğu, TÜİK nüfus istatistiklerinde görülüyor.

Oy kullanmaya gittiklerinde, Erdoğan rejimi ile ilgili olarak akıllarında ne kalmış olacak?

AKP çevrelerinde bir konu üzerinde düşünmek pek tercih edilen bir davranış biçimi olmadığı için, ben gelecek seçimde oy kullanmaya gidecek genç seçmenin aklında kalacakları kısaca özetleyeyim:

  • -Instagramın yasaklanması.
  • -TikTok’un yasaklanmasının TBMM’de ciddi olarak konuşulması.
  • -Vahşice öldürülen köpeklerin insanın içini yakan görüntüleri.
  • -Köpekleri öldürme kararı aldıkları için mutlu mesut poz veren milletvekillerinin sırıtışları.
  • -Roblox’un yasaklanması.
  • -Ve bunları takip edecek kim bilir daha ne yasaklar!

Ve 2028 seçimlerinden sonra yine kulis haberleri okuyacağız: Erdoğan, seçim yenilgisinin sebeplerinin araştırılmasını istedi. Gençlere önem verilmesini emretti!

***

Durmak yok, yağmaya devam!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, onca işinin arasında bir karar imzaladı ve Ömerli’de 69, Darlık’ta 153 hektar orman, orman olma vasfını yitirdi. Bu kararla ağaçlara “artık siz orman filan değilsiniz, çekilin kenara bina yapacağız” denilmiş oldu

İstanbul’un Şile ilçesi sınırları içindeki 2 milyon 220 bin metrekarelik bir alan Kuzey Ormanları sınırlarının dışına çıkarıldı.

Cümlenin tuhaflığını kabul ediyorum.

Böyle yazınca sanki 222 hektarlık bir toprak parçası yerinden sökülmüş de bir başka yere taşınmış gibi oluyor.

“Taşınan” bir şey yok, sadece “kaşınan avuçlar” var.

Biz çocukken avucun kaşınınca başına sürmen gerekirdi; çok para getirsin diye. Şimdi durum daha yerli ve milli olduğu için, avuçlar kaşınınca ormanları kesmek yetiyor daha çok para gelmesi için.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, onca işinin arasında bir karar imzaladı ve Ömerli’de 69, Darlık’ta 153 hektar orman, orman olma vasfını yitirdi.

Bu kararla ağaçlara “artık siz orman filan değilsiniz, çekilin kenara bina yapacağız” denilmiş oldu.

Zaten o ağaçlar yüzünden orman görünmez hale gelmişti!

Kararın gerekçesi göz yaşartıcı: Ömerli ve Darlık barajı çalışmalarından etkilenen bölge halkının iskân edilmesi için yer bulmak.

22 yıllık AKP iktidarına tanıklık etmemiş olsak belki bu gerekçeyi yutardık ama artık zor.

Belli ki bazı Müslüman kardeşlerimiz oralarda “ileride para eder” diye araziler kapatmışlar; orman arazisine inşaat yapılamayacağı için fiyatı da oldukça düşük tutmuş olmalılar.

Nitekim “ileriyi” iyi görmüşler, şimdi iskana açılacak arazilerde kat karşılığı siteler mi yaptırırlar, doğrudan doğruya müteahhitlere satarlar mı, artık orası onların bileceği iş.

Keşke tapu kayıtları şeffaf olsa da o 222 hektarlık alanda kimlerin arsaları varmış, öğrenebilsek.

Tabii bu işler durduk yerde de olmaz.

Çarkları yağlamak gerekir ki işler hızlı yürüsün.

Hangi çarkların yağlandığını da dillere düşecek yağ damlalarından takip edeceğiz artık.

Mehmet Y. Yılmaz kimdir?

Mehmet Yakup Yılmaz, 1956 yılında Malatya'da doğdu. İlkokulu Antalya Devrim İlkokulu'nda, orta okul ve liseyi parasız yatılı olarak Denizli Lisesi'nde okuduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümü'nden 1977 yılında mezun oldu

Gazeteciliğe SBF öğrencisi iken 1975 yılında Ankara'da Mehmet Ali Kışlalı yönetimindeki Yankı Dergisi'nde başladı. Derginin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini de bir süre yürüttü.

12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Türk İş'e bağlı Yol İş Federasyonu ve YSE - İş sendikalarında basın müşaviri olarak görev yaptı, sendika gazete ve dergilerini yayınladı

Askerlik görevini Kara Harp Okulu'nda tamamladıktan sonra İstanbul Gelişim Yayınları'nda mesleğe döndü. Gelişim Yayınları'nda Erkekçe ve Bilim dergilerinin Genel Yayın Müdürü Yardımcılığı ve ardından Gelişim TV Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği görevlerinde bulundu

1985 yılında Hürriyet'e geçti ve Hürriyet Dergi Grubu'nu kurdu. Tempo, Blue Jean, Playmen gibi dergileri yayınladı.

Daha sonra Dönemli Yayıncılık Genel Müdürlüğü görevine getirildi. Ercan Arıklı ile birlikte Dönemli Yayıncılık'ın 1 Numara Yayıncılık'a dönüşmesi sırasında Genel Müdürlük görevini üstlendi. Aktüel, Cosmopolitan, Penthouse, Oya gibi dergilerin kurucu genel yayın müdürü oldu. Bugüne kadar 30'u aşkın derginin kuruculuğunu yaptı.

1995 yılı başında Posta gazetesini yayınladı. Aynı yılın sonunda Fanatik gazetesini, 1996 yılı sonunda da Radikal gazetesini kurdu, genel yayın müdürlüğünü yürüttü.

2000 yılında Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğü görevine getirildi. Bu görevi 5,5 yıl sürdürdükten sonra Doğan Burda Dergi Grububu'nun CEO'luğu görevini üstlendi.

2005 yılından 2018 Eylül ayına kadar Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Ekim 2018'den itibaren T24'te yazmaya başladı.

Gazete köşe yazılarından derlenen "Kırmızıyı Seçtim, Aşk Mavinin Altındaydı", "Benden Selam Söyleyin Bütün Aşklarıma", "Aşktan Sonra Hayat Var Mı", "Şaşırma Duygumu Kaybettim, Hükümsüzdür" isimli kitapları yayımlandı. "Aşk Herşeyi Affeder mi" isimli uzun hikâyesi de kitap olarak yayınlandı. 

"Türkiye medyasında en çok yayın başlatan gazeteci" olan Mehmet Y. Yılmaz, güncel politik gelişmelerin yanı sıra, deneme tarzındaki yazıları ile futbol üzerine yaptığı yorumlarıyla da biliniyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

YSK’ya artık neden güvenmiyoruz?

YSK, kusura bakmasın ama kendi prestijini ve kararlarının tartışılmazlığını kendisi yok etti. İmamoğlu aleyhine açılan “ahmak davası” da Erdoğan rejiminde YSK üyelerinin siyasi yönlendirmeye ne kadar açık olduklarını ortaya koyan bir başka örnek. Ve bir soru: Recep Tayyip Erdoğan, dördüncü kez aday olmak isterse, YSK ne yapar?

Yargının itibarı nasıl korunur?

Taksirle ölüme sebebiyet vermekle suçlananların bile iktidara yakınlık durumlarına göre tutuksuz yargılanabildiği Türkiye’de, Nasuh Mahruki sosyal medya paylaşımı nedeniyle tutuklandı. ‘Uluslararası Demokrasinin Küresel Durumu – 2023’ raporuna göre Türkiye, 173 ülke içinde hukukun üstünlüğü alanında 148. sırada yer alıyor. Bu tabloda siyasetin olduğu kadar yargı kurumlarının da rolü yok mudur?

Bu disiplinsizlik en ağır cezayı mı hak ediyor?

Teğmenlerin, subay yemini yapılmayacağına ilişkin emre rağmen, bu yemini etmeleri kuşkusuz ki bir disiplinsizliktir. Ancak ellerin vicdanlardan çekilmemesi de yararlı olur: TSK Disiplin Kanunu’nun öngördüğü en ağır cezayı gerektirecek bir disiplin suçu mudur?

"
"