24 Mart 2024

Beşar Esad: "Rusya'nın Suriye vilayeti valisi, Şam kasabı diktatör, Yobaz düşmanı laik Alevi"

Göç bir beka sorunudur

Suriye'yi ve Esad ailesini ne kadar tanıyoruz?

Ülkemizde milyonlarca mültecisini barındırdığımız, en uzun sınırını paylaştığımız ve son zamanlarda şehit haberleri aldığımız Suriye ve bu ülkeyi 1970’ten bu yana demir yumrukla yöneten Esad ailesi hakkında ne biliyoruz?

Örneğin 1982 yılında Beşar'ın babası Hafız Esad'ın isyancı Müslüman Kardeşlerin barındığı Hama kentini aylarca kuşatıp aç bıraktığını, topçunun 27 gün bombalamasından sonra ordunun saldırarak en az 20 bin kişiyi öldürdüğünü duymuş muydunuz?

Ya da Suriye'nin dünyanın tüm ülkeleri arasında en kötü kişisel hak ve özgürlük karnesine sahip olduğunu?

Ülkenin üst düzey yetkililerinin adlarının uyuşturucu ticaretine karıştığını?

Şam'ın dünyadaki en eski devamlı oturulan başkent olduğunu ve dünyanın en eski kütüphanesinin Suriye'de bulunduğunu?

Bu coğrafyada anayasalar liderlere uyum sağlarlar

Beşar Esad İngiltere'de ihtisasını yapmış bir göz doktorudur. 2000 yılında babası Hafız Esad'ın ölümünden sonra parlamento hemen cumhurbaşkanlığı için gerekli olan 40 yaş sınırını Beşar'ın yaşına, yani 34'e indirdi. Beşar 40 yaşına geldikten sonra anayasa tekrar değiştirildi. Bu coğrafyada anayasalar liderlere uyum sağlamak zorundadırlar.

Önceleri herkes Esad'ın bir reformcu olacağını sandı. Ancak 2011'deki Arap Baharı gösterilerini çok sert bir biçimde bastırıp çok sayıda genci zindana attıktan sonra bu beklenti çok çabuk değişti.

Esad Suriye nüfusunun yüzde 12'sini oluşturan Nusayri diye bilinen Arap Alevi mezhebindendir. Tüm devlet mekanizması ve güvenlik güçleri büyük ölçüde Nusayrilerin elindedir ve bu toplumun dörtte üçünü oluşturan Sünnilerle aralarında oldukça derin bir fay hattı oluşturmuştur. Bir diğer etnik azınlık olan Kürtlerin arasında etnik ayrımcılık, anadilde eğitim dahil kültürel haklar üzerindeki yasaklar nedeniyle bağımsızlık isteyenlerin sayısı çoktur.

Devletin ekonomik politikaları genellikle hükümetin yandaşları olan küçük bir azınlığa yarar. İç savaş başladıktan sonra yaşam standartlarında ülke çapında bir düşme yaşandı, enflasyon yükseldi ve işsizlik, özellikle genç işsizliği arttı. Dera ve Humus gibi Sünni bölgelerinde yoksulluk ve muhalefet oranı yükseldi.

Dünyanın en kötü insan hakları karnesi

Suriye 1963'ten bu yana olağanüstü hal altında yönetiliyor ve güvenlik güçleri sınırsız tutuklama yetkilerine sahip. Suriye Baas Partisi dışındaki tüm siyasi partiler kapatıldı. İfade, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri sıkı şekilde kısıtlandı, seyahat yasakları artırıldı, muhalifler baskı altında tutuldu ve hapsedildi.

Etnik azınlıklar kamu sektöründe ayrımcılığa maruz kaldı. 1962'de binlerce Kürt vatandaşlıktan çıkarıldı ve soylarından gelenler "yabancı" olarak fişlendi. Kürt bölgelerinde ayaklanmalar oldu ve dış müdahaleler sonucu bölge Şam hükümetinin etki alanından çıktı.

Suriye'de LGBTQ hakları diye bir şey yoktur ve eşcinsel ilişkilerin cezası en az üç yıl hapistir.

Tüm medya organlarının Baas Partisinin kontrolü altında olduğu ülkede gazeteciler ve bloggerler sistematik bir şekilde tutuklanır ve yargılanır. İnternet sansürlenir, YouTube, Facebook ve Twitter gibi sitelere erişim yasaklanır ve ihlal edenler tutuklanır. İnternet kafeler kullanıcıların forumlarda yaptıkları tüm yorumları ve paylaşımları kaydetmek ve devlete bildirmekle yükümlüdürler. Kanunlar daha çok muhalifi içeri tıkmak için muğlak ifadelerle yazılmıştır.

Suriye yıllardır Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün İnternet Düşmanları listesinde ve İnsan Hakları İzleme Örgütünün En Kötü İnsan hakları listesinde en üst sıraları alıyor. Freedom House bu yıl yine Suriye'ye 100 üzerinden 1'le dünyanın tüm ülkeleri arasında en düşük özgürlük puanını verdi. Türkiye'nin özgürlük puanı ise 33.

Suriye iç savaşı bir mezhep savaşıdır

Suriye'de Arap Baharı gösterileri 2011 Mart'ında başladı ve ülke çapına yayıldı. Göstericiler Beşar Esad'ın istifasını ve ülkeyi 1963'ten beri yöneten Baas partisinin iktidarı bırakmasını talep ettiler. Ordunun cevabı çok sert oldu ve göstericilerin üzerine ateş açıldı. Bir süre sonra firari askerlerin gönüllülere katılmasıyla gösteriler silahlı isyana dönüştü. Beşar Esad yönetimi Rusya ve İran'dan, muhalifler ise Türkiye'den, Katar'dan ve Suudi Arabistan'dan silah ve para desteği aldılar.

İsyancılar başlangıçta oldukça başarılı oldular. 2013'te Esad yönetimi ülkenin ancak yüzde 30-40'ını ve nüfusun yüzde 60'ını kontrol ediyordu. Bir Birleşmiş Milletler raporu iç savaşın Nusayri milisleri ile Sünni muhalifler arasında süregelen "bariz derecede mezhepsel" bir çatışma olduğunu bildirdi, ancak hem muhalefet hem de hükümet bunu reddetti.

Savaşın seyri Rusya'nın Suriye'ye yaptığı yardımı büyük ölçüde artırmasıyla değişti. Doğal olarak karşılığını Suriye'de yeni askeri üsler kurarak ve Lazkiye'deki deniz üssünü büyüterek aldı. Rusya'nın sıcak sulara inme rüyası büyük ölçüde gerçekleşmişti.

Günümüzde Esad rejimi ülkenin yaklaşık üçte ikisini yönetmektedir. Ülkenin üçte biri çeşitli Kürt gruplarının elindedir.

Türkiye PKK/PYD'ye karşı en az 30 km'lik Türkiye sınırını güvence altına almak ve ülkesinde yaşayan mültecileri yerleştirmek için bir tampon bölge yaratmak amacıyla Kuzey Suriye'de askeri üsler kurdu.

ABD askeri varlığı 1200 askere kadar azaldı ama hala özellikle petrol bölgelerinde etkinler. IŞİD varlığı oldukça azaldı ve yeraltına indi. Ancak hala bazı küçük bölgeler ellerinde.

Statüko kendi riskleriyle birlikte gelir. Suriye'deki savaş alanı deyim yerindeyse bir arapsaçı. Rus, Suriye ve ABD kuvvetleri gittikçe daha yakın mesafede faaliyet gösteriyorlar. ABD mevzilerini hedef alan İran destekli milis saldırılarında ve ABD destekli Kürt güçlerine yönelik Türk askeri harekatında artış var.

Ukrayna savaşı başladıktan sonra Rusya kaynaklarını doğu Avrupa'ya yöneltti. İran ve İran destekli güçler de Suriye'deki boşluğu doldurdu. İran bölgede çok daha etkili ve risklerden kaçınmayan bir aktör haline geldi.

Bence Hatay'ın yanı başındaki İdlib'deki silahlı dindar muhalifler bir saatli bombadır. Türkiye Rusya'ya bölgeyi silahlardan arındıracağı sözünü verdi ama bu uzun zamandır gerçekleşmedi. Esad rejiminin hazır olduğu zaman İdlib'i ele geçirmeye çalışacağını ve bunun ülkemize akan göçü daha da hızlandıracağını tahmin ediyorum.

Esad, iç savaştaki en büyük destekçisi Rusya Devlet Başkanı Putin'le

Muzaffer komutan Esad'ın Arap Birliği'ne dönüşü

Geçtiğimiz temmuz ayında Esad Arap Baharı protestolarını aşırı şiddet kullanarak bastırdığı için ülkesinin üyeliğinin askıya alınmasından 12 yıl sonra Arap Birliğine muzaffer bir dönüş yaptı. Cidde'deki toplantıda Selman'la öpüştü, Sisi'yle kucaklaştı. Bu kendisi ve rejimi için dramatik bir toparlanmanın göstergesiydi. İç savaş sırasında çoğu Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkesiyle ilişkiler bozulmuştu. 2018'den sonra bazıları bağlarını yeniledi.

2023 kışında Suudi Arabistan Suriye'yi bölgeye tam olarak entegre etmek için müdahale etti. Oysa daha iki yıl önce Birleşmiş Milletler'de Suudi elçisi Esad'ı "lime lime doğradığınız masumların ve bıraktığınız enkazın üzerine çıkıp nasıl zafer kazandığınızı iddia edebilirsiniz?" diye sorgulamıştı.

Türkiye-Suriye ilişkileri: Çok muhabbet tez ayrılık getirir

Cumhuriyetten sonra üç önemli sorun Türkiye'nin Suriye ile olan ilişkilerini gölgeledi. Bunlar kısaca Suriye'nin Hatay'ı kaybetmeyi kabul edememesi, sınırı aşan Fırat ve Dicle'nin sularının paylaşım sorunları ve Şam hükümetinin ASALA'ya ve PKK'ya verdiği destekti. İki ülke arasındaki siyasi gerginlik ekonomik ilişkileri ve bölgesel iş birliğini de engelledi. 

1998'de iki ülke savaşın eşiğine geldi. Türkiye Abdullah Öcalan'ın sınır dışı edilmesi için Suriye'ye nota verdi ve aksi halde askeri müdahale tehdidinde bulundu. Önce varlığı inkar edilen Öcalan sınır dışı edilince ortalık yatıştı.

1998'de iki ülke arasında imzalanan ve teröre karşı iş birliği yapılmasını öngören Adana Mutabakatından sonra ilişkiler biraz düzeldi, 2002'de AKP iktidara geldikten sonra 10 yıla yakın süren bir balayı dönemi başladı. Ancak bu şark üsluplu bir balayıydı. Erdoğan, Esad ve First Lady'ler kucaklaştılar, beraber alışveriş yaptılar. Türk ve Suriye kabineleri ortak toplantı yaptılar, karşılıklı vize serbestisi tanındı. Gazetelerde "çok muhabbet tez ayrılık getirir" başlıklı yazılar çıktı.

Tez ayrılık 2011'de başlayan Arap Baharı gösterileri ve Türkiye'nin taraf tuttuğu, hatta kısmen taraf olduğu iç savaş sonrasında gerçekleşti. Türkiye Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adı verilen muhalifleri silahlandırıp eğitti. 2012'de tüm siyasi ilişkiler kesildi, ticari ilişkiler de askıya alındı ve büyük bir pazar kaybedildi. 

Ancak sonraki yıllarda Doğu Akdeniz'deki, Suriye'deki ve Libya'daki sorunlar ve çıkmazlar Türkiye'yi dış politikada revizyon yapmaya yöneltti ve bölgesel rakiplerle iyi ilişkiler kurmak öncelik haline geldi. Erdoğan, İsrail, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ile ilişkileri düzeltme yoluna gitti ve Suriye'deki Esad rejimi ile görüşülebileceği mesajını verdi.

Buna karşılık Esad savaştan zarar gören ülkesinde şiddetin artmasından Türkiye'nin sorumlu olduğunu savundu ve Türk güçleri Suriye'den çekilmeden önce Erdoğan'la görüşmeyeceğini söyledi.

Göç bir beka sorunudur

Bence gerçek beka sorunu ülkemize gelen kontrolsüz göçtür. Bugün göçmen nüfus genel nüfusun yüzde 10'unu aşmıştır ve nüfus artış oranları dikkate alınırsa bu oranın gelecekte çok daha yükseleceği kesindir. Büyük kentlerimizde, hatta gittikçe daha küçük beldelerde gettolaşma ve çeteleşme şimdiden başlamıştır. Bu büyük göçün muazzam sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi etkileri ve sonuçları gittikçe daha fazla ortaya çıkmaktadır.

Suriye'nin 2011'deki, yani iç savaşın başladığı yıldaki nüfusu 21 milyondu. Savaş sonrasında bu nüfusun altı milyonu yurt dışında mülteci, yedi milyonu da yurt içinde mülteci oldu. Üç milyonu isyancıların elindeki topraklarda, iki milyonu da Kürt özerk bölgelerinde yaşıyor. Esad ülkenin nüfusunun yarısını beslemeyi başkalarının üstüne yıkmış durumdadır. Buna karşın bizim ülke içinde ve dışında bir şekilde yaşam, sağlık ve barınma desteği sağlamakla yükümlü olduğumuz Suriyeli sayısı her gün artmaktadır.

Göçmen değil seçmen!

Göçmenlerin topluma entegrasyonu için hiçbir şey yapılmamaktadır ya da yapılanlar bana Kapalıçarşı'nın Nuruosmaniye kapısından omuz omuza giren yığınların karşısında elinde portatif silah dedektörüyle bekleyen tek tabanca polisi hatırlatmaktadır.

Bizim sosyal kurumlarımızın, gittikçe kötüye giden ekonomik durumumuzun ve halkımızın psikolojisinin bu büyük göçe hiç de hazırlıklı olmadığı şimdiden açıkça ortaya çıkmıştır. Suriye iç savaşı başladıktan sonra sonuna kadar açılan sınır kapılarını ve sorgusuz sualsiz içeri giren yığınları televizyonda gözümüzle gördük.

Suriyeliler ülkelerinin harap olmuş ekonomisinden ve zorunlu askerlikten kaçmak için göç ediyorlardı. Biz o zamanlar onlara "ensar" ve "muhacir" dedik. Bence onlara gösterilen hoşgörünün arkasında göçmenleri müstakbel "seçmen" olarak görmek vardır.

Avrupa'dan gelecek az bir para uğruna tüm göçmenleri Türkiye'de tutma ve hatta Avrupa'dan geri gönderilenleri kabul etme sözünü verdik.

Ne yapmalı?

Esad'ın uluslararası arenada rehabilitasyonunu olumlu karşılamak oldukça zordur. Ülkemiz onun baskıcı rejiminden kaçan milyonlarca mülteciyle doludur. Kendi halkına karşı kimyasal silah bile kullanan despotu sarıp sarmalarken dikkatli olmak gereklidir. Fransa'da mahkeme 2013 yılında Suriye halkına kimyasal saldırı düzenleyerek "insanlığa karşı suç işlediği" iddiasıyla Beşar Esad için uluslararası yakalama kararı çıkarmıştır.

Yine de Türkiye'nin ve diğer komşu ülkelerin Şam'da hangi rejim olursa olsun iletişim kurmaları ve bazı önemli konularda iş birliği yapmaları tüm taraflar için yararlıdır. Suriye'ye uygulanan ambargolar rejimden çok Suriye halkını etkilemiş ve daha da fakirleştirmiştir.

Bence uyuşturucu alanında bölge ülkelerinin Suriye ile iş birliği yapmaları önemliden öte hayatidir. Ucuz amfetamin üretiminin ve yaygın yolsuzluk ortamlarında kaçakçılığının artması bölgenin tüm ülkelerinde uyuşturucu tüketimini kamçılamıştır.

Milyonlarca Suriyeli ve diğer ülkelerden gelen göçmenlerin ve Türkiye'nin denetimi altındaki yabancı nüfusun ülke ekonomisini gittikçe daha fazla zorladığı ve yabancı düşmanlığı ile karşı karşıya kaldıkları da bir gerçektir. 

Biz Emevi Camii'nde cuma namazı kılacakken tersinin olduğu, Suriyelilerin bizi kısmen işgal edip Ayasofya'da namaz kıldığı, üstelik Esad'ın tüm mezhepçi ve İhvancı muhaliflerini Türkiye'ye yollayıp rahat ettiği de ayrı bir gerçektir.

Ülkemizdeki milyonlarca Suriyelinin çoğunu evlerine göndermek için Esad'la bir şekilde anlaşmak gereklidir.

Suriye ile ticaretin canlandırması da tüm taraflar için hayırlı olacaktır. Suriyeli tüketiciler hala büyük kısmı kaçakçıların katır sırtında getirdiği Türk ürünleri için aşırı fiyatlar ödemektedirler.

Suriye'yi dış dünyaya bağlamak Rusya'nın ve İran'ın ülke üzerindeki etkilerini azaltabilir.

Suriye coğrafi, ekonomik, sosyal ve politik olarak Kuzey Kore gibi izole edilemeyecek kadar önemlidir.

Ekşi Sözlük'ten inciler: Heykelini yapsak beton yetmez

- Kendisi kusursuz bir şeriatçı temizleyicidir, ülkesindeki cihatçıları tasfiye ettiği gibi mezhepçileri de kudurtur. Büyük Ortadoğu projesinin önüne taş koyarak ABD'nin Ortadoğu'da her istediğini yapamayacağını bütün dünyaya göstermiştir. İki kutuplu dünya düzeninin ortaya çıkmasında ön ayak olmuştur.

- Eli kanlı katil. Haftalardır Hamas sivilleri katlediyor diyen gerzekler, yıllardır çoluk çocuk demeden bombalayan bu caniye sayın Doktor Beşşar Esed diye k... yalıyor. Neden? Çünkü bu katil seküler bir Nusayri ve Sünnileri katlediyor.

- Herif ülkesindeki bütün pisliklerden tek hamlede kurtuldu. Malı mülkü, işi gücü olan adam, kaçar mı ülkeden? Kaçmadı zaten. Ne kadar it kopuk var bizim ülkeye doldu.

- Domino taşı gibi devrilecek sanıldı ancak sapasağlam şekilde duruyor. Devrilmediği gibi kendisine muhalif, ağırlıklı olarak mezhepçi, ihvancı tipleri ülkesinden postalamayı da başardı. Diploması da var.

- Kendisini “Emevi camiinde cuma namazı kılacağız” diye tehdit eden liderin ülkesini tek bir kurşun bile sıkmadan işgal etmiştir. 

- Bekaa vadisinde kurdukları kamplarla yıllarca babası ve kendisi Suriye'nin kuzeyindeki Kürtleri Türkiye'ye karşı kışkırtıp sokan ve binlerce masumun ölmesine yol açan katil bir liderdir.

- 33 askerimizi Suriye'de şehit eden Rusya'ya niçin hesap soramadık?

- Beşar Esad ülkedeki çocukların 18 yaşına gelene kadar dini eğitim almalarına izin vermiyor. 18 yaşına gelince herkesin kendi kararını vermesi gerektiğini düşünüyor.

-bİç savaş verip ülkesini demografik olarak daha iyi bir yer haline getiren sayılı liderlerdendir. 2018 de çıkarttığı yasa ile Suriye'den kaçanların kalan mal mülklerini kamulaştırdı. Bu, kapıyı içerden kilitlemek demektir. Alayını Türkiye, Lübnan ve Ürdün'e iteledi. Yıkılan binalar altyapılar bir şekilde yapılır ama bize giren mülteci kazığı yüz yıllarca çıkmaz. Dünyada hem radikal sol hem radikal sağın desteğini alan tek adamdır. 

- ABD doğu Suriye'yi ve oradaki petrol kaynaklarını aldı, Rusya ise batıyı ve Akdeniz’e açılan limanlarını kazandı bu pis oyundan. Türkiye ise kaybettiği milyarlarca liranın yanında sadece ucuz işçi kazandı. Bundan sonra Esad'ı değil Putin beyefendiyi devirmenin fantezilerini kurun siz.

- Benim uzunum senin uzununu yener.

- Rusya'nın Suriye vilayeti valisi.

- Heykelini yapsak beton yetmez.


Gelecek yazı: Leonard Cohen

Yazarın Diğer Yazıları

Sevdiğim caz albümleri I

Büyüleyici, uçurucu, duygulandırıcı, aşk depreştirici, özlettirici, iç titretici, oynatıcı, hüzünlendirici, sorgulayıcı, düşündürücü, iç çektirici, boş verdirici, içirici…

Siyasi film tavsiyelerim III

Politik manipülasyon, adalet arayışı, vicdan, empati, baskıcı rejimlere direniş, eşitlik mücadelesi, sivil haklar, gücün istismarı, etik sorunlar, basın özgürlüğü, şeffaflık, işbirlikçilik, hainlik

Binyamin -Bibi- Netanyahu

Hacıyatmaz teflon İsrail başbakanı, savaş suçlusu, yolsuzluk suçlusu, varoluşsal tehdit borazancısı, savaş çığırtkanı, işgalci, rüşvetçi, çapkın, artist, Amerikalıların sevmediği yine de desteklediği siyasetçi

"
"