01 Haziran 2024

İklim krizi ve havayolu taşımacılığı

Türbülansın artması; yolcular için uçuşları daha sarsıntılı hale getirirken mürettebat için güvenlik riskleri oluşturur ve uçak bakımının zorlaşması nedeniyle havayolu şirketleri için operasyonel maliyetlerin artmasına yol açar

Fotoğraf: Pexels

İklim değişikliği, insan yaşamının ve doğal sistemlerin çeşitli yönlerini etkileyen en önemli zorluklardan biridir. Etkilenen birçok sektör arasında hava taşımacılığı, artan küresel sıcaklıklar, değişen hava koşulları ve artan atmosferik türbülans nedeniyle önemli değişiklikler yaşamaktadır. Uçakların havada kalmasını sağlayan iki önemli unsur, uçakların hızı ve havanın yoğunluğudur. Uçakların hızı değişmese bile ısınan havanın yoğunluğu azaldıkça uçakların havada tutunması zorlaşacaktır. Ayrıca daha sıcak bir hava daha fazla enerji barındırdığından daha sıcak bir atmosferde beklenmedik hava hareketleri de artacaktır. Tüm bu ana unsurlar havacılık sektörünü şimdiden etkilemektedir, gelecekte de bu etkiler artarak sürecektir.

İklim değişikliğinin hava taşımacılığı üzerindeki en acil ve fark edilebilir etkilerinden biri, son haftalarda da gördüğümüz gibi atmosferik türbülansın artmasıdır. Türbülans; jet akımları, fırtınalar ve dağlar nedeniyle oluşan dalgalar gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanır. Artan sera gazı salımları nedeniyle atmosfer ısındıkça, ekvator ve kutuplar arasındaki sıcaklık farkları değişir ve bu da yüksek seviyedeki hava akımlarının daha güçlü ve düzensiz hale gelmesine yol açar. Bu değişiklikler, bulutsuz gökyüzünde meydana gelen ve tespit edilmesi zor olan açık hava türbülansının (CAT) sıklığını ve şiddetini artırır.

Bilimsel çalışmalar, CAT'ın 2050-2080 yılları arasında dünya genelinde yüzde 10-40 oranında artmasının beklendiğini göstermektedir. Türbülansın artması; yolcular için uçuşları daha sarsıntılı hale getirirken mürettebat için güvenlik riskleri oluşturur ve uçak bakımının zorlaşması nedeniyle havayolu şirketleri için operasyonel maliyetlerin artmasına yol açar.

İklim değişikliği, uçuş rotalarını ve seyahat sürelerini de etkiler. Küresel sıcaklıkların artması, rüzgar modellerinde ve pilotların uçuş yollarını optimize etmek için kullandığı jet akımlarında değişikliklere neden olur. Bu değişiklikler, uçuş sürelerinin uzamasına ve yakıt tüketiminin artmasına neden olabilir. Örneğin, ABD'den Avrupa'ya yapılan transatlantik uçuşlar daha güçlü kuyruk rüzgarlarından faydalanarak seyahat süresini kısaltabilirken, dönüş uçuşları daha güçlü karşı rüzgarlarla karşılaşarak seyahat süresini uzatabilir.

Ayrıca kasırgalar, tayfunlar ve şiddetli fırtınalar gibi daha sık ve yoğun hava olayları, iklim değişikliği nedeniyle daha yaygın hale gelmekte. Özellikle bu yaz Atlantik Okyanusu’nun sularının fazlasıyla sıcak olmasının tropik fırtınaların hem sayısında hem de şiddetinde artışa neden olması bekleniyor. Bu tür olaylar, uçuşların gecikmesi, iptal edilmesi ve tehlikeli hava koşullarından kaçınmak için yeniden yönlendirilmesi gibi önemli hava seyahati kesintilerine neden olabilir. Bu tür olayların artan sıklığı, hava seyahatini yolcular için daha öngörülemez ve havayolu şirketleri için de daha az verimli hale getirebilir.

Havalimanları da iklim değişikliğinin etkilerine karşı oldukça savunmasızdır. Deniz seviyesinin yükselmesi ve artan sel baskınları, kıyıdaki havalimanları için büyük riskler oluşturur. Örneğin, New York, San Francisco ve Tokyo gibi birçok büyük havalimanı, alçak rakımlarda ve kıyılara yakın konumlarda yer almaktadır. Bu havalimanları sıklıkla fırtına dalgaları ve sel baskınlarına maruz kalmaktadır. Dubai havalimanında aşırı yağış sonrası görülen sel baskını bu bağlamda yaşadığımız son örnektir. Bu durum, havalimanı operasyonlarında geçici veya kalıcı kesintilere yol açarak uçuş tarifelerini ve yolcu seyahat planlarını etkileyebilir.

Ayrıca, yüksek sıcaklıklar havalimanı altyapısını ve operasyonlarını etkileyebilir. Aşırı sıcaklıklar asfalt yüzeylerini yumuşatabilir ve bu da uçakların güvenli bir şekilde kalkışını ve inişini zorlaştırır. Ek olarak, yüksek sıcaklıklar hava yoğunluğunu azaltır ve bu da uçak performansını etkiler. Uçakların daha az yoğun havada kalkış için daha uzun pistlere ihtiyacı vardır ve bu, kısa pistlere sahip veya sıcak iklimlerde bulunan havalimanları için önemli bir sorun olabilir. Bu durum, uçaklarda yolcu veya kargo sayısını sınırlama gerekliliğine yol açabilir ve maliyetleri artırıp verimliliği azaltabilir.

İklim değişikliğinin hava taşımacılığı üzerindeki toplam etkileri, havayolu şirketleri için operasyonel maliyetlerin artmasına yol açar. Uzayan uçuş süreleri, daha sık ve şiddetli hava olaylarından kaçınma ihtiyacı nedeniyle yakıt tüketimi artacaktır. Türbülans ve aşırı hava koşulları nedeniyle uçakların daha fazla aşınma ve yıpranma yaşamasından, bakım maliyetlerinin de artması muhtemeldir. Ayrıca, havalimanları deniz seviyesinin yükselmesi, sel baskınları ve aşırı sıcaklıklara karşı altyapılarını iyileştirmek için yatırım yapmak zorunda kalabilir.

Bunun ötesinde havayolu şirketleri, iklim değişikliğinin artan riskleri nedeniyle daha yüksek sigorta primleri ile de karşı karşıya kalabilir. Bu ek maliyetler genellikle tüketicilere daha yüksek bilet fiyatları şeklinde yansıtılır ve uçuşları daha pahalı hale getirir.

Hava durumu tahminlerinin ve hava trafik yönetiminin iyileştirilmesi, uçuş rotalarının optimize edilmesine ve kesintilerin en aza indirilmesine yardımcı olabilir. Hükümetler, sektör paydaşları ve bilim insanları arasında iş birliği, havacılık sektörünün dirençliliğini ve sürdürülebilirliğini sağlamak için etkili stratejilerin geliştirilmesi ve uygulanması açısından kritik öneme sahiptir.

Sonuç olarak iklim değişikliği, son haftalarda gördüğümüz üzere hava taşımacılığı üzerinde önemli etkiler yaratmakta, türbülansın artmasına, uçuş rotalarının ve sürelerinin değişmesine, havalimanı operasyonlarının kesintiye uğramasına ve operasyonel maliyetlerin artmasına yol açmaktadır. Bu değişikliklerin arkasındaki bilimsel nedenler arasında ısınan havanın yoğunluğunun azalması, değişen jet akımları, daha sık ve şiddetli hava olayları yer almaktadır. Havacılık sektörü, bu zorluklarla başa çıkarken yenilikçi stratejiler benimsemeli ve daha güvenli ve verimli bir hava seyahati sağlamak için küresel düzeyde iş birliği yapmalıdır. Bunun ötesinde havayolu taşımacılığında şimdiye kadar fazla denenmemiş yeni yöntemlerin de gündeme gelmesi beklenebilir.

Levent Kurnaz kimdir?

Levent Kurnaz İstanbul'da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi'nden 1988 yılında Elektrik ve Elektronik Mühendisi olarak mezun oldu. Aynı üniversitede 1990 yılında Fizik lisans ve Elektronik Mühendisliği yüksek lisans programlarını tamamladı.

ABD'deki Pittsburgh Üniversitesi'nden 1991 yılında fizik yüksek lisans, 1994 yılında doktora derecelerini aldı. 

1992 yılında FCC lisansı alarak WPTS radyo istasyonunda program yapımcısı olarak çalışmaya da devam etti. 

1995 - 1997 yılları arasında New Orleans'daki Tulane Üniversitesi Kimya Bölümü'nde petrol sızıntılarının temizlenmesi üzerine doktora sonrası araştırmalar yaptıktan sonra Türkiye'ye döndü. 

1997 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. 2014 yılında kurucusu olduğu İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin de halen müdürlüğü görevini yürütüyor.

Temel bilimlerin değişik alanlarında yayınları olan Levent Kurnaz'ın diğer kitaplarının yanı sıra iklim değişikliği alanında yazdığı "Son Buzul Erimeden" ve sürdürülebilirlik alanında Gülin Yücel ile birlikte kaleme aldığı "Yeni Gerçeğimiz Sürdürülebilirlik" kitaplarını raflarda bulmak mümkün.

Yazarın Diğer Yazıları

AB Parlamentosu seçimlerinin "Tarladan Çatala" uygulamasına etkileri

Yeşiller Partisi’nin seçimlerde yaşadığı kayıplar, "Tarladan Çatala" stratejisinin uygulanmasını zorlaştırabilir. Özellikle Fransa ve Almanya gibi büyük ekonomilerde Yeşiller’in oy kaybetmesi, bu ülkelerin sürdürülebilir tarım politikalarına daha az destek vermesi anlamına gelebilir

İklim değişikliğine uyum sağlamada sigorta sektörünün yaratacağı faydalar

Sigorta sektörü, toplumun iklim değişikliğinin getirdiği zorluklara uyum sağlamasına yardımcı olmada hayati bir rol oynamaktadır

Siyah kedi - beyaz kedi

Bizim için de önemli olan bütçemize uygun yenilenebilir enerji kaynaklarına ve elektrikli araçlara sahip olmaktır. Bunu kimin ürettiği ikincil problemdir

"
"