07 Nisan 2019

Göz makyajının tarihi

“Göz bakımı”, başka bir ifade ile “göz makyajı” her daim toplumsal yaşamda insanların birbirinden ayrışmaya çalıştığı, yerine göre farklılıklarını yaşatmaya çalıştığı bir alan oldu

Gözlerin karşı tarafı etkileyici özellikleri, iletişimdeki gücü ve gözleriyle insanın kendisini ifade etmesi tarih boyunca en az göz sağlığı kadar önemli oldu. Göz bakımı, geniş ürün yelpazesi ve ciddi pazar payıyla, bugünün dünyasında da kozmetik endüstrisi için önemli bir tasarım alanı.

Suda beliren kendi yüzünün aksine aşık olup, onu yakalama uğruna derinlere dalan ve bu yolla yaşamına son veren o ünlü Narkissos efsanesinin ortaya çıkmasından bu yana, insanoğlu kendi libidosunun ve görünürdeki güzelliğinin peşinden koşmaya devam ediyor. Endonezya'daki dağ köylüsünden, Londra’daki bir öğretmene, Paris'teki bir banka müdüründen, Zimbabwe’deki bir terziye kadar her bireyin kendi kişisel bakımı uğruna dikkat ettiği, rutin olarak uygulamaya çalıştığı ve bir şekilde de bütçesinden az ya da çok kaynak ayırdığı farklı güzellik harcamaları var. Göz bakımı ve göz makyajı da sadece alanlardan biri…

Göz farları, sürmeler, tarih boyunca farklı medeniyetlerde güzellik beklentileri dışında ibadet ritüellerinde de kullanılmış. Bugün de Afrika'nın farklı bölgelerindeki kabilelerde yerine göre çamur, yerine göre de meyve-sebze özleri ile öğütülmüş çeşitli maddeler kutsal varlıkları taklit etme ve onlar tarafından fark edilme çabası içinde göz farı- sürmesi olarak kullanılıyor. Güneydoğu Asya’da da bazı ağaç dallarının ve yaprakların kaynatılarak alınmış özleri, yine aynı şekilde göz makyajı olarak tatbik ediliyor. 

Göz konusunun tarihsel boyutu ilginç! Doğu toplumlarında her zaman iri ve siyah gözler makbul olmuş. Abanoz ağacından, fildişinden, boynuz ya da bu amaç için özel pişirilmiş seramikten yapılma çubuklarla göz kapaklarını renklendiren kadınlar, gözlerine bu yolla verdikleri derinlikle, yüz güzelliklerini bütünleştirmeye çalışmışlar. Çünkü göz farlarıyla farklı göz sürmeleri, gözlere hem derinlemesine bir boyut vermiş hem de o kişiyi toplumda ayırt edilen hale getirmiş.

Güzellik arayan kadın hep yenilikçi, yaratıcı, devrimci

Gözlere çekilen ve sadece soylu sınıftan kadınlarla erkeklerin kullanımına açık olan sürmenin 12.000 yıl önceki Mısır medeniyetine dayanan bir tarihi var. Şunu baştan söylemek lazım ki, arkeolojik kazılardan çıkan son derece ciddi sayıda buluntu var. Mesela özellikle eski Mısır medeniyetindeki göz farı uygulamasına ışık tutacak şekilde Kahire Ulusal Müzesinde sergilenen cam bir şişe içindeki antimuan tozu ve sürme iğnesi eldeki en önemli bulgulardan biri.

“Antimuan”ın ne olduğunu ben de bilmiyordum, baktım bir çeşit madenmiş. Antimuan gümüş beyazı renginde, kolay kırılabilen, katı kristalimsi yapıda, farklı coğrafyalarda farklı tipleri olsa da doğada az bulunan elektrik ve ısı iletkenliği çok zayıf bir elementmiş. Bugün kibrit, oyuncak, akü, kauçuk, boya imalatında, lastik ve paslanmaz çelik ürünleri üretimi ile bazı askeri malzemelerin yapımında kullanılmaktaymış. Görüyor musunuz, makyaj nelere kadir! Bugün sanayinin belki de şu son 50 yılda artan bir ivme ile yeni yeni keşfedebildiği hammaddeleri tarih öncesinde kadınlar güzelleşmek için kullanıyormuş. 

Kadın, tarihin her döneminde, kendini güzel hissetme ve etrafındakilere de güzelliğini kabul ettirme adına dönemin bilinen makyaj malzemelerinin yanı sıra, elinin ulaşabildiği ve aklının yattığı her şeyi ne denemekten ne uygulamaktan ne de fiyatı ne olursa olsun satın almaktan kendini alıkoymamış. Göz makyajı da işte tam böyle bir şey; gözlere tatbik edilmek üzere o kadar çok şey kullanılmış ki! Mesela ağır metallerden kurşun cevheri, malakit ve bakır tozu da en çok bilinip çok yakın bir zamana kadar da bu amaçla kullanılanlardan. Belki de bu yüzden bugün kozmetik firmaları “kurşunsuz” olarak tanıttıkları ürünlerinde kurşun kullanılmadığı vurgusunu özellikle belirtmeye çalışıyorlar.

Göz farı olarak kullanılan en etkili maddelerden biri de kül. Özellikle Ekvator kuşağında yetişen, siyaha varan rengi, sertliği, zor yanması ve tarihin her döneminde zor bulunup değerli olmasıyla ün yapmış abanoz ağacı külü yüzyıllar boyunca göz altlarına koyuluk vermiş.

Kilise göz farına karşı çıkmış, makyajı yasaklamış

5000 yıl önceye tarihlenen ve Mezopotamya kültürlerine ait olarak bulunan göz kalemleri de gözaltı boyamasını bir başka tarih sürecinde de devam ettiriyor. Mezopotamya kültüründe soylu kadınlar, ışıltılı renkleri olan yarı değerleri madenleri öğütüp bu amaçla kullanırlarmış.

Eski Yunan ve Roma medeniyetlerinde göz farı dini ritüellerdeki kullanım özelliklerini yitirmiş ama soylu sınıfa ait kadınların günlük yaşamlarında güzellik etkeni olarak kullanımı devam etmiş. Roma dönemindeki kadınlar ezilmiş minerallerin yanı sıra, kurutulmuş çiçekler, zeytinyağı, hayvansal ürünler, bitki ve ağaçlardan üretilen kök boyalarla gözlerine gölge vermeyi devam ettirmişler.

Çekiciliği arttırdığı gibi kırışıklıkları da kapattığına inanılan göz farı ve göz sürmesi kullanımı Ortaçağ’da da devam etmiş. Düşünebiliyor musunuz, bu dönemlerde sadece Floransa’da tam 300 farklı çeşitte göz makyaj malzemesi satılıyormuş. Ve sık sık karşımıza çıkan kilise müdahalesi bu alanda da yaşanmış ve kilise göz makyajı kullanımına da karşı çıkmış. Göz altlarını boyamanın ve kırışıklıkları bu yolla kapatmaya çalışmanın hata olduğunu, Tanrı’nın bu ürünleri kullananlardan utanç duyup onları cehenneme atacağı yönündeki vaazlarla, kilise kadınların yaşamlarına bu alanda da müdahale etmeye çalışmış. Ama şu bir gerçek ki, karanlık dünyaların bağnaz sesi etkili olamamış ve güzel olma -kendini güzel hissetme arzusu yaşayan kadınların göz makyajı istenci günah korkusundan daha baskın çıkmış.  

Orta Çağ’da solgun yüzler revaçtaymış. Avrupadaki müzelerde sergilenen dönemin resimlerine bakarsanız, vücudun giysi dışında kalan kısımlarının çoğu yerde mermerden bir yüzeymiş gibi donuk olduğunu görürsünüz. Pudra kullanımı ve solgun yüz o kadar önemliymiş ki, bazı kaynaklarda okuduğuma göre, sahte veremliler çıkmış. Tabii ki solgun yüzde göz aldatması, göz makyajı ve kaşların kalemle boyanması çok daha belirgin göz hatlarının ortaya çıkmasını sağlamış olmalı. 

Göz makyajlarıyla hatırlanan kadınlar...

Tüm kozmetik ürünleri gibi, göz makyajı ürünleri de koleksiyonerlerin ilgi alanları arasında. Dolusundan boşuna, şişelisinden teneke kutulu olanına kadar aklınıza gelebilecek her çeşit gözle ilgili tematik ürün toplayan özellikle Avrupa ve Amerika’da tutkulu çok koleksiyoner var. Bu konunun uzmanı olmasam da, 1900’lü yıllara ait elimdeki birkaç eski kutulu göz farına elim ne zaman uzansa, o yılların yaşam biçimindeki kadının göz güzelliği algısını düşünmeden edemiyorum.  

Türk ve Dünya sinemasından, show dünyasından göz makyajlarıyla hatırlanan çok çok sanatçı var. Kimi bir sinema filmindeki makyajıyla ünlü olmuş, kimi dönem dönem uyguladığı göz makyajı tarzıyla akıllara yerleşmiş, kimi de sahne performansındaki görüntüsüyle hayranlarını etkilemiş.

Ama benim anısı önünde eğilmek istediğim öylesine değerli biri var ki, o özel kişi yaşamı boyunca kendine özgü göz makyajıyla hep yanımızda, yakınımızda oldu. Efendim sanırım anladınız, bahsettiğim sanatçımız çok yakın bir zaman önce sonsuzluğa uğurladığımız Gülriz Sururi.  Belki de bana bu yazıyı yazdıran en önemli etkenlerden biri o! Fark ettim ki, kendine özgü göz makyajı ile sevenlerinin kalbine sanatının ışıltısını yansıtan, gözlerindeki belirgin ifadeyi sevgi ile birleştirip bize sunan Gülriz Sururi’ yi şimdiden çok özlemişim. Onun anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Güzellikleri biriktirmenizi dilerim!..

Yazarın Diğer Yazıları

Koleksiyoncunun kaleminden: Yumurtanın öyküsü

Yumurta, yüzbinlerce yıldır sofrada olmuş; tek başına yenilmesi yanında, çok şeyle birlikte de pişirilmiş

Koleksiyoncunun Kaleminden: “Kış saati” uygulamasının tarihi

Kış saati uygulaması -bizde kabul görmese de- 70’ten fazla ülkede enerji tasarrufu yapmak için uygulanıyor

Koleksiyoncunun kaleminden: Sirkenin öyküsü (2)

Sirke 5. yüzyıldan sonra tam bin yıl boyunca tüm coğrafyalarda üretilen, günlük yaşamda çok yönlü bir ürün olarak kullanılan ana ihtiyaç malzemelerinden biri olmuş

"
"