24 Nisan 2022

"Hayat bir andır, tam da bu andır"

85 ülkenin televizyonlarında gösterilen, Youtube'da izlenme rekorları kıran Kukuli, 23 Nisan'da şenliklerin baş kahramanı. Çizgi filmleri, değişen masalları ve tabii ki çocukları konuştuğumuz Kukuli'yi yaratıcısı Emre Aksoy şöyle diyor: "Çocuğun özü evrensel, bu yüzden yaptığımız her işin sadece Türkiye'deki çocuklar değil, dünyadaki tüm çocuklara hitap etmesi ve sevilmesine yönelik çalıştık"

23 Nisan'da yapılacak hiçbir şenlik, zamanında dünya çocuklarının Ankara'da buluşmasını, Halit Kıvanç'ın o muazzam Türkçesi ve güler yüzü ile ülkeleri tanıtmasını unutturamaz. Ama bugün de güzel şeyler var; mesela Türkiye'den çıkan bir çizgi film olan Kukuli, dünyanın dört bir yanında izleniyor ve bu sene İBB'nin çocuklar için düzenlediği şenliklerde de yer alıyor. Sadece bu kadar da değil; gün boyunca Kukuli'nin sosyal medya hesaplarından devam edecek özel gösterimler de çocuklara 23 Nisan hediyesi olacak.

Eğer çocuğunuz ya da yakınlarınızın çocuğu yoksa Kukuli'yi hiç duymamış olabilirsiniz. Ama Kukuli, şarkılarıyla meşhur bir maymun. Hatta o kadar meşhur ki YouTube'da Sezen Aksu'yu hatta Ezhel'i bile aşan izlenme oranlarına sahip. Hâl böyle olunca bu çizgi filmin arkasındaki yaratıcıyı, Kukuli'nin yolculuğunu merak ettik ve yapım şirketi Fauna Entertainment CEO'su Emre Aksoy'dan hem kendi hikâyesini hem de Kukuli'yi dinledik. 

23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun! Çocukların gelecek için heyecanlanabildiği, çocukluklarını yaşayabildiği bir ülke hayali ile…

- Hayatınızın büyük bir bölümünü yurt dışında geçirmişsiniz. Sizi Türkiye'ye dönmeye ve Türkiye'deki çocuklar için çalışmaya yönelten neydi?

Fransa'da doğdum ve büyüdüm, sonrasında eğitimimi İngiltere ve Amerika'da tamamladım akabinde Batı Afrika'da görev yaptım ve bu esnada 50'ye yakın ülke gezip gördüm. Türkiye'de birçok iş alanında ciddi bir potansiyel ve açık olduğunu gördüm. Batı ve Doğu'nun ortak noktası gerçekten de Türkiye, hem Doğu'yu hem Batı'yı anlayan çok yetenekli sanatçıların olduğunu ve çizgi film sektörünün henüz çok yeni olduğunu fark ettim bu yüzden Türkiye'de iş yapmak istedim.

Çocuğun özü evrensel, bu yüzden yaptığımız her işin sadece Türkiye'deki çocuklar değil, dünyadaki tüm çocuklara hitap etmesi ve sevilmesine yönelik çalıştık. Türkiye'nin güçlü kültüründen yararlanıp evrensel hikayeler yaratıyoruz, çizgi filmlerimiz şu an yaklaşık 85 ülkede gösterimde. 

- Günümüzde masallarda bile değişim var. Biz kötü ve iyiyi siyah-beyaz olarak görerek büyüdük. Şimdi ise kötü olarak bildiğimiz karakterlerin aslında neden kötü olduğunu, onların da içinde iyi olabileceğini, onlarla da empati kurabileceğimizi görüyoruz. Bunları izleyen, okuyan çocukların yaratacağı dünya sizce nasıl olacak?

Çok güzel bir konuya değiniyorsunuz. Pedagojik ve eğitim anlamında seneler içerisinde ciddi değişiklikler oldu, iyi diye adlandırılan eğitimler bugün doğru olmadığını görebiliyoruz. Bir araştırma çok etkilemişti beni. Seneler boyunca ebeveynlere sarılmanın ve şefkat göstermenin doğru olmadığı öğretilmiş, sonrasında Harry Harlow'un 1950'de yaptığı bir araştırma sansasyon yaratıyor 1) etik bir yaklaşım olmaması 2) sonuçlarından dolayı. Bebek maymunlar annelerinden ayrılıyor ve araştırmanın sonucunda bebek maymunların annelerinden aldıkları şefkatin güven ve konfor vermesiyle gelişimlerinin ne kadar etkilendiği gösteriliyor.

Eminim ki günümüzde de doğru diye adlandırılan birçok eğitim ileriki senelerde yanlış diye adlandırılacak. Tam da bu yüzden Fauna'da çocuk saflığına odaklanıyoruz çünkü bu değişmiyor; yaratıcı olmak, hayret duymak, merak etmek, tebessüm etmek… Bunlar hem evrensel hem değişmeyen kavramlar. Bu da sanırım içeriklerimizi güvenli kılan en önemli unsurlardan bir tanesi.

Her kötünün içinde bir iyi olabileceğini öğretmenin empatiyi duygusunu yükselttiğini düşünüyorum. Empati en başta var olduğunda ceza kavramı yerine önlem kavramı gelişecektir. Ayrıca empati yanında çözümü de getirir, kendisini karşısındakinin yerine koyabilme kabiliyetine sahip bireylerde başta öfke kontrolü olmak üzere, sorunu konuşan değil çözüme odaklanan bir iletişim görülebilir.

- Çizgi filmlerin çocukları etkilediği, eğittiği bir gerçek. Siz Kukuli ile nasıl bir eğitim vermeyi amaçlıyorsunuz?

Eğlenceli bölümlerimiz, ilham veren şarkılarımızla günlük hayatı ve öğrenmeyi kolaylaştıran bir animasyon dizisiyiz. Okul öncesi çocukların günlük hayat akışlarına, duygusal, sosyal, motor becerilerinin gelişimlerine destek olarak eğlendirirken öğreten bir konsept içinde ilerliyoruz. Onlara ilham olan bir karakter Kukuli, çocuklara çocukların diliyle konuşup, onlara bir yandan da ayna oluyor. Ebeveynler için ise Kukuli çocuklarıyla kaliteli vakit geçirmelerini onların gelişimlerini destekleyen bir referans, eğlenceli içerikler ve dile dolanan şarkılarla ebeveynlere çocuklarının eğitiminde kolaylık sağlıyor Kukuli.

Araştırmalarımız da gösteriyor ki her 10 ebeveynden 9'u Kukuli'ye güveniyor. Tüm içeriklerimizi çocuk gelişim uzmanlarının da desteği ile oluşturuyoruz. Bugüne kadar Kukuli'ye ait hikâye kitaplarından, aktivite kitapları ile dergisine kadar yaklaşık 1 milyon kitap satıldı. Bir çizgi karakterin sadece ekranda olması çocukların deneyimini kısıtlıyor, Kukuli ile eğlenme ve öğrenme deneyimi ekranlardan taşıp fiziksel ürünlere dönüştüğünde, çocukların karakter ile duygusal bağı artıyor ve öğrenme eğrisi yükseliyor, bu yüzden sadece kitap değil, kutu oyunundan puzzle'ına kadar Kukuli ürün yelpazesini genişletmek bizim için çok değerli.

- "Erkek çocuk dağınıktır, kız ev işlerine yardım eder" gibi algılar var. Bu kültürün değişiminde ve çocukların cinsiyetlerden ve her türlü ayrımcılıktan bağımsız yetişmesi için hangi ilkeler gerekli sizce?

Bir kez daha Fauna olarak çocukların saflığına değinmek isterim. Her projemizde bu bizim için çok değerli. Erken yaştaki bir çocuk için eğer öğretilmediyse cinsiyet, din, dil, ırk ayrımı yok. 

Bu yüzden bir bölümde erkeğin dağınık olduğunu göstermenin yanlış olduğunu düşünmüyorum, eğer ki kızın da dağınık olabileceğini gösteriyorsak. Nitekim, Kukuli'de daha bu sabah okuduğum yeni bir senaryoda erkek karakterimiz Minky ve Kukuli futbol oynuyor ve Tinky de onlara katılıyor, hatta Tinky bu konuda çok iddialı! Veya farklı bir senaryoda Minky arkadaşlarını yemeğe davet ediyor ve yemekleri kendisi yapıyor.

Fauna'nın yarattığı tüm yapımların temelinde kapsayıcı bir yaklaşım var. Yapımlarımız global, farklı kültürlerden pek çok çocuğun izlediği içerikler. Kültür, değerler ve geleneklere saygıya önem veriyor; bununla birlikte eşitlik, pozitif yaklaşım, aklı kullanma gibi temalarla çocukların eğlenerek öğrenmesini hedefliyoruz. 

- Fauna nasıl kuruldu, kaç kişilik bir ekibiniz var?

Henüz çok genç fakat hızlı yol alarak ilerleyen bir markayız. Fauna'nın ana kadrosu 11 kişiden oluşuyor. Ama her yeni proje için hizmet verenlerle ailemiz büyüyor. Fikir aşamasından projenin çıkışına kadar yaklaşık 60'ın üzerinde bir ekip çalışıyor.  Proje özelinde bize dedike ayrı ekipler kuruyoruz. Ana kadromuz ise dışarıdan alınan hizmet ve  ekiplerin yönetimini yapıyor. Senaristler, proje yaratıcıları, çizerler, animatörler, ses tasarımcıları, seslendirme sanatçıları, besteciler gibi birçok alanda ekip arkadaşlarımız mevcut. Bir de bunlara çizgi dizinin dışındaki lisanslı ürünler de eklenince ekip sayımız oldukça yükseliyor.

- Kukuli çizgi filmi Türkiye'de doğup dünyanın farklı ülkelerinde izlenen ilk çizgi film oldu. Bu başarının arkasında ne var?

Türkiye'nin dijitalden çıkıp ulusal TV kanallarında yayınlanan ilk çizgi film markası Kukuli, bugün İngilizce, İspanyolca, Urduca, Arapça, Boşnakça gibi 16 ayrı dile çevrilerek 80 ülkeye ihraç ediliyor. En çok ilgi gördüğümüz bölgelerin başında ise Mena ve Doğu Asya ülkeleri geliyor. Yayın hayatına yeni başladığımız Bosna'dan da aldığımız geri dönüşler çok güzel, sanıyorum ki Kukuli'nin en sevilen ülkeler arasında Bosna'yı da göreceğiz çok kısa bir zaman içerisinde.

7'den 70'e herkesin kalbinde yer buluyoruz. Kukuli bir çizgi film karakterinden çok daha fazlası, Türkiye'de ve Dünya'da milyonlarca okul öncesi çocuğa ve bireye dokunan ilham veren bir karakter. Çocukların dilinden onların hayatlarına ortak olarak bağ kuran ebeveyne ise  çocuğun gelişimine  destek olan eğlenceli yaklaşımıyla güven veren bir karakter oldu.   Bu zamana kadar çocuk ya da yetişkin herkesin dinleyebileceği, çocukluk hisleri barındıran ve gülümseten besteler de çizgi filmlerimizi destekler nitelikte oldu. Herkesin ortak duygu ve çocukluk anılarına hitap ettiği için şarkılarımız geniş kitlelere ulaşıyor, dinlenme oranları ise her geçen gün artmaya devam ediyor. Youtube Music'te 2021 yılının en çok dinleneni olarak Ezhel, Sezen Aksu, Müslüm Gürses gibi isimleri geride bırakan bir yıldız.

Kukuli  sıcak, samimi olmasının yanında kendini olduğu gibi aktaran bir karakter. Bu hali de çocuklara bir yansıma oldu. Samimiyeti gerçekliği ile onların kalbine dokundu. İşin bütün alametifarikası aslında bu.

- Çizgi film senaryosu yazmak-yaratmak isteyen kişilere ne önerirsiniz? Siz yeni projeler kabul ediyor musunuz?

Bir animasyon stüdyosu olmadığımızdan direkt olarak animasyon sektöründe çalışan gençlere bir desteğimiz bulunmuyor. Animasyon sektörüne girmek isteyenlere önerimizin her şeyden önce kendi çocukluklarını hatırlamak olduğunu söyleyebiliriz. İnsanlar çocukken izlediği çizgi filmleri, oynadığı oyunları hatırladıkça içindeki yaratıcılığı keşfediyor. Bu keşif hem sanatın hem de ticaretin yakıtı oluyor. Ayrıca Pixar filmlerini tekrar tekrar izlemelerini öneririz. Hikaye, sanat ve tekniğin mükemmel birleşimleri olan bu filmlerin her biri birer ders niteliğinde. Bu sektöre girecek her gence muhakkak okumasını önereceğimiz kitap Ed Catmull'den Yaratıcılık A.Ş olur.

Sürekli yeni fikirler ve projeler arayışındayız, içerik stratejilerimize uyan tüm projeleri değerlendiriyoruz. Projesi olan herkes ekibimizle iletişime geçebilir, Fauna'ya uymayan bir iş bile olsa, fikirlerimizi muhakkak iletiriz.

- Bir çizgi filmin yaratım aşamaları neler?

Bir çizgi film her şeyde olduğu gibi ilk önce fikirden çıkıyor ve yaratılan proje ekibinin bir çocuğu oluyor. Bu çocuğu tanıma sürecimiz başlıyor; Kukuli kimdir, nelerden hoşlanır, nelerden hoşlanmaz, Kukuli'nin arkadaşları kimdir gibi birçok sorunun cevabını buluyoruz. 

Akabinde bu soruların cevabına göre karakter tasarımları geliştiriyoruz, tasarlanan karakterler modellenip animasyon sürecine geçiliyor ve son olarak ses/müzik süreci ile finalize ediliyor.

Birkaç satır ile anlatmaya çalıştım fakat bir çizgi filmin yaratılması yaklaşık 1-2 senelik bir süreç projeye göre. Yavaş ve meşakkatli bir yolculuk olduğu için bu işi gerçekten severek yapmak önemli aksi takdirde güzel işler çıkabileceğine inanmıyorum.

- Sizin çocukken izlediğiniz çizgi filmler hangileri idi?

Fransa'da büyüdüğüm için tüm çizgi film referanslarım yabancı çizgi filmler oldu. En sevdiğim çizgi filmler tabii ki Pixar/Disney filmleriydi, her sabah okula gitmeden önce muhakkak Franklin izlerdim. Asterix & Obelix, Titeuf, Tintin, Marsupilami'ler e yine en sevidğim çizgi filmler arasındaydı.

- Fauna olarak çocuklara yönelik sosyal sorumluluk projeleriniz var mı?

Fauna olarak ürettiğimiz her projede çocukluğun saflığı ve her çocuğun potansiyelini gerçekleştirmesine/keşfetmesine yönelik bir misyon üstleniyoruz, bu yüzden her projemizi bir sosyal sorumluluk projesi olarak değerlendiriyorum.

Kukuli eğitici bir içerik fakat aynı zamanda jenerik şarkımızda "hayat bir andır tam da bu andır" derken anı yaşamanın ve mutlu çocukluk anılarının biriktirilmesine destek oluyor.

Briko ise ileri dönüşüm kavramını benimseyen bir projemiz, her bölümde çöpe atılmaya hazırlanan bir objeye Briko ve en yakın arkadaşı Hepi bir oyuncağa veya kullanışlı bir objeye dönüştürüyor. Tablet veya oyuncakla henüz tanışmamız bir çocuğa boş bir şişe verdiğinizde onunla dakikalar boyunca oynayabilir, sesine takılır, ışığın şişenin üzerinde yansımasına takılır, dokusuna takılır… Zamanla bunları unutuyoruz ve dikkat bile etmiyoruz. Briko ile bunu hatırlatmaya ve değerli kılmaya çalışıyoruz. Hayata farklı bakmak ve küçük şeylerle mutlu olup mucizeler yaratmak önemsediğimiz değerler..

Son olarak yeni projemiz Brody ise ailenin tek rekor sahibi olmayan bireyi, rekor denemelerini takip ediyoruz fakat her bölümde Brody rekor kırmaktan çok daha değerli şeylerin olduğunu fark ediyor, mesela ne pahasına olursa olsun kalp kırmamaya. Brody'de de, hedefe odaklanmaktan ziyade yolculuktan keyif almanın önemini vurguluyoruz.

Projelerimizin içerikleri itibariyle sosyal sorumluluk misyonumuz dışında, derneklerle ve STK'larla da sosyal sorumluluk projelerimiz oluyor. Örneğin Kukuli'nin şarkılarının Türkiye İşitme Engelliler Derneği ile beraber işaret dilinde çocuklara ulaştırılabilmesi gibi, bu projemiz toplam 460 milyon izlenme aldı, bu tür projelerin hem artması hem genişletilmesi gerektiğine inanıyorum. İşitme engelli çocuklarımız için projelerimizi devam ettirirken tüm çocuklara ulaşma arzumuz ile orta vadede yeni projelerimiz için bugünden itibaren çalışmalarımıza başladık.

Yazarın Diğer Yazıları

Oyun devam ediyor: 'Squid Game'in başrol oyuncuları Lee Jung-jae ve Wi Ha-jun, ikinci sezonda izleyicileri nelerin beklediğini anlattı

Netflix’in en popüler dizilerinden olan Squid Game, 26 Aralık’ta ikinci sezonu ile karşımızda olacak. Dizinin iki başrol oyuncusu Lee Jung-jae (Gi Hun yani Oyuncu 456) ve polis rolündeki Wi Ha-joon ile dizinin yeni sezon basın lansmanında online olarak bir araya geldik ve sorduk: Şimdi neler bekliyor bizi?

Melsa Ararat: Türkiye için umutlu, dünya için umutsuzum

"Kadın bakışının girdiği şirketlerde kârlılık oranı artıyor. Ama genel olarak şirketlerin özellikle çevresel sorumlulukları, sosyal sorumlulukları, yasal haklarına saygı, işten çıkartmaların azalması, yeniden yapılanmaların azalması, risklerin daha iyi yönetilmesi açısından baktığımızda bütün sektörlerde kadınların aynı olumlu etkiyi yarattığını ortalamada görüyoruz"

Bilge Kağan Etil: Beste yaparken içsel olarak duygu bütünlüğünü hissetmem gerekiyor

Red Bull 60 Seconds Solo'da yaylı tambur tercih eden Bilge Kağan Etil, bunun nedenini "Kendime yaylı tanbur almıştım kısa süre önce. Enstrüman bir nevi seçilmiş oldu" ifadeleriyle anlattı

"
"