24 Temmuz 2022

Dijital dönüşüm nedir ve neden gereklidir? (1)

Dijital dönüşüm faaliyetleri hızla gelişiyor. Fortune Insight'ın yaptığı araştırmaya göre, 2020 yılında, dünya dijital dönüşüm pazarı büyüklüğü 737,9 milyar dolar idi. Pazarın 2028 yılına kadar 3.546,8 milyar dolara ulaşması bekleniyor

Pandemi döneminde gelişen dijital teknolojiler ve artan yapay zekâ kullanımı, bundan sonraki yaşamımızda, dijital dönüşümü hızla gerçekleştirmemiz gerektiğini bize söylüyor. Sanayi, tarım ve hizmet sektörlerindeki mevcut iş süreçlerimizin, dijital teknolojileri ve yapay zekâyı kullanan iş süreçleri ile rekabet edebilmeleri mümkün değildir.

Dönüşüme direnen şirketler, daha etkin bir imalat süreci ya da gelişmiş bir bilgisayar algoritması yüzünden işlerinden olabilirler. Bu durumda yapabilecekleri tek şey, hükümetlerden yardım isteyerek, vergi muafiyeti gibi teşvikler alarak, ömürlerini bir süre daha uzatmaktır.

Dijital dönüşüm faaliyetleri hızla gelişiyor. Fortune Insight'ın yaptığı araştırmaya göre, 2020 yılında, dünya dijital dönüşüm pazarı büyüklüğü 737,9 milyar dolar idi. Pazarın 2028 yılına kadar 3.546,8 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu rakamlar, dijital dönüşümün baş döndürücü bir hızla gerçekleştiğini gösteriyor. Bu dönüşümün dışında kalmanın yaratacağı sonuç, tek kelime ile felaket olacaktır.

Dijitalleşme faaliyeti ile dijital dönüşümün farkı

Dijital dönüşümün tarifine geçmeden önce, dijitalleşme kavramına bir göz atalım. Zira dijitalleşme kavramı ile dijital dönüşüm kavramı sıkça birbiri yerine kullanılmaktadır.

Dijitalleşme, iş süreçlerinizde kullandığınız araçları dijital araçlarla değiştirmek, mevcut iş süreçlerini koruyarak, yeni dijital aygıtları süreçlere eklemektir. Pek çok firma, mevcut üretim araçlarına yeni teknoloji araçları dahil ettiğinde, dijital dönüşüm yaptığını zannetmektedir.

Örneğin, pandemi döneminde firmaların önemli bir bölümü, fiziki üretim birimleri dışındaki ofis çalışanlarını, evlerinden çalıştırmaya başladılar. Bunu gerçekleştirebilmek için yeni yazılım paketleri satın aldılar. Zoom, Google Meet, Microsoft Teams gibi online iletişim araçlarını kullanmaya başladılar. Bu iletişim araçlarının yanına proje yönetim ve takip programlarını eklediler. Verilerini ve projelerini buluta taşıyarak hem daha çok veri depolama alanı elde ettiler, hem de bunlara daha hızlı ulaşım imkânı sağladılar. Bu imkanları kullanarak uzaktan çalışma şartlarını geliştirdiler. Artık bu firmaların eski ofis çalışma ortamlarına dönmesi çok zor. Zira ofis kirası, yol giderleri, yeme, içme gibi pek çok harcamadan tasarruf etmiş oldular.

Ancak bu değişimlerin büyük çoğunluğu mevcut ürün, hizmet ve iş süreçlerinin üstüne kuruldu. Bu bir dijital dönüşüm değil, dijitalleşme ya da iş süreçlerini iyileştirme idi.

Oysa dijital dönüşüm, tüm iş süreçlerini ve üretim sistemlerini dijital teknolojiler ve yapay zekâ kullanarak yeniden şekillendirmektir. Dijital dönüşüm işletmelerde, üç temel alanda gerçekleştirilir:

  • Daha akıllı ürünler üretmek
  • Daha akıllı hizmetler üretmek
  • İş süreçlerini daha akıllı hale getirmek

Peki, bu dönüşümün firmalara getirisi ne olacak?

  • Müşterilerini daha iyi anlayacak
  • Müşterilerin istediği ürün ve hizmetleri öngörecek
  • Piyasadaki trendleri kavrayıp, tahmin yeteneğini artıracak
  • Müşterilere daha kişiselleştirilmiş deneyimler sunacak
  • Daha akıllı ürünler ve hizmetler geliştirecek
  • Kilit iş süreçlerini otomatikleştirecek
  • Zaman alan, yinelenen, tekdüze işleri otomatikleştirecek
  • Operasyon etkinliğini iyileştirecek
  • Maliyetleri düşürecek ve satışları artıracak

Birinci adım: Strateji ve iş süreçleri

Bu dönüşümün en önemli faktörü stratejidir. Başarıya giden yol, detaylı ve gerçekçi iş stratejilerinin oluşturulmasından geçer. İkinci önemli adım ise, iş stratejilerine uygun iş süreçlerinin tanımlanmasıdır.

İş süreçleri her türlü ihtimali içerecek şekilde hazırlanmalıdır. İş süreçleri İSO kalite standartlarında olmayan firmaların dijital dönüşüm çabalarının başarıya ulaşması çok zordur.

Dijital dönüşüm için hazır hale gelmiş firmaların karşılaştığı önemli sorunlardan biri de istihdam sorunudur. Bu dönüşümü kendi bünyelerinde istihdam edecekleri kadrolar ve yazılımcılarla yapmayı planlayan firmaların maliyeti önemli oranda artar. Oysa bu dönüşüm, yeterli bilgi donanımına sahip, çekirdek bir kadro ile de gerçekleştirilebilir. Neredeyse, her konuda geliştirilmiş, yapay zekâ ile çalışan paket programlar mevcuttur. Burada önemli olan konu, işletmenizin ihtiyacını karşılayacak, doğru ve uygun programı bulmaktır.

Dolayısıyla bu dönüşüm için uygun personel, işletmenin ihtiyaçlarını doğru tespit edip, bu ihtiyaçlara uygun program ve sistemleri belirleyip, uygulamaya koyabilecek personeldir.

Dijital dönüşümün başarılı olabilmesi için, tüm çalışanların dönüşümün faydalarına inanması ve iş birliği yapması şarttır. Forbes'in yaptığı bir araştırmaya göre, dijital dönüşüm girişimlerinin yüzde 70'i başarısız oluyor. Bu başarısızlığın en büyük nedeni de çalışanların projeye sahip çıkmayıp, iş birliği yapmamalarıdır.

Dijital dönüşüm yapmayı ciddi olarak planlayan firmaların ilk işi, bir CDO (Chief Digital Officer – Dijital Lider) istihdam etmek olmalıdır. CDO'lar, firmaların dijital planlarının oluşturulmasından ve bu planların eksiksiz bir şekilde uygulanmasından sorumludur. CDO'suz bir dijital dönüşümün gerçekleşmesini hayal bile edemiyorum.

Bu süreçte, genel kabul gören bir uygulama da tüm departmanlardan birer ya da ikişer kişinin 'Dijital Elçi' tayin edilip, önce bu elçilere dijital dönüşümün sağlayacağı faydaların anlatılması, sonra da bu elçilerin kendi departmanlarındaki personeli ikna edip, eğitmesidir. Dijital elçilerin bir başka yararı da, dönüşümle ilgili projeleri takip edip, projelerin planlandığı gibi yürütülmesine destek vermektir.

Hayri Cem kimdir?

Hayri Cem 14 Şubat 1959 yılında İstanbulda doğdu. Eğitimini sırasıyla aşağıdaki okullarda sürdü: Namık Kemal İlkokulu, Darüşşafaka Lisesi, Şişli Lisesi, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler fakültesi (lisans), İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi (Yüksek Lisans).

1984 yılında Türkiyenin ilk piyasa araştırma şirketlerinden olan Bileşim International Araştırma Şirketini kurdu. 1989 yılında Türkiyenin ilk elektronik TV İzleyici Ölçüm Araştırmalarını yapan AGB Anadoluyu kurdu. 2000 yılında Bileşim Medya şirketini kurdu. Zaman içerisinde hisselerini AGB, Nielsen ve GfK şirketlerine sattı. 2007-2015 yılları arasında uluslararası  Nielsen araştırma şirketinin Gelişmekte Olan Ülkeler CEOsu oldu.

Emekli olduktan sonra Anadolu Üniversitesi ve Maltepe Üniversitesinde Medya Planlama, Araştırma Yöntemleri ve Dijital Dönüşüm dersleri vermektedir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Pullarla Olimpiyat Oyunları'nın kısa tarihi: 1920 Antwerp Olimpiyat Oyunları

1920 Olimpiyat Oyunları, 20 Nisan - 12 Eylül 1920 tarihleri arasında Belçika'nın Antwerp şehrinde yapıldı. Bu oyunlar, I. Dünya Savaşı'ndan sonra düzenlenen ilk Olimpiyat Oyunlarıydı

Pullarla Olimpiyat Oyunları'nın kısa tarihi: 1912 Stokholm Olimpiyat Oyunları

Osmanlı Devleti'ni temsilen ilk kez 1906 Atina Ara Olimpiyatları'na İzmir'den ve Selanik'ten üç futbol takımı katılmıştı. Bu organizasyon, IOC tarafından Olimpiyat Oyunları olarak kabul edilmediği için, Osmanlı Devleti'nin katıldığı ilk Olimpiyat oyunları 1912 Stokholm oyunlarıdır

Pullarla Olimpiyat Oyunları'nın kısa tarihi: 1908 Londra Olimpiyatları

Açılış töreninde, sporcular ülkelerinin bayrakları ile Kral ve Kraliçe'nin önünden geçerek bayraklarını öne doğru eğmeleri gerekiyordu. ABD sporcuları bu kurala uymayarak Kral'ın önünden bayrakları dik olarak geçtiler. Finli sporcular ise Rusya bayrağı altında yürümeyi reddederek bağımsız yürüdüler

"
"