02 Mayıs 2021

BrainGate: Telekinezi gerçek mi oluyor?

Dijital teknolojilere sahip olacak olan güçler iyi niyetli ise dünyamız cennete, değilse cehenneme dönüşecektir

Henüz modern tıbbın çare bulamadığı hastalıklardan biri ALS (amyotrofik lateral skleroz) hastalığıdır. Söz konusu hastalığı bilmeyenler için yardımcı olayım; ünlü bilim insanı Stephen Hawking'in yakalandığı hastalıktır. Kol, bacak, el,  konuşma, çiğneme, yutkunma gibi hareketleri sağlayan kaslara istemli kaslar denilir. Bu tür kasların beyinden gelen uyarıları algılayamaması sonucu hareketlerde oluşan kısıtlama bu hastalığın en büyük belirtisidir. Süreç içerisinde istemli kaslar beyinden gelen uyarıları algılayıp, kasılamaz hale gelirler.[1]

Bundan birkaç yıl önce, Darüşşafaka Lisesinden bir sınıf arkadaşım bu amansız hastalığa yakalanmıştı. Hastalığın son evrelerinde kendisi ile iletişimimiz oldukça zorlaşmıştı. Zira sadece göz kapaklarını oynatabiliyordu. Kendisine Alfabenin yer aldığı bir kâğıdı gösteriyor ve söylemek kelime ile ilgili harflerin hangi sırada olduğunu soruyor ve göz kapağını açıp kapaması ile harfleri belirliyor ve kelimeleri tahmin etmeye çalışıyorduk. Çok zahmetli ve aynı zamanda da hüzünlü bir iletişim şekliydi.

BrainGate adlı şirket 1990 yılından itibaren ALS hastalarının iletişimini kolaylaştırabilmek için faaliyette bulunuyor. Yeterli finansmanı bulamayan şirket 2002 yılında Brown Üniversitesi ile işbirliği başlatıyor. Bu işbirliği sayesinde bazı ciddi gelişmeler sağlıyorlar. Hastaların beyinlerine yerleştirdikleri bir sensör sayesinde hastadaki beyin aktivitesini takip ederek kullanıcının niyetini bilgisayar komutlarına dönüştürüyorlar. Sistem birbiri ile bağlantı ile beş ayrı apart ve yazılım ile çalışmaktadır. Sistemin elemanları; çip, konektör (bağlayıcı), dönüştürücü, nöroprotetik cihaz ve (BCI- Brain-Computer Interface) Beyin-Bilgisayar Arayüzü'dür.

En basit haliyle özetlersek; beyine takılan sensör çok ince fiber optik kablo (konektör)  ile bilgisayara bağlanmaktadır. Dönüştürücü ve nöroprotetik cihaz vasıtasıyla beyinden gelen uyarılar bilgisayar komutlarına dönüştürürler. Bu komutlar Beyin-Bilgisayar Arayüzü ile yazıya ve sese dönüştürülürler. Böylece hastanın iletişimi kolaylıkla sağlanmış olur.[2]

Sistem sadece hastaların iletişimini sağlamakla kalmıyor, robotik kol ve bacak, tekerlekli sandalye gibi harici cihazları da beyin sinyalleri vasıtasıyla kullanabilir hale getiriyor.

Sistemdeki en heyecan verici gelişme 2021 Nisan ayı içerisinde yaşandı. BrainGate bilim insanları, beyine takılan sensöre bağlı fiber kabloyu devre dışı bırakarak sinyal almayı ve bu sinyali eyleme dönüştürmeyi başardılar. Artık, beyne bağlı olan o çok ince konektörün kopma korkusu olmadan, hastanın daha güvenli bir şekilde hareket etmesi sağlanmış oldu.

Hastalar için sağlayacağı avantajların yanı sıra bu yeni teknolojinin insan hayatında pek çok başka devrimler yaratacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Bir yandan da Elon Musk'ın şirketlerinin bu konuda ciddi çalışmaları var. Musk'ın en büyük hayali, insanların beyinlerine takacağı çiplerle yapay zekâyı birleştirmeyi ve "süper zeki" insan yaratmayı hedefliyor. Elon Musk bu konuyu şöyle açıklıyor:

"Halkın büyük kısmı bunu bir çiple çözebileceğimizi bilmiyor. Şirketimizin uzun vadeli amacı insan beynini yapay zekâya bağlayarak bir tür simbiyoz (ortak yaşam) yaratmak. Bu şart değil elbette, bunu isterseniz kullanırsınız."

Peki neden beyninizi yapay zekâya bağlamak isteyeceksiniz? 1) Hayatınızdaki hiçbir şeyi unutmamak için, 2) normal bir insandan yüzlerce kat hızlı düşünmek için, 3) yapay zekâ entegrasyonu sayesinde olaylara ve dünyaya binlerce farklı açıdan bakıp büyük veri analizi yapmak için. Kısacası süper zeki olmak amacıyla beyninizi bilgisayara bağlayacaksınız."[3]

Günümüz teknoloji dilinde buna 'hacklenmek' deniliyor. Yani beynimizin bizim dışımızda sistemler tarafından ele geçirilmesi. Dijital dünyada, hack'lenen her sistemin aynı zamanda yönlendirilme imkânı da mevcuttur. Elon Musk'ın projesi bana, bir zamanlar Hitler'in yaratmaya çalıştığı üstün ırk projesinin teknoloji ile desteklenmiş versiyonunu çağrıştırıyor.

Diğer yandan ise BrainGate gibi şirketlerin, çaresiz hastalara sunduğu bir umut var. Bugün kablosuz olarak beyin gücü ile hareket ettirilen robotik uzuvlar gelecekte gerçek kasların yeniden işlev kazanmasına da dönüşebilir.

Bu gelişmeyi biraz daha fantastik hale getirirsek, beynimize takılan çip vasıtasıyla sahip olduğumuz tüm cihazları da çalıştırabiliriz. Örneğin, eve geldiğimizde kapıdaki çip ve sensörle, beynimizdeki çip iletişime geçerek kapıyı açabilir. Aynı şekilde çip takılı her türlü cihaza beyin dalgalarımızla hükmetmeye başlayabiliriz. Kim bilir, belki telekinezi bile gerçek olur.

Her zaman tekrar ettiğim bir cümle var: Dijital teknolojilere sahip olacak olan güçler iyi niyetli ise dünyamız cennete, değilse cehenneme dönüşecektir.


[1]ALS/MNH Nedir? ALS/MNH Derneği, URL:  https://www.als.org.tr/als-mnh-nedir-1

[2] BrainGate, URL: https://www.braingate.org/

[3] https://www.just-work.com/blog/super-insana-giden-yol-neuralink/

Yazarın Diğer Yazıları

Pullarla Olimpiyat Oyunları'nın kısa tarihi: 1920 Antwerp Olimpiyat Oyunları

1920 Olimpiyat Oyunları, 20 Nisan - 12 Eylül 1920 tarihleri arasında Belçika'nın Antwerp şehrinde yapıldı. Bu oyunlar, I. Dünya Savaşı'ndan sonra düzenlenen ilk Olimpiyat Oyunlarıydı

Pullarla Olimpiyat Oyunları'nın kısa tarihi: 1912 Stokholm Olimpiyat Oyunları

Osmanlı Devleti'ni temsilen ilk kez 1906 Atina Ara Olimpiyatları'na İzmir'den ve Selanik'ten üç futbol takımı katılmıştı. Bu organizasyon, IOC tarafından Olimpiyat Oyunları olarak kabul edilmediği için, Osmanlı Devleti'nin katıldığı ilk Olimpiyat oyunları 1912 Stokholm oyunlarıdır

Pullarla Olimpiyat Oyunları'nın kısa tarihi: 1908 Londra Olimpiyatları

Açılış töreninde, sporcular ülkelerinin bayrakları ile Kral ve Kraliçe'nin önünden geçerek bayraklarını öne doğru eğmeleri gerekiyordu. ABD sporcuları bu kurala uymayarak Kral'ın önünden bayrakları dik olarak geçtiler. Finli sporcular ise Rusya bayrağı altında yürümeyi reddederek bağımsız yürüdüler

"
"