22 Temmuz 2024

Üst düzey heyetimizin Nijer ziyareti merak uyandırdı

17 Temmuz ziyaretini kapsamı dışına çıkarmayalım. Sahel’deki bilek güreşinin Fransa ile Rusya arasında vuku bulduğunu görelim. Türkiye’nin bölgede Fransa'nın yerini almakta olduğu yönündeki abartılı beyanlara rağbet etmeyelim...

Geçtiğimiz yıl temmuz ayında Nijer'de beklenmedik bir darbe neticesinde Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum koltuğundan indirildi, sabık lider o tarihten bugüne iki odalı evinde göz altında tutuluyor, dünya ile ilgisi kopmuş durumda, istifa mektubu yazmayı hala reddediyor, ancak uluslararası toplumun radarından da çıkmış gibi. Mali, Burkina Faso ve Gine'de (Konakri) meydana gelen darbelerin ardından Nijer'de ortaya çıkan bu demokrasi kesintisine bölgesel örgüt ECOWAS'ın tepkisi hayli sert oldu. Derhal uygulamaya konan yaptırımlar yanında, ECOWAS liderleri Nijer'e askeri müdahale konusunu ciddi ciddi tartıştılar. Bölgesel örgütün Fransa'nın etkisinde kalarak Nijer'e baskı uyguladığına inanan askeri yönetim halkı sokaklara dökerek eski sömürgeci gücü hedefe yerleştirince, Fransa büyükelçisi ve Fransız askerleri ülkeyi apar topar terk etmek zorunda kaldılar. ECOWAS'ın askeri tehdidi sonuç getirmedi, hatta ters tepti, darbeci üç Sahel ülkesini birbirlerine yaklaştırdı ; aralarında bir savunma ittifakının doğmasına yol açtı (Alliance des États du Sahel). Başka ifadeyle ECOWAS'a “Nijer'e müdahale edersen karşında 3 ülkenin ordularını bulursun” mesajı verildi.

ECOWAS'ın derdi: Darbeci yönetimler örgütten kopmasınlar

Aradan geçen bir yılın ardından dengelerin hayli değiştiğini izliyoruz ; son haftalarda ECOWAS darbeci üç ülkenin örgütten ayrılmamaları için elinden geleni yapıyor, zira üç ülkenin kopuşu bölgesel ekonomik entegrasyon çabaları açısından yıkıcı bir darbe oluşturacak. Togo Cumhurbaşkanı Faure Gnassingbé'ye ilaveten, Senegal’in yeni göreve gelen solcu ve “panafrikancı” lideri Diomay Faye de darbeci üç ülkeyi ECOWAS içinde tutmak üzere çaba sarf ediyor. İşte böyle bir konjonktürde, Nijer'in hem batıdan, hem bölgesel işbirliğinden uzaklaştığı bir dönemde, sadece cumhurbaşkanının eksik olduğu bir üst düzey heyetimizin Niamey ziyareti necil basınımızın pek dikkatini çekti.

Fransa ve ABD giderken Wagner'in ayak sesleri duyuluyor

Bu arada, Nijer askeri yönetiminin, Fransızlardan birkaç ay sonra, Vaşington'a da üslerini kapatması ve askerlerini çekmesi yönünde tebligat yaptığını hatırlatalım. Ülkenin kuzeyinde Agadez’deki ABD askeri üssünün istihbarat ve SİHA ateş gücü açısından kuzey Afrika'daki en büyük üs olduğu kabul görüyor. ABD askerlerinin Nijer'den ayrılmalarını tetikleyen bir diğer unsurun ise Niamey'in Rusya ile yakınlaşması olduğunu biliyoruz. Komşu Mali'deki seviyeden henüz uzak olmakla birlikte, halen başkent Niamey'de Wagner unsurlarının dolaştığı yabancı basına yansımış durumda.

Türkiye Nijer'de Somali’de yaptığını mı yapmak istiyor ?

General Abdurrahman Tchiani yönetimindeki Nijer'in, darbeyi takip eden yıl içinde, Fransa ve ABD ile ilişkilerini sıfır noktasına taşıdığı, Rusya ile yakınlaştığı, ECOWAS'a meydan okuduğu, üzerinden petrolünü sevk ve ihraç ettiği komşu Benin ile gerginlik yaşadığından petrol sevkiyatına ahiren ara verdiği bir konjonktürde, ülkeyi ziyaret eden Türk heyeti vesilesiyle, petrol ve doğalgaz çıkarılması konusunda iki ülkenin işbirliği yapacakları Anadolu Ajansı tarafından açıklandı. Heyetimizde Milli Savunma Bakanı ve Savunma Sanayi bulunduğu dikkate alındığında, bir yandan Nijer askerinin TSK tarafından eğitimi, diğer yandan Nijer ordusuna Savunma Sanayi ürünleri satışı ve bu ürünlerin kullanımı yönünde eğitim verilmesi konusunda adımlar atılmış olması ihtimali yüksek. Türkiye’nin tüm Sahel ülkelerine İHA-SİHA, helikopter, eğitim uçağı (Hürkuş) ve zırhlı askeri araç sattığı ve bu yönde bölgeden artan bir talep bulunduğu dikkate alındığında bu sonuca ulaşıyoruz. Yerli üretim Hürkuş’un üzerine makineli tüfek, roketatar vs. monte edilmiş olarak Nijer'e ve diğer bölge ülkelerine ihraç edildiğini birkaç kez okumuştum. Nijer ordusuna eğitim veren Fransa ve diğer AB ülkelerinin yerini Türkiye alabilir mi? Bu askeri eğitim işini Somali’de yaptığımıza göre Nijer'de de yapabiliriz sonucuna varılabilir mi? TSK’nin bu yönde ilave kapasitesi var ise olabilir. Fransa veya ABD’nin boşalttıkları askeri üslerden uygun olanı Türkiye’ye askeri eğitim amacıyla tahsis edilirse, kuvveden fiile çıkılır, böylece Türkiye ile Nijer arasında yeni bir sayfa açıldığına şahit oluruz. Sözkonusu üst düzey kapsamlı askeri işbirliğinin hukuki zemininin 2017 tarihli askeri çerçeve anlaşmasıyla ve 2021 yılında yürürlüğe giren askeri eğitim anlaşması ile inşa edildiğini hatırlıyoruz. ABD ve Fransa'nın geçtiğimiz yıllarda, askeri üsleri vasıtasıyla, Nijer'e sağladıkları askeri istihbaratın kesilmesi veya eksikliği Niamey açısından güvenlik zafiyeti teşkil ediyorsa, bu temel ihtiyacın Türkiye tarafından tedariki de bu işbirliğine rahatlıkla dahil edilebilir. Meselenin özü Türkiye’nin yönde gerekli ve yeterli kapasitesinin bulunup bulunmadığı noktasında kilitlenmektedir. Niamey'deki Büyükelçiliğimizin halen kiralık mütevazi bir binada çalışkan bir büyükelçi ve 3-4 kişilik dar bir siyasi kadrodan ibaret olduğunu unutmayalım.

Nijer'de Türkiye denince SUMMA öne çıkıyor

Sağlık Bakanlığımızın işlettiği bir hastanenin de bulunduğu Nijer’deki Türk yatırımlarına baktığımızda karşımıza tüm Afrika'da ve Venezuela'da başarılı projeleri ile göze çarpan Summa çıkıyor. Niamey hava alanını inşa eden Summa hava meydanının işletmesini de üstlenmiş, başkentte mevcut 3 büyük otelden birisi şirketimizin, Doutchi-Tsernaoua (Nijerya sınırı) arasındaki 170 km uzunluğundaki yolu da şirketimiz tamamlamış. Summa'nın ülkede altın çıkarma girişiminin gerekli güvenlik koşullarının bulunmaması nedeniyle aksadığı ve bu faaliyetlere ara verildiği biliniyor. Üst düzey ziyaretimiz sonucunda, Summa’nın altın çıkarma faaliyetleri bakımından gerekli güvenlik ortamı sağlanması mümkün hale gelirse, Türkiye Nijer'de madencilik alanında da bir adım atmış olur. BBC kaynaklı taze bir haberde İdlib’ten (Suriye) rejim muhalifi milislerin Türkiye üzerinden Nijer'e taşındığı iddia edilmişti. Doğrulanmamış hayli zayıf bu iddianın gerçek olduğu varsayılırsa, söz konusu milislerin altın çıkarılacak bölgelerin güvenliğini sağlamak açısından istihdam edilebilecekleri akla geliyor.

Afrika'daki Türkiye-Fransa Çekişmesinde Nijer Son Sahne mi?

Son ziyaretle ülkemizin gündemine dahil olan Nijer’de, askeri yönetim darbe ertesinde, siyasi-ekonomik istikrarı sağlamak ve ülkenin istikametini belirleme çabası içinde. Son bir yıldır, batılı devlet ve uluslararası kuruluşların Nijer'den çekilmelerini takiben ortaya çıkan boşluğun doldurulması çabalarına şahit oluyoruz. Fransa önderliğindeki Avrupa Birliği ve ABD'nin yerini, komşu Mali'de olduğu üzere, Wagner vasıtasıyla Putin Rusya'sının alacağı paylaşılan bir beklenti iken, 17 Temmuz 2024 ziyareti Türkiye’nin Nijer'de bir diğer önemli ortak ve aktör olacağına dair bir işaret oluşturdu. 2017 sonunda, Merkezi Afrika Cumhuriyeti üzerinden Afrika'ya ilk adımını atan Rusya, bir yandan güvenlik ve taarruz kudreti tedarik ediyor, diğer yandan maden ve diğer doğal kaynakları işleterek güç kazanıyor. Hedefindeki müteakip ülkenin Çad olduğunu şimdiden söyleyelim. Bu gerçeklerin ışığında 17 Temmuz ziyaretini kapsamı dışına çıkarmayalım. Sahel’deki bilek güreşinin Fransa ile Rusya arasında vuku bulduğunu görelim. Türkiye’nin bölgede Fransa'nın yerini almakta olduğu yönündeki abartılı beyanlara rağbet etmeyelim.

Hasan Servet Öktem kimdir?

Hasan Servet Öktem 1953 yılında Düzce'de doğdu. Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni (Mülkiye) bitirdi. 1977 yılında "meslek memuru" olarak Dışişleri Bakanlığı'na girdi. Stuttgart, Tahran, Cenevre (BM) ve Ottawa'da görev yaptı. Belgrad (2003-2008) ve Havana'da (2012-2016) büyükelçi olarak Türkiye'yi temsil etti. Merkezde, Dışişleri Bakanlığı Personel Dairesi Başkanlığı, Uzakdoğu-Afrika Genel Müdürlüğü, İkili Siyasi İlişkiler Genel Müdürlüğü, görevlerinde bulundu.

Yaklaşık 41 yıl çalıştığı Dışişleri Bakanlığı'ndan 2018 yılında emekliye ayrıldı. T24'te 2018 yılından itibaren, ağırlıklı olarak Afrika, Latin Amerika ve Balkanlar'daki gelişmeleri yorumlayan yazılar yazıyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Komşu Bulgaristan'a parlamenter demokrasi bir gömlek bol geliyor

AB üyesi olmasaydı, oligarklara teslim Belarus tarzı bir komşumuz olurdu muhtemelen kuzeyimizde

Şaibeli seçimler Venezuela için kabus senaryosudur

Maduro, geri adım atmadığı takdirde ülkesi, bölgesinde bir kez daha tecrit edilecek ve pek muhtemelen daha ağır ABD yaptırımları ile tekrar karşı karşıya gelecektir

2024 ortasında Latin Amerika'dan siyasi manzaralar

Venezuela'da Nicolas Maduro'nun koltuğu bu defa tehlikede

"
"