YPG’li bir komutan gece yarısı Kamışlı’da anlatıyor, Türkiye Süleyman Şah Türbesi’ndeki birliğin değişimi için YPG ile temas kurmuş. Sınırdaki YPG’ye “Kapıda bizim bayrağın altından geçmek istemezlerse, zorluk çıkarmayın” talimatı verilmiş...
Şunu not düşüyor komutan: “Türkiye’nin bize karşı bir askeri operasyon yapacağına ihtimal vermiyorum. Türkiye böyle bir çıkıntılık yapmaz. Ama yaparsa, direniriz. ‘Ova savaşı’na da alıştık, tecrübe kazandık.”
KAMIŞLI, Rojava Cizre Kantonu
Gece karanlığında etrafı yüksek duvarlarla çevrili büyük bir evin bahçesine giriyoruz. Ellerinde silahları ve gerilla giysileriyle YPG’li askerler karşılıyor kapıda.
Türkçesi, Halk Savunma Birlikleri olan YPG, “Rojava Devrimi’nin ordusu...”
Güler yüzlü komutan, fotoğraf çekilmesini, adının yazılmasını istemiyor.
Suriyeli bir Kürt.
YPG’nin Rojava’daki ilk örgütlenmesi 2004 yılında başlamış. 2011’de Suriye İç Savaşı’nın patlamasıyla birlikte resmen sahneye çıkmış...
YPG’li komutan anlatıyor, arkasında Arda Turan
Türkçesi gayet iyi.
Üç noktanın altını çiziyor:
(1) “Önder Apo 20 yılını bu topraklarda geçirdi ve Kuzey’den ilk olarak 1970’lerin sonunda Kobane’den girdi Rojava’ya...”
(2) “Unutmayın, Rojava Kürtleri PKK saflarında savaşırken 5 bin şehit verdi.”
(3) “Türkiye Kürtleriyle Rojava Kürtleri birbirine daha yakındır, daha sıcaktır. Sınırın iki yanında akrabalar, parçalanmış aileler vardır.”
Televizyon açık, Atletico Madrid-Chelsea arasında Şampiyonlar Ligi yarı final maçı var. Arada bir göz atıyorum Arda Turan’ın oyuna girişi ilgi yaratıyor.
Türk birliği YPG ile temas kurdu
YPG’li komutan, gece yarısı yaşanacak önemli bir gelişmeyi bize haber veriyor.
Kobani’deki Türkiye toprağı olan Süleyman Şah Türbesi’ndeki Türk birliği değişecekmiş o gece yarısı, yani salıyı çarşambaya bağlayan gece.
Türbe’nin çevresini üç kilometrelik bölümü radikal İslamcı örgüt DAİŞ (IŞİD) kuşatmış. Onun da etrafında, Türkiye sınır kapısı dâhil YPG bulunuyor.
Türkiye tarafı birlik değişimi için YPG ile de temas kurmuş. “Kapıda bizim bayrağın, YPG bayrağının altından geçmek istemezlerse, zorluk çıkarmayın” talimatı da verilmiş sınırdaki YPG’ye...
Rojava’daki askeri birliğin şeması
Kısa adı YPG olan Halk Savunma Birlikleri’nin yapısını şöyle özetliyor:
“En tepede üç kişiden oluşan bir genel komutanlık var. Bunun altında 17 kişilik bir askeri konsey yer alıyor. Bu konseyin 7 üyesi Cizre Kantonu’nda, 5’i Kobani’de, 5’i Afrin’de görev yapıyor. Askeri Meclis ise 55 üyeden oluşuyor. Bir de kısa adı YPJ olan kadın ordumuz var.”
Şunu da ekliyor:
“YPG’nin içinde 10 Arap taburu, 10 Süryani taburu, 2 Türkmen taburu da var. Her tabur, 35-40 kişiden oluşuyor. YPG olarak Rojava’da 50’ye yakın siyasi ve askeri okulumuz bulunuyor eğitim amaçlı...”
500 km sınırda ‘zoraki komşuluk’
Sohbet sırasında bir ara bana doğru eğilip soruyor:
“Türkiye’nin Rojava Kürtlerine karşı olmasında, bize karşı olmasında ne menfaati olabilir ki?”
“Türkiye’nin bizimle dostluktan başka bir menfaati olamaz” dedikten sonra şöyle devam ediyor:
“Bakın, Türkiye’nin Rojava’yla sınırı toplam 500 kilometre kadar. Cizre Kantonu’yla 240 kilometre, Kobani’yle 100, Hatay-Azaz-Kilis tarafı 30, Afrin 150, Samandağ tarafında da bir 15 kilometrelik ortak sınırımız var.”
Türkiye’yle komşuluk ilişkilerinin iyi olmadığı belirtirken, “Üç yıldır biz YPG olarak dikkat ettiğimiz için bir olay, bir çatışma çıkmadı” dedikten sonra şunları ekliyor:
“Türkiye, Özgür Suriye Ordusu’nu bizim üstümüze saldırttı Afrin’de, yenildiler. Yine Halep’te YPG ile savaştılar, yine yenildiler. Yine Türkiye bize karşı Serakani ve Kobani’de el Nusra’yı (el Kaide’nin Suriye kolu) destekledi. Yenildiler yine...”
Şöyle devam ediyor:
“Türkiye’yle zoraki komşu olduk.”
‘Barzani’nin Rojava politikası Irak Kürtlerini ayırdı’
Ankara-KDP işbirliği konusunda şunları söylüyor:
“Türkiye, Cizre Kantonu Barzani’nin, KDP peşmergelerinin kontrolüne geçsin istiyordu. Barzani’nin hedefi budur. Bu da olmadı. Barzani ya petrolü olan Cizre’yi istiyor, ya da Rojava’yı bizimle yüzde 50-yüzde 50 paylaşmaktan yana... Buna razı olun, ambargoyu kaldıralım diyorlar.”
YPG’li komutan şunun altını çiziyor:
“Rojava’yı bizden alamazlar!”
Barzani’nin Ankara’yla birlikte geliştirdiği hendek-ambargo konusunda söyledikleri de şunlar:
“Ekonomik ambargoyla bir yandan halkı bize karşı kışkırtacak ortamı yaratmak, aynı zamanda askeri olarak bizi zayıflatmak istiyor Barzani. Ama şunun farkındayız. Kürdü Kürde kırdırıcı siyaset, gayet iyi farkındayız, KDP saflarında da, Güney Kürtleri içinde de rahatsızlık ve tepkiye yol açmış durumda...”
Irak Kürdistanı’nda Rojava’ya ilişkin yaklaşımları şöyle özetliyor:
“Talabani’nin peşmergesi YNK ile Barzani’nin KDP’si arasında ‘hendek’e ilişkin görüş ayrılığı var. GORAN partisinin hendek konusundaki yaklaşımı da iyi olmakla birlikte, Talabani’nin KYB’si daha sıcak...”
‘Salih Müslim’i iki defa Ankara’ya çağırıp…’
YPG’li komutan sözü tekrar Türkiye’ye getiriyor:
“Başbakan Erdoğan iki konuda yanıldı. Beşşar Esad’ın çok çabuk yıkılacağını sandı. Özgür Suriye Ordusu’nun gücünü fazla abarttı. 500 kilometrelik ortak sınırımız var, Türkiye Rojava Kürtlerine çok yardım edebilirdi. Bu arada Türkiye medyasının Rojava’ya ilgisi uluslararası medyaya göre çok daha az.”
Türkiye konusuna şöyle devam ediyor:
“Türkiye sonunda bizi de tanıyacak bir realite olarak... Nasıl Güney’i, Irak Kürdistanı’nı tanıdıysa, Rojava’yla da öyle olacak... Ankara bizi kendi denetimine almak istedi. PYD lideri Salih Müslim’i iki defa Ankara’ya çağırıp bizi yedek güç yapmak istediler. Olmadı tabii...”
‘Türkiye bize operasyon yaparsa…’
Sözü Türkiye’deki ‘çözüm süreci’ne getiriyor, kısaca diyor ki:
“Türkiye bizi ne kadar baskı altına almak ister ve askeri olarak da üstümüze gelirse, ‘çözüm süreci’ de o kadar olumsuz etkilenir. Tersi de geçerlidir. Rojava Kürdistanı’yla iyi ilişkiler, çözüm sürecini olumlu etkiler.”
Şunu da not ediyor:
“Türkiye’nin bize karşı bir askeri operasyon yapacağına ihtimal vermiyorum. Türkiye böyle bir çıkıntılık yapmaz. Ama yaparsa, direniriz. ‘Ova savaşı’na da alıştık, tecrübe kazandık.”
YPG’nin aktif çatışma alanları
YPG komutanı, Rojava’daki askeri cepheleri ya da ‘savaş alanları’nı şöyle özetliyor:
“(1) Irak sınırına yakın, Türkiye’ye doğru 75 kilometre içeriye doğru Ceza... Derik’e bağlı bir Arap beldesi. Savaş, DAİŞ’le (IŞİD).
(2) Til Hemişi... Kamışlı’ya bağlı bir nahiye. 30 kilometre güneye doğru. Savaş yine DAİŞ’le.
(3) Tii Berrak... Kamışlı’nın 40 kilometre batısı, Türkiye sınırından 40 kilometre. DAİŞ’le savaşılıyor.
(4) Haseki il merkezi... Arapların, Ermenilerin yaşadığı bir yer. Türkiye’den 70 kilometre... DAİŞ’le günlük çatışmalar...
(5) Til Temir... Haseki’ye bağlı bir belde. Türkiye sınırının 40 kilometre güneyi...
(6) Mebruka... Serekani’nin 35 kilometre batısı, Türkiye sınırında... DAİŞ’le savaşılıyor.
(7) Ayrıca Kobani Kantonu’nda 4 cephe, Afrin’de 3 cephe var.”
Halep’te neler oluyor?
Halep konusunda da şunları söylüyor:
“Halep’te 500 bin Kürt yaşar. YPG olarak en güçlü olduğumuz yerdir. Halep Rojava’nın İstanbul’udur. Önder Apo en çok Halep’te çalışmıştır. Halep’in kırsalında DAİŞ’le mücadele ederken, Halep’in içinde de rejim (Şam) güçlerine karşı Kürt mahallelerini koruyoruz.”
Kamışlı’da geçen salı günü YPG’li bir komutanla yaptığımız uzun gece yarısı sohbetinin kısa özeti böyle.
Rojava’dan 9. yazı yarına...
Twitter: @HSNCML