09 Şubat 2017

​Üniversitedeki tasfiyelere ses çıkarmayanlar utansın!

Saray iktidarı karşısında boyun eğenler, biat edenler utansın!

Bilgisayarımın başında, Mülkiye'nin önündeki gösteriyi izliyorum. Üniversitedeki tasfiyeler protesto ediliyor.             

Baskılar bizi yıldıramaz!
Saray'ın İbiş'i olmayacağız.
Rektör istifa! 

Yıllar öncesi gözümün önüne geliyor.
1960 yılı baharıydı.
Sanki tarih öncesi...
Ankara Atatürk Lisesi'nde öğrenciydim. Bir gün dersteyken sınıfın kapısı açılmıştı.      

Mülkiye'yi bastılar, Cebeci'de
abilerimizi vuruyorlar, ne
duruyorsunuz, hadi yürüyün!

Öğretmenimize bakmıştık, o da başını önüne eğince fırlayıp koşmaya başlamıştık.
Sıhhiye'yi geçtikten sonra Kurtuluş Meydanı'nda asker durdurmuştu bizi, gençlerden oluşan büyük kalabalığı...
16 yaşındaydım, ve bu benim ilk siyasal eylemimdi.
Türkiye foku fokur kaynarken, 27 Mayıs darbesi yaklaşıyordu.
Aradan tam 57 yıl geçmiş...
Ama geçmiş hâlâ geçmiş değil, sanki hâlâ aynı tarih yaşanmakta...
Ya da tarih hâlâ bizi bırakmıyor, paçalarımızdan çekmeye devam ediyor.
Ne hazin.
Mülkiye'de benim de hocalığımı yapmış olan Prof. Dr. Korkut Boratav demiş ki:        

1948’de babamı attılar
üniversiteden, tek parti
dönemiydi.
1980’de, 12 Eylül'de de beni   
attılar.
Bugün de son asistanım Doç.
Dr. Nilgün Erdem'i üniversiteden
attılar.
Her dönem biraz daha
gaddarlaşıyorlar.
Şu anda yapılan 12 Eylül askeri
yönetiminden de, diğerlerinden
de daha kötü...

Sevgili hocam haklısın. Bu devlet bir türlü demokrasi ve hukukla tanışamadı. Yıllar geçti hala aklımızı demirden bir cenderede esir olarak tutmaya çalışıyor ve bunu yaptıracak despot kadroları  her dönemde bulmayı başarıyor.

Mülkiyeliler Birliği, '157 yıllık köklü geleneğe yönelik bir saldırıyla karşı karşıyayız!' açıklaması yaparak rektör İbiş'i istifaya çağırdı

Farkındayım, kendimi tekrar edip duruyorum ama başka ne yapabilirim ki

Kısacası, hep aynı hoyratlık...
N'apalım?..
1960'ların Mülkiye'si bana itiraz etmeyi öğretmişti.
Kurulu düzeni kabullenmenin değil, sorgulamanın ipuçlarını vermişti 1960'lı yıllarda.
Sosyal adalet, dayanışma fikirleriyle tanıştırmıştı beni...
Mülkiye'nin merdivenlerindeki protesto gösterisi içimi ısıtıyor.
Mülkiyeliler Birliği Başkanı Erdal Eren konuşuyor:

Mülkiye Marşı, vatanın
gözyaşlarını dindirme isyanını
içerir.
157 yıldan beri öğrencileri ve
hocalarıyla bu isyanın takipçisi
olmuştur.
Tarihimizdeki en acı günlerden
birini yaşıyoruz.
Çok değerli hocalarımız
okulumuzdan ihraç edildi.
Hocalarımızın ihracını
gerektirecek hiçbir neden yoktur.
Biz mülkiye mezunları olarak
sonuna kadar hocalarımızın
yanındayız, dayanışma halindeyiz.

CHP Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, bir gecede tüm muhalif seslerin bastırılmak istendiğini belirterek şöyle diyor:

Bu hükümet muhalif olan herkese
düşman, herkesi susturmak
istiyor.
Mülkiye öğrencileriyle bu ülkenin
aydınlığıdır.
Korkmak yok!
İnançsızlık yok!
Bizler Meclis’te ve sokakta
sizlerleyiz.
Akademisyen arkadaşlarım ve bu
okulda okuyan arkadaşlarım hep
birlikte direneceğiz.

CHP milletvekili Mustafa Akaydın konuşuyor:      

Beş yılımı bu üniversitenin çatısı
altında geçirdim.
Geçmişte yine öğretim üyelerinin
üstüne tanklarıyla, toplarıyla,
TOMA’larıyla geldiler.
O zaman ihraç edilen tüm öğretim
üyeleri tarihte şanlı bir yere sahip
oldular.
Şimdi de gurur duyduğumuz bilim
insanları olarak aramızdalar.
Ben inanıyorum.
Bugün eziyet çeken öğretim
üyelerinin hepsi tarihte şanlı bir
yere sahip olacaklar.
      

Sözü uzatmak istemiyorum.
Üniversitedeki tasfiyelere ses çıkarmayanlar utansın!
Bu memlekette 15 Temmuz'dan beri 'Devlet el değiştirirken' susanlar utansın!
Saray iktidarı karşısında boyun eğenler, biat edenler utansın!
Farkındayım, kendimi tekrar edip duruyorum ama başka ne yapabilirim ki?..
HDP milletvekili Mithat Sancar'ın Meclis'teki çok çarpıcı konuşmasında dediği gibi "Bu harami saltanatı bitecek!"
Bitecek, hiç kuşkunuz olmasın!

 

Yazarın Diğer Yazıları

Demirel'i darbeyle devirecektim!

Demirel 100 yaşında! Pazar günü Ülke Politikaları Vakfı'nın Cevahir Otel'de düzenlediği bir toplantıda "BABA"yı andık. Özlemişim Demirel'i, itiraf edeyim, arada bir gözlerim doldu

Türklerin de, Kürtlerin de ortak çıkarı gerçek barış ve demokrasidir

Yeterince kan ve gözyaşı akmıştır, daha çok acı çekilmesin, ama... Bu AMA üzerinde düşünmek lazım, geçmiş tecrübeler bunu gerektiriyor

Dostluklar insanı ayakta tutar!

Benim de böyle bir dostum var, Şahin Alpay. İyi ki varsın kardeşim, iyi ki BİR HİKAYEM VAR'ı yazdın

"
"