18 Aralık 2013

Türkiye’yi siyasal istikrarsızlık ve kutuplaşma bekliyor, yazık!

Operasyon sonrası sergilemiş olduğu tavır, Tayyip Erdoğan’ın Gezi’den hiçbir ders çıkarmadığını gösteriyor. Türkiye’yi bundan böyle ‘kutuplaşma’nın iyice keskinleşeceği, siyasal istikrarsızlığın derinleşeceği bir dönem bekliyor.

Başbakan Erdoğan öyle bir yola girdi ki, ülkede istikrar için yüzde 50'lik seçim zaferleri de yetmez. İçişleri Bakanı'nın oğlu gözaltına alınıyor, ertesi sabah beş polis müdürü görevden uçuruluyor! Savcı Zekeriya Öz de 'dosya'dan kenara çekildiyse, söyleyecek laf kalmadı. "Yolsuzluğu babam yapsa cezalandırırım" diyen Erdoğan nerede?..

Erdoğan özellikle Gezi sonrası bir eğik düzlemde inişe geçti. Gezi gerçek bir kırılma noktasıydı. Erdoğan’ın yolsuzluk operasyonu sonrası sergilemiş olduğu tavır, Gezi’den hiçbir ders çıkarmadığını gösteriyor. Türkiye’yi bundan böyle ‘kutuplaşma’nın iyice keskinleşeceği, siyasal istikrarsızlığın derinleşeceği bir dönem bekliyor...

Sabahın sekiz buçuğundan itibaren sırasıyla aşağıdaki tweet’leri attım:

(1) Soruşturmanın selameti, üç bakanın istifasını gerektiriyor!

(2) Başbakan Erdoğan, soruşturmanın selameti bakımından üç bakanını görevden almalı.

(3) Başbakan Erdoğan'ın 'yedirmeyiz zihniyeti' hukuk ve demokrasiyle bağdaşmaz.

(4) Başbakan Erdoğan'ın kendi saflarına dokunduğu zaman 'bağımsız yargı'yı unutması, 'devlet benim' zihniyetinin göstergesidir.

(5) Başbakan Erdoğan, eğer hukuk ve demokrasi diyorsa, bu soruşturmanın önünü açmaktan başka çaresi yok.

(6) Başbakan Erdoğan, soruşturmanın önünü tıkamaya devam ederse, gücü daha beter güçsüzlüğe dönüşür.

(7) Başbakan Erdoğan, Gezi'deki hatasını tekrarlıyor, demokrasi ve hukuka aykırı yola sapıyor.

(8) Başbakan Erdoğan'daki iktidar kibri bir kez daha kendi iktidar temeline büyük bir darbe indiriyor.

(9) Başbakan Erdoğan'a aklın ve hukukun yolunu gösterecek kimse kalmadı mı çevresinde, Ak Parti’de?

(10) Başbakan Erdoğan öyle bir yola girmiş durumda ki, yüzde 50 oyla da güçsüzleşir.

(11) Başbakan Erdoğan öyle bir yola girdi ki, ülkede istikrar için yüzde 50'lik seçim zaferleri de yetmez.

(12) Başbakan Erdoğan'ın 'karanlık çevreler' söylemi gitgide edebiyata dönüşüyor, inandırıcılığı kalmıyor.

(13) Bir zamanlar, "Yolsuzluğu babam yapsa cezalandırırım" diyen Tayyip Erdoğan nerede?..

(14) Artık sözün hükmü kalmadı: İçişleri Bakanı'nın oğlu gözaltına alınıyor, ertesi sabah beş polis müdürü görevden uçuruluyor!

(15) Asıl "Hedef Erdoğan'dır" söylemidir, hedef saptırmak!

(16) Savcı Zekeriya Öz de 'dosya'dan kenara çekildiyse, gerçekten söyleyecek laf kalmadı.

(17) Soruşturma dosyasıyla ilgili olarak iktidar kanadının bugün attığı adımlardan sonra artık 'hukukun üstünlüğü'nden söz etmek ciddiye alınamaz.

(18) Bir Tayyip Erdoğan klasiği daha: Akşam vakti konuştu, yine hukuku ve kuvvetler ayrılığını hiçe saydı, yargıya da açıktan sopa gösterdi. 

Yukarıdaki 18 tweet’ime başka ne ekleyebilirim?

Bütün bunlar dün sabah patlayan ‘operasyon’la ilgili düşüncelerimin çerçevesini çiziyor.

 

İktidar kibri otoriterleştiriyor

Şunun altını bir kez daha çiziyorum:

Başbakan Erdoğan’ın tuttuğu yol kendi iktidarının altını oyarken, Türkiye’de istikrarsızlığa açılan yolu genişletiyor.

Bu gidişle, Başbakan Erdoğan seçimlerde yine 50 oy da alsa, fazla değişen bir şey olmayacak.

Çünkü Erdoğan’ın gücü, her geçen gün onun güçsüzlüğüne dönüşüyor.

Çünkü Erdoğan’ın tek adamlık hevesi ve “Her şey benden sorulur” tutkusu ya da iktidar kibri kendisini gün geçtikçe otoriterleştiriyor.

Demokrasi ve hukuk sularından kopan bir liderin, Tayyip Erdoğan’ın sadece seçim sandığından aldığı güçle yola devam etmeye çalışması, onu güçsüzleştirir, iktidar temelini zayıflatır.

Başbakan Erdoğan özellikle Gezi sonrası bir eğik düzlemde inişe geçti.

Gezi gerçek bir kırılma noktasıydı.

Operasyon sonrası sergilemiş olduğu tavır, Tayyip Erdoğan’ın Gezi’den hiçbir ders çıkarmadığını gösteriyor.

Türkiye’yi bundan böyle ‘kutuplaşma’nın iyice keskinleşeceği, siyasal istikrarsızlığın derinleşeceği bir dönem bekliyor.

Yazık!

 

Twitter: @HSNCML

Yazarın Diğer Yazıları

Demirel'i darbeyle devirecektim!

Demirel 100 yaşında! Pazar günü Ülke Politikaları Vakfı'nın Cevahir Otel'de düzenlediği bir toplantıda "BABA"yı andık. Özlemişim Demirel'i, itiraf edeyim, arada bir gözlerim doldu

Türklerin de, Kürtlerin de ortak çıkarı gerçek barış ve demokrasidir

Yeterince kan ve gözyaşı akmıştır, daha çok acı çekilmesin, ama... Bu AMA üzerinde düşünmek lazım, geçmiş tecrübeler bunu gerektiriyor

Dostluklar insanı ayakta tutar!

Benim de böyle bir dostum var, Şahin Alpay. İyi ki varsın kardeşim, iyi ki BİR HİKAYEM VAR'ı yazdın

"
"