Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi
manşetini güm diye çekmiş, eli titrememiş
başlığı atarken:
Trump Amerika'ya savaş ilan etti!
Manşetin alt başlığı da çarpıcı:
Trump Amerika'nın ulusal güvenliği
için bir tehlike!
Başlığın altındaki spota gelince:
Trump, askeri göstericilerin üstüne
sürerken, ülkesini de bir iç savaşın
eşiğine getirdi.
NY Times, başyazısına şu başlığı atmış:
Amerika'da polis vahşeti durmadıkça,
adaletin gereği yapılmadıkça protesto
gösterileri devam edecek.
Başyazının spotu şöyle:
Bu ülke, anayasasındaki en temel ilkeyi,
"yaşama hakkı"nın korunmasını hayata
geçirmekte başarısız kaldı.
NY Times başyazısına şu satırlarla girmiş:
"Bizi öldürmeyi durdurun!"
Bu üç sözcükten oluşan bir pankartı,
Tampa'daki bir protesto gösterisinde 5
yaşındaki bir siyah çocuk taşıyordu.
Ama bu mesaj, bütün ülkeye yayılmakta
olan gösteri dalgalarına rağmen
Washington'da hâlâ alınmış değil.
Başyazıda, Martin Luther King Jr.'ın
1967'deki sözlerine yer verilmiş:
İsyan, son tahlilde, sesini
duyuramayanların dilidir. Amerika
adaletin gereğini yapmadığı sürece,
adaleti geciktirdiği sürece sokaklardaki
bu şiddeti, bu isyanı görmeye
devam edeceğiz.
NY Times'ın başyazısı şöyle devam ediyor:
Martin Luther'in bu sözlerinin üzerinden
yarım yüzyıl geçti. Ama bu ülke adaletten
hâlâ uzak. Irksal eşitsizlik her yerde;
zenginlikte, konutta, istihdamda, eğitimde
ve de adalet alanında fazlasıyla kol geziyor.
Bunlar haber değil, biliyoruz. Ancak
iktidarda olanların sorumluluğu da, ülkede
kol gezen bu eşitsizlikleri tespit edip düzeltmektir.
2 Haziran 2020 tarihli NY Times başyazısı
şu satırlarla noktalanıyor:
Poliste yer etmiş çok yaygın bir anlayış var:
Cezasız kalma kültürü.
Bu kültür değişmedikçe, bugün yaşamakta
olduğumuz haklı öfke durumu da değişmeyecektir.
Göstericileri kınamadan ya da
alkışlamadan önce Amerikalıların yapması
gereken şey, onların taleplerine kulak
vermek, söylediklerini dikkatle dinleyip
anlamaya çalışmaktır.
NY Times'ın Nobel İktisat Ödüllü yazarı
Paul Krugman'a gelince, köşesinde sormuş:
Amerika uçurumun kıyısında,
buraya nasıl geldik?..
Yanıtının özeti şöyle:
Son kırk yılda Amerikan zengin elitleri,
siyasal iktidarı ele geçirmek için beyaz
ırkçılığı silahlandırdılar. Ve bu beyaz
elitler iktidarlarını çalışanların aleyhine
daha da zenginleşmek için kullandılar.
Paul Krugman, NY Times'daki 2 Haziran 2020
tarihli yazısını şöyle bağlamış:
Trump bugün şiddeti özendiriyor ve çok
büyük ölçüde barışçı seyreden protestolara
dönük olarak askeri çözümleri gündeme
getiriyorsa, bir an düşünün:
Kasım ayındaki başkanlık seçimlerini
kaybedecek bir Trump'la destekçileri o
zaman neler yapmaya kalkışabilirler?
Bugün köşemi bir Alman gazetesinin,
Süddeutsche Zeitung'un manşetleri ve
Amerikan NY Times gazetesinin başyazısıyla
Nobel Ödüllü yazarından alıntılarla yazdım.
Alıntılar, Amerika'daki rezil ırkçılığı ve
korkunç yangını çok iyi özetliyor.
Ama bu alıntıları yaparken aynı zamanda
Türkiye'nin hâllerini de düşündüm.
Siz de düşünebilirsiniz.