13 Nisan 2015

Haddini bilmeyenlere haddini bildirmek!

Demokrasi ve hukuk konusunda haddini aşanlara hadlerinin bildirileceği günler, inşallah, bir gün gelecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydanlarda TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes’e çatan -ve nezaketten tümüyle yoksun- sözlerini okurken bir kenara not aldım.
Erdoğan malum Erdoğan!
Eleştiriye tahammülsüz...
Sadece kendi sesini seven...
Çatlak ses’ten nefret eden...
Kendisinden farklı olanı sevmeyen...
Hayata ve dünyaya yalnızca kendi penceresinden bakılması için bastıran...
Bunun için de, devlet ve toplum düzenini otoriter çizgiler içinde yeniden dönüştürmeye dönük demokrasi karşıtı adımlar atan...
Fena halde kibirli...
Güç zehirlenmesi içindeki bir Erdoğan...
Saray’daki Sultan böyle, bu saatten sonra  değişmesi de beklenmiyor.
Peki, TÜSİAD Başkanı’na neden bu kadar kızdı?
İş dünyasının en büyük örgütünü ‘haddini bilmezlik’le suçlayacak kadar kendinden geçti?

TÜSİAD Başkanı’nın eleştirisi
Erdoğan’ı kızdırdı 

Erdoğan malum Erdoğan; eleştiriye tahammülsüz. Sadece kendi sesini seven. ‘Çatlak ses’ten nefret eden. Kendisinden farklı olanı sevmeyen...

Bu sorunun yanıtı, TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes’in Türkiye’de enflasyonu ele alan geçen cuma günkü konuşmasında yatıyor.
Bazı cümlelerin altını çiziyorum:

Türkiye’de enflasyon yükseldi.
Enflasyonla mücadelede başarısız kalındı.
AB hedefi belirsizleşti.
Hukuk devleti zayıfladı.
Yargıya güven azaldı.
Yapısal reformlarda zaman kaybı var.
Kalkınma politikalarında zaman kaybı var.
Büyüme yavaşlarken yatırımlar azalıyor.

TÜSİAD Başkanı, geçmişin ‘enflasyon belası’ndan söz ederken şu uyarıları yapıyor:
(1) “Hepimiz şunu biliyoruz, iş dünyası açısından enflasyon düşük ve tahmin edilebilir olduğu sürece zararsız bir değişkendir.”
(2) “Enflasyon ile ilgili hafızalarımız çok canlı. Enflasyonu büyümenin önünde bir engel, ülke itibarını bozan bir değişken olarak bir defa daha yaşamak istemiyoruz.” 
 (3) “Bugün, özellikle 2000-2006 döneminde tüm toplum kesimlerinin sorumluluk alarak, maliyetler üstlenerek oluşmasına katkı sağladığı huzur ve istikrar ortamı ile ilgili kaygılarımız olduğunu belirtmek isterim.”
(4) “Her boyutta Avrupa Birliği normlarına yaklaştırdığımız Türkiye hikâyesi maalesef bir süredir zarar görmektedir.”

Cansen Başaran Symes (ortada) eski TÜSİAD başkanları Ümit Boyner (solda) ve Arzuhan Doğan Yalçındağ ile birlikte

Ekonomi ile demokrasi ve hukukun ilişkisi 

TÜSİAD Başkanı’nın bir başka uyarısı, ekonomik performansla demokrasi ve hukuk devleti arasındaki bağla ilgili.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın son birkaç yıldır her vesileyle vurguladığı bu ilişki konusunda TÜSİAD Başkanı, ‘Çin modeli’ne de değinerek şunları söylüyor:

TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes diyor ki: Enflasyonla mücadele başarısız kalındı. AB hedefi belirsizleşti. Hukuk devleti zayıfladı. Yargıya güven azaldı.

“Hepimiz çok iyi anlamalıyız ki, ekonomik performans, demokratik standartlar, kurumlar, hukuk devleti olguları bir bütünün parçasıdır.
Son yıllara kadar Çin örneği üzerinden, demokrasi ve ekonomik büyüme arasında güçlü bir ilişki olmadığına dair akademik çalışmalar ve politika tartışmaları vardı.
Ancak, başta dünyanın önde gelen iktisatçılarından Daron Acemoğlu’nun çalışmaları olmak üzere, yakın zamanda yayımlanan birçok akademik çalışma bize demokrasi ve ekonomik büyüme arasında çok güçlü bir pozitif ilişki olduğunu gösteriyor.
Bu çalışmalar, demokrasinin ekonomik büyümeyi artırdığını ortaya koyuyor.
Özetle, alakart menü seçeneğimiz yok.
Bu olguların hepsine aynı anda ulaşmalıyız.
Üstelik bunu başardığımız dönemler de oldu.
Avrupa Birliği ivmesini yakaladığımız, reform dinamiğini çok iyi yönettiğimiz iyi politika ve uygulama örneklerini yeniden canlandırıp ülkede olumlu bir atmosferi oluşturmalıyız.

Merkez Bankası Başkanı Erdem BaşçıTÜSİAD Başkanı böyle diyor.
Uyarı ve eleştirilerinde isabet var.
Özellikle ekonomik performansla demokrasi ve hukuk devleti arasındaki güçlü ilişkiye dönük uyarı son derece yerinde…
Alakart menü seçeneğimiz yok!” gerçekten.
Demokrasi ve hukuk devleti sularından gitgide uzaklaşan bir Türkiye’nin, ‘Avrupa Birliği normları’nı her geçen gün boşlayan bir Türkiye’nin ekonomide istikrarı yakalaması hayaldir.

Erdoğan’ın yanıtı: Haddini bilmezler 

Demokrasi ve hukuk devleti sularından gitgide uzaklaşan bir Türkiye’nin, ekonomide istikrarı yakalaması hayaldir.

TÜSİAD Başkanı’nın bu ciddi ve seviyeli değerlendirmelerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanıtına gelince, bilinmekte:
“Haddini bilmezler!”
Şaşırtıcı değil.
Daha önceki TÜSİAD başkanlarını hukuk devleti istedikleri için ‘vatan hainliği’yle suçlayabilen, faizi düşürmeyen Merkez Bankası Başkanı’na satılmış diyebilen, ifade özgürlüğü konusunda kararlar veren Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın ihanet içinde olduğunu söyleyebilen bir Tayyip Erdoğan’dan başka ne beklenirdi ki.
Son söz:
Demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusunda haddini bilmeyenlere, haddini aşanlara hadlerinin bildirileceği günler, inşallah, bu memlekette de bir gün gelecek.

Yazarın Diğer Yazıları

Demirel'i darbeyle devirecektim!

Demirel 100 yaşında! Pazar günü Ülke Politikaları Vakfı'nın Cevahir Otel'de düzenlediği bir toplantıda "BABA"yı andık. Özlemişim Demirel'i, itiraf edeyim, arada bir gözlerim doldu

Türklerin de, Kürtlerin de ortak çıkarı gerçek barış ve demokrasidir

Yeterince kan ve gözyaşı akmıştır, daha çok acı çekilmesin, ama... Bu AMA üzerinde düşünmek lazım, geçmiş tecrübeler bunu gerektiriyor

Dostluklar insanı ayakta tutar!

Benim de böyle bir dostum var, Şahin Alpay. İyi ki varsın kardeşim, iyi ki BİR HİKAYEM VAR'ı yazdın

"
"