Katliam...
Bu konuda PKK'nın da eli kirlidir,
"devlet"in de...
1980'lerden bu yana PKK ve devlet damgasını
taşıyan çok katliam yaşandı,
büyük acılar çekildi.
PKK silahlı bir güç olarak
sahneye çıktığı 1980'lerden beri
şiddet ve terör eylemlerini
politika aracı olarak kullanmıştır.
Geçmişteki kadar olmasa da
bugün de kullanıyor.
Kürt sorununa ilişkin yazı ve kitaplarımda
lanetlemiş olduğum PKK katliamlarından epeyce örnek yer alır.
Demin belirttiğim gibi, PKK terörü gibi
devlet terörü de vardır bu topraklarda.
Devlet eliyle, hukuk hiçe sayılarak yapılan katliamların,
işlenen faili meçhul cinayetlerin üstü kapatılmış,
hesabı sorulmamıştır bugüne kadar.
Bu bakımdan, 2011 yılı Aralık ayında
yaşanmış olan Roboski katliamı
bunların en çarpıcı olanlardan biridir.
Devletin savaş uçaklarından
atılan bombalarla çoğunluğu çocuk
35 Kürt köylüsü hayatını kaybetmiştir.
Ve bu katliamın devlet içinde
hesabı sorulmamış, üstü kapatılmış,
bir özür bile dilenmemiştir.
Gelelim Gare'ye...
Gare Katliamı'nın
tarihimizin kepaze sayfaları arasında
yerini alacağı kesin.
PKK'nın elindeki asker-sivil rehineleri kurtarmak için
yapılan operasyon başarısızdır, tam bir fiyaskodur.
Çünkü, altı yıldır PKK'nın elindeki
rehinelerden kurtulan olmamıştır.
Bunun sorumlusu da
"muhalefet" değil "iktidar"dır.
Bir söz vardır, "savaşta ilk kayıp gerçeğin kendisidir" diye...
Savaşta taraflar "iyilikleri" kendine, "kötülükleri" karşı tarafa yıkarlar,
dezenformasyon yoluyla...
Günlerdir Gare'yle ilgili yorumları, haberleri okuyorum.
Vardığım sonuçların özeti şöyle:
1. Gare, vahşi bir terör eylemidir.
2. Bu korkunç katliamı lanetliyorum,
bundan dolayı öncelikle
PKK'yı suçluyorum, kınıyorum.
3. Katliamın siyasi sorumlusuna gelince,
son derece başarısız bir operasyonun altında
imzası olan iktidardan başkası değildir.
Çok uzun yıllardır akıyor kan ve gözyaşı.
Kürt sorunu Türkiye'yi maddi ve manevi
kanatmaya devam ediyor.
Kalkınmaya gidecek kaynakları
askeri harcamalar yutuyor.
Demokrasi, hukuk ve özgürlükler açısından
Türkiye yol alamıyor.
Dış politika ve güvenlik açısından
Türkiye'nin manevra alanı
daraldıkça daralıyor.
Sözü uzatmak istemiyorum.
Yıllardır vurguladığım birkaç noktayı
aşağıda bir kez daha belirtmekte
fayda görüyorum.
1. SİLAHLAR SUSMALI.
Devlet ve PKK silahlı mücadelenin
artık bir çıkmaz sokak olduğunu görmeli...
2. PKK SİLAHLARI GÖMMELİ.
Silahlı mücadelenin ömrünü tamamladığını, eski deyişle
miadını doldurduğunu,
barışçıl siyasi mücadelenin
bundan böyle daha etkili bir yol
olduğunu, olacağını artık anlamalı PKK...
3. İKTİDAR YANLIŞ YOLDA!
Bugünkü iktidar yanlış yolda.
Erdoğan ve Bahçeli'nin dili
barışa değil savaşa hizmet ediyor.
4. HDP'Yİ KAPATMAK,
CEHENNEM YOLUNDA
YENİ BİR ADIM OLUR.
Ve hep aynı şeyi yapıp değişik bir sonuç
beklemek akıllı bir hareket tarzı değildir.
Kürt sorunu notları
bir süre devam edecek.