Eyy sen, şunu iyi bil, kaybedeceksin.
Çünkü adaleti yerle bir ettin.
Ne hak ne hukuk bıraktın ülkede.
Koskoca bir hapishaneye çevirdin memleketi.
İyi bak!
Binler on binler oldu, yüz binler oldu yürüyor, adalet bayrağının altında.
Kulağını aç!
Adalet çığlığı bütün Türkiye'ye ulaştı, tek bir sözcük, adalet, kitleleri ayağa kaldırdı.
Eyy sen, şunu iyi bil, kaybedeceksin!
Boşuna yollara düşmedi insanlar.
Haklarını, hukuklarını aramak için yürüyorlar.
Yürüdükçe çoğalıyorlar.
Senden hesap sormak için yürüyorlar.
O kadar çok mağdur yarattın ki.
Adaletsizliğin değirmenine o kadar çok su taşıdın ki.
İnsanlar sonunda yollara düştü.
Senden hesap sormak için ortaya çıktı.
Eyy sen, şunu iyi bil.
Vereceğin o kadar çok hesap var ki.
Bütün mağdurlar gün gelecek yakana yapışacak.
Uğradıkları mağduriyetlerin hesabını soracak.
28 Şubat mağdurları gibi, Balyoz mağdurları gibi şimdi de FETÖ mağdurları sahneye çıkıyor.
Farkında mısın?
Şunu iyi bil.
Türkiye'yi dünyanın en büyük gazeteci hapishanesine çevirmiş olmanın kara lekesini alnının ortasında taşıyorsun.
Ne büyük bir utanç bu.
Bunun da hesabını vereceksin.
Nazlı'ların, Altan'ların, Şahin'lerin, Bulaç'ların, Kadri'lerin, Murat'ların, Turhan'ların, Akın'ların, Musa'ların, terörist diye zindana attırdığın tüm meslektaşlarımızın hesabını gazeteci milleti senden soracak.
O günler uzak değil.
Eyy sen, şunu iyi bil, kaybedeceksin.
Devletin tüm gücünü arkana aldın ama Ankara'yı kaybettin.
İstanbul'u kaybettin.
Eyüp'ü, Üsküdar'ı kaybettin.
Bütün Türkiye'yi kaybedeceğin günler uzak değil.
16 Nisan sonun başlangıcı oldu, Adalet Yürüyüşü de devamı.
Çanlar senin için çalıyor!
Zulme karşı çıkan mazlumlar ilk seçim sandığında oylarıyla seni iktidardan atacaklar.
Eyy sen!
Kendinden başka ses duymak istemiyorsun.
Farklı seslerden, farklı hayat tarzlarından nefret ediyorsun.
Herkes sana biat etsin istiyorsun.
Eleştiri seni irkiltiyor.
Bütün doğrular senin tekelinde sanıyorsun.
Senden farklı olan ya hapsi boyluyor.
Ya da korkup siniyor.
Ama iyi bak, görüyor musun?
Korku duvarı yıkılmaya başladı.
Kılıçdaroğlu elinde bir tek adalet pankartıyla duvara karşı yürüyor. Hak hukuk, özgürlük, demokrasi diyenler adalet bayrağının altında toplanıyor.
Çünkü adalet yürüyüşü senin zihniyetine ters, her hangi bir ayrım yapmaksızın tüm farklılıkları kucaklıyor.

Adalet diye yola çıkanların çığlığı 'duvar'ı yıkmaya başladı.
Duvar yerle bir olacak, o günler artık uzak değil

Eyy sen, şunu iyi bil.
Vermen gereken hesaplar o kadar çok ki.
Açlık grevlerinin 118. gününü bitiren Nuriye ile Semih’in de, dün omzu polisler tarafından kırılan Veli Saçılık’ın da hesapları sorulacak.
242 gün sonra mahkemeye çıkarılan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın da, hâlâ mahkemeye çıkarılmayı bekleyen diğer eş başkan Selahattin  Demirtaş’ın da hesabı sorulacak.
Roboski katliamını da unutamıyorum, Cizre'de öldürülen masum çocuklar da gözümün önünden gitmiyor.
Onların da hesabının sorulacağı günler gelecek.
Eyy sen!
Şunu iyi bil, dökülüyorsun.
İnandırıcılığın sıfırlanıyor.
Söylediğin söz artık yankılanmıyor.
Tek bir slogan yetti bunun için:
Adalet!

Adalet diye yola çıkanların çığlığı 'duvar'ı yıkmaya başladı.
Duvar yerle bir olacak, o günler artık uzak değil.
Bu millet sırtına giydirilmek istenen deli gömleğini yırtıp atacak.
Eyy sen, şunu iyi bil:
Kaybedeceksin.
Sonun seçim sandığında gelecek, o çaldığın seçim sandığında...