25 Kasım 2020

Evet öyle, tek hayırlı reform bir an önce iktidardan çekip gitmenizdir!

Çünkü siyasette inandırıcılığınız, güvenilirliğiniz, dürüstlüğünüz çoktan sıfırlandı

Dolar yeniden yükseliverdi.
8 liraya dayandı.
Neden? 

Siyasette inandırıcılık...
Siyasette güvenilirlik...
Siyasette dürüstlük... 

Bu üç konuda notlar kötüyse, sıfırlanmışsa,
ne desen ne yapsan nafiledir. 

Faizi de arttırsan...
Hukuk da desen...
Demokrasi de desen...
Reform da desen...
Avrupa Birliği de desen...

Saray'ın düdükleri
bir süre istediğin gibi öterler.
Ama değişen bir şey olmaz.
Piyasanın sopası yine kafanıza
dan dan inmeye başlar.
Dolar yeniden 8 liraya dayandıysa,
işte bu yüzden...
Geçenlerde altını çizdiğim gibi,
reform, hukuk, adalet, demokrasi
gibi sözcükler ağzınıza yakışmıyor,
ağzınızda iğreti duruyor.
Çünkü öylesine bir çizgi izlediniz ki,
inandırıcılığı hepten kaybettiniz.
Artık güvenilir değilsiniz.
Siyasette öyle işler çevirdiniz ki,
sizi dürüstlük sözcüğüyle
yan yana getirebilenler
çok azaldı çok...

Desen: Selçuk Demirel

Bir mafya lideri, ana muhalefet
liderini ölümle tehdit edecek...
Ona dürzü diyecek...
Onu "kazığa oturtmak"tan
söz edecek...
Sen ise tek kelime etmeyeceksin.
Hadi oradan!
Sadece bir mafya lideri karşısındaki
bu suskunluk bile bir siyasetçinin
inandırıcılığını, güvenilirliğini,
dürüstlüğünü sıfırlamaya
yeter de artar bile...
Aslında, sevgili Oya Baydar'ın
yerinde deyişiyle:

Tek hayırlı reform
iktidardan
çekilmenizdir! 

Biliyorum, bu o kadar kolay değil.
İktidardan gidiş kolay olmayacak.
Bunca yıldır örülmüş menfaat ağları,
avanta tezgahları iktidara veda etmeyi,
farkındayız, çok zorlaştırıyor,
daha da zorlaştıracak...
Hiç kolay değil, bunca yıl Ankara'da,
İstanbul'da, Gökova'da Saray düzenlerine
alıştıktan sonra normal vatandaş hâline
dönmek ya da Kasımpaşa'ya dönmek...
Çok zor!
Farkındayız, niyetin iktidara tutunmak,
bir ömür boyu Saray'larda yaşamak...
Tıpkı Rusya'daki Putin gibi...
Tıpkı Çin'deki Şi Cinping gibi...
İkisi de ömür boyu iktidarlarını
ilan ettiler.
Senin neyin eksik?..
Washington'daki Başkan Trump'a bak.
O da Beyaz Saray'dan çıkmıyor.


Joe Biden'ı bütün dünya Başkan olarak
tanıdı, o hâlâ ayak sürüyor.
Farkında çünkü, iktidardan düştü mü,
mahkemelerde, bağımsız yargı önünde
kendisine sorulacak çok hesap var.
Trump'ın korkusu bundan kaynaklanıyor.
İngiliz Guardian gazetesinde bir köşe
yazarı geçen günkü yazısına
şöyle bir başlık koymuştu: 

Başkan Trump
darbe yapmaya
kalkışabilir mi?.. (*) 

New York Times'ın bir köşe yazarı ise
bu yakınlarda Başkan Trump'a
şöyle bir çağrı yapmıştı: 

Pılını pırtını topla,
bir an önce bırak git
Beyaz Saray'ı... (**)

Evet, Saray'ları bırakmak
öyle kolay olmuyor.
Bu yazımı noktalarken
Trump, nihayet, Beyaz Saray’ı
bırakacağına dair ilk sinyalleri
göndermeye başlıyordu.



* Sam Levine, Can Trump actually stage a coup and stay in office for a second term?, The Guardian, 23 Kasım 2020

** Roger Cohen, Mr. President, Pack Your Bags and Be Gone, New York Times, 13 Kasım 2020

Yazarın Diğer Yazıları

Bugünün dünyası, bugünün Türkiyesi beni korkutuyor

Trump'la yanında Hitler selamı veren Elon Musk'ın dünyası, Zamane Diktatörleri'nin dünyası, Erdoğan'ın Türkiyesi beni korkutuyor…

Kıbrıs çıkarmasında tarihi yaşarken yakalamak: Yarım yüzyıl önce atlattığım haberin hikâyesi

Londra’da uçağa doluştuk, Ankara'ya dönüyoruz. Ne oldu Londra'da?.. Kıbrıs'a çıkacak mıyız?.. Her kafadan bir ses çıkıyor. İçim içimi yiyor. İçim içime sığmıyor. Atlayacak mıyım haberi?.. Uçağın ön tarafına doğru yürüyorum. Perde aralığından Milli Savunma Bakanı Hasan Esat Işık gözüme çarpıyor. Soruyorum: Beyefendi, ne oluyor?..

Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’den: Barışa en yakın zamandayız, düne göre umudum misliyle fazla!

2024'ün sonunda Türkiye'nin önünde bir umut penceresi açıldı mı? Bu soruya, ihtiyatlı bir dille, "Evet açıldı" diyorum. Aynı soruyu, cumartesi günü İmralı’ya giden Pervin Buldan ile Sırrı Süreyya Önder'e de sordum…

"
"