Erdoğan çöküşte...
Bahçeli inişte...
Millet İttifakı önde gidiyor.
Cumhur İttifakı ise arkada...
Araştırmaların dili böyle.
Yani Türkiye Erdoğan'dan kurtuluyor mu?..
Burada durun.
Evet, seçim sandığında
Erdoğan'a hadi güle güle
demek yakın ihtimal.
Ama öyle çantada keklik değil.
Seçimi kazanmak için milletin önüne
nasıl bir program konulacak?
Erdoğan'ın gidişiyle
doğacak boşluk
nasıl dolacak?
Evet, cumhurbaşkanı adayının
kim olacağı,
bu konudaki uzlaşma çabaları
çok önemli.
Ama neyin nasıl yapılacağına dair
eylem planı da en az onun kadar önem taşıyor.
Bu noktada şöyle bir uyarı kulağa çalınıyor:
Ortak aday konusunda
birleşelim derken
dağılmayalım da...
Bu da kritik bir uyarı...
İki seçim var önümüzde:
Başkanlık seçimiyle meclis seçimi.
Başkanı birinci turda seçmek için
yüzde 50+1 oy gerekli.
Erdoğan'ın bu oranı yakalaması,
mevcut yoklamaların ışığında
uzak ihtimal.
Peki muhalefet, birinci turda
başkan seçilebilecek bir aday bulabilir mi,
bu konuda birleşebilir mi?
Sorunun özü de bu.
Hem halkın önüne doğru düzgün
bir program konacak,
hem de ortak bir adayla
sahneye çıkılacak.
Kılıçdaroğlu'nun kendisi aday olabilir mi?
Bir soru daha:
Kılıçdaroğlu aday olursa,
seçimi bir vuruşta,
yani ilk turda kazanabilir mi?
Bu soru şundan dolayı akıllara takılıyor:
Kılıçdaroğlu eğer ilk turda kazanamazsa,
ikinci tura kadar geçecek iki hafta içinde,
Erdoğan parlatacağı bir Sünni-Alevi kavgası
ile Kılıçdaroğlu'nu yenebilir.
Kulislerde epeyce soru dolaşmakta.
Bir
Kılıçdaroğlu aday olacak mı?
Bu ihtimal var.
Ancak, CHP lideri kendi adaylığı için
sonuna kadar bastırır mı?
Yoksa bu konuyu
başkanlık seçimlerine dönük
kendi "oyun planı"nın bir parçası
olarak mı tutar?
İki
Kılıçdaroğlu'nun, Ekrem İmamoğlu
ve Mansur Yavaş'ın bir dönem daha
belediye başkanlığı yapmalarına dönük
çağrısı hala geçerli.
Yavaş'ın bu çağrıya uyacağına ilişkin
işaretler var ama İmamoğlu cephesinden
henüz benzer sinyaller alınmış değil.
Seçim araştırmalarında Erdoğan'ın
epeyce üzerinde seyreden İmamoğlu
"Başkanlık seçiminde ben de varım"
derse ne olacak?..
Üç
Başkanlık seçiminde
ortak aday üzerinde
birleşmek öyle kolay değil.
CHP var, İYİ Parti var, HDP var, Saadet var,
türlü çeşitli hesap var, ince oyunlar var.
Birleşmek derken dağılmak da
ihtimal dahilinde...
Evet, oyunu çok ince oynamak
gerekiyor. Sayın Kılıçdaroğlu,
sanıyorum, kendi oyun planını dayandırdığı
bu gerçeğin bilincinde...
Unutmayın, seçim yalnız
başkanlık seçiminden ibaret değil.
Bir de parlamento seçimleri var.
Başkanlık sistemini noktalayıp,
"güçlendirilmiş parlamenter sistem"e
geçmek için meclis seçimleri çok önemli.
Anayasayı referanduma
gerek kalmadan Mecliste değiştirmek
için üçte iki çoğunluk,
bir başka deyişle 401 milletvekili
(basit çoğunluk 350 sandalye) lazım.
Bu da yüzde 57-58 oy demek ki,
kolay değil bu oy oranını yakalamak...
Erdoğan-Bahçeli ikilisi,
Millet İttifakı'nın Meclis'te
üçte iki çoğunluk yolunu tıkamak için
"seçim sistemi"ni değiştirmeye hazırlanıyor.
Tarafların oyun planları
Ekim ayında TBMM'nin açılmasıyla
birlikte belirginleşmeye başlayabilir ve
bu konuda yıl sonuna kadar
daha net değerlendirmeler yapılabilir.
"Millet İttifakı"nın, özellikle Kılıçdaroğlu'yla
Akşener'in Erdoğan'ı indirmek için
oyunu çok iyi oynamaları şart.
Bu çerçevede HDP'nin dışlanmaması
bir başka önkoşul...
Tekrarlıyorum:
Erdoğan'a karşısında birleşelim derken,
dağılma tehlikesine karşı
uyanık olmak gerekiyor.