PKK bugün var, yarın olmayabilir.
YPG bugün var, yarın olmayabilir.
PYD bugün var, yarın olmayabilir.
Ama yarın olmasalar da, onların yerini başka örgütler alır.
Neden?
Çünkü, 30 milyonu aşkın Kürdün kafasında kendi kendini yönetmek fikri, dün ve bugün olduğu gibi yarın da varlığını koruyacaktır.
Kendi kendini yönetmek, bağımsız devlet de olabilir.
Federasyon da olabilir.
Özerklik de olabilir.
Güçlü yerinden yönetim de olabilir.
Hepsi olabilir.
Ama bir şey olmaz:
Kürtleri katı, merkeziyetçi 'üniter devlet'e mahkûm edemezsiniz, kendi kendilerini yönetme hakkından, 'eşitlik'ten ilelebet yoksun bırakamazsınız.
Bunlara hayır derseniz...
Kan ve gözyaşı akmaya devam eder.
Hayır derseniz...
Türkiye demokrasi, hukuk ve özgürlüğe hasret bir ülke olmaya devam eder.
Hayır derseniz...
O 'dış güçler'in Türkiye'ye dönük istikrarsızlaştırma oyunları devam eder gider.
O 'dış güçler'e gelince...
Gelişigüzel sıralanabilir:
Amerika...
Avrupa...
Rusya...
İran...
İsrail...
Esad'ın Suriye'si...
Hiçbiri 'Kürt kartı'nı elinden bırakmaz.
Kürtler de bu 'oyun'u gayet iyi bilir. Arada bir, son kez Trump'tan yedikleri gibi büyük kazıklar da yeseler, 'dış güçler kartı'ndan Kürtler de vazgeçmez.
Ortakları değişir ama oyunlarının özü, yani kendi kendilerini yönetme hedefleri değişmez Kürtlerin de...
İşte bütün bu nedenlerle...
İçeride:
Kürt siyasal hareketini ne kadar bastırsan da, kayyımlarla Kürt oylarını ne kadar hiçe saysan da, hapishaneleri Kürt siyasetçilerle ne kadar doldursan da...
Dışarıda:
Ne kadar operasyon, harekât, sınır ötesi savaş yürütsen de...
Yaz bir kenara:
Değişen bir şey olmayacak!
Bir süre sonra kendini yine başladığın noktada bulacaksın, analar ağlamaya devam edecek, o kadar...
Yazık değil mi?
Unutma:
Bu coğrafyada en çok Kürt Türkiye sınırları içinde yaşıyor.
Sen kendi 'oyun planı'nı, demokrasi ve hukuka dayalı 'barış planı'nı kurmadığın sürece...
Senin 'oyun plan'ın sadece toptan tüfekten ibaret olduğu sürece...
Senin 'oyun plan'ın sadece terörle mücadele anlayışına dayandığı sürece...
Hayal kırıklıkları peşini bırakmayacak.
O 'dış güçler'in seninle kedi-fare oyunları devam edecek; bazen biri koluna girecek, bazen öteki; bazen biri seni pohpohlayacak, bazen öteki, bazen Trump bazen Putin... Başkalarının oyuncağı olmaktan kurtulamayacaksın.
Yazımı kısa kesmek istiyorum.
Uzunca zamandır hastaydım. Zatürreden yeni kurtardım yakayı.
Nekahat dönemindeyim.
Bu yüzden pek fazla yazamadım.
Ama unutmadan iki noktayı daha vurgulayarak yazımı bitiriyorum:
1. Kılıçdaroğlu'nun Barış Planı Harekâtı'nda Erdoğan'la kolkola girmesi çok yanlıştı, hatta acıklıydı.
2. Daha önce de kaç kez altını çizmiştim: PKK'nın silahlı mücadeleyi bırakma, şiddet ve terörü siyaset aracı olarak kullanmaktan vazgeçme zamanı çoktan geldi. Dağdan inmek, Kürt siyasal hareketini daha da güçlendirecek, içte ve dışta meşruiyetini arttıracak diye düşünüyorum.