Evet, kampanya yasağı yanlıştır.
Evet, AKP'li siyasetçilere izin verilmeliydi.
Evet, Erdoğan propagandasını yapmalıydı.
Evet, Almanya ya da Hollanda'nın yasakları özgürlüğe aykırıydı.
Evet, Türk göstericilere Hollanda'daki polis tepkisi çirkindi, aşırıydı.
Evet, özelllikle Hollanda'daki Geert Wilders gibi ırkçı faşistlerin tutumu insanlık dışıydı.
Buraya kadar iyi güzel.
Ama sadece evet'ler yok.
Bir de hayır'lar var.
Bu da Erdoğan'ın tavrıyla ilgili.
Erdoğan'ın referandum kampanyasında kullanılmak üzere Avrupa'da bir düşman cephe açmasına hayır!
Provokasyonlar yapmasına hayır!
Kutuplaştırma siyasetine hayır!
Cepheleştirme siyasetine hayır!
Evet oylarını birkaç puan arttırmak için Türkiye'nin saygınlığını dünyada beş paralık etmesine hayır!
Türkiye'yi Ahmet İnsel'in deyişiyle haydut devlet haline getirmesine hayır!
Türkiye'nin dış politikasını torpillemesine hayır!
Zaten çöküntü halindeki AB ilişkilerine yeni ölümcül darbeler indirmesine hayır!
Türkiye'nin dışarıdaki manevra alanını dapdaracık kılmasına hayır!
Erdoğan'ın oy uğruna Türkiye'nin Avrupa'yla ekonomik ve ticari ilişkilerini daha da zora sokmasına hayır!
Türkiye turizmine yeni ölümcül darbeler indirmesine hayır!
Kendi hukuk ve özgürlük düşmanı tavrını unutup Almanya'yı, Hollanda'yı Nazilik'le suçlayarak Türkiye'yi gülünç duruma düşürmesine hayır!
Yine Erdoğan'ın, yıllar yılı Türkiye'de yaşamış olan sevgili meslektaşım ve Avrupa Parlamentosu'nun eski üyesi Hollandalı parlamenter Joost Lagendijk'in daha dün nasıl sınır dışı edildiğini unutup, Türk milletvekillerinin Hollanda'ya sokulmamasını Nazilik diye nitelemesine de hayır!
Evet'lerim, hayır'larım böyle.
Listeyi daha fazla uzatmak istemiyorum.
Referandumda hayır oyu sahiplerini 'teröristlik'le suçlamaktır Nazilik
Ama son bir noktayı daha vurguluyorum, bu da 'Nazilik'le ilgili.
Hiç unutmayın.
Üniversitelerdeki tasfiyedir Nazilik!
Hapisteki gazetecilerdir Nazilik!
Hapisteki HDP'li milletvekilleridir Nazilik!
Medyayı teslim almaktır Nazilik!
Yargıyı teslim almaktır Nazilik!
Yargı bağımsızlığını yerle bir etmektir Nazilik!
Güçler ayrılığını hiçe saymaktır Nazilik!
Anayasa yeminini çiğnemektir Nazilik!
Anayasada yazılı tarafsızlığını, partilerüstü konumunu paramparça etmektir Nazilik!
Yargıyı kendine tabi kılarak, medyayı kendine tabi kılarak, üniversiteyi kendine tabi kılarak demokrasiyi yok etmektir Nazilik!
Tek adamlığı tescil ettirmek için düzenlenen referandumda hayır oyu sahiplerini 'teröristlik'le suçlamaktır Nazilik!
Hainlikle suçlamaktır Nazilik!
İslam düşmanlığıyla suçlamaktır Nazilik!
1930'ların Almanyası böyleydi.
Hitler seçim sandığından çıkıp adım adım tek adamlığa doğru iktidarı gasp ederken bütün bu Nazilik'leri yaptı.
Kendi üniversitesini yarattı.
Kendi yargıçlarını yarattı.
Kendi gazetecilerini yarattı.
Kendi askerlerini, polislerini, milis güçlerini yarattı.
Türkiye, 'Korku Cumhuriyeti'ne çevrilirken hepsi demokrasi havarisi kesilmişler
Sonra da bir Reichstag yangını ile kendi darbesini vurup diktatörlüğünü kurdu.
Hitler'in Nazi Almanyası insanlığın başına korkunç bir felakat olarak böyle çöreklendi.
'Saray medyası'na bakıyorum.
Manşetlere, haberlere göz atıyorum.
'Saray tetikçileri'nin, 'Saray yağdanlıkları'nın yazdıklarını okumaya çalışıyorum.
Gerçekten hazin.
Bu memlekette özgürlükler yerle bir edilirken, hukukun üstünlüğü delik deşik edilirken tek satır yazmayanlara, tek kelime etmeyenlere bakıyorum.
Türkiye, sevgili Cengiz Çandar'ın deyişiyle bir 'Korku Cumhuriyeti'ne çevrilirken dut yemiş bülbülü oynayanlar, şimdi bakıyorum hepsi birden demokrasi havarisi kesilmişler.
Gerçekten acıklı!