Gazetede kocaman haber başlığı:
AK Parti'de tarihi üyelik!
Erdoğan bugün
partili cumhurbaşkanı
olacak!
Bir yorumdan bir cümle:
Efsane dönüyor!
Yine bir gazete başlığı:
VUSLAT GÜNÜ!
AK Parti'de hasret
bugün bitiyor;
Erdoğan tarihi bir törenle
yeniden partiye üye oluyor!
Bir başka gazeteden:
Tarihi gün geldi:
Erdoğan AK Parti'ye dönüyor!
Bundan sonra önemli olan bu 'dip dalga'yı yönlendirmek, organize etmektir
Bu başlıkları atanlar, bu yorumları yapanlar, acaba bu dediklerine gerçekten inanıyorlar mı?
Yoksa bizimle kafa mı buluyorlar?
Ya da geçen günkü yazımda belirttiğim gibi, yalanda mı, bir 'yalan dünya'da mı yaşıyorlar?
Soruyorum:
Erdoğan ne zaman ayrıldı ki AKP'den?..
AKP'de bugüne kadar Erdoğan'dan habersiz bir taş mı oynadı yerinden?..
Genel başkanları kim seçti?..
Başbakanları kim işaret etti?..
Allah aşkına söyler misiniz?
Erdoğan, AKP ile bağını sona erdirip, anayasanın emrettiği tarafsız konuma hiç geçti mi?..
Anayasa uyarınca partilerüstü oldu mu hiç?..
Allah rızası için söyleyin.
Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Meclis kürsüsünden ettiği yemine ne zaman sadık kaldı?..
Yoksa bu yemini her Allah'ın günü çiğnedi mi?.. Böylece anayasayı da delik deşik etti mi?..
El insaf!
Şimdi de kalkmış, tarihi gün, efsane dönüyor, tarihi üyelik diye başlıklar atabiliyor, yorumlar yapabiliyorsunuz.
Çocuk mu kandırıyorsunuz?..
Şunu bir kenara bir daha yazın.
Erdoğan her zaman AKP'nin başındaydı, ipler her daim onun elindeydi ve yapılan her şeyden o sorumluydu.
16 Nisan'da da o oylandı!
Ve bu ülkede her 2 kişiden 1'i ona hayır dedi.
Yüzde 49 ona hayır dedi.
16 Nisan'da Erdoğan umduğunu bulamadı, büyük hayal kırıklığına uğradı, yenildi.
Şimdi ne yapsanız, ne kadar hava bassanız nafiledir.
Erdoğan'ın bugünkü üyeliğiyle AKP'nin önünde bir yeni sayfa açılıyormuş gibi ne kadar revnaklı manşetler de çekseniz boşunadır.
Erdoğan'la gelinen yer, bu kadar.
Bundan sonrası iniştir.
Erdoğan için 16 Nisan'da iniş başlamıştır.
Bu gerçeğe gözünüzü kapatarak, kendinize bir yalan dünya yaratarak yaşamaya çalışmakla bir yere varamazsınız.
Yakın zamanda duvara toslarsınız.
Yine yazın bir kenara:
AKP'nin sorunu Erdoğan'dır.
Türkiye'nin sorunu Erdoğan'dır.
Hem de bir numaralı sorunu...
AKP'nin de önü, Türkiye'nin de önü, bundan böyle Erdoğan'la kapalıdır.
Erdoğan artık değişmez.
Erdoğan'ı değiştiremezsiniz.
Erdoğan neyse odur.
AKP'nin içinde de bu gerçek görülmeye başlandı.
Erdoğan'a çarpı koyanların çevresi AKP içinde de her geçen gün genişliyor.
Eğer Türkiye yüzünü yeniden demokrasi ve hukuk devletine dönecekse, gerçek barış ve kalıcı istikrar Türkiye'nin kapısını çalacaksa, yalnız Türkiye değil, AKP de Edoğan'la hesaplaşmak zorunda.
Çünkü, hem Türkiye'nin hem AKP'nin bir numaralı sorunu Erdoğan'dan başkası değildir.
Bunun için de, 2019 seçimleri hayatidir, şimdiden kolları sıvamaktan başka çare yoktur.
Efsane dönüyor, tarihi üyelik, tarihi gün diyerek artık inandırıcı olamazsınız, yeni bir sayfa açamazsınız Türkiye'nin önünde...
Son söz:
Yeni sayfa ancak Erdoğan'a karşı mücadele bayrağını sallamaya başlamakla açılır.
Bir dip dalga geliyor!
Bundan sonra önemli olan bu 'dip dalga'yı yönlendirmektir, organize etmektir.