Ahmet Türk'ü izliyorum.
T24'te Murat Sabuncu'yla konuşuyor.
Sükûneti hiç elden bırakmayan o yumuşak diliyle önemli mesajlar veriyor.
CHP'ye...
CHP gerçek sosyal demokrat parti olmalı.
Ancak böyle bir CHP Türkiye'nin
demokratikleşmesine öncülük edebilir.
Kürt sorunu deyince, minderden kaçıyor CHP.
Bu hâliyle CHP demokratikleşmeye
öncülük edemez.
Zaman zaman CHP’ye eleştiri yapıyorsak,
bu görevi tam yerine getirmediği içindir.
MERAL AKŞENER'e...
Barış açısından eğer bir umut
görürsem Akşener'in de elini,
hatta Bahçeli'nin bile elini sıkarım.
Akşener'in "HDP'yi PKK terör örgütünün yanına konumlandırıyorum" sözü çok yanlış.
Akşener unutmasın, HDP 6 milyon oyu
olan bir parti. Bu 6 milyon oy,
13 milyonluk bir kitleye tekabül eder.
DEMOKRASİ İTTİFAKI...
Kendi başımıza demokratik bir
Türkiye yaratamayız.
Ancak, demokrasiye inananlarla,
vicdan sahibi insanlarla bu sistemi değiştirip
demokratik bir geleceği sağlayabiliriz.
Demokrasi ancak halkların örgütlenmesiyle,
demokrasiden yana insanların buluşmasıyla,
demokratik değerlerin etrafında
toplanmakla mümkündür.
SİLAH VE BARIŞ...
Silahların artık sorunları çözemediği
zamanları yaşıyoruz.
Yazımın tam burasında telefonum çaldı.
Karşımda Ahmet Türk.
Yazıma başlamadan kendisini aramıştım, cevaben arıyordu.
Kısa sohbetimizden, önemsediğim iki cümlesini iznini alarak yazıma ekliyorum:
Hem demokratik siyaset,
hem silah siyaseti
bugün artık bir arada yürümüyor.
CHP'yi hem eleştiriyoruz, hem yok sayamıyoruz,
CHP'siz de olmaz, olmuyor çünkü...
Ahmet Türk’le Mardin'de 2014 yılındaki bir sohbetimizde şöyle demişti:
Devlet zihniyeti özünde değişmiş değil.
Bak, tanklar yıllar sonra yine
meydanlara çıkıyor. Devletin bu
zihniyetiyle Kürtlerin eşit vatandaşlığı
hayaldir, sorun bu kafayla çözülmez yani...
Eskiden 'apoletli Kemalizm'di,
şimdi de cübbeli Kemalizm!
İkisinde de demokrasi yok.
Tarih 8 Ekim 2014, Mardin Belediyesi'nde Başkan Ahmet Türk'le...
Sevgili Ahmet Türk;
Demokrasi ve özgürlük arayışı durmayacak,
devam edip gidecek.
Senin yukarıdaki mesajlarının içinden ikisinin altını
bir kez daha kalın olarak çiziyorum.
Birincisi:
Silahların sorunları çözemediği
zamanları yaşıyoruz.
İkincisi:
Demokrasi diyorsak, demokratik değerlerin
etrafında toplanmak zorundayız.
Kolay mı?
Elbette değil.
Ama demokratik bir cumhuriyeti,
demokratik bir geleceği inşa etmek istiyorsak
başka çaremiz yok.
Demokrasiye inanan insanların,
Ahmet Türk'ün deyişiyle vicdan sahibi insanların,
farklılıkları bir yana bırakıp aynı saflarda birleşmeleri şart...
Bir tarihçinin şu sözüyle yazımı noktalıyorum:
Tarih ne yazık ki yaşamaya ve
kanamaya devam ediyor! (*)
(*) Christopher De Bellaigue; İsyan Toprakları, İletişim Yayınları, sayfa 76.