Tayyip Erdoğan diktatör mü? Tam anlamıyla bir tek adam yönetimi kurabilir mi Türkiye’de? Bundan sonra demokratik değerler konusunda doğru yolu bulabilir mi?
Erdoğan takiye mi yapıyor? Kafasında, Türkiye’yi bir din devleti yapacak gizli bir gündem var mı? Türkiye yakın gelecekte istikrarsızlık meselesiyle karşı karşıya kalabilir mi?
Ve ben 12 Eylül 2010'da yapılan Anayasa referandumda savunduğum 'yetmez ama evet tavrından' dolayı pişman mıyım? Soru çok, benim cevaplarım aşağıda...
Tayyip Erdoğan diktatör mü?
Hayır.
Diktatör olsa bu yazıyı yazabilir miydin?
Hayır.
Ama istedikleri gibi yazamayan meslektaşların var mı medyada?
Evet var.
İstedikleri gibi yazamadıkları için işlerini kaybeden meslektaşların var mı?
Evet var.
Hapis yatan meslektaşların var mı?
Evet var.
İfade özgürlüğü bu ülkede kısıtlı ve sorunlu, öyle mi?
Evet öyle.
Ama Erdoğan diktatör değil mi diyorsun?
Evet değil.
Otoriter bir lider mi?
Evet.
Otoriter yanı gitgide ağır basan, gücü tek başına kullanmayı seven bir Başbakan mı?
Evet.
Tek adam olmak, Soğuk Savaş döneminin Latin Amerika örneklerine benzer başkan baba olmak mı var kafasında?
Evet.
Tam anlamıyla bir tek adam yönetimi kurabilir mi Türkiye’de?
Hayır.
Erdoğan’ın otoriterliği ve tek adamlık hevesi bu ülkede demokrasi ve hukuk devletinin birinci sınıflığa terfi etmesini önlüyor mu?
Evet.
Tayyip Erdoğan’ın demokrasi kültürü, birinci sınıf demokrasi ve hukuk devleti açısından yeterli mi?
Hayır değil.
Tayyip Erdoğan’ın İslamcı gelenekten kaynaklanan politik anlayışı, siyasal genlerindeki muhafazakârlığı ve milliyetçiliği de, birinci sınıf demokrasi açısından engeller oluşturuyor mu?
Evet.
Yine Erdoğan’ın bu zihniyet yapısı, çoğulculuk ve farklı hayat tarzları konusunda demokrasileri demokrasi yapan ‘tolerans’ı olumsuz mu etkiliyor?
Evet.
Erdoğan’ın yapılacak çocuk sayısından içilecek içkiye, kılık kıyafetten kadın-erkek ayrımına, parklarda, metrolarda nasıl oturup kalkılacağına kadar ‘hayat tarzları’nı şöyle ya da böyle ilgilendiren birçok konuya ilişkin müdahaleci ve tolerans yoksunu tutumu da birinci sınıf demokrasiyi engelliyor mu?
Evet.
Yani Tayyip Erdoğan’ın kadın-erkek eşitliğine gerçekten inandığını ya da böyle bir eşitliği içine sindirebileceğini düşünebiliyor musun?
Hayır.
Peki, Tayyip Erdoğan’ın demokrasi konusunda bunca yıldır artı puanı yok mu?
Hayır var.
Askeri vesayet, AB ile uyum, Kürt meselesinde açılım gibi konularda olumlu adımlar atmadı mı Erdoğan?
Evet attı.
Sen de geçmişte Erdoğan’ı bu konularda desteklemedin mi?
Evet destekledim.
Ama bugün daha çok eleştiriyorsun değil mi?
Evet öyle.
Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, özgürlükler ve kadın-erkek eşitliği alanlarında bugün gerilediği için mi daha çok eleştiriyorsun Tayyip Erdoğan’ı?
Evet.
Erdoğan, yakın geçmişte demokrasiyi engelleyen ‘asker freni’ni çekerken, yerine kendi ‘sivil freni’ni mi koymaya yöneldi?
Evet.
Bu da demokrasinin birinci sınıflığına köstek olmaya devam mı etti?
Evet.
2006’tan itibaren gazete yazılarında ve 2010’da çıkan Türkiye’nin Asker Sorunu isimli kitabında ‘demokrasiye sivil freni’ konusunu sık sık işledin değil mi?
Evet öyle.
12 Eylül 2010’daki anayasa referandumda savunduğun yetmez ama evet tavrından dolayı pişman mısın?
Hayır.
Eğer Erdoğan yarın demokratik değerler konusunda doğru yolu bulursa, onu yine destekler misin?
Evet.
Erdoğan, böyle bir ‘doğru yol’u bundan sonra bulabilir, diyebilir misin gönül rahatlığıyla?
Hayır.
Erdoğan Kürt sorunu konusunda cesur adımlar attı mı?
Evet.
Ama şimdi işler durakladı değil mi?
Evet.
Seçim sonrası yeniden hızlanır mı?
Olabilir.
Yerel seçimlerde -örneğin İstanbul’da- bazı ‘sürpriz’lerle karşılaşabilir mi Erdoğan?
Sanmıyorum.
Erdoğan takiye mi yapıyor?
Nasıl yani?
Kafasının arkasında, Türkiye’yi bir din devleti yapacak gizli bir gündem mi var?
Hayır yok.
Oylarını her seferinde arttırarak üstüste üç seçim kazanmış olmanın güç sarhoşluğu ya da güç zehirlenmesini mi yaşamakta Erdoğan?
Evet.
Bu yüzden mi eleştiri konusunda tahammülsüzleşti?
Evet.
İktidar kibiri mi bu?
Evet.
Artık çevresinde farklı sesler duymak istemiyor mu?
Hayır istemiyor.
Etrafı daha çok evet efendimci mi?
Evet öyle.
Bakanlar Kurulu’nda da, parti yönetiminde de öyle mi, sadece kendi sesi mi çıkıyor?
Evet öyle.
İş dünyası korkuyor mu Erdoğan’dan?
Evet.
Medya patronları korkuyor mu Erdoğan’dan?
Evet öyle.
Türkiye’nin Avrupa Birliği yoluna artık Erdoğan’ın pek öyle kafa yormadığı, gözünü daha çok Batı’ya değil Doğu’ya diktiği söylenebilir mi?
Evet söylenebilir.
Bütün bunlara güçlü ve inandırıcı bir iktidar alternatifinin yokluğu -ya da muhalefet boşluğu- eklendiğinde, Türkiye yakın gelecekte istikrarsızlık meselesiyle karşı karşıya kalabilir mi?
Evet kalabilir.
Alternatif günün birinde AK Parti’nin kendi saflarından çıkabilir mi?
Evet olabilir.
Teşekkür ederim.
Rica ederim.