28 Eylül 2023

Kadirov fenomeni ve Üçüncü Çeçen Savaşı'nın çıkma ihtimali

Çeçen lider Kadirov'un sağlık durumu iyi değil. Putin'in onun yerine başka birini bulması kolay olmayacak gibi görünüyor

Rusya Federasyonu için en zor cumhuriyet Çeçenistan. Dün de öyleydi, bugün de öyle.

Uzak geçmişi bir yana bırakalım, son 30 yılda iki kez Rus-Çeçen savaşı çıktı. Başkan Yeltsin döneminde on binlerce insanın hayatına mâl olan ilk savaş (1994-1996) her ne kadar "beraberlik" ile bitmiş olsa da Çeçenler bağımsızlık amacına bir adım daha yaklaşmıştı. Daha da kanlı geçen ve lider Putin'in damgasını vurduğu ikinci savaş (1999-2009) sonucu Kremlin, isyanı bastırdı.

Başlangıçta Rusya Ordusu'na karşı savaşıp saf değiştiren Çeçenler arasından imam Ahmet Kadirov (veya Kadırov) Moskova tarafından Çeçenistan'ın başına atandı. Kadirov 2004'te düzenlenen bir terör saldırısı sonucu isyancı Çeçenler tarafından öldürüldüğünde, kısa süre önce onun Putin ile tanıştırdığı 1976 doğumlu oğlu Ramazan (veya Ramzan) Cumhuriyet'in fiili lideri oldu, yaşı 30 olunca da resmî olarak koltuğa oturdu.

Kadirov Çeçenistan Sultanı gibi 

O zamandan beri Kremlin'den sürekli büyük destekler alan ve sarayda yaşayan, yurt dışında pahalı villaları olan, milyonlarca dolar ödeyerek doğum gününe dünya çapında ünlü sanatçıları getiren, atlar ve vahşi hayvanlar ile dövüş sporlarına düşkünlüğü ile tanınan Ramazan Kadirov Çeçenistan'ı dilediği gibi yönetiyor.

Sadece kendi cumhuriyetinde değil Rusya'nın değişik bölgelerinde de kendine rakip gördükleriyle sert biçimde "hesaplaşıyor". Eski Rus Başbakan Yardımcısı (sonradan muhalif) Boris Nemtsov'dan gazeteci Anna Politkovskaya'ya kadar birçok ünlü ismi onun öldürttüğü iddia ediliyor.

Birden fazla eşi olan Kadirov bazen açıkça şeriatı savunuyor ancak kimse Putin himayesi altındaki Çeçen lidere karşı çıkamıyor.

Bir başka iddia da onun uyuşturucu kullandığı ve sağlığının giderek kötüye gittiği. Son zamanlarda Kadirov kamera karşısına fazla çıkmıyor, resmî olarak da aylardır "izinde" görünüyor. Son aylarda servis edilen birkaç görüntüsünde de hem oldukça sağlıksız görünüyor hem de düzgün konuşamıyor.

Oysa kısa süre öncesine kadar Ramazan Kadirov televizyon kanallarında, TikTok'ta ve Telegram'da Rusya'da "Ukrayna'ya karşı savaşın öncüsü" olarak durmadan konuşurdu. Bir dönem Wagner ordusunun patronu Yevgeniy Prigojin'le iyi ilişkiler içinde Rusya Savunma Bakanlığı'na sert eleştiriler yöneltmişti ama Prigojin'in Kremlin'e karşı isyana kalkmasıyla birlikte hemen geri adım attı.

Bu arada kendisini tedavi eden Çeçenistan Başbakan Yardımcısı ve özel doktoru Elhan Süleymanov'un yanlış tedavi uyguladığı gerekçesiyle diri diri toprağa gömüldüğü de ortalıkta dolaşan iddialardan biri (bir başka iddia da Süleymanov'un Ankara'ya kaçtığı yolunda).

Geçen haftadan beri Kadirov'un durumunun kötüleştiği, komaya girdiği, hatta öldüğü söylentileri yayıldı. Öldüyse veya ölürse Çeçenistan'da ne olur sorusu giderek daha sık tartışılmaya başladı. Belli ki cumhuriyette çok sayıda düşmanı var ve durumu ancak Kremlin desteğiyle uyguladığı sert yöntemlerle idare ediyor. Putin'in onun yerine getirecek birini bulması hiç kolay değil.

Bu tartışmalar içinde akla Ahmet Kadirov geldi. Hayır, ölen babası değil, dört oğlundan en büyüğü (Ramazan Kadirov'un Ahmet, Zelimhan, Adem ve Abdullah adında dört oğlu var). Kısa süre önce Ramazan, Ahmet'i Putin'le tanıştırmıştı. Tıpkı babasının ölmeden kısa süre önce kendisini tanıştırmış olduğu gibi. Ama şöyle bir fark vardı: Ahmet çok daha genç ve henüz 18 yaşını bile doldurmadı. Bu kadar genç biri Çeçenistan gibi zor bir cumhuriyete lider olabilir mi?

Rus milliyetçiler Kadirov'a tepkili 

Ramazan Kadirov'un sağlık durumunun iyi olduğu yolundaki açıklamalar ve hangi tarihte çekildiği belli olmayan görüntüleri, kuşkuları giderememiş ve gündemi değiştirememişti. Ama gündem bu günlerde bambaşka bir gelişme ile bir anda altüst oldu.

Kadirov'un 15 yaşındaki üçüncü oğlu Adem (veya Adam) nasıl olduysa Çeçenistan'da bir hapishaneye gidip tutuklulardan birini dövmüştü. Üstelik bu dayak video olarak kaydedilmiş ve sosyal medyadan servis edilmişti.

Kamera önünde dayağı yiyen (ve kendini savunmak için hiçbir şey yapmayan) 19 yaşındaki genç Nikita Juravel'di. Bu yılın Mayıs ayında Volgograd kentinde Kuran yakma eylemi düzenlediği için gözaltına alınmıştı. Sonra çok ilginç bir şey oldu ve "kendini bu eylemin zarar gören tarafı olarak gören çok sayıda Müslüman Çeçenin gösterdiği tepki üzerinden davanın Volgograd'dan Çeçenistan'a devredilmesi" yolunda bir istek geldi ve Rusya makamlarından bu yönde bir karar çıktı (elbette bunun herhangi bir ciddi hukuki gerekçesi yoktu). Sonrasında Juravel bir Çeçen hapishanesine yerleştirildi.

Baba Kadirov, oğlunun hiçbir yasada yeri olmayan "dayak atma seansı"nı yerinde ve haklı bulduğunu açıkladı. Olay Rusya çapında yeni tartışmalar yarattı.

Rusya'da ve yurtdışında muhalif ve demokrat, liberal Rus kesimlerin Kadirovlar'a gösterdiği tepkiyi anlatmaya herhalde gerek yok. Ancak Putin'i destekleyen kitleler arasında, bu arada Rus milliyetçisi siyasiler ile haber alma ve ordu sıralarında da bu gibi durumlara tepkilerin arttığı söyleniyor.

Bunlar zaten Ukrayna savaşı içinde sorunları daha radikal yöntemlerle halletmeye alışmışken, artık Rusya Federasyonu'nun bu "oldukça farklı" liderinin de hak ettiği muameleyi görmesi gerektiğini düşünüyorlar.

Bazı kötümser çevrelerde böyle giderse Üçüncü Rus-Çeçen Savaşı'nın bile çıkabileceği tahminleri dile getirilmeye başladı.

Bütün olası gelişmeler Putin'in tavrına bağlı olarak gelişecek gibi. Ve tabii ki Kadirov'un Çeçenistan'ı yönetecek sağlığa ve güce sahip olup olmadığı da çok önemli.

Hakan Aksay kimdir?

Hakan Aksay, 1981'de 20 yaşında bir TKP üyesi olarak Sovyetler Birliği'ne gitti. Leningrad Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi'ni bitirdi. Brejnev, Andropov, Çernenko ve Gorbaçov iktidarları döneminde 6 yıllık kıymetli bir SSCB deneyimi kazandı.

Doğu Almanya'da 1,5 yılı aşkın gazetecilik yaptıktan sonra TKP'den ayrılarak Türkiye'ye döndü. Bir yıl kadar sonra bağımsız bir gazeteci olarak Moskova'ya gitti ve 20 yıl boyunca (Yeltsin ve Putin dönemlerinde) çeşitli gazete ve TV'lerde muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptı.

Bu dönemde Türk-Rus ilişkileriyle ilgili çok sayıda proje gerçekleştirdi. Moskova'da '3 Haziran Nâzım Hikmet'i Anma' etkinliklerini başlattı ve 10 yıl boyunca organize etti. Dergi ve internet yayınları yaptı. Rus-Türk Araştırmaları Merkezi'nin kurucu başkanı oldu.

2009'da döndüğü Türkiye'de 11 yılı T24'te olmak üzere çeşitli medya kurumlarında çalıştı; Tele1 ve Artı TV kanallarında programlar hazırlayıp sundu; Gazete Duvar'ın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Gazeteciliğin yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Rusya-Ukrayna danışmanı olarak çalışıyor. Türkiye'nin önde gelen Rusya ve eski Sovyet coğrafyası uzmanlarından olan ve "Puşkin madalyası" bulunan Hakan Aksay'ın Türkçe ve Rusça dört kitabı yayımlandı.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Trump Putin’e ters köşe yapar mı?

Rusların bir bölümü neden bu kadar “Trumpçı” kesildi? Bunun Ukrayna'daki savaşla bir ilgisi var mı?

Bir Erdoğan kaldı bir de Putin

Suriye'de asıl kazananın İsrail olduğunu vurgulayan Rus lider, Batı'ya ilginç bir "füze düellosu" yapmayı önerdi

Suikastlar, füze saldırıları ve şüpheli bir barış umudu: Trump

Ateşkes anlaşması, eğer zerre kadar sempati duymadığım Trump sayesinde yapılacaksa, onu da önemsemek durumundayız

"
"