01 Şubat 2024

Parti devleti

Vatandaş olarak oy vermemiz de yetmiyor artık! Çağrılara uyup, hayatta kalma savaşımıza adliyeleri, sokakları, meydanları da eklememiz isteniyor

Bir şeyin fikrinin, dedikodusunun ve ihtimalinin, gerçeğinden daha tehlikeli yaşandığı yere taşra denir. Taşra coğrafi bir yer değildir, zihniyettir. Biz de ülkece taşra kodlarımıza geri dönüyoruz. Taşralarda her türlü rezillik olur da rezil olunmaz! Çürüme içerden olur. Meclis'te de rezil olmazsın, kulis olursun! Her şeyin mübah olduğu seçim zamanları, o kutlu koltuğa giden yolda büyük dava palavraları ile hepimizi “sandık atı” gibi yemleyip kendi gündemine hapsetmeye çalışan laf cambazları, “iktidarı, iktidarın ele geçirdiği yargı ve kurumlar üzerinden iktidara şikayet ediyor.”

Ülkeyi kutuplaştırarak ortadan ikiye bölmenin de ötesine geçen, tehlikeli sıçramalar yapan iktidara karşı, muhalefet üzerine düşeni yapmak yerine kendisine biçilen konformist alan içerisinde, kendi kum havuzunda oynamayı tercih ettiği için ülkede parti devletinden de tehlikeli bir muhalefet sorunumuz var. Her dönemin olmakla birlikte özellikle son yılların kurtarıcısı da çağrı yapmak oldu. Vatandaş olarak oy vermemiz de yetmiyor artık! Çağrılara uyup, hayatta kalma savaşımıza adliyeleri, sokakları, meydanları da eklememiz isteniyor. Ne için! kim için! Yerel seçimlerin bittiği 1 Nisan sabahı CHP’de başlayacak olan kongre oyunları için mi?

Ocak ayında kaybettiğimiz şair Süreyya Berfe’nin “Bir Dost Bulamadım Gün Akşam Oldu” şiiri bugünlerde dönüp duruyor aklımda. Yoksulluk, insanlık onurunu ayak altına alan bir durum ama hayatı yıkan, insanı insanlığından eden, yoksulluğa eklemlenmiş olan tek başınalık, kimsesizlik duygusudur. Şiirin son mısrası gibi; “Valiye vardım ödlek/Başkana vardım gülüyor/Belki çıkar diye evrak/Sustum oturdum.” Biz de sustuk bekliyoruz. Gün akşam oluyor, yıllarımız bir belki uğruna geçiyor.

Toplumun devletle sorunları var, bu doğru ama toplumu oluşturan kesimlerin kendi aralarındaki ilişkilerinde de demokrasi sorunu var. İyi temizlemeyen bir deterjanın bol ama bir işe yaramayan sahte köpükleri gibiyiz.

Bir Dost Bulamadım Gün Akşam Oldu

Yorgunluktan başım düşüyor

Gökte kanadı ayrıç ayrıç bir kırlangıç

Dere gibi geçiyor içerimden

Ekmek kurumuş

Zeytin çekmiş yağını

 

Yürüdüm yutkuna yutkuna

Toza belendi miğdem

Gözlerim soldu

Armuda vardım yüksek

Bostana vardım ellerin

Köy hayat gibi ırak

Dönendim durdum

Bir dost bulamadım

Gün akşam oldu.

 

Taze yavrum kan kusuyor

Dışarda eli kırbaçlı bir rüzgâr

Hançer gibi geçiyor yüreğimden

Tezek tükenmiş

Oda çekmiş sıcağını

Düşündüm tütünü sara sara

Ağuyla dağlandı ciğerim

Yüzümün rengi durdu

Avrada baktım ağlıyor

Komşuya vardım susuyor

Kasaba devlet gibi ırak

Yol kapalı

Kalktım oturdum

Bir dost bulamadım

Gün akşam oldu.

 

Amerikan buğdayı bereketli olmuyor

Ötede bizim buğdaydan sapsarı bir ırmak

Güneş gibi geçiyor düşlerimden

Öküzler zayıflamış

Toprak çekmiş elini

Eridim hilâl oldum

Sele karşı terim

Gücüm dondu

Tüccara vardım ürkek

Yakın köye vardım bakmıyor

Geçim bir kanlı tuzak

Sordum sordurdum

Bir dost bulamadım

Gün akşam oldu.

 

Şehre inince keyfim kaçıyor

Her yerde yüzüme çarpan bir tokat

Eski bir kin gibi geçiyor gözüm önünden

Kapılar kapanmış

Hükümet çekmiş ayağını

Bekledim köle oldum

Yere yapıştı dizlerim

Umuduma set kondu

Valiye vardım ödlek

Başkana vardım gülüyor

Belki çıkar diye evrak

Sustum oturdum

Bir dost bulamadım

Gün akşam oldu.

Süreyya Berfe

Yazarın Diğer Yazıları

“Tomo’nun Yeri”

Yetvart Tomasyan'ın sevgili eşi Payline Tomasyan şahsında tüm ailenin, tüm sevenlerinin ve Aras Yayıncılık’ın başı sağ olsun. Bu dünyadan, bu topraklardan, çok sevdiği İstanbul’dan, bir “Tomo Abi” geçti

“Alemde Seyran Senindir”: Intra Muros İstanbul

Çağlar Fidan: Evimdeki bir odayı Kara Kitap odası haline getirdim. Odanın duvarları romandan kimi bölümlerle, romanı besleyen başka metinlerden alıntılarla veya bana romanın yazıldığı dönemi anımsatan görsellerle dolu. Genel hatlarıyla yapısını da oluşturdum aslında o albüm projesinin. Birkaç şarkısını da besteledim

Doktor Dikran Toraman ve eczacı Ardem Toraman’ın vefatının 2. yıl dönümü

Doktor Dikran Toraman’ın Ordu’da yıllarca ilçe ve köylere kadar gidip ücretsiz olarak baktığı hastalar, Orduspor’da 20 yıl boyunca sürdürdüğü saha doktorluğu ve Eczacı Ardem Toraman’ın raf eczacılığının olmadığı dönemde hazırladığı, herkese şifa olan ilaçlar, bu topraklara olan sevgileri, emeği, tüm kimliklerin üstünde olan var oluşları 200 yıllık baba evlerinin bulunduğu sokağa isimlerini vermek için yeterli olmuyor

"
"