20 Kasım 2022

Ordu'nun tabela ressamları

Ordu'da uzun dönem faaliyet gösteren kuşaklar arası kent hafızamızı canlı tutan mekanların üzerinde bulunan tabelalar ile farklı bir kent tarihi yazımı gerçekleştirebiliriz

Bir kent düşünün ne gazete ne fotoğraf ne de hafızaya yönelik tek bir arşivi olan…

Ordu'nun kasaba ve köylerinden kent merkezine yıllar içinde yaşanan göçle birlikte kent kültürünün günlük rutinlerini, alışkanlıklarını, kentin buluşma noktaları olan mekanlarını, kültürel çeşitliliğini ve zenginliğini koruyamadık. Bu değişimde çağın koşulları da etken. Ordu'da uzun dönem faaliyet gösteren kuşaklar arası kent hafızamızı canlı tutan mekanların üzerinde bulunan tabelalar ile farklı bir kent tarihi yazımı gerçekleştirebiliriz. Bu konuda büyük bir arşive ve bilgiye sahibiz.

Ordu'da tabelayla ilgili detaya ilk kez Fevzi Güvemli'nin "Bir Zamanlar Ordu" kitabında "Ordu'da Kulüpler Dönemi" yazısında karşılaştım.

"Bir kulüp açmayı, arkadaşlardan birinin evinde toplandığımız bir gün kararlaştırdık. Yıl, 1924. Kulübümüzün tüzük ve programını ortaokul öğretmeni olan bir arkadaş yazdı. Adını da koyduk: Ordu İnkılâbı İçtimai Kulübü (Ordu Toplumsal Devrim Kulübü). Sayın hocamız Mehmet Rıfat Bey de (Ataoğlu) güzel bir tabela hazırladı bize."

Mehmet Rıfat Ataoğlu'nun erken Cumhuriyet döneminde Ordu'da birçok kurum ve derneğin tabelasını yaptığını varsayıyoruz. Bu tabela örneklerinden bugüne gelebilen maalesef bulunmuyor ama Ordu’da Tayfur Candır’ın dedesinden kalan, koruyup bugüne taşıdığı tabela Ordu’da bugüne gelebilmiş en eski tabela olmalı en azından benim gördüğüm. 

İttihâd-ı Millî  Osmanlı Sigorta Şirketi, Fransız Union De Paris adlı şirketin öncülüğünde 1918 yılında kurulmuş. Şirketin kurucuları Halep eski valisi Celal Bey ile Kastamonu milletvekili Şükrü Bey. Şirketin genel merkezi İstanbul. İşlem yapacağı sigorta türleri ise yangın, kaza, hırsızlık ve hayat sigortası. 

İttihâd-ı Millî | Ulusal Birlik Osmanlı Sigorta Şirketi Tabelası

İkinci karşılaşma, Ordu'da 1908 yılından itibaren çeşitli tiyatro oyunları sergilenen Psomiadei okuluna bağlı Makridis Tiyatrosu'nu Cumhuriyet döneminde sinemaya çeviren (Halis Bey Sineması) Halis Öge'nin oğlu hattat Rüştü Öge'nin kardeşi manav Tahsin Öge'ye yapmış olduğu 1949 tarihli tabela ile oldu. Tabela ressamlığı da yapan Rüştü Öge'nin bugüne gelebilen tek çalışması kardeşine yaptığı bu çift taraf askılı tabela.

Tabela ressamı Ali Saraç 1926 Trabzon Akçaabat doğumlu. Ali Bey'in 1950-1963 yılları arasında Ordu'da yapmış olduğu resimli tabela çalışmaları çok etkileyici. Ali Saraç'ın oğlu Saadettin Saraç ve kızı Nilgün Saraç ile görüşüp tüm detayları konuştuk. Ali Bey'in Ordu'da yapmış olduğu 150'ye yakın tabela çalışmasına eriştik. Ali Bey'in bugüne gelebilmiş tek tabelası kaldı Ordu'da. Dükkânı ve ailesiyle yaşadığı ev de hala duruyor.

Ali Saraç'ın babası Bekir Saraç, Trabzon'da gümrük muhafaza memurudur. Bekir Bey 1916'da Rusların Trabzon işgali sırasında ailesiyle Ordu'ya geliyor ve burada yaşamaya başlıyorlar. Saraç ailesinin Ordu ile bağı da ilk bu dönemde kuruluyor. Ali Saraç ilk ve orta öğrenimini Ordu'da tamamlıyor ve 1940'lı yılların sonlarına doğru İstanbul'a giderek Karaköy'de Ermeni ustalardan altın varak ve işin inceliklerini öğreniyor. 1942 yılında Trabzon'a dönerek ilk işyerini orada açıyor.

1949 yılında Ordu'ya geri dönüp Düz Mahalle'de o dönem elektrik fabrikası olarak kullanılan (Rum Kilisesi) binanın karşısında ev tutuyor. Ali Bey'in kızı Nilgün Hanım okula 19 Eylül İlkokulu'nda başlıyor. Ali Bey, 1963 yılına kadar Ordu'da tabelacılık mesleğine devam ediyor. 1964 yılının sonunda "mesleğin inceliklerini öğrenmeye gidiyorum" diyerek Almanya'ya giden Ali Bey, orada 10 yıl kalıyor. Her yıl ailesini ziyarete gelen Ali Saraç, Almanya'da farklı fabrika ve firmalar için tabela yazıları yazmaya devam ediyor. Lastik damga tekniğini Almanya'da öğrenen Ali Saraç, Türkiye'de ilk kez bu uygulamayı hayata geçiren kişi oluyor.

Ali Bey, 1974 yılında kesin dönüş yapıyor ve Trabzon Uzun Sokak'ta, şimdiki 1 nolu sağlık ocağı karşısında açtığı dükkanında çalışmalarına kaldığı yerden devam ediyor. Ali Saraç, sadece Ordu'da değil tüm Karadeniz'de estetik değeri yüksek işler yapıyor. Fotoğraflara baktığımızda bir dönemin tabela estetiğini görüyoruz. Fotoğrafların aktardıklarının yanı sıra ailesinin anlattıklarından mesleğine verdiği önem ve gösterdiği özen anlaşılıyor. Ali Saraç, arkasında kent estetiğine şahitlik edecek yüzlerce eser bırakarak 29 Şubat 1980 günü vefat ediyor.

Bir başka tabela ressamı Aziz Ateş'in 1975-2000 yıllarını kapsayan 400 tabela çalışmasının bulunduğu fotoğraf arşivine eriştim. Aziz Bey'in hikâyesini kendisi gibi tabela ressamı olan ve Ordu'da fırçayla tabela yazabilen belki de tek kişi olan oğlu İbrahim Ateş'le konuştuk.

Aziz Ateş, 1926 Giresun Alucra doğumlu. Aziz Bey'in babası Osman Ateş, Alucra'nın Kavaklıdere, annesi Gülsüm Nur Hanım Elmacık Köyü'nden. Aziz Ateş, beş kardeşin en büyüğü. 1928'de, Aziz Bey 2 yaşında iken ailesi Giresun Alucra'dan Ordu'ya gelip yerleşiyor. Aziz Bey Ordu'da büyüyor, İsmetpaşa İlkokulu'ndan sonra ortaokul eğitimini de tamamlayıp çalışmaya başlıyor. Bir süre araba boyacılığı yapan Aziz Ateş 1960'ların başından itibaren tabela ressamlığına başlıyor.

Aziz Ateş, vefat ettiği 2002 yılına kadar Ordu'da tabela konusunda bilinen tek isim oluyor. Bugün mesleği oğlu İbrahim Bey ve çocukları devam ettiriyor. Ordu'da bugüne gelebilen Aziz Ateş imzalı 21 tabelayı kayıt altına alabildim.

Aziz Ateş'in çırağı Faruk Gürer ile yaptığım görüşmede bir dönem Ordu'ya "Düzceli Faruk" isminde bir tabela ressamının geldiğinden Güneş Pastanesi ve Turist Otel için iç mekânlarda duvar resmi ve seramik pano çalışması yaptığından bahsetti.

Ordu'da tabela ressamlığı yapan diğer isimler: İbrahim Ateş, Ufuk Melikoğlu, Ünal Akdeniz, Nurati Akdeniz, Mehmet Seydi, Faruk Gürer ve Birol Yılmaz

Birol Yılmaz

Ordu'da tabela ressamlarının yüzlerce çalışmasından 47'si bugüne gelebilmiş durumda. Kent hızlı bir değişim içinde ve bu imzalı tabela örnekleri Ordu Belediyesi'nin gündeminde gibi görünen "Ordu Kent Müzesi" için koruma altına alınmazsa bir süre sonra bu tabelaları da kaybetmiş olacağız. 2021 yılında Tokat Kent Müzesi'nde sergilendiğini gördüğüm imzasız tabela örnekleri kent hafızasını korumak ve sahip çıkmak adına harika bir örnekti. Ordu Belediyesi'nden de aynı duyarlılığı göstermesini ümitle bekliyorum. Bu mirasa sahip çıkılmalı…

Yazarın Diğer Yazıları

İki gözüm iki çeşme -Ordu’da Ermeni Çeşmeleri-

Kaderine terk edilen halklar, hayatlar, hikâyeler, sevdalar, yapılar… Her şey dert olur bana

Fânî

Tüm hayatı boyunca zamanın şartları gereğince okula gidemediği için üzüntü duyan Lütfi Filiz, tasavvuf felsefesini çok yalın bir dille anlattığı eserlerini şöyle ifade etmektedir: "Faniyâ bu sözleri sen değilsin söyleyen Nutk eden Hakk'ın dili, dilde tercüman benem"

Hakikat, insan hikâyesidir: Kiske Kuşunun Peşinde, Katamizeler

Hakikati nerede bulacağız? Devletlerin çok amaçlı resmî anlatılarında değil elbette. Hakikat, insan hikâyesidir. Devreden değerler mirasındadır. Hayatın absürt gerçekliğini kavramak üzere yaratılmış sözlü tarihtedir