23 Mart 2025
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmalarda “suç örgütü kurmak” iddiasıyla tutuklanıp, “teröre yardım” suçlamasında serbest bırakılması üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na kayyım atanması yolunun “şimdilik” kapandığı yorumları yapıldı.
İmamoğlu, sadece “suç örgütü” suçlaması nedeniyle tutuklandığı için, karar itirazla değişmez ve terör suçundan hüküm giymezse, kayyım atanmayacağı ifade edilse de yasa aksine de olanak tanıyor. İçişleri Bakanlığı’nın kayyım atamak için davanın bitmesini bekleme zorunluluğu bulunmuyor ve Bakan'ın yetkisi sadece terör suçlarıyla sınırlı değil. İçişleri Bakanı’nın sadece soruşturma ya da yargılamayı gerekçe göstererek görevden uzaklaştırma ve sonrasında kayyım atama yetkisi de var. Ancak bu yol istisnai olarak uygulandı. Bunun dışında Cumhurbaşkanı’na Şubat’ta çıkan yasayla, Devlet Denetleme Kurumu’nun yapacağı denetleme sonunda - belediye başkanları dahil- kamu görevlilerini görevden uzaklaştırma yetkisi verildi. Kayyım ataması yapılmazsa çoğunluğun CHP’nin elinde olduğu İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin seçeceği CHP’li bir isim belediyeyi yönetebilecek.
İmamoğlu hakkındaki kararlar, garip bir sürecin ardından açıklandı. Sabah erken saatlerde iktidara yakın medya kuruluşları, İmamoğlu'nun yolsuzluk suçlarından tutuklandığı, terör suçundan ise adli kontrolle serbest bırakıldığı haberlerini servis etti. Saat 10.00 sıralarındaki bu haberlerden yarım saat sonra, savcılık kaynakları gazetecileri kararın henüz çıkmadığı konusunda uyardı. Bu uyarıdan önce CHP’li vekiller ve avukatlar, ısrarla, “Hâkimliğin kapısında bekliyoruz, karar yok” açıklamasını yapıyordu.
Bu nedenle uzun süre beklendi. Yaklaşık iki saat sonra kararlar İmamoğlu’nun yüzüne okundu. İmamoğlu, yolsuzluk suçlarından tutuklandı. Terör suçundan ise sabah saatlerindeki haberlerin aksine adli kontrol kararıyla değil doğrudan serbest bırakıldı.
Başsavcılıktan konuyla ilgili yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen soruşturmalar kapsamında nöbetçi sulh ceza hakimliğince; mali nitelikli soruşturma kapsamında şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun suç örgütü kurmak ve yönetmek, rüşvet almak, intikam, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek ve ihaleye fesat karıştırmak suçlarından tutuklanmasına, üzerine atılı terör örgütüne yardım etme suçundan kuvvetli suç şüphesi bulunmakla birlikte mali nitelikli suçlardan zaten tutuklanmasına karar verildiğinden bu aşamada gerek görülmemekle birlikte talebin reddine karar verilmiştir.”
Bu açıklama birçok açıdan ilginç bulundu. Ayrı yürütülmelerine, terör soruşturmasının terör savcılarınca yürütülmüş olmasına rağmen iki soruşturmanın tek sepette değerlendirilmesi şaşırtıcı karşılandı. İki suçlama ile ilgili olarak ayrı tutuklama taleplerinin bir arada değerlendirilmesi ve "kuvvetli suç şüphesinin var olduğu" savunulmasına rağmen apayrı bir suçlamadan verilen tutuklama nedeniyle 'terör'den tutuklama kararı verilmediğinin belirtilmesi bu şaşkınlığın nedeni. Ancak hâkimlik tutanağında da aynı ifadelerin yer aldığı anlaşıldı. Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği, “şimdilik” kaydı düşmedi ancak İmamoğlu'nun 'terör' suçlamasından bu gerekçeyle serbest bırakılmasını kararlaştırdı. “Mali suçlardan tutuklanmamış olsan tutuklanırdın” mesajı verdi.
“Şimdilik” vurgusu da İmamoğlu’nun üzerindeki terör suçlamasının devam edeceğinin, günü geldiğinde tutuklanabileceğinin işareti gibi yorumlandı. Mali suçlardan tahliye olsa bile bu suçtan tutuklama yapılmasının ileride söz konusu olabileceği yorumlarına yol açtı.
Terör soruşturmasında birlikte gözaltına alınan Şişli Belediye Başkanı Resul Ekrem Şahan, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Reform Vakfı Başkanı Mehmet Ali Çalışkan’ın “teröre yardım” suçundan tutuklanmaları da bu soruşturmanın “Damokles’in kılıcı gibi” İmamoğlu’nun üzerinde kalacağını gösteriyor.
İmamoğlu hakkındaki kararların ardından yaşanabilecek muhtemel gelişmeleri de şöyle sıralamak mümkün:
Belediye Kanunu’nun 45. maddesinde, “Ancak, belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesinin terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılması veya tutuklanması ya da kamu hizmetinden yasaklanması veya başkanlık sıfatı veya meclis üyeliğinin sona ermesi hallerinde 46.ncı maddedeki makamlarca belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesi görevlendirilir” hükmü yer alıyor. Bu nedenle, önce görevden uzaklaştırma sonra kayyım ataması kararı veriliyor. 46. maddede de “Belediye başkanlığının herhangi bir nedenle boşalması ve yeni belediye başkanı veya başkan vekili seçiminin yapılamaması durumunda, seçim yapılıncaya kadar belediye başkanlığına büyükşehir ve il belediyelerinde İçişleri Bakanı, diğer belediyelerde vali tarafından görevlendirme yapılır” hükmü yer alıyor.
İmamoğlu, tutuklandı ancak hakkındaki diğer gelişmeler ve bu soruşturmalarda yaşanacak olası aşamalar siyasi yaşamını da yakından ilgilendirecek. İhtimaller şöyle:
Gökçer Tahincioğlu kimdir?Gökçer Tahincioğlu, 1997'den 2018'e kadar Milliyet Gazetesi'nde yargı muhabirliği, Ankara Haber Müdürlüğü, köşe yazarlığı yaptı. Haber, yazı ve fotoğraflarıyla Musa Anter, Metin Göktepe, Abdi İpekçi gibi isimlerin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü ödüllerine layık görüldü. Bu Öğrencilere Bu İşi mi Öğrettiler?: Öğrenci Muhalefeti ve Baskılar (2013, Kemal Göktaş'la birlikte), Beyaz Toros: Faili Belli Devlet Cinayetleri (2013) ve Devlet Dersi: Çocuk Hak ve İhlallerinde Cezasızlık Öyküleri (2016), Çünkü Umurumuzda adlı mesleki kitaplara imza attı. Yaralı Hafıza ve Kayıp Adalet adlı derleme kitapların editörlüğünü üstlendi. İlk romanı Mühür, 2018'de yayımlandı. 2020'de yayımlanan ikinci romanı Kiraz Ağacı ile Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazandı. Üçüncü romanı Sabahattin Ali'yi Ben Öldürdüm, Eylül 2023'te yayımlandı. 2018'den bu yana T24 Ankara Temsilcisi olarak çalışıyor. |
Elbette belediyelerdeki yolsuzluk iddiaları soruşturulsun, usulsüzlüklerin üzerine gidilsin; belediye bu, ne kadar kazırsan bulmak mümkün. Peki bir tek muhalefet belediyelerinden mi çıkıyor bu yolsuzluklar? İktidar belediyeleri ile ilgili soruşturmalara ne oldu?
Sivas Katliamı hiçbir zaman “terör örgütlerinin eylemi” olarak nitelendirilmedi. 2025 yılına gelindi. Anayasa Mahkemesi, bir Sivas hükümlüsünün tahliye istemini değerlendirirken, terör suçlusu olmadığı için yaşamı boyunca cezaevinde kalmasına gerek bulunmadığına hükmetti. Bu karar sayesinde 23 hükümlü daha tahliye edildi
Bilgi notunda, CİMER şikayeti üzerine 2020’de dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Mahmut Ak tarafından İşletme Fakültesi Dekanlığı’na yazı gönderildiği, gelen yanıtta, dekanlığın yatay geçişte sorun görmediği yanıtını verdiği belirtiliyor
© Tüm hakları saklıdır.