25 Ocak 2025

Isparta’daki uçak kazasından Kartalkaya’ya zırvalar, gerçekler ve dört kadın: “Yanıyoruz, neredesiniz?

Isparta’da 57 kişinin yaşamını yitirdiği uçak kazasında, uçağın kiralandığı Atlas Jet Havacılık A.Ş.’nin sahibi de 78 kişinin yangında hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel’i pazarlayan da ETS… Açık mevzuata rağmen yanan otelle ilgili olarak bakanlığın yetkisi bulunmadığını savunan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un sahibi olduğu firma…

İktidarı ve muhalefetiyle, el birliğiyle vasatlığa mahkûm edilen bir toplumun geldiği durumu anlamak için neyi nasıl karşıladığına bakmak yeterli…

78 insan, olabilecek en kötü biçimde, başkalarının suçları nedeniyle ölmüş, etkileşimciler hemen işe koyulmuş…

Yüzbinlerce, yüzbinlerce kişi yazdıklarını beğenmiş, yanıt vermiş, ciddi ciddi yorumlamış saçmalıkları…

Trump’ın attığı adımların Türkiye’ye etkisi gizlenmek isteniyor, yangın bundan çıkartıldı…”

“Yangının çıkartılma nedenini biliyorum, bunu Ümit Özdağ’ın tutuklanmasından ayrı düşünmemek lazım…”

“Karanlık odaklar iş başında…”

Sadece onlar değil elbette… Bir de “iktidara tek söz söylenmesin” korosu var…

Neyin ne olduklarını gayet iyi bilmelerine rağmen manipülasyon yapan, kendileri yetenekleriyle bir yerlere gelmiş gibi torpilli atamaları eleştiren, iktidarın aparatı haline gelmiş medyadaki ballı koltukları kaybetmemek için yalan söyleyen onlarca insan. Koca koca insanlar…

* * *

Bir küçük tarih yolculuğuna çıkalım. Bir hafıza yolculuğuna…

Gerçeği, ihmalleri, günahları gizlemek için ısrarla ortaya atılan ve sonrasında bir vasatlık resmine dönüşen, “Bor madenleri nedeniyle öldürüldüler” garipliğini bir tarafa bırakalım.

Ve Isparta’da 2007’de düşen, 57 kişinin yaşamını yitirdiği uçak kazasını anımsayalım.

2007’de düşen bir uçakla ilgili dava kaç yıl sürebilir?

Bilirkişi inceler, raporunu verir, sorumlular saptanır ve yargılama bitirilir değil mi, çok zor görünmüyor.

Tam 17 yıl… Herkes gizem, mafya, ajanlık, derin devlet şu bu arıyor ama adalet arayan insanlar diğer tarafta sorumluların ceza alması için tam 17 yıldır uğraşıyor. Bir ömür…

Isparta’da 2007’de düşen, 57 kişinin yaşamını yitirdiği uçak

* * *

Isparta’da düşen uçakta pırıl pırıl bilim insanlarının da aralarında olduğu 57 kişi, uçan metal haline gelmiş, 33 kez uyarı yapılmasına rağmen bazı sistemleri onarılmamış, uçuş bakımları yapılmamış, kusurları, hataları bilinmesine rağmen para uğruna uçurulmuş uçak nedeniyle hayatlarını kaybetti.

Hayatını kaybedenler arasında, "Türk Hızlandırıcı Merkezi" projesinin Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde düzenlenen 4. çalıştayına katılmak üzere yola çıkan proje üyesi Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Engin Arık, Doğuş Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fen Bilimleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Şenel Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ile araştırma görevlileri Mustafa Fidan, Özgen Berkol Doğan ve yüksek lisans öğrencisi Engin Abat da bulunuyordu. Komplo teorileri de buradan çıktı, gerçeğin üzeri bütünüyle örtülmek istendi.

* * *

Uçak, 2020’de iflası açıklanan Atlas Jet Havacılık A.Ş. tarafından Dünyaya Bakış (World Focus) Hava Taşımacılığı A.Ş.’den kiralanmıştı. Isparta'nın Keçiborlu ilçesi yakınlarındaki Türbetepe mevkiinde düştü.

Düşmeden hemen önce, gece 01.21’de Isparta Kule ile iletişim kurulan uçaktan bir daha haber alınamadı. Enkazdan sinyal de gelmiyordu. Enkaza ancak sabah saatlerinde ulaşıldı.

Kazadan hemen sonra uçağın kira sözleşmesinin aslında bitmiş olduğu, günlük kiralama gibi gösterilerek uçurulduğu anlaşıldı.

Keçiborlu Savcılığı, kazadan sonra soruşturma başlattı.

Uçakta bin tane kusur saptandı. Defalarca uyarı yapılmasına rağmen onarılmayan parçalar, defalarca tespit edilmesine rağmen yenilenmeyen sistemler…

İlk soruşturma 2009’da tamamlandı.

Birden fazla kişinin taksirle ölümüne neden olunduğu iddiası ile sadece World Focus şirketi genel müdürü ve teknik görevlileri olan 9 sanık aleyhine iddianame düzenlendi.

Nasıl olduysa Atlas Jet yetkilileri ile Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü sorumluları için takipsizlik kararı verilmişti.

Yakınlarını kaybedenler yıllarca uğraştı. Takipsizlik kararının kaldırılması için ardı ardına başvurular yaptı. Bu başvuruları Burdur Ağır Ceza Mahkemesi reddetti.

Bunun üzerine Adalet Bakanlığı’na başvurularak “yazılı emir yoluyla bozma” talebinde bulunuldu ve talep haklı bulununca Sivil Havacılık genel müdürü ve yardımcısı ile Atlas Jet yetkilileri hakkında iddianame düzenlerdi.

* * *

Yargılama sırasında ve soruşturma aşamasında uçağı kazadan bir hafta önce ve düştüğü gün kullanan pilotlar aleyhine, uçakta bulunan hiçbir arızayı bildirmedikleri iddiası ile suç duyurularında bulunuldu ancak sonuçsuz kaldı.

Ancak uçakta bulunan arızaların bilirkişi raporları ve tanıklarla teyit edilmesi üzerine Keçiborlu

Cumhuriyet Savcılığı aynı gün uçağı kullanan sadece iki pilot aleyhine “yalan tanıklık” iddiası ile iddianame düzenledi.

Bütün bunlar olurken 7 yıl geçti.

* * *

Yargılama sırasında ise yakınlarını kaybedenlerin itirazlarına rağmen Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün (SHGM) uçuş eğitimlerini yaptığı Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nden bilirkişi raporu talep edildi. Rapor, SHGM’yi suçsuz gösteriyordu.

Davaya sonradan dahil olan Dünyaya Bakış Hava Taşımacılığı A.Ş. sahibi Yavuz Çizmeci ile ilgili olarak da bilirkişi, “Yönetim Kurulu Başkanının uçaklarda teknik eksiklik olup olmadığını denetlemesini beklemek mümkün değildir” deniyordu.

Yüzlerce klasör, 30’u aşkın duruşma sonunda bile sonuç çıkmadı.

* * *

Yıllar sonra Isparta Ağır Ceza Mahkemesi, sanıkların büyük bölümünü suçsuz bulduğu bir karara imza attı.

2024’te Yargıtay 12. Ceza Dairesi kararını verdi. Yargıtay, dönemin Atlasjet Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Tuncay Mustafa Doğaner ile uçuş işletme sorumlusu Mehmet Şerif Erbilgin'e "taksirle öldürme" suçundan verilen 5 yıl 10'ar ay hapis cezalarını onadı. Kararla birlikte, 2007'de meydana gelen kazaya ilişkin dava dosyası, 17 yıl sonra kapandı.

20 sanıklı davada, Yargıtay daha önce de Dünyaya Bakış Hava Taşımacılık AŞ ortağı Yavuz Çizmeci, Genel Müdürü Aydın Kızıltan ve Teknik Müdürü İsmail Taşdelen'in 11 yıl sekizer ay, Bakım Müdürü Fikri Zafer Dinçer'in 5 yıl 10 aylık hapis cezasını onamış, dönemin Atlas Jet Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Tuncay Mustafa Doğaner ile uçuş işletme sorumlusu Mehmet Şerif Erbilgin hakkındaki beraat kararını bozmuştu.

Dairenin kararında, Doğaner ile Erbilgin'in kazada "tali kusurlu" oldukları belirtilmiş, bu yönden yeniden yargılanmaları gerektiği kaydedilmişti.

Yeniden yargılama yapan Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 2021'de sanıklara "taksirle öldürme" suçundan 5 yıl 10'ar ay hapis cezası verilmesini kararlaştırmıştı.

Ve aynı davada dönemin Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru ve yardımcısı Oktay Erdağı sadece 1 yıl 8 ay hapse mahkûm edildi.

* * *

Isparta ile 78 kişinin yangında hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel’in ne ilgisi var diye sorulabilir…

Ama bilen bilir, Türkiye’de ipler birbirine bir biçimde bağlıdır.

Atlas Jet’in sahibi ETS’ydi. Grand Kartal Otel’i de pazarlayan ETS… Açık mevzuata rağmen yanan otelle ilgili olarak bakanlığın yetkisi bulunmadığını savunan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un sahibi olduğu firma…

* * *

Bugün hâlâ konuşulan Isparta’daki uçak kazası ile ilgili davanın 2024’te tamamlanabildiğini anımsayan, bilen var mı?

O dönem insanları bile bile kusurlu uçağa bindiren, buna göz yuman firma sahiplerinin, yöneticilerinin, kamu görevlilerinin davanın yıllarca bitmemesi nedeniyle çalışmaya devam ettiklerini, ticari faaliyetlerini sürdürdüklerini bilen var mı?

O dönem yasaklamalar gelse, hesap sorulsa bütün bu cezaların bugünü etkileyebileceğini düşünen var mı?

Grand Kartal Otel

* * *

Grand Kartal Otel’den onlarca acı hikâye kaldı geriye…

Otelde aşçı olarak çalışan Eslem Uyanık, üniversite eğitimini de sürdüren, Michelin rehberine adını yazdırmayı başaran genç, emekçi kadınlardan biriydi.

Aşçılık yapan ve yangın sırasında defalarca itfaiyeyi arayıp nerede olduklarını soran, ulaşabildiği herkesi, “yanıyoruz, neredesiniz?” diye aradıktan sonra hayatını kaybeden Esra Nazik gibi…

12. kattan atlamadan önce babasını görüntülü arayıp konuşan ve atlayacağını söyleyen Şevval Şahin gibi…

Bölgede başka otelde çalışan kalp hastası babasına yakın olmak için Kartalkaya’ya gelen ve 12. kattan atlayarak hayatını kaybeden hemşire Dilara Ermanoğlu gibi…

* * *

Pamukova faciası Soma’ya, Soma Ermenek’e, Ermenek Maraş depremlerine, depremler yangına bağlı…

Hiçbiri birbirinden bağımsız değil.

Kimseden hesap sorulmayan, sadece soruluyormuş gibi yapılan, güçlünün ve zenginin ödüllendirildiği bir kara düzen…

Bağları biraz çözdüğünüzde çıplak gerçek görünüyor.

Ve görünen, komplo teorileriyle ilgisiz, astrolojiyle alakasız bir koruma düzeni…

Hakikat bundan ibaret…

Gökçer Tahincioğlu kimdir?

Gökçer Tahincioğlu, 1997'den 2018'e kadar Milliyet Gazetesi'nde yargı muhabirliği, Ankara Haber Müdürlüğü, köşe yazarlığı yaptı.

Haber, yazı ve fotoğraflarıyla Musa Anter, Metin Göktepe, Abdi İpekçi gibi isimlerin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü ödüllerine layık görüldü.

Bu Öğrencilere Bu İşi mi Öğrettiler?: Öğrenci Muhalefeti ve Baskılar (2013, Kemal Göktaş'la birlikte), Beyaz Toros: Faili Belli Devlet Cinayetleri (2013) ve Devlet Dersi: Çocuk Hak ve İhlallerinde Cezasızlık Öyküleri (2016), Çünkü Umurumuzda adlı mesleki kitaplara imza attı. Yaralı Hafıza ve Kayıp Adalet adlı derleme kitapların editörlüğünü üstlendi.

İlk romanı Mühür, 2018'de yayımlandı. 2020'de yayımlanan ikinci romanı Kiraz Ağacı ile Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazandı. Üçüncü romanı Sabahattin Ali'yi Ben Öldürdüm, Eylül 2023'te yayımlandı. 2018'den bu yana T24 Ankara Temsilcisi olarak çalışıyor.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Çok ölen, çok az anımsayan ülkenin 23 yıllık kısa tarihi: O otelin belgesi neden iptal edilmedi?

Grand Kartal Otel, Aralık 2024’e kadar yangına uygunluk belgesi almamış. Daha sonra almak için başvurmuş ve Bolu İtfaiyesi uygunluk belgesi vermemiş. Bunun üzerine talep geri çekilmiş. Bu otelin turizm işletme belgesi, yönetmelikteki açık kurala rağmen, bu belgeyi almayan tesislerin ruhsatının iptal edileceğinin açık ve seçik belirtilmesine rağmen neden iptal edilmedi?

Yangında da aynı, depremde de: Can kaybı belirsiz, yetkili belirsiz, denetleyen belirsiz, eleştiri bile yasak

İnsanların, ülkesinde yaşananlardan haberdar olma hakkı yok mu? Denetimsizliği bilme hakları yok mu? Biz bunlara önlem almayı değil, kuralları aşmayı, aşabilene dokunmamayı, kamu görevlisinden hesap sormayı kusur saymayı, yasaklamayı, üzülmeyi ve ölmeyi iyi biliriz…

Türkiye’ye yakışır bir “insan hakları” kurumu: Jest ve mimik kaç kelepçe eder?

Devletimizin insan haklarını savunmakla görevli kıldığı kurum olan TİHEK’e bakın… Kelepçeleneceği sırada “jest ve mimikle” sinirli olduğunu gösterdiği için altı kez ters kelepçelenmeyi hak etmiş Besna Tosun… Basit bir aramayla önünüze onlarca fotoğraf düşmesine rağmen altı kez kelepçelendiği anlaşılmıyormuş…

"
"