Bu akşam saatlerinde birden bire Twitter'a ulaşmak zorlaştı. Nedenini Netblock'un analizi ile gördük. Aşağıdaki resimden de görebileceğiniz üzere, 4 operatör yani Turkcell, TTnet (Türk Telekom), Vodafone ve Türksat, Twitter'ın yayınlandığı sunuculara doğru giden yönlerdeki şalterleri kapatmış gözüküyor.
Nedenini bilemiyoruz çünkü ortada bir "karar metni" bulunmuyor. Şu ana kadar gözüken bir şey yok. Ama duyumlar var ve bu duyumlara göre bu daraltma yukarıdan bir yerden emirle yapıldı.
Malum bu 4 operatör, Türkiye trafiğinin neredeyse tamamını kapsıyor. Bu nedenle de Twitter'a normal şartlarda erişmek mümkün değil. Ancak VPN ile erişilebiliyor.
Konuyu hukukçu Mehmet Ali Köksal'a sorduk. Şöyle cevapladı;
"İnternet'in genel olarak engellenmesi (herhangi bir habere mahkeme kararı ile engel getirilmesi farklı bir konu) her zaman hukuki açıdan ciddi bir sorundur. Ancak, bugün yaşanan internetin engellenmesinden yani habere erişimden çok daha ciddi bir sorunu işaret etmektedir.
Bugün engellenen sadece iletişim, ifade özgürlüğü, haber alma hakkı değildir. Bugün engellenen, yaşam mücadelesi veren insanlar için tek iletişim kanalı olan sosyal medyanın engellenmesidir ki, bu konu tam anlamı ile yaşam hakkı ile ilgilidir ve bunun hesabını verebilecek bir kişi yoktur.
BTK ve Ulaştırma Bakanlığı bunun altında kalacaktır. Buna göz yuman Yargı (Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı başta olmak üzere tüm Cumhuriyet Başsavcılıkları) soruşturma açmadıkları sürece bunun vebalini paylaşacaklardır.
Ülke bugünden ibret değildir. Yarın ülkeyi farklı bir yönetim yürütebilir. Tüm bunların araştırması o zaman daha farklı bir zihniyetle yapılacaktır."
Hükümet başarısızlıklarını örtmek için mi sosyal medyayı engelledi?
Öte yandan, yorumlara bakılırsa bant daraltma yapılmasının nedeninin "depremle ilgili olarak hükümetin başarısızlıklarının gözükmesini engellemek" olduğu düşünülüyor. Zaten pek çok kişi ana akım medyanın olayları vermediğini ya da --arka planda halkın sesi ile-- başarısızlıkların ifade edildiği sahnelerin kesildiği düşüncesinde.
Vatandaşlar ise "TV'ler neden olanları vermiyor" şikayetleri arasında düşüncelerini ve olan biten olayları sosyal medyaya yazıyor.
Bu akşam üstü saatlerde verilen 9.057 ölü ve 52.979 yaralı sayısının üstüne yeni bir rakam gelmiş değil ama bu rakamın büyümesi bekleniyor. Çünkü depremin üzerinden 3 soğuk gece geçmesine rağmen, enkaz altındakilerin çıkarılmasında sorunlar var. Yani 24 yıl sonra meydana gelen bu büyük depremde AKP sınıfta kaldı. Çünkü çok geç harekete geçti ve büyük felakete uygun çözümleri --mesela askeri sahaya sürmek gibi-- yapamadı.
Üstüne koordinasyonu kurmayı başaramadı. Deprem bölgesine çadır, battaniye, gıda malzemeleri ve su aktarımı maalesef yetersiz kaldı. Bugünden itibaren de, halkın ve AKP'li olmayan belediyelerin yardımlarını engellemeye ya da kendi üzerinden göstermeye çalışmakla meşgul. Bütün bunlar --özellikle de seçim yaklaşırken-- AKP aleyhine büyük şikayetlere neden oluyor. Ana akım medyayı yıllar içinde ele geçirerek kontrol altında tutan ve bu nedenle depremdeki bu olumsuzlukların haberlere yansımasını engelleyen hükümet, sosyal medyayı kontrol edemiyor. Anlaşılan seçimde daha çok oy kaybetmemek için de sosyal medyayı kısıtlamayı tercih etmiş gözüküyor.
Peki ama bu AKP'ye kazandırır mı?
Sosyal medya üzerinden koordinasyon kuran insanlar (dün geceki vinç operatörleri olayı gibi) ya da enkaz altındaki kişileri raporlayan akrabaları. Bunlar sosyal medya yok olduğunda sorgulayacaklar.
Zaten kimden neyi saklıyorsunuz? Düşünün deprem alanında 14 milyon kişi etkilenmiş durumda. Bu kişilerin diğer şehirlerde akrabaları, arkadaşları var. Bugün hastanedeydim, her adımımda elinde telefonla "Kuzenimi çıkarmışlar ama dedemi kurtaramadılar" gibi konuşmalar yapan insanlar vardı. Bunlar orada neler olup bittiğini sadece sosyal medyadan öğrenmiyorlar. Bizzat yaşayanlardan öğreniyorlar. Bu kızgınlığı daha da arttırmaz mı?
Bu sosyal medya engellemesi, AKP için kötü bir puan olacak. Çünkü ancak "deve kuşunun kafasını kuma gömme" hareketi kadar etkili. Dolayısıyla seçimdeki kararsızların AKP aleyhine döndüğünü göreceğiz.
Not : Ülkemizde VPN'ler de 2016 yılında engellenmeye çalışıldı. Çalışıldı diyorum çünkü tam olarak engellemek mümkün olmaz. VPN servisleri temel olarak finans sektörü için geliştirilmiş "haberleşme tünelleri"dir. Noterler ya da bankalar olduğu sürece bazı VPN protokolları kalmak zorundadır.
İran'lıların erişim engellemelerine karşı neler yaptığını burayı tıklayarak okuyabilirsiniz.