30 Mayıs 2020

Trump’ın sosyal medya ile paylaşamadığı nedir?

Sosyal medya eğer Arap Baharı yaratacaksa ok. ama Trump'ın aleyhine konuşacaksa "tu kak"dır. Sosyal medyanın bugünlerde anlamı bu...

Eğer arama motoruna "Twitter Changed The World" ya da benzeri bir ifade yazarsanız[1], önünüze Twitter'ın dünyayı nasıl değiştirdiğine dair pek çok makale çıkar. Bunların bir kısmı "şirketlerin müşterileri ile teması arttı" türünden hikâyeler olsa da, politik etkiler daha iddialıydı; mesela "Arap baharı". Hele 2011'de Arap baharı patlak verdiğinde, Amerikalılar dünya demokrasisini bir kez daha ama bu sefer Twitter üzerinden nasıl da korudukları ile pek bir övündüler. Bugün Arap baharının pek menem bir şey olmadığı ortaya çıktığı için konu gündemde değil ama yine de internette "Twitter Arap baharında öncü rol oynadı" türünden makaleler bulunabiliyor[2].

Trump ne güzel twiplomacy yapıyor!

Aynı Twitter, seçildiğinden itibaren Trump için önemli bir araç oldu. Bazen Washington Post'un sahibi Jeff Bezos'a "ana akım medyaya karşı sosyal medya sopası" kullanarak milyar dolarlar kaybettirdi[3], bazen de Kuzey Kore'yi tehdit etmeye yönelik olarak "Benim nükleer düğmem daha büyük" türünden tuhaf mesajlar attı[4].

Ama Trump'ın Twitter'ı kullanış tarzı her zaman tartışmalara neden oldu. Hatta Avrupalı başkanlar Trump'ın bu "twiplomacy [5]" yaklaşımı ile dalga da geçtiler [6]. Ama o Twitter'ı en yoğun kullanan insanlardan birisi olmaya devam etti.

Derken, yıl sonunda Amerikan başkanlık seçiminin olduğu bugünlerde Twitter ile Trump arasında aniden bir savaş patlak verdi. Gerçi aşağıda anlatacağız Amerikan Cumhuriyetçileri (muhafazakarları) birkaç yıldır Twitter'dan "ifade özgürlüğünü engelliyor" şikayetleri yapıyorlar ve hatta mahkemeye de vermişlikleri var. Aşağıda bu mahkemenin sonucunu da veriyoruz.

Ama bu hafta yaşanan savaş yoğun. Pazartesi başladı, bugün bile yeni gelişmeler var. Anlatalım:

Trump'a "get the facts" etiketi mi? İlginç!

Twitter'da 80 milyondan fazla takipçisi olan Trump, pazartesi günü paylaştığı bir tweette "posta yoluyla gönderilecek oy pusulalarının büyük ölçüde hileli olacağını" yazdı. Bu tweet, yayımlanırken, Twitter’ın yeni uygulamaya aldığı otomatik "Get the Facts (Gerçeği ara)" etiketiyle yayınlandı[7].

Tabii ki, Trump çok sinirlendi ve arkasından Trump sosyal medyayı topa tuttu, bu mecraları kapatacağını bile söyledi[8].

Gerçi Facebook konuya farklı yaklaşıyor. Cambridge Analytica'nın Trump’ın başkan olduğu seçimlerde ona en büyük olanak sağlayan Facebook idi. Şimdi de Trump'a avantaj sağlıyor gibi gözüküyorlar. Çünkü aynı mesaja dair bir işlem yapmaları gerekebilirdi. Facebook’un politikası gereği, oylama veya seçmen kaydı yöntemlerini yanlış tanıtan içeriği kaldırması gerekiyordu. Ama daha önce de hatırlayacaksınız Twitter seçim döneminde politik reklam almayacağını açıklarken, Facebook istifini bozmamıştı[9].

Sonuçta bu kasımda Amerikan başkanlık seçimleri var. ABD'de seçmen yıllardır mail ile oy kullanma sistemine alışık. Ancak Trump'ın dahil olduğu Cumhuriyetçiler kendi taraftarlarının mail ile oy kullanmasının zayıf olacağı konusunda şüphe duyuyorlar [10]. Üstelik posta yoluyla genişletilmiş oylamanın veya seçmen katılımının artmasının Demokratlara otomatik olarak fayda sağladığına dair bir kanıt da olmadığı yorumlarına rağmen[8].

Sonuçta Trump'ın mail yoluyla oylamanın hileli olacağı iddiasını taşıyan mesajına Twitter'ın etiket uygulaması tam olarak "Trump'ın halkı yanıltabildiği" gibi bir cevap olduğu için de, Trump'ı sinirlendirdi ve Cumhuriyetçiler (muhafazakârlar) tarafında tepkiye yol açtı. Zaten aşağıda anlatacağız, uzun zamandır Twitter'ı topa tutuyorlardı. Aynen bizim muhafazakârlar gibi.

Bu etiket de nereden çıktı?

Bu etiket aslında Koronavirüs salgını nedeniyle ve ayın hemen başında çıktı[7]. Biliyorsunuz ortalık komplo teorileri ile dolu. Bilen bilmeyen, ciddi olan, dalga geçen, herkes Koronavirüs hakkında bir şeyler yazıp duruyor. Birtakım insanlar bilinçli olsa da, bilinçli olmayan ve bu yalan yanlış bilgileri çoğaltan da bir hayli insan var. Zaten günümüzün sorunu bu; "dezenformasyon".

Diğer yandan 2016 seçimlerinden hemen sonra ortaya çıkan Cambridge Analytica olayı sonrasında Amerikan basını ve senatosu bu sahte haber olayına eğildiler ve cezalar verdiler. Dolayısıyla Twitter'ın bu etiketi ortaya koymasının nedeni, bu tür sorunlara yol açmamaktı.

Biz de pek çok yazımızda buna değindik. Hatırlayın; "Whatsapp paralı olacak"tan, "Bill Gates bu maili gönderene para gönderecek"e, "5G Koronavrüs'e yol açıyor"dan, bugün en son "5G'nin yarattığı etkiyi bu USB engelliyor[11]"a kadar pek çok kışkırtma, dolandırma ya da sadece dalga geçme amaçlı ama sonuçta kötü niyetli palavra ortalıkta dolaşıyor. Twitter bu etiketle, bir nevi kullanıcılarına karşı sorumlu davranıp; "Bak dikkatli olun, her habere inanmayın, gidin kontrol edin" diye uyarıyor.

Facebook... Ah Facebook... Cambridge Analytica'ya sen yol vermedin mi?

Twitter seçim konusuna böylesine ciddi bir yaklaşım gösterirken, yukarıda da belirttik Facebook tam tersini yapıp Twitter'ı suçladı ve Zuckerberg, "politikacıların ifadelerine karışmak bize kalmadı" benzeri bir ifade kullandı [12].

Aynı Facebook'un "Cambridge Analytica" rezaletine yataklık ettiğini yine hatırlatalım. Binlerce kişinin özel bilgilerini unutsanız bile Cambridge Analytica'nın yaptığı en önemli sahtekarlık, mikro hedefleme ile tespit ettiği insanlara Trump rakiplerine yönelik sahte haberler göndermesiydi. Örneğin hedef bölgede oyunu almak istediği zencilere, "Hilary bir restoranda zenci görünce, restoranı terketti" türünden haberler gönderildiği gibi haberler hala aklımızda.

Bu haberlerin içinde "Pizza Gate" gibi Clinton ekibinin çocuk pornosu ile ilgilendiğine dair aşırı kışkırtıcı olanlar bile vardı hatırlarsanız [13].

Trump'tan karşı hamle

Twitter'ın "Get the Facts" etiketine karşı ilk anda esip, gürleyen Trump ABD'de sosyal medya kapatması mümkün olmadığı için de dün farklı yönde bir karar imzaladı.

ABD'de sosyal medya platformları üçüncü taraf (yani kullanıcı) paylaşımlarından yasal olarak sorumlu tutulamıyor. Trump bu sorumluluğu sosyal medya kuruluşuna yükleyen bir karar imzaladı. Ama bu kararın da uygulanmasında yasal sorunlar olacağı ve uygulanamayabileceği, bu nedenle de sadece sembolik olabileceği yorumları yapılıyor[14].

Bitti mi sanıyorsunuz? Twitter yeni engelleme yaptı

Karar çıktı ama arkasından yeni bir olay meydana geldi[15]. Twitter Trump'ın yeni bir mesajını askıya aldı.

Biliyorsunuz dün Minnesota şehrinde adı George Floyd olan 46 yaşındaki bir siyah Amerikalı polisin boğazına fazla basması sonucunda öldü. Nefes alamadığı ikazlarına rağmen ve suçlu olup olmadığı bilinmeyen Amerikalının ölümü, demokrasi beşiği olarak tanımlanan ABD'de polis eliyle öldürülen siyahların sayısının son senelerde çok olması, şehirde bir gerginliğe ve insanların sokağa dökülmesine neden oldu. Birtakım taşkın olayların da olduğu görülüyor.

Trump ise mesajında, "bu tür olayların olmasına müsade edilemeyeceği" notuyla birlikte valiye ordunun ona her türlü yardımcı olacağını söylüyor. Yağma olayları başlarsa ateş edileceğini ekliyor.

Tekrar konumuza dönersek, Trump'ın bu mesajını Twitter dün bizim öğlen saatlerinde "şiddeti yasallaştırıyor" etiketi ile askıya aldı. Peki şimdi ne olacak? yani Sosyal medyayı kapatamayan ama yine de gözdağı vermeye çalışan Trump nasıl cevap verecek?

ABD'de muhafazakârlar, sosyal medyanın kendilerini sansürlediği iddiasında

Bu arada bütün bu çarpışmaların yeni olmadığını, ABD'de son bir kaç yıldır bu konuda savaş olduğunu ama seçim yılı dolayısıyla daha vahşi bir hâl aldığını not edelim. Salı günü bağımsız bir başka olay da, Washington DC'de yayımlanan bir temyiz kararıydı[16].

Karar diyor ki; ifade özgürlüğü konusu devletin kendi alanlarında geçerli. Sosyal medya şirketleri ifade özgürlüğünden sorumlu değildir.

Bu karar 2 yıl önce, açılan bir davayla ilgili. Muhafazakârlar uzun süredir attıkları tweet'lerin (ırkçılık vs gibi nedenlerle) engellendiğini ve Amerikalıların çok meşhur olan "1st Amedment" hakkının yani "ifade özgürlüğünün" çnendiğini iddia ediyorlar.

Bu alandaki en popüler konulardan birisi aktör James Woods'un "me too (kadınların cinsel taciz kampanyası)" konusunda attığı tweet üzerine hesabının askıya alınmasıydı[17]. Benzer şekilde temyizden reddedilen davayı açan kadının da Kongre Üyesi Ilhan Omar hakkındaki mesajları hem Twitter, hem de Facebook'dan kaldırılmıştı[16].

Bizde durum

Bizde de muhafazakâr siyasetçiler cephesinde farklı bir görüntü yok. Bir yandan AKP'nin yayımladığı "Etik değerler", "yeşil etiket" vs tartışmaları[18] ile MHP'nin sosyal medyaya kimlik no ile girilsin teklifleri, hatırlayacaksınız daha içinde bulunduğumuz ay içinde meydana geldi[19].

Twitter gibi ortamlar, insanların serbest konuşabildiği yerler. Buralarda bazen kantarın topuzu kaçsa da, Türkiye açısından bakıldığında, tamamen iktidar tarafından yayın yapan medya düşünüldüğünde, sosyal medya "ifade özgürlüğü" için adeta nefes alınacak tek yer gibi gözüküyor.

Zaten iktidar bu ortamı engellemek için elinden geleni yapıyor. 5651 sayılı kanunun yanında, bu sosyal medya şirketlerinden istenen bilgiler var. Yanı sıra sürekli korku yaratılan bir ortam da var. Tweetleri ile gözaltına alındığı söylenen insan sayıları gibi.

Hatırlayacaksınız, Koronavirüs torba kanunu içinde de sosyal medyaya yönelik yeni birtakım maddeler geçirilmeye çalışıldı[20]. Orada olmayınca MHP tuttu "kimlik bilgileri ile girilsin" gibi "ucu nereye dokunacağını hesaplanmamış, pek de bilgi sahibi olunmayan ya da iyi düşünülmemiş" bir konuda kanun teklifi yaptı [29].

Sonuç şu; iktidarlar halkın iyiliği için çalıştıklarını söyleseler de, milli irade deseler de, halkın serbest konuşmasından hoşlanmadıkları gibi, kendi konuşmalarının da açıkça eleştirilmesinden hoşlanmıyorlar.

Başa dönersek, sosyal medya eğer Arap Baharı yaratacaksa ok. ama Trump'ın aleyhine konuşacaksa "tu kak"dır. Sosyal medyanın bugünlerde anlamı bu...

(Ha bu arada not edelim; hep söyleriz bugünün sosyal medya şirketlerini savunuyor da değiliz, onlar bir hayli ticari şirketler, burada anlattığımız, siyasetçilerin bu alanları işlerine gelince kullandıkları ama gelmeyince nasıl kontrol altına almaya çalıştıkları ile ilgili.)

Koronavirüs günlerinde vakit bulmak dolayısıyla yazı yazmak da zor

Koronavirüs günlerinin herkese farklı etkisi olmuştur eminim ama benim çevremdekilere etkisi "zamansızlık" şekline dönüştü. Eskiden de "hiç zamanım yok" ve "toplantılarım var" derdik. Ama meğerse mutluymuşuz, toplantıların arasında çay-kahve ve yolda geçecek zaman aralığı varmış. Allahın cezası trafikte sıkıştım diye düşünürken aslında düşünme ya da biraz radyo filan dinleme fırsatı buluyormuşuz. Anlayacağınız bugünlerde arası olmayan saat başı başlayıp, 1 saat ya da 2 saat süren toplantılar ve nasılsa evdeyiz gece de toplantı yapılır diye düşünülen bir dönem geçirdik, geçiriyoruz.

Bunun sonucu ise, bir çok şeyin -mesela yazıların- aksaması şeklinde gözüküyor. Oysa "Elon Musk'ın Crew Dargon ve StarLink"inden, garabet bir "İleti Yönetim Sistemi"ne (aslında spam SMS engelleme ama başka sorunları var), "Çin-ABD teknoloji savaşı nereye gidiyor"dan, "Korona Günlerinde internet altyapısı nasıl cevap verdi"den, "1 Milyon Yazılımcı ifadesi ne iş" gibi çok sayıda konu var. Önümüzdeki günlerde bunları birer birer yazacağız. Bu notu, "artık yazmıyor musunuz diye" soran okuyucularım için belirtiyorum.


[1] Twitter Changed the World

[2] The Role of Modern Technology in Arab Spring

[3] Trump Tweet Attı, Jeff Bezos 16 Milyar $ Kaybetti

[4] Twitter ‘Benim Nükleer Düğmem Daha Büyük’ Yazan Donald Trump’a Gelen Tepkilere Karşı Açıklama Yaptı

[5] Twitter Diplomacy

[6] Sosyal Medya Savaşları mı? Avrupalı Liderler Twitter’cı Trump’a Sosyal Medya Üzerinden Gönderme Yapıyor (ya da Trolluyor)

[7] Twitter Korona Virüs Hakkındaki Tartışmalı Bilgileri Etiketlemeye Başladı

[8] Why Trump's crusade against voting by mail could backfire on Republicans and hurt the president's own voters ve Why are Republicans afraid of vote-by-mail

[9] Twitter Tüm Politik Reklamları Yasaklıyor

[10] Bakalım Twitter – Trump Meydan Savaşını Kim Kazanacak?

[11] Komedi Sürüyor; Anti-5G USB’ler 400 £’e Satılıyor

[12] Zuckerberg, Trump’ın Tweet Kontrolünün Doğru Olmadığını Söyledi

[13] “Sahte Haber” Konusu Yeni mi?

[14] Trump, Söylediğinin Kontrolünü Yaptıran Twitter’ı Hedefleyen Bir Karar İmzaladı

[15] Twitter Trump'ın Bir Tweetine Daha İşlem Uyguladı

[16] Twitter Cumhuriyetçi Amerikan AktöJames Woodsun Hesabını 1 Hafta Kapattı

[17] Mahkeme, Twitter, Google, Facebook ve Apple’ın Muhafazakarları Susturduğuna Dair Davayı Reddetti

[18] AKP’den Parti Mensupları için Sosyal Medya Etik Kurallarında 12 Madde

[19] MHP, T.C.Kimlik Numaralarımızı Amerikalı Sosyal Medya Şirketlerine Vermeyi mi Teklif Ediyor

[20] Torba Taslakla Geçirilmek İstenen Sosyal Medya Değişiklikleri Ne Anlama Geliyor?

Yazarın Diğer Yazıları

Rekabet Kurumu, 3 Aralık’ta Google'dan sözlü savunma alacak

Google dışı siteler, reklamın neye göre dağıtıldığını ve hatta kendi payına ne kadar düştüğünü bilmiyor. Google bu paylaşımın siteye yönelik yüzde 68 olduğunu söylüyor ama şeffaf bir hesap göremiyoruz. Google ne söylediyse o

Teknopolitik: Teknolojinin izinde, dünyanın yeni düzeni

Teknopolitika ve askeri güçler arasında derin bir ilişki vardır; teknoloji hem bir araç hem de askeri etkinliği, stratejik kararları ve küresel politik dinamikleri etkileyen bir güç alanı olarak hizmet etmektedir

Sonu kötü biten başka bir yerli teknoloji hikâyesi daha...

Anlayacağınız mikrofona geçince herkes vatan-millet-Sakarya diyor ama biz de "ayinesi iştir kişinin lâf'a bakılmaz” diyoruz...

"
"