Türk Telekom bugün 1,65 milyar dolar karşılığında Varlık Fonuna geçti. Ödenmeyen kredi karşılığında Türk Telekom firmasının yüzde 55 hissesine sahip olan Levent Telekom A.Ş. firmasının yani kredileri geri alamayan bankaların, bu hisseleri hangi koşullar altında sattığını bilemiyoruz ama tahminlerimiz var.
Bunlara bakarken, Ojer Telekomünikasyon A.Ş.'yi de (OTAŞ) unutmadık. Şirketin 2 gün önce yani daha yeni kapandığını biliyor muydunuz? Kapatılmasına dair Ticaret sicil gazetesindeki yayın şu şekilde;
OTAŞ; 26 Ağustos 2005'de Özelleştirmeden Türk Telekom'u devir almak için Hariri ailesinin bir şirketi olarak kurulmuştu. 333.077.000 TL (ihale şartnamesi gereği olan 251 milyon ABD dolarının karşılığı) sermaye ile kurulan firmanın ortakları ;
- Yüzde 1 ile Saudi Oger Ltd. firması (Hariri ailesinin Suudi merkezli inşaat firması),
- Yüzde 99 ile Oger Telecom isimli yine Hariri ailesine ait Lübnan merkezli (Türk Telekom'u aldıktan sonra Dubai'ye taşındı) firma
- Yüz milyonda 3 hisse ile 3 kişi (P.Doany, O.M.El Bandak, J.H.Ali).
Yani 17 yılda, ancak bir kısmını bilebildiğimiz (o da temettüler) ve gerisini bilemediğimiz büyük bir miktar para kazanarak, Türkiye defterini resmen 2 gün önce kapattılar.
Peki kapanma kararı ne zaman verilmiş? 2019 yılında 3 tane ilan yayınlanmış. Bunlar alacaklı ve borçlulara, başvuru için çağrı ilanları.
Alacaklıların davet edildiği bu ilana bakarken, Türkiye Cumhuriyeti bunu takip edip, sormuş mu? Ya da bankalar ne yapmışlar? Yani "biz alacaklıyız" demiş mi diye düşünüyoruz? Belli değil. Ancak tasfiye uzun sürmüş. Acaba ne olmuş arada?
Soruyoruz çünkü, 5 Nisan 2016 tarihli olağan genel kurul notlarına bakıldığında, şirketin sermayesinin 2,6 milyar TL (tam olarak 2.643.647.300 TL) olduğu görülüyor. Sonraki kayıtlarda bu sermaye rakamına ne olduğuna dair bir bilgi bulunmuyor. Yani 2016'dan sonra OTAŞ -bankalara borcunu ödemediği bilindiği halde- bu sermayeyi alıp gitti mi acaba? Ya da alacaklılara bir miktar ödeme yapmış mı oldu?
Türkiye'nin tüm haberleşme altyapısını yönetmek için 2026 yılına kadar imtiyaz verilmiş olan bir yabancı firmanın, borçlarını ödemediğini dünya alem bilirken, bu sermayeyi borcuna karşılık ödemesi, hiç olmazsa birazcık gerekmez miydi?
OTAŞ sermayesini 2 kere azaltmış
Önceki kayıtlara bakıldığında, şunu görüyoruz; Ojer Telekomünikasyon 3 Nisan 2013 tarihli kayda göre, tamamı ödenmiş nakit sermayesini 4,2 milyar TL'de 3 Milyar TL'ye azaltmış. Kayıtlar İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2007'de atanan 3 bilirkişinin bu azaltmada sakınca bulmadığını gösteriyor.
Tabii burada, neden 2013 yılındaki sermaye azaltmaya 2007'deki mahkeme kararı olduğuna bakılabilir.
Bu nedenle 2007 Yılına bakalım. O zamana dek OTAŞ Türk Telekom'un 6,55 milyar dolarlık yüzde 55 özelleştirme bedelinden 2 taksidi ödemişti. Geri kalan parayı ise hiç gerek olmadığı halde 2007 seçimlerinden önce 4,3 milyar dolar olarak kredi aldı ve onunla peşin ödedi[1].
2007 yılının aralık ticaret siciline bakıldığında, bu yukarıda bahsettiğimiz sermaye azaltmanın o tarihte karara bağlandığı ve 2013'e kadar gerçekleştirilemediği anlaşılıyor. İlk döneme bakarsak, kuruluş sermayesi olan 333 milyon TL, 14 kasım 2005'de (yani Türk Telekom'u teslim almadan 1 gün evvel) 2 milyar dolara çıkarılmış.
Sonra 2007 yılında zaten 2 milyar TL olan önceki nakden ödenmiş sermayenin, 2,2 milyar TL arttırılmak üzere Saudi Oger ve Oger Telecom tarafından taahhüt edildiği ama 7 yıl ödenmediği anlaşılıyor. Bakınca düşünüyorsunuz, 2007'deki 4,3 milyar dolarlık ilk krediyi alabilmek için mi, sermaye arttırımı (dolayısıyla ödenmeyeceği bilinerek taahhüt mü?) yapılmış, alındıktan sonra da taahhütler sıfırlanmaya mı çalışılmış ?
Taahhüt ne zaman yapılmış diye baktık (yani krediden önce miydi?); Evet 6 ay önce yapılmış. 2006 kasımında daha önce 2 milyar TL olan şirketin sermayesi 4,2 milyar TL'ye çıkarılmış. Ortaklardan Saudi Oger ve Oger Telecom, 3 ay içinde ortaklık payları oranında bu arttırılan 2,2 milyar TL'yi ödeme taahhüdünde bulunmuşlar. Ama 2013'e geldiğinde yani 7 sene sonra hala ödemedikleri anlaşılıyor. Acaba bunu kontrol eden bir resmi kuruluş, --özel durumu nedeniyle-- BTK ya da Ulaştırma Bakanlığı ya da yabancı ortaklı şirketlere bakan bir bakanlık yok muydu?
Şimdi bir de 2014'deki ikinci sermaye azaltmaya bakalım. Burada da 3 milyar olan ve tamamının nakden ödendiği kaydedilen sermayenin 2,6 milyar TL'ye indirilme kararı var. Bu kararın da yeminli mali müşavir tarafından onaylandığı kaydediliyor[9].
Tekrar soralım; bu rakamlara bakıldığında, dev bir şirketin yüzde 55 hissesini 6.55 milyar dolara almak bir yana, 4 milyar dolarlık kredilerini ödemekte zorlanacağı zaten anlaşılmıyor mu? Bunu takip eden resmi bir kuruluş yok muymuş? Ya da başka şekilde soralım. Bu sermaye azaltmaları acaba nasıl yapabilmiş?
Yani resmi kuruluşlara ilaveten, bankalar kredileri verirken, bu sermaye arttırma/azaltma periyotlarını görmüşler mi? Yarın. Türk Telekom’un bugünkü durumunu ve LYY'nin hisseleri Varlık fonuna hangi koşullar altında satmış olabileceğini, ayrıca AKP’nin 2 telekom firmasını Varlık Fonuna alma ısrarını konuşalım.
Kanyak
[1] Oger Telecom, Türk Telekom’u Peşin Ödemek için Aldığı 2007 Borcunun 290 Milyon $’lık Taksidini Ödeyemedi