24 Eylül 2021

Güney Kore ekonomisine 40 milyar dolar kazandıran BTS’ye yakından bakalım

Bence BTS'nin "iyi mi, kötü mü"sünden önce, yarattığı etkiye bakın. 10 kaplan gücünde etkileri var… Türkiye'deki 2 telekom firmasının 2 katı piyasa değerleri, Vestel'den 1,5 kat fazla yıllık satışları ve yarattıkları istihdam, turizm gelirleri var ve BM'de konuştuklarında anlık olarak 1 milyon kişi izliyor. Türkiye konuştuğunda kaç kişi izledi?

New York’taki Birleşmiş Milletler toplantısında, hükûmet başkanlarının yanında gençler adına Güney Koreli BTS grubu konuştu. "Covid-19" ve "İklim değişikliği" konularına değinen grup 2018’de ve 2019’da da BM’de konuşma yapmıştı. Peki bu grubu böylesine özel yapan ne?

BTS, Güney Koreli 7 üyesi bulunan bir erkek grubu ve Güney Kore ekonomisine katkısı çoklu milyarlarla ölçülüyor. Bunun ödülünü de kendi hükûmetleri tarafından “özel elçi” seçilerek, diplomatik pasaport kazanmaları ile aldılar. Hakları da var, ülkelerinin tanıtılması ve de sevilmesi alanında diplomatların önüne geçmiş durumdalar. Bunun bir adı var "Kültürel diplomasi" deniliyor[1].

Geçen yıl dünyanın en büyük müzik pazarına yani ABD listelerine tamamı İngilizce olan Dynamite isimli single ile giren grubun sadece bu tek parça ile Güney Kore ekonomisine  1,4 milyar dolardan (1,7 trilyon won) fazla kazandıracağı ve ülkede 8.000 yeni istihdam yaratabileceği bizzat Güney Kore hükûmeti tarafından tahmin edilmişti. Yapılan araştırma 400 milyar won'dan fazla doğrudan satışın yanı sıra, yaklaşık 600 milyar wonluk kozmetik satışına ve yaklaşık 180 milyar won da yiyecek ve içeceklerdeki desteğe yol açacağı şeklinde hesaplanmıştı. Yanı sıra BTS, Kore dilini öğrenmeye, Kore'yi ziyaret etmeye, Kore dizilerine merakı da körüklüyor.

Gelirler öyle büyümüş ki, Güney Kore hükûmeti BTS'nin ekonomik etkisini son bir kaç yıldır önceden tahmin etmeye ve raporlamaya başladı. Tahminler BTS'nin şirketi Big Hit Entertainment'ın satışlarının yanı sıra Güney Kore'nin Gümrükleri, Kore Merkez Bankası ve Google Trendler verilerinden alınan istatistiklerin analizinden elde ediliyor [2] [3].

2020’nin yoğun Covid sıkıntısı ile turizm gelirlerinin yok olduğu bir dönemde Güney Kore için önemli bir gelirdi. BTS’nin bir parçası olduğu K-pop ve K-drama pembe dizileri, Güney Kore'nin en başarılı kültürel ihracatlarından biri ve son yirmi yılda Asya'yı ve ötesini kasıp kavuran "Kore Dalgası (Hallyu)" nın önemli bir bileşeni durumunda[4].

Bu kadar da değil. Hyundai Research Institute araştırmasına göre BTS’nin Güney Kore ekonomisine yılda 4 milyar $’a yakın para kazandırdığı ve yine yılda 800 bin civarı turistin ülkeye BTS nedeniyle ziyaret ettiği kaydediliyor. Araştırmaya göre 2014-2023 aralığındaki 10 yılda BTS’nin ülke gelirlerine toplam katkısını 40 milyar $’a yakın. Aynı dönemde BTS grubun değeri ise 12 milyar $ olarak oluşmuş.

Peki ama bunlar nasıl oluyor?

Binark’ın Kitabı… Diplomasi ve Kore dalgası "Hallyu" Güney Kore'de sinema endüstrisi, K-dramalar ve K-Pop

Bu soruyu Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü hocalarından ve Bilişim Teknolojileri Anabilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. Mutlu Binark da merak etmiş. Binark Hoca’yı yıllardır tanırım. Önceleri ciddiyeti bende soğuk bir insan izlenimi yaratmıştı. Ancak zamanla ne kadar önemli ve kıymetli bir akademisyen olduğunu fark ettim. Öyle kıymetli ki, ülkenin önünde bir örnek olur mu diye kalkmış Güney Kore’ye gidip 6 ay orada "Kore Dalgası (Hallyu)" olayını incelemiş.

Bunun önemini şöyle belirtelim; bırakın K-Pop’u ve K- dramalarının toplam hacmini, sadece bu Güney Koreli 7 gencin 12 milyar $ olarak hesaplanan değeri ülkemizin 2 güzide telekom firması olan Türk Telekom + Turkcell’in bugün itibariyle 7,3 milyar $ olan toplam borsa değerlerinin neredeyse 2 katına yakın[5].

Değer yerine gelirler olarak bakarsak da, Güney Kore ekonomisine yaptıkları katkı yılda 4  milyar $ gibi ve sadece 1 şarkının istihdama yaptığı artış 8.000 çalışan gibi veriliyor. Vestel’in geçen yıl geliri 21 milyar olmuş, toplam istihdamı ise 16 bin. Yani 7 kişilik K-Pop ekibi sadece 1 şarkısı ile Vestel'in yarısı istihdam ve 1,5 katı gelir yaratıyor.

İşte Prof. Binark'ın kalkıp gidip, zamanını verip yerinde yaptığı araştırmasının önemi burada. Ama anlayan varsa… Tak Takkkkk... orda kimse var mııııı???

Olay "bu K-Pop çocuklarımızı zehirliyor” mu? Başka bir şey mi?

Ben "Kore dalgası" önemini fark ettiğim için Prof. Dr. Mutlu Binark'ın geçen yıl yayınladığı ve başlıkta ismini gördüğünüz kitabı merakla okudum[6].  Binark, "Türk dizilerinin yayılması gibi bir müzik dalgası yaratılabilir mi?" diye düşünerek bu dalgayı anlamak ve nasıl yaratılıyor, Arkadaki dinamikler nelerdi, incelemek ve de akademisyen ciddiyeti ile ülkemize aktarmak istemiş. Tavsiye ederim ders niteliğinde bir kitap. Bir yandan nasıl araştırma yapılacağına da işaret ediyor.

Güney Kore 1960'da Türkiye 359 $’da iken 79 $’lık kişi başı geliri ile sahra altı ülkelerden bile fakirken. Bugün bizim 4 katımız kişi başı gelire sahip. 1980’lerde başlayan yükseliş ile kişi başı geliri 31 bin $ civarı. Bu ülkemizde sık sık “Güney Kore mucizesi” diye konuşulur.

Bu nasıl oldu?

Benim içinde bulunduğum telekom sektörü, -şimdilerde bitkisel hayatta oldukları için yapamasalar da- 2010larda Güney Kore seyahatleri ile “nasıl bu hale geldiler” incelemesi yapmaya gittiler. Sanayiciler de oluk oluk Güney Kore seyahatleri yaptılar.

Ama gördüğünüz gibi, olay sadece sanayi, telekom değil. AKP’nin ya da Ankara’daki devlet adamlarının anlamadığı da bu. Kültür çok önemli. Hem para kazandırır, hem de ülkenin algısını oralara buralara kondurulan saraylardan daha fazla yukarı çıkarır.

O nedenle günümüzde diplomasi denildiğinde sadece klasik diplomasi anlaşılmıyor; kültürel, parlamenter, ekonomik, kamusal ve askeri diplomasilerden bahsediliyor. Kültürel diplomasi bunların içinde en eğlenceli ve aslında en etkili olanlardan birisi. 

Öyle ki yaşları 30 bile olmayan 7 genç, Birleşmiş Milletler kürsülerinden dünyaya seslenir ve hatta dans eder ve onları dünyada milyonlarca kişi izler, alkışlar. Aynı anda bilmem kaç katlı ve bilmem kaç yüz milyon $'a mal ettiğiniz lale şekilli binanızın açılışından ise kendiniz dışında kimse haberdar olmaz.

Asıl güç, asıl itibar budur…

Yeniden soralım? Peki bu çocukları özel yapan nedir?

BTS Kore dilinde Bangtan Sonyeondan’nın kısaltılmışı. Türkçesi “Kurşun Geçirmez İzciler”. Grup, Kim Tae-hyung (V olarak bilinir), Jung Ho-seok (J-Hope), Kim Nam-joon (RM), Kim Seok-jin (Jin), Park Ji-min, Jeon Jung- kook ve Min Yoon-gi (Suga)’dan oluşuyor.

2010 ve 2011'de Big Hit Entertainment tarafından düzenlenen bir dizi seçmelerle bir araya getirildiler. Big Hit eğlencesi 2007'de iflasın eşiğindeydi, BTS kendi yükselirken onları da iflastan kurtardı.

BTS'nin farklarından en önde geleni  Sosyal Medya”ya verdikleri önem. Güney Kore'deki erkek grup gruplarının çoğu popülerlik için TV'ye güveniyorken, BTS sosyal medyayı kullandı. Sadece Güney Kore'deki hayranlara ve dolayısıyla televizyon programlarına odaklanmak yerine tüm dünyaya yöneldiler.

Grup sosyal medyalarının kontrolünü kendi ellerinde bulunduruyor ve genellikle canlı cevaplıyorlar.  “Ordu (A.R.M.Y.)” olarak adlandırılan hayran kitleleriyle doğrudan etkileşime giriyorlardı. Grup üyelerinin tekil hesapları yok. Sadece grup hesabı var.

BTS'in müziği,  konuları nedeniyle de başarılı olarak görülüyor. Diğer K-pop şarkıları ilişkiler ve aşk gibi konular seçerken, BTS onların kullanmadığı hatta kaçındıkları güncel konulara değiniyor. Bunlar zorbalık, seçkincilik ve zihinsel sağlık gibi konular. Bu konular çerçevesinde de Eylül 2018'de BTS, Birleşmiş Milletler'e (BM) hitap eden ilk Koreli pop müzik grubu oldu. Grubun lideri RM, konferansta şunları söyledi:

Birçok kusurum ve daha birçok korkum var ama elimden geldiğince kendimi kucaklayacağım. Ve yavaş yavaş kendimi sevmeye başlıyorum.”

               

 

BTS’nin beğenilen diğer bir yönü de sahneyi dolduruyor olmaları.  Akıp giden bir koreografi ile dans ediyorlar.

Son olarak konuşulan bir özellikleri ise, ünlerine rağmen henüz şımarmamış olmaları, alçak gönüllü ve samimi gözükmeleri.

Hayranları kendilerine 'A.R.M.Y' diyor

BTS, Twitter'da 33,5 milyon ve Instagram'da 50 milyon takipçi ile dünyanın şimdiye kadar gördüğü en sadık, kendini adamış hayran grubuna sahip. Geçen yıl hayranları grubun Billboard ödülünü kazanmasını sağlamak için inanılmaz bir sayıya yani 300 milyon çevrimiçi oya ulaştılar. Ve 2017 sonbaharında YouTube'da 'DNA' videosunu sadece bir ayda 50 milyon kez izlediler. Tüm dünyadaki hayranların içerik yayınladığı, mesaj gönderdiği ve sevgilerini paylaştığı sayısız sayfa, profil ve site kurulmuş.

 

Burada ufak bir parantez açıp hayranlardan güncel bir haber verelim

BTS hayranları, BM konuşmasından sonra Amerikalı Late Show sunucusu James Corden'i protesto ettiler. Grubun Birleşmiş Milletler’de konuşma yapması ile ilgili eleştiriler var. Corden de buna katıldı ve 21 Eylül akşamı programında şöyle dedi;

"Tarihi bir an; ilk defa, 15 yaşındaki kızlar kendilerini genel sekreter António Guterres'in yerinde olmayı isterken buldular”

Corden, bununla BTS'nin hayranlarının 15 yaşındaki kızlar olduğuna dair bir yorum yapmış oldu ve arkasından çok büyük tepki aldı.

Üstelik Corden salgın döneminde BTS'nin ününden fazlasıyla yararlandığı yani ratingini yükselttiği programlar yapmıştı. Dolayısıyla BTS'nin yandaşı gözüküyordu. Bu mesaj ise hayal kırıklığı yarattı, BTS hayranlarınca "biz 15 yaşında değiliz" şeklinde karşılandı.

Kendisine Papa Mochi diyen (Mochi, Jimin'in takma ismi ve geçen yılki bir konuşmadan sonra Corden Mochi'nin babası yani Papa Mochi haline gelmişti) hayranlar birden James Corden'i reddetmeye ve bu ismi geri vermesini istemeye  başladılar.  Bunların arasında Türk hayranların yayınladığı YouTube videoları da var.

Arkasından Corden'in içinde yukarıdaki sözleri söylediği klip olan bu tweeti sildiği anlaşıldı.

 

Neden androjen-kadınsı gözüküyorlar?

BTS’nin ve diğer K-Pop’cu erkek gruplarının Androjen ya da kadınsı görüntüleri insanları şaşırtabiliyor. Hatta zaman zaman yeni gençlik artık böyle gibi yorumlar yapılıyor. Ama hemen belirtelim, Kore’de erkeklerin süslenmesi ya da güzelliğine dikkat etmesi, kadınların dikkat etmesi kadar normal kabul ediliyormuş. 50 milyon nüfusu olan Güney Kore’de erkeklerin güzellik harcamalarının, dünya erkek güzellik harcamalarının 5’de birini oluşturduğu kaydediliyor.

K-Pop’cular ya da K-dramacı erkekler daha ağır makyajlarla gözükseler de, ünlü olmayan, sıradan ve hatta yaşlı Güney Koreli erkekler de Chok-Chok olarak adlandırılan “buğulu” diye tanımlanan nispeten doğal gözüken makyajlar yapıyorlar. Chok-chok parmaklarınızla teninize hafifçe dokunduğunuzda duyduğunuz sese verilen isim. Cilt nemli, dolgun ve kabarık olduğu zaman o boğucu sesi çıkarıyor.  Chok-chok makyajı, göz ve kaş kalemleri ile fondöten kullanımı anlamına geliyor. Ruj da kullanılabilen bir malzeme.

Güney Koreli erkekler bunu güzelliklerine düşkün oldukları için yapıyorlar. Hatta estetik de erkekler arasında çok yaygın. Dünyanın estetik başkenti olarak adlandırılan Seul’de bin kişi başına 20 operasyondan bahsediliyor. Çekik gözleri düzeltmek, burun ve dudak estetiği Güney Koreli kadın ve erkeklerin kolay başvurdukları bir yöntem. Bunu K-drama dizilerinde fark edebilirsiniz.

 

Bu resimde Kore Havayolları çalışanlarının işe başlamadan önceki makyaj seansı görülüyor.

Ordudaki askerler için de özel ürünler var. İş başvurusuna giden erkeklerin nasıl makyaj yapmaları gerektiğini anlatan videoları YouTube’da görebilirsiniz.

Yani muhafazakâr bir toplum olmaları ve geleneksel cinsiyet rollerinin sürmesine karşın, Güney Koreli erkekler makyaj yapmayı normal buluyorlar. Kadınlar da makyajlı erkekleri yadırgamıyor. Bu nedenle K-dramalarda da ruj sürmüş, göz kalemi çekmiş, burunlarını ya da gözlerini estetik yaptırmış jönler görmek şaşırtıcı değil.

Rekorlar - rekorlar 

Merak edenler için biraz da neden büyük olduklarını ödülleri, tweetleri ve aldıkları sahnelerle anlatalım. Farklı olmaları sonucu, şu anda pek çok ilkleri/rekorları ellerinde tutuyorlar (ve de inanılmaz paralara dönüştürüyorlar).

27 Ağustos 2018'de BTS, “IDOL” müzik videosunu yayınladı ve  sadece 24 saat içinde 45 milyon izlenmeye ulaşarak Taylor Swift'in daha önce elinde tuttuğu 43,2 milyonluk “Look What You Made Me Do” rekorunu kırdı[6].

Ardından 12 Nisan 2019'da BTS, YouTube rekorunu tekrar kıran “Boy With Luv” müzik videosunu yayınladı. “Boy With Luv”  tek bir günde 74,6 milyon etkileyici bir görüntü elde etti, BTS'in önceki YouTube rekorunun neredeyse iki katı ve önceki rekor sahiplerinden (BLACKPINK “Kill This Love” ile) yaklaşık 20 milyon daha fazla görüntülendi[7].

Geçen yıl ise “Dynamite”, 24 saatte 101,1 milyon izlenmeyle YouTube'da rekor kırıldı.

Büyük Bir ABD Ödül Şovunda Performans Gösteren İlk K-Pop Grubu. 2017'de Amerikan Müzik Ödülleri, BTS'in ilk performansı televizyon tarihine damgasını vurdu çünkü  bir K-Pop grubu ilk kez büyük bir ABD ödül şovunda sahne aldı. Billboard Müzik Ödülü'ne Aday İlk K-Pop Grubu oldu.

2017'de BTS, Billboard Müzik Ödülleri'nde En İyi Sosyal Sanatçı dalında aday gösterildi ve BMAS'a ulaşan ilk K-pop grubu oldular. Sadece ödülü kazanmakla kalmadılar, bunu yaparken Justin Bieber'ın altı yıllık saltanatını da yıktılar. 2019'da BTS, ana ödül olarak da bilinen Top Duo/Group'a aday gösterilen ilk K-pop grubuydu.

Mayıs 2018'de piyasaya sürülen BTS  Love Yourself: Tear , hemen Billboard 200 listesinin zirvesine  çıkarak bunu yapan ilk K-Pop albümü  oldu. Ayrıca, 12 yıl içinde Billboard 200'de ilk yabancı dilde 1 numaralı albüm oldu. BTS, Love Yourself: Tear'ı çıkardıktan sonra aynı hafta, Billboard Artist 100 listesinde 4 numaradan 1 numaraya yükseldi. Beatles'tan Bu yana Bir Yıl İçinde 3 Billboard 1 Numaraya Sahip Olan İlk Grup oldular.

Spotify'da 5 milyar dinlenmeyi aşan ilk Asyalı sanatçı oldular.

BTS, Amerikan Müzik Ödülleri'nde sahne aldılar ve 2018'de  Favori Sosyal Sanatçı kategorisinde AMA'ya aday gösterilen ilk Koreli sanatçı oldular.

2019 Grammy Ödülleri'ndeki tarihi görünümü büyüktü. Şovda ödül veren ilk Koreli sanatçıydılar .

Justin Bieber, Twitter'da BTS'ten Jungkook'a mutlu yıllar diledikten sonra, "Şimdi bu  tweetin çılgına dönmesini izle" tweetini attı. BBC'ye göre, BTS tarafından atılan her tweet ile "ortalama 330.624 retweet, yanıt, beğeni veya diğer etkileşimler" alıyor. Bu şu ana kadar en büyük retweet sayısı.

23 Ekim'de Guinness Dünya Rekorları organizasyonu BTS'nin rekor sürede bir milyon TikTok takipçisi kazandığını duyurdu: 3 saat 31 dakika.

K-Pop nasıl gelişti?

K-Pop ise Kore popüler müziğini ifade eden kavramdır. Bizim çok kıymetli müzisyenlerimizin 1970’lerde bize özel başlattığı “Anadolu Pop-Rock” gibi Kore’ye özel bir türdür. Elektronik, Hip-Hop, Pop, Rock, R&B ve hatta Rap'i harmanlayan bir müzik türüdür. 90’lar civarı başladı, gelişti ve patlaması 2000’lerde oldu.

Sırası gelmişken merak edenler için bir Anadolu-Rock örneği verelim;

 

Hem K-Pop hem de K-dramalar, “bırakalım kendi kendilerine gelişsinler” ya da “iyi olan kazansın” türü yaklaşımlarla değil, bizzat amaçlı olarak kuruluyor ve geliştiriliyorlar.

Ülkede pek çok kız ya da erkek K-pop grupları var. Bunlar şimdilerde özel olarak yetiştiriliyorlar. Aşağıda bir kız grubunun nasıl yetiştirildiğini anlatan Netflix filminin fragmanı var. BlackPink de çok popüler kız grubu.

 

K-Pop'un gelişmesini ve Kültürel diplomasiyi Mutlu Binark çok detaylı anlatmış.  Dipnot 5'deki kitabından bunları okuyabilirsiniz.

BM'de Neler Dediler

Son olarak da BM'de yaptıkları konuşmayı ve salgın dönemine dair düşüncelerini görelim. Bu konuşma sonrasında grubun, son İngilizce parçaları 'Permission To Dance'ı seslendirdiği ve salgının bitmesine yönelik umut verici mesajlar içeren bir video da gösterildi.

Grubu kürsüye davet eden, yakın zamanda "Gelecek Nesil ve Kültür için Özel Başkanlık Elçisi" olarak atayan Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in oldu; "Podyuma çıkacak sonraki konuşmacılar muhtemelen dünyanın dört bir yanındaki insanlar tarafından en çok sevilen sanatçılar" diye tanıttı ve 1 milyon seyirciye ulaşıldığı kaydedildi [8].

Grup konuşmalarında özetle şunları söyledi;

Dünya öyle bir değişti ki sanki hepimiz bir anda paralel bir evrene ışınlandık. Kovid-19'un bizden alıp götürdüklerinin yasını tuttuk, görmezden geldiğimiz her bir anın aslında ne kadar değerli olduğunu anladık.

Bazılarınız aşı olup olmadığımızı merak ediyordu. Evet, yedimiz de aşı olduk.

10'lu, 20'li yaşlarındaki gençlerden Kovid-19 nedeniyle 'kayıp nesil' diye bahsedildiğini duydum. Yollarını kaybettikleri, zamanlarını boşa harcadıkları söyleniyor. Bence bunlar abartılı ifadeler. 'Kayıp nesilden' ziyade 'kucak açan nesil' demek daha doğru olur çünkü değişimden korkmaktansa bu nesil "Hoş geldin" diyor ve ilerlemeye çalışıyor. Olasılıklara ve umuda karşı inancımız tam olursa hiç beklenmedik şeyler yaşansa bile yolumuzu kaybetmeyiz, yerine yeni bir yol buluruz.

Herkes iklim değişikliğinin önemli bir sorun olduğunda hemfikir ama en iyi çözümün hangisi olduğuna karar vermek zor.

Birçok gencin çevre meseleleriyle ilgili olduğunu, ama önce okulunu bitirmeyi tercih ettiklerini gördüm. Gelecek, keşfedilmemiş bir dünya. Umarım geleceği yalnızca zifiri karanlık olarak algılamayız. Dünya hakkında endişelenen ve yanıtlar arayan insanlar var. Bu hikâyede hâlâ bizimle ilgili boş sayfalar duruyor, sanki hikayenin sonu yazılıp bitmiş gibi konuşmamalıyız.

Bazı seçimler yapacağız, mükemmel seçimler olmayacaklar ama bu, yapabileceğimiz başka bir şey kalmadığı anlamına gelmez. Asıl önemli olan, değişimle karşı karşıya olduğumuzda yaptığımız seçimler değil midir?  Dünyanın durduğunu düşünmüştük ama dönmeye devam ediyor. Yaptığımız her seçimin, değişimin başlangıcı olduğuna inanıyorum. Umuyorum ki bu yeni dünyada birbirimize "Hoşgeldin" diyebiliriz.

Sonuç? K-POP kötü mü?

Güzel güzel anlattıktan sonra soralım; Peki BTS kötü mü? Soruyoruz çünkü geçtiğimiz ayın sonunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı "K-Pop takibi" yaptıklarını açıkladı[9].  Yani gençlerimize kötü örnek filan oluyorlarmış. Gerçi sonradan, Güney Kore temsilcileri konuşunca bakan Derya Yanık bu sözleri "çevir kazı yanmasın"a dönüştürmüş gözüküyor ama sonuçta K-Pop'un takip edildiğini o da doğrulamış[10].

Ben de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na "K-Pop Takibi" yapmalarını tavsiye edeceğim. Ama ters yönden.  Keşke bizde de böyle bir ya da başka gruplar çıksa da, Türkiye'nin adını böyle "soft power" şeklinde duyursalar. Ama bunun için devletin önce bu olayın yanlış tarafından baktığını anlaması lazım. Neyi kaçırdığını ve nasıl yapması gerektiğini fark etmesi lazım.

Her yeni nesil kendi seçimleri ile gelir. Günümüzde Elvis Presley'in kalça hareketlerinin 1950'li yıllardaki anne-babalar ya da belki muhafazakârlar tarafından gençler için büyük tehlike yarattığına dair  düşüncelerini görüyor ve gülüyoruz. Aynı tehlike çanları 1960'larda uzun saçları ve rahat hareketleri ile Beatles çıktığında ortaya sürülmüş. Yani bu eski nesil, hep yeni nesili --kerameti kendilerinden menkul bir şekilde-- tehlikelerden koruyacağını ilan etmiş ama Elvis de, Beatles da sonradan gelen başkaları da isimlerini dünya tarihine altın harflerle yazdırdılar. Yani bunun önüne geçilmez. Bugünün Elvis'inin, Beatles'ının adı BTS.

Bence BTS'nin "iyi mi, kötü mü"sünden önce, yarattığı etkiye bakın. 10 kaplan gücünde etkileri var. Türkiye'deki 2 telekom firmasının 2 katı piyasa değerleri, Vestel'den 1,5 kat fazla yıllık satışları ve yarattıkları istihdam, turizm gelirleri vs. vs. var ve BM'de konuştuklarında anlık olarak 1 milyon kişi izliyor. Türkiye konuştuğunda kaç kişi izledi?

Boş verin bunları, "su yolunu bulur". Zor hiçbir zaman başarılı olmaz. Gençler hep kendi düşündüklerini yaparlar.

Dünya bir dönüşümden geçiyor. Maalesef bu dönüşüme Türkiye yeni gelişmelerden hiç anlamayan bir hükûmetle girdi. Gençlerin desteklenmesi bir yana kösteklendiği bir durumdayız. Çocukların interneti eksik, eğitimleri eksik, aileleri tonlarca parayı yok bütçelerinden verip üniversiteye gitmelerini sağlamaya çalışıyor, tarikata ait olmayan yurt yok,  mezun olsalar da bozuk ekonomi ile iş bulamıyorlar vs vs..

Üstüne… Bir de ellerinden eğlencelerini mi almaya çalışıyorsunuz? BTS Akademi bugünlerde Türkiye’nin BTS hayranları konusuna çalıştığını söylüyor. Bakalım bu gençler size “eğlencelerini ellerinden alma izni” verecekler mi?

Bunu yapacağınıza, “kültürel diplomasi” konusuna çalışın. Elinizde akademisyenler var. Dizilerimizle bir yere gelmişiz ama yeterli mi? K-Pop engelleyeceğinize, dizilerimizi, sanatçılarımızı, müziğimizi hatta yemek sanatımızı nasıl tanıtırız. Bunun peşinden koşun. Entertainment denen endüstrinin yarattığı hacim bugün hepsinden fazla ve turizm, kozmetik vs. vs. gibi başka endüstrileri de tetikliyor gördüğünüz gibi.

Tak Takkkk… Orada kimse var mıııııı?


 

[1] Cultural Diplomacy

[2]BTS, Güney Kore Ekonomisine 1,4 milyar $ Kazandıracak

[3] K-pop Group BTS Induces Production Worth 4 Tril. Won per Year

[4] Wikipedia : Korean Wave

[5] Bugün itibariyle Turkcell'in borsa değeri 4,2 milyar $ ve Türk Telekom'un borsa değeri ise 3,1 milyar $

[6] Diplomasi ve Kore Dalgası 'Hallyu'' Güney Kore'de Sinema Endüstrisi, K-Dramalar ve K-Pop

[6] BTS Set 24-Hour YouTube Debut Record With 'IDOL' -- See The Top 10 Here

[7] BTS' 'Boy With Luv' Feat. Halsey Is the Most-Viewed 24 Hour Debut in YouTube History with 74.6 Million Views

[8] More than 1 million people watched the U.N. General Assembly online — when K-pop band BTS took to the podium

[9] Aile Bakanlığı K-Pop'u yakın takibe aldı

[10] Kore Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı: K-pop’un bir ‘akıllı güç’ olduğunu düşünüyorum; kültürel güç merkezinin çekici gücü olarak rol oynuyor

Yazarın Diğer Yazıları

Depremi yaşayan 4 ilde nüfus 300 bin azalmış

Bölge nüfusundaki yüzde 7-8'lere varan azalma, sığınmacı açmazı ile birlikte düşünüldüğünde, Hatay başta olmak üzere bölgenin geleceği ve özellikle güvenliği açısından odaklanılması ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur