22 Mart 2021

Google ve Facebook gibi teknoloji devleri, Hintli iklim aktivistlerinin bilgilerini Modi hükümetine veriyor

Bu yazıda ilgilendiğimiz konu, çiftçilerin önemli protestosu, aktivist Ravi ya da Hintli insancıl hakim Rana'dan ziyade, onların yaşadığı olayda Google, Facebook gibi internet devlerinin oynadığı rol

Zaman zaman, ülkemizdeki çok uluslu firmaların sosyal medya türü uygulamalarını adeta "demokrasi ortamı" diye yorumlayanlar oluyor. Bu ortamlar için "RTÜK yönetmeliği" yayınlandığı günlerde yazdığımız "Netflix, Twitter, Google, Facebook sansüre karşı durur mu?" [1] başlıklı yazımızda, bu platformların "ticari bir şirket" olduğunu hatırda tutmak gerektiğini ve dertlerinin bir ülkenin demokrasisi olmadığını anlatmıştık.

Şimdi bunu gösteren bir örneği, Noami Klein Intercept'te yazdığı son yazısında Google ve Facebook'un -para kazanmaya devam edebilmek uğruna- aktivistler / muhalifler aleyhine, Hindistan hükümeti ile nasıl işbirliği yaptıklarını, kullanıcının gizli bilgilerini verdiklerini açıkladı[2].

"Modi yönetimindeki Hindistan, Facebook, Google, Twitter ve Zoom gibi teknoloji şirketleri için sert bir gerçekliğe dönüştü. Bu dev şirketler, Kuzey Amerika ve Avrupa'da, sağlıklı bir toplumun ayrılmaz parçası olan ifade özgürlüğü, tartışma ve katılmama özgürlüğünü koruyor.

Ama Hindistan gibi -demokrasinin zayıf olduğu ülkelerde- hükümetlerin barışçıl aktivistleri avlayıp hapsetmelerine ve nefreti artırmalarına yardım ediyorlar. Çünkü bu devasa ve büyüyen pazarlara erişimin bir bedeli olarak görülüyor."

Naomi Klein'ı yıllardır küreselleşme analizleri konusunda kitaplar yazan Kanadalı gazeteci, yazar ve aktivist olarak tanıyoruz. Komplo teorilerinin filan uçuştuğu bu ortamda, olayların arka planını, gerçek olayları göstererek anlatıyor. Dünyayı anlamak istiyorsanız okumanız gereken bir yazar [3].

Hintli iklim aktivistinin dahil olduğu uluslararası komplo mu?

Hindistan'da geçen yılın haziran ayından itibaren meclisten geçirilen yeni tarım kanunları konusunda protestolar var. Çiftçiler, Modi hükümetinin Koronavirüs salgını sürerken aceleyle uyguladığı bir dizi yeni tarım yasasına karşı çıkıyor. Protestoların merkezinde, mahsuller için uzun süreli fiyat korumalarını ortadan kaldırarak, tarım sektörünün özel yatırıma açılması, küçük çiftçilerin adeta bir "ölüm emri" ile karşı karşıya kalması ve Hindistan'ın bereketli topraklarının birkaç büyük kurumsal oyuncuya aktarılması var [3].

Çiftçilerin protestoları sürerken, Klein'ın dikkati çektiği ve bu yazıya konu olan olay meydana geldi.

Klein yazısında, Hindistan'ın Bangalore Eyaletinden "Disha Ravi" adındaki 22 yaşındaki bir iklim aktivistinden bahsediyor. Ravi, isyan halindeki Hintli çiftçiler, pop yıldızı Rihanna, Sih ayrılıkçılar ve küçük iklimci Greta Thunberg ile birlikte bir uluslararası komploya dahil olduğu şeklinde suçlanmış.

Thunberg tarafından başlatılan gençlik iklim grubu "Fridays For Future"ın Hindistan bölümünün kurucularından biri olan Revi'nin çiftçileri isyana kışkırttığı iddia ediliyor.

Ravi 9 gün polis sorgusunda kaldıktan sonra yargıç tarafından serbest bırakılmış. Yargıç Dharmender Rana, kefaletin reddedilmesi için hiçbir neden olmadığına karar vermiş. Kararına polisin genç iklim aktivistine karşı kanıtının "yetersiz ve yarım yamalak" olduğunu yazmış. Ona ve diğer iki aktiviste karşı yöneltilen "kışkırtma veya komplo iddialarını destekleyecek küçücük bir kanıt bile yok" demiş [4].

İklim aktivisti Disha Ravi, Yeni Delhi'deki Patiala House Mahkemesindeki duruşmada kefaletle serbest bırakıldı

İnternet devleri ile Modi hükümeti arasında nasıl bir işbirliği var?

Bu yazıda ilgilendiğimiz konu, çiftçilerin önemli protestosu, aktivist Ravi ya da Hintli insancıl hakim Rana'dan ziyade, onların yaşadığı olayda Google, Facebook gibi internet devlerinin oynadığı rol. Bir yandan kullanıcının özel kalması gereken gizli görüşme ya da yazışma notlarını verdikleri, bir yandan da hükümetin aktivistleri suçlu göstermek için şiddet teşvik eden mesajları yayınladıkları anlaşılıyor.

Klein'ın işaret ettiği hususlar şöyle:

"Ravinin tutuklanması, Hindistan'ın giderek daha baskıcı ve anti-demokratik hale gelen Hindu milliyetçi hükümeti ve Başbakan Narendra Modi ile bunların araçları ve platformları haline gelen Silikon Vadisi şirketleri arasında farklı gizli anlaşma olduğunu ortaya koyuyor.

Bu öyle bir işbirliği ki, hükümet güçlerinin savunmasız azınlıklara ve muhaliflere karşı nefreti kışkırtmanın ve polisin Ravi gibi barışçıl aktivistleri yüksek teknolojili bir dijital ağda tuzağa düşürmesinin birincil yolu."

Ravi aleyhine belgelere bakıldığında, şunlar görülüyor:

  • WhatsApp grupları / konuşmaları,
  • Ortaklaşa düzenlenmiş bir Google Dokümanı,
  • Özel bir Zoom toplantısı
  • Hepsi delil haline getirilmiş birkaç yüksek profilli tweet

Thunberg'in şubat ayı başlarında yaklaşık 5 milyon takipçisine tweet attığı, aktivistler için el kitabı olan "sosyal medya rehberi"nin arkasından Ravi, Delhi polisi tarafından "Google dokümanının editörü ve belgenin formülasyonu ve dağıtımında anahtar komplocu olduğunu" ilan etmiş.

Ravi, ayrıca Hindistan'ı dünya önünde kötü gösterdiği için de suçlanıyor.

Hint hükümeti platformlarda nefreti kışkırtır ve şiddeti överse ihlal olmuyor mu?

İlaveten Modi hükümeti, halkın duyarlılığını kendilerinin lehine çevirmek için, genç aktivistlerin ve desteklemeye çalıştıkları çiftçilerin hareketine karşı çeşitli bilgiler/araçlar kullandı. Oysa Google, Facebook gibi internet devleri, şiddet içeren kışkırtmayı ihlal saydıklarını söylüyorlardı. Hindistan gibi, sadece sosyal medya kışkırtmasıyla linç olaylarının kolaylıkla gerçekleştirildiği bir ülke için tehlikeli gelişmeler [5].

Klein şöyle diyor:

"Bu şirketlerin sessizliği çok şey anlatıyor. Bir tavır almak zorundalar ve bunu şimdi yapmak zorundalar."

Ama Klein'a cevap gelmediği gibi, bu şirketlerin "ifade özgürlüğüne" olan meşhur bağlılıkları ve nefret söylemi ve komplo teorileriyle savaşmaya yönelik yeni bağlılıkları Hindistan'da uygulanmıyor. Tam tersine bu ülkede yeni yürürlüğe girecek olan yasa tasarısı ile internet devlerinin kullanıcı gizliliğine dair sözleri boşlukta kalacak gibi gözüküyor. Çünkü pazar büyük ve kazanacakları para da büyük.

Mesela Modi hükümetini eleştiren yüzlerce Twitter hesaplarının, açıklama yapılmadan ortadan kaybolduğu not ediliyor. Buna karşılık Twitter ve Facebook'ta tahrik ve açık nefret söylemi yapan hükümet yetkililerinin, şirketlerin politikalarını açık bir şekilde ihlal etmeye devam etmelerine izin verilmiş.

Hakim Rana: Demokratik ülkelerde vatandaşlar, hükümetlerin vicdanının koruyucularıdır

Hindistan'daki karmaşada gençler sorumluluk üstlenmiş durumda. Ravi'nin mahkemede dediği gibi, "çünkü onlar bizim geleceğimiz ve hepimizin yemek yemesi gerekiyor". Ravi iklim bağlantısına da işaret ediyor. Hindistan'da kuraklık, sıcak hava dalgaları ve sel son yıllarda daha yoğun bir şekilde artmış ve Hindistan'ın çiftçileri bu iklim etkilerinin ön saflarında yer alıyorlar, genellikle mahsullerini ve geçim kaynaklarını kaybediyorlar. Ravi, çiftçi büyükanne ve büyükbabası nedeniyle bunları yakından biliyor.

Hakim Rana kararında ders niteliğinde şöyle yazmış:

"Vatandaşlar her türlü demokratik ülkede, hükümetin vicdanının koruyucularıdır. Devlet politikalarına katılmadıkları için parmaklıkların arkasına konamazlar. Konuşma ve ifade özgürlüğü küresel bir izleyici arama hakkını da içerir."

Bu yazıyı okuyan sizler için de, Hintli çiftçileri desteklemek isterseniz; dijital örgütlenme çağında olduğumuz için insanların Hindistan'ın çiftçileriyle dayanışmalarını, özellikle sosyal medyada nasıl ifade edebileceklerine dair bir dizi öneri var.

"Desteğinizi Hintli çiftçilere tweetleyin. #FarmersProtest #StandWithFarmers hashtaglerini kullanın. Çiftçileri desteklediğini söyleyen bir fotoğrafını veya videosunu çekin. Bir dilekçe imzalayın. Milletvekilinize yazın. Bir 'tweetstorm' ya da 'dijital grev'e katılın. İster Hindistan'da ister ülkenizdeki bir Hindistan büyükelçiliğinde şahsen protestolara katılın."

Dava devam ediyor, ama karar hükümete büyük bir darbe ve çiftçi hareketi ve onları destekleyen dayanışma kampanyaları için bir haklılık anlamına geliyor. Ama Ravi sadece bir tane olay. Yüzlerce çiftçinin hapise atıldığı ve bazılarının kaybolduğu gibi bilgiler var.

Ama bizim buradan almamız gereken ders şu:

"WhatApp'ın verileri Facebook'a aktarma izni sadece 'reklamcılara veriyor' ile sınırlı değil. Üstelik bu ortamların hepsi için aklımızda tutmamız gereken husus, güvenilmez oldukları. Ama bunların içinde birden fazla uygulamayı barındıranlar en tehlikeliler. Çünkü birine gösterdiğiniz detayları, diğerleri ile paylaşarak bir bütün yaratıyorlar. O nedenle bu ortamlara karşı dikkatli olun veya bu ortamları kullanmayın. Kullanırsanız da, açık kaynak olanları ve açık kaynak kaldıkları sürece kullanın.

Çünkü bu tehdit sadece verilerinizi şuraya, buraya verilmesi ile de sınırlı değil. Daha önemli tehdit; verilerinizin sizi maniple etmek için kullanılabileceğidir. Bugünün en önemli tehditlerinden birisi de bana göre budur. O nedenle birden fazla uygulamaya sahip ve/veya açık kaynak olmayan sosyal medya ortamlarından uzak durun."



[1] Netflix, Twitter, Google, Facebook sansüre karşı durur mu?

[2] India Targets Climate Activists With the Help of Big Tech

[3] NoamiKlein.org

[4] 2020–2021 Indian farmers' protest

[5] Mahkeme Kararı

[6] Whatsapp’ın Asıl Tehlikesi: Hindistanda Whatsapp Gruplarındaki Tecavüz İddiaları Suçsuz Kişilerin Linç Edilmesine Neden Oluyor

Yazarın Diğer Yazıları

Teknolojinin ‘hype'ları ve yapay zekâ kışları

Bütün dünya yapay zekâ konusunda yarışırken, ülke olarak geride kalmamak da önemli. Ama yapay zekâ konusunda “moda"larla hareket etmemek ve “hype"lara kanmamak lazım. Aksi takdirde yapay zekâ konusunda bir şeyleri yanlış anlıyor haline geliyoruz. Bu da gelişmeleri yanlış yönlendiriyor ya da durduruyor

Güneydoğu Asya, organize siber suçun küresel merkezi oldu

Güneydoğu Asya’dan ülkemize doğru da dolandırıcılık işleri olduğunu, çevremizde rast geldiğimiz dolandırıcılık olaylarından görüyoruz. Zaten son zamanlarda ortaya çıkan “kişisel veriler çalınmaları” da bu tür olaylarla birlikte düşünülmelidir. Bu nedenle ülkemizde farkındalığın artması için, bu rapora dikkat gösterdik ve paylaşıyoruz. Umarız yetkililer de ilgileniyorlardır

İnternet hızında yerinde sayıyoruz ama 2,5 yılda fiyatlar 4 kat artmış

Tüketicinin "mecburi operatör seçimi"ne maruz bırakıldığı, fiyatların uçtuğu, yatırım yapılmayan, tüketicilerin ödediği fahiş fiyatların nereye gittiği belli olmayan bir telekom sektörü var. Teknoloji çağında, ülkeye ve gençliğimizin geleceğine yapılan pek çok kötülükten birisi de budur

"
"