01 Kasım 2021

DEVA Partisi'nin "Yarına Eylem Atılım Planı"nın düşündürdükleri

Bu plan çalışmasını iyi niyetli olarak görüp takdir ettiğimi söylemeliyim. Burak Dalgın'ın bu noktada bir farklılık yarattığı düşüncesindeyim.

Çarşamba günü Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi)'nin İstanbul Uniq'de "Yarına Eylem Atılım Planı" isimli bir sunumu vardı[1]. DEVA Partisi'nin dijital dönüşüm ve teknoloji konusundaki 90 ve 360 günlük eylem planları anlatıldı. Toplantıya partililerin yanı sıra basın mensupları katıldı.

Partinin Dijital Dönüşüm ve Teknoloji Politikaları Başkanı Burak Dalgın ve Genel Başkan Ali Babacan'ın birlikte yaptıkları sunum sonrasında da 20 kadar gazeteci ile yemek yenildi ve sorular cevaplandı.

Siyasi partilere yol gösterici bir çalışma olmuş

20 yıldır takip ettiğim siyasal partilerin hepsini, "teknoloji" konusunda eksik buluyorum. Çünkü çoğu  "teknolojiye yakın olmayan" ve temel işini "politika yapmak" olarak gören insanlardan kurulu. Bu insanlar tribünlere oynama alışkanlığı ile "kodlama eğitimi vereceğiz", "yapay zekâ", "endüstri 4.0" ve tabii ki beraberinde "milli ve yerli" kelimeleri ile konuşuyorlar ama hep yüzeyde kalıyorlar. Derine inemiyorlar ya da inmekle ilgilenmiyorlar.

Hele AKP'li bakan ve bürokratlar bu alanda dökülüyorlar; "yapay zekâ stratejisi" yazıyorlar; içi boş, Veri Merkezi stratejisi yazıyorlar; "geçmiş ola" diyeceğimiz kadar yıllar geçmiş bir yana, uyguladıkları bir şey yok, sözde kalıyor. Siber tatbikat yapıyorlar, kendileri çalıp, kendileri oynuyor... bu liste uzar gider... Zaten ne yaptıkları da ortada.

DEVA Partisi hakkındaki teknoloji bağımsız olarak genel düşüncem şöyle; bana AKP'nin uzantısı gibi yani benzer insanlarla devam edecekler gibi geliyor. Bununla birlikte bu plan çalışmasını iyi niyetli olarak görüp takdir ettiğimi söylemeliyim. Burak Dalgın'ın bu noktada bir farklılık yarattığı düşüncesindeyim.

Belki bu plan şöyle ya da böyle, diğer partilere de yol gösterir diye düşündüm. Çünkü AKP'nin saçma sapan gündemini takip etmekle meşgul oldukları için hepsi "gençleri" ve "onların geleceğinin teknolojide olduğunu" ıskalıyorlar maalesef.

Eylem planının olumlu yanları var ama teknik tarafı eksik

Deva Partisinin eylem planını açıklama toplantısında Burak Dalgın'ın sunumunun kısa bir bölümünü yukarıda izleyebilirsiniz. Planın bende bıraktığı izlenim;

  1. Bazı maddeler olumlu
  2. Bazı maddeler propaganda amaçlı gözüküyor
  3. Bazı maddeler yok

Olumlu taraflarında Dijital-TL gibi ekonomi ve girişimcilik ile ilgili olanları kastediyorum. Propaganda amaçlı olanları dipnottaki linkten plana bakarak görebilirsiniz[1]. Sonuçta 20 yıllık  AKP dönemi bizi eğitti. Buna "siyasal okur-yazarlık" mı desek bilemiyorum. Daha önce çoğumuzun, politik arenada neler olduğu konusuyla bu kadar yakından ilgilendiği bir dönem olmadı. Dolayısıyla artık neyin "popülist" ve/veya "gündem yaratmaya" yönelik olduğunu --98 yıllık Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar-- anlayabilir haldeyiz.

Bence Deva Partisinin bu eylem planı, finans-ekonomi temelli insanların ağırlıklı olduğu bir grup tarafından oluşturulmuş. Çünkü "Teknoloji Bakanlığı kurulması", "Tüm Türkiye'nin teknopark olması", "Fiber altyapının tamamlanması" gibi maddeler olumlu olsa da yüzeyde kalıyor. Bugün yaşadığımız temel altyapı sorunlarına değinilmemiş.

Eksik ya da olmayan konulardan bir kaç tanesine bakalım.

Türk Telekom ne olacak?

Çok şaşırdığım bir konu şu; 16 yıl sonra bile hala muhalefet partileri Türk Telekom konusunda "ceğiz, cağız" diyor. Bir kısmı "millileştirmek"ten bahsediyor, bir kısmı --Deva Partisinin de yaptığı gibi-- "lisansına bakacağız" ve "ortak alt yapı" diyor. Ama kimse hazırlık yapmıyor. Daha çok "iktidarı alınca bakarız" gibi bir yaklaşım sergiliyorlar.

Mesela "ortak altyapı" 2014'lerden [2]bu yana gelen bir konu. 5 ya da 7 yıl önce yapılabilir durumdaydı. Şu anda operatörlerin bunu yapmak isteyip, istememesi ayrı bir konu, yapılabilirliği ayrı bir konu. Ortak altyapı yapılmaz ise, "altyapıyı kendi kaynaklarımızla nasıl geliştirmeliyiz" ise yine ayrı bir konu (verirsin çok uluslu taşıyıcılara, yaparlar... mı?).

AKP'nin şu anda Türk Telekom'u (hatta Turkcell'i beraberce paketleyip) satma planları yaptığını duyuyoruz, okuyoruz. Bu olursa, ne olacak? Buna dair plan yapan muhalefet partisi var mı? Ya da bankalar % 55'den memnunlar mı? Onlara da bir çözüm yolu göstermek gerekmez mi?

Salgın sırasında Türk Telekom'un yarattığı faciayı, çocuklarımızın en az yarısının uzaktan eğitime erişememesi ile gördük.

Çünkü Türk Telekom serbestleşmeden 17 yıl sonra bile hala tekel. Makyajlı bilançoları, kaybettiği uzman çalışanları, satılmış gayri menkulleri ve bakırları ve daha önemlisi; ülkenin fiber ve kavşak altyapılarının geliştirilmesini engellemesi ile ortalık yerde duruyor.

Son 16 yılını, yatırım yapmak yerine rekor temettüler dağıtarak geçirdi. Yatırım konusunda ise önümüze yine rekor rakamlar koyuluyor ama yatırımın ne olduğunu, sonuca bakarak görebiliyoruz (bunu analiz eden bir yazı yayınlamayı planlıyorum).

Altyapı sadece fiber mi?

10 senedir yaza yaza sonunda herkes "fiber" sorununu konuşmaya başladı [3]. Ama altyapı sadece fiber değil. Altyapı konusunda 2 önemli başka bileşen daha var; "Veri Merkezleri" ve "İnternet Trafik Değişim Noktası" adını taşıyan internetin kavşak noktaları.

Yılda 6 milyar paranın cebimizden aktarıldığı BTK bütçesine rağmen, 21 yılda BTK, fiberi ile de, veri merkezleri ile de, trafik değişim noktaları ile de İLGİLENMEDİ. İlgileniyormuş gibi yaptı.

Oysa veri merkezleri yoksa veri de yoktur. Planda 35 tane "Veri" var ama 1 tane bile "Veri merkezi" bulamadım. O zaman "Türkiye'nin verisi Türkiye'de kalsın" nakaratı eşliğinde,  verilerimizi Google, Microsoft, Amazon, Equinix veri merkezlerinde tutacağız demektir.

İnternet Trafik Değişim Noktası yoksa, bugün Erzurum'dan başlayan trafiğimiz İstanbul'dan dönüyorsa, bu kadar eksik altyapı içinde bir de bu sorun varsa, buna trajikomik denmez de ne denir?

Veri güç ise, bu yüzyılın petrolü ise, bunu basit söylemden çıkarıp, altyapısını yapmamız gerekmez mi?

İlginizi çekerse, bu yazının altında veri merkezleri ve trafik değişim noktası hakkında uzmanlarla yaptığımız bir söyleşiyi bulacaksınız.

m Türkiye teknopark mı olacak?

Planda bir önemli konu da; "Tüm Türkiye'nin Teknopark olacağı" konusu. Çoktandır sıkıntılar olan bir konu.

Teknopark modelinin kurulduğu 2000'den bu yana pek çok deneyim birikti. Covid sonrası çalışma modellerinin iyileştirilmesi gerektiği görülüyor. Ancak bunun kapsamlı ve çok boyutlu bir yeni modelle yapılması lazım. Tüm Türkiye'yi Teknopark yapmak ve teşviği mekandan bağımsızlaştırmak popüler talepleri duymaktan öteye geçilmediğini gösteriyor.

Aynı şekilde "Silikon Vadisine Büyükelçi atayacağız" ifadesini de popülist bulduğumu ifade edeyim.

Vergi konusu

20 kadar gazetecinin olduğu ve bir kısmının gündemin "tezkere" ya da "Cumhurbaşkanı kim olacak?" benzeri konularını konuşmak istediği bir yemekte, planın teknolojiden çok finans-ekonomi bazlı olması nedeniyle Ali Babacan'a sormayı önceliklendirdiğim tek soru, kendisinin mesleki geçmişi ile de ilgiliydi. Yani "vergi"yi sordum. Telekomünikasyon hizmetlerindeki % 80'ler, % 150'lere varan delice vergilerle bugün gelinen nokta ortada. Telekom vergileri konusunda açık ara dünya lideriyiz.  Bu vergilerin gereksiz olan bazılarını kaldırıp, kaldırmayacaklarını sordum.

Örneğin, Telsim ve Turkcell'in 1999'da lisans alırken, genç firmalar olarak Türk Telekom altyapılarını kullanacakları için, ara bağlantı (roaming) fiyatı olarak % 15'lik bir rakam tespit edilmiş. Oysa, şimdilerde zaten firmaların kendi roaming fiyatları var ve bunlar karşılıklı olarak birbirlerinden alınıyor.

% 15'lik bağlantı rakamı, Türk Telekom'un özelleştirilmesi sırasında hazineye aktarıldı.  Bu rakamı 2007'ye kadar faturalarımızda görüyorduk. Ama o yıl yazdığım bir yazıdan sonra faturalardan kaldırılıp, toplam cirodan alınmaya başladı. Yani şimdi görmüyoruz ama ödediğimiz faturaların içinde dolaylı bir vergi halinde hazineye gidiyor. Oysa roaming zaten ödeniyor. Hazineye ödenen % 15 nesidir? Operatörler ve bizler zaten bir sürü vergi ödüyoruz. Bu % 15 kaldırılmalıdır.

Sorduğum soru buydu. Bunun gibi fazla vergiler kaldırılabilir mi?

Plandaki internet fiyatının indirilmesi gibi ifadelere karşın Babacan vergilerin kaldırılmayacağını, ama indirileceğini söyledi.

Benim yıllar içinde konuştuğum bürokratlardan aldığım bilgiler ve tecrübem der ki; Deva Partisi internet ve telefon ücretlerinden bir indirim yapacak gibi gözükmüyor.

Sonuç

Eleştirilerime karşın, DEVA Partisi'ni ve Burak Dalgın'ı tebrik ederim. Bugüne kadar gördüğüm en kapsamlı çalışmaydı. Umarım eleştirileri de gözönüne alırlar ve tamamlarlar. Altyapıda önemli sorunlar var. Altyapı eksik ise Dijital dönüşümün yapılabilmesi de hayal olur.

Bu çalışmanın diğer muhalefet partilerine de örnek olmasını diliyorum.


[1] Deva Partisi - Yarına Atılım Eylem Planı

[2] Ortak Altyapı Şirketi (OAŞ) Ne Anlama Geliyor?

[3] 4G İhalesi Güzel ama Bu Fiber Altyapı ile Nasıl Olacak? - turk-internet.com Notu : Olamadı nitekim, ülkenin çoğunluğunda 4G yok.

[4] Tüketici Operatörün Karı Dahil 34 TL’lik Konuşma için 100 TL Ödüyor – 1

Yazarın Diğer Yazıları

Depremi yaşayan 4 ilde nüfus 300 bin azalmış

Bölge nüfusundaki yüzde 7-8'lere varan azalma, sığınmacı açmazı ile birlikte düşünüldüğünde, Hatay başta olmak üzere bölgenin geleceği ve özellikle güvenliği açısından odaklanılması ve strateji geliştirilmesi gereken bir konu olarak önümüzde duruyor

Bakan "Türkiye emin ellerde" diyor, ama öyle mi?

USOM ya da Ulaştırma Bakanlığı gerçekten ülkemizin vatandaşlarının "emin ellerde" olması için çalışmak isterse, öncelikle operatörler-bankalar-savcılık-kolluk arasındaki eksik olan koordinasyon ve süreçleri tanımlamakla işe başlayabilir

Mahalli yönetim seçimlerin analizi (I)

Ekonomisi ve diğer tüm alanları güzel bir ülkede yaşamak istiyorsanız "cahil halk" retoriğinden kurtulun, iyi bir yurttaş olarak seçim kanunlarını, siyasi parti kanunlarını ve de ilgili mevcut gelişmeleri vs. yakından takip edin. En önemlisi gerçek verilere güvenin. O zaman "yine mi" mutsuzluğunu yenmek mümkün olur