13 Şubat 2020

Belediyeler kendi yazılımlarından tapu kayıtlarına artık erişemiyor

Uzmanlar bunun, belediyeleri İçişleri Bakanlığı uygulamasını kullanmaya zorlama amacı taşıdığını düşünüyorlar

Bir süredir e-Belediye konusunu tartışıyoruz. Çünkü; 5393 sayılı Belediye Kanunu'na 10 Mart 2018'de 7099 sayılı Torba Kanun ile eklenen madde ile belediyelerin kullandığı sistemlerin merkezileştirilmesi hedefi ile İçişleri Bakanlığı'na görev verilmişti [1].

Konuyla ilgili olarak daha önce bilgi vermiştik [2]. Proje, hem firmalar hem de belediyeler için büyük problemler taşıyor. 1980'lerin ortasından bu yana belediyeye iş yapan firmaların adeta ölüme mahkûm edildiği ve belediyeleri de kıskaca almaya yönelik olarak değerlendirildi. Bilişim sivil toplum kuruluşları da geçtiğimiz hafta Süleyman Soylu'ya ve Külliye’ye bu konuda bir mektup yolladı [3].

Bakanlık ek maddeye göre projeyi 1 yıl içinde tamamlayacaktı. Ama tamamlayamadı. Kanun süreyi 1 yıl uzatmaya da yetki veriyordu. O süre de 2020 Mart ayında bitmiş olacak. Duyumlarımız, planlanan 60 modülerden bir hayli uzak olunduğu şeklinde. Bu konuda soru sorduk ama cevap alamadık. Bilgi aldığımızda daha detaylı bir haber de yapacağız.

Kanal İstanbul mu, e-Belediye’yi zorlamak mı?

Ama dün e-Belediye konusunda yeni bir gelişme oldu. Tapu kayıtları, 3. parti  yazılımlara ve ve belediyelerin kendi geliştirdikleri uygulamalara kapatıldı. Yani, artık sadece İçişleri Bakanlığı’nın sunduğu bir sorgu ekranı üzerinden erişilebiliyor. Ama buradan işlem (mesela ödeme) yapılamıyor.

Aralık ayında 'Kanal İstanbul' projesi çevresindeki arazilerin, tapularının basına sızması üzerine bir genelge yayınlanmıştı. Bu genelge 30 Ocak 2020 tarihine kadar tapu kayıtlarının arayüzlerinin (API) kapatılması anlamına geliyordu. Fiili olarak bu kapatma dün başladı. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan bu genelgeye burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Genelge yüzünden 11 Şubat itibarıyla belediyelerin kendi yazılımları üzerinden tapu kayıtlarına, şerh, beyan, rehin gibi Tapu Ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) hizmetlerinin bir kısmına erişilemez oldu. Bunun nedeni genelgede kişisel veriler (6698 sayılı KVK Kanunu) olarak öne sürülüyor ama bu konuda bir çelişki var. Eğer kişisel veriler neden olsaydı, önce kimlik numaralarına erişim engellenirdi.

Sonuçta, belediyeler bugüne kadar çok kısa sürede ve otomatik olarak parsel ve/veya T.C. kimlik no girerek yaptıkları işlemleri artık yapamayacaklar. İşlemi bir yerden, sorgulamayı başka bir yerden yapmak zorunda kalacaklar. Bu durum verimsizliğe, zaman kaybına ve işlemlerde hatalara sebep olacaktır.

Konuya yakın uzmanlar bunun, belediyeleri İçişleri Bakanlığı uygulamasını kullanmaya zorlama amacı taşıdığını düşünüyorlar [5]. Ama 'Kanal İstanbul' nedeniyle olduğu düşüncesi de var.

Bir yandan da vatandaşa zorluk?

Bu servisler, belediyelerin günlük işlemlerini (Emlak Beyan işlemleri, İmar Uygulamaları, Abonelik, Kamulaştırma, Ruhsat İşlemleri, Sosyal Yardım işlemleri gibi) yaparken kullanmak zorunda oldukları servisler. Ve yetki matrislerince tanımlanan belediye personelinin yaptığı işlemlere ait her türlü iz kayıtlarının (Kim? Ne zaman? Ne sorguladı? gibi) izi tutuluyor (log).

Kapatılan uygulamaların hem belediyelerin hem de vatandaşın işlerini uzatacağı görülüyor. Çünkü e-Belediye'den sorgulanabiliyor ama ödeme ya da işlem yapılamıyor. 3. parti yazılımlarda ise hem sorgulanıp, hem ödeme yapılabiliyordu. Şimdi vatandaş tapu / emlak vergisi / temizlik vergisi vs. konularında sorgulayabilecek ama ödeme yaparken sıkıntı çekecek. Belediye de ödeme almakta zorlanacak.

Aynı yazılımlar kamulaştırma, ruhsat, istimlak, sosyal yardım gibi birçok uygulamaya da veri sağlıyordu. Bunlarda da zorluk olacak.

Neden olarak sunulan 'Kişisel Veriler' ne kadar geçerli?

Bu işlemlerin özel sektör veya belediyece geliştirilen uygulama yerine, bakanlıkça geliştirilen uygulama üzerinden ama 'aynı belediye personelince' yapılmasının KVKK gereği olduğunu iddia etmenin teknik bir açıklaması bulunmuyor. Eğer bu gerekçeleri doğru kabul edersek ülkemizde hiçbir özel sektör uygulamasının (Sigorta, haciz, alım/satım, Elektrik/Gaz/Telefon/İnternet Aboneliği gibi) kullanılması mümkün olamaz.

Belediyelerin kanun ile tanımlanan yetkileri gereği yaptıkları işlemlerde devletin merkezi veri tabanlarını kullanıyor. Bunların nasıl kullanılacağı, hangi bilgileri paylaşacağı ve coğrafik olarak sorgulamanın yapılacağı alan, ilgili kamu kurumu ile belediye arasında yapılan protokol ile belirleniyor. Örneğin emlak vergisi konusunda, T.C. kimlik numarası ile mülkiyet sayısı ve beyan edilen mülkiyete ait bilgiler.  Bu işlemi ödeme alan (ya da işlem yapan) belediye personeli görür. Bu işlemi de sadece işlem yapan yetkili belediye personeli görür.

Bu işin baştan sona iz kaydı (log) tutulur. Üstelik bu işlemlerin hiçbirinde bulk (toplu) veri çekilmez. Sadece sorgulamanın yapıldığı T.C. kimlik, parsel veya bina numarasındaki verilerin izin verilen kısmı gösterilir. Dolayısıyla soru, özel sektör uygulaması değil de bakanlık uygulaması kullanılması gerektiği şeklinde cevaplanamaz. Dolayısıyla sorunu, özel sektör uygulaması değil de bakanlık uygulaması kullanılması gerektirdiği şeklinde açıklayamayız.

Diğer yandan bu kullanım kısıtlamasının, projeleri de engelleyici bir yönü var; örneğin kentsel dönüşüm projeniz var ve bu projeyi yaparken bölgede yaşayan insanları tematik olarak analiz edip ona göre proje geliştirmek ve sosyal donatılar planlamak istiyorsunuz. Bunun için de planlamanın yapıldığı bölgedeki mülkiyet, hisse, yaşayan, parsel, kadastro, yapı bilgilerine ihtiyacınız olacaktır. Size bu verileri sağlayacak servislere erişemeden bu bilgileri nasıl temin edeceksiniz? Bu merkezileştirici, kısıtlayıcı yaklaşım, Akıllı Şehir projelerine de büyük zarar verecek.

Eğer konu gerçekten KVKK ve veri güvenliği olsaydı öncelikle KPS (Kimlik Paylaşım Sistemi, Eski adıyla NVİ) de kapatılmalıydı. Ama KPS 'yi kapatsalardı çok daha büyük tepki alacaklardı. Çünkü KPS'yi her uygulama kullanıyor.

Belediyelerin savunma mekanizması yok mu olacak?

Şu andaki uygulamada TAKBİS sorgulamalarının log kaydı belediyede ve TKGM'de tutulmaktadır. Belediye, bakanlık veya ilgili kurum istediği anda bu bilgilere erişebilmektedir. Ama TKGM'nin genelgesinden sonra bu bilgiler artık belediyede tutulmayacaktır. İçişleri ve TKGM'de tutulacaktır. Dolayısıyla belediyelerin bu tür işlemler sonucunda sorgulanması durumunda belediyelerin kendilerini savunacakları bir mekanizma yok olacak.

TKGM genelgesindeki gerekçeleri doğru kabul edersek, şu anda ülkemizde kullanılan ve merkezi web servisler üzerinde sorgulama yapan hiçbir özel sektör uygulaması hayatta kalamaz. Örneğin; elektrik, gaz, telefon, internet aboneliği yapan uygulamalar gibi.

Konuyla ilgili olarak BEYSİAD (Belediye Yazılım Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği) Başkanı Mehmet Özyirmidokuz’la ve Avukat Sefa Karcıoğlu ile yaptığımız bir söyleşiyi okuyabilirsiniz [5].

 

[1] 5393 Sayılı Kanuna 7099 Sayılı Torba Kanunla Eklenen e-Belediye Maddesi

[2] Yeni e-Belediye Projesi 10.000’den Fazla İşsiz Yaratabilir

[3] Bilişim STK’ları Süleyman Soylu’ya e-Belediye Konusunda Çağrı Yaptılar

[4] Belediye Yazılım Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği

[5] Bugün İtibariyle Belediye Yazılımlarından Tapu, Şerh, Beyan, Rehin Sorgulamaları Yapılamıyor

Yazarın Diğer Yazıları

Rekabet Kurumu, 3 Aralık’ta Google'dan sözlü savunma alacak

Google dışı siteler, reklamın neye göre dağıtıldığını ve hatta kendi payına ne kadar düştüğünü bilmiyor. Google bu paylaşımın siteye yönelik yüzde 68 olduğunu söylüyor ama şeffaf bir hesap göremiyoruz. Google ne söylediyse o

Teknopolitik: Teknolojinin izinde, dünyanın yeni düzeni

Teknopolitika ve askeri güçler arasında derin bir ilişki vardır; teknoloji hem bir araç hem de askeri etkinliği, stratejik kararları ve küresel politik dinamikleri etkileyen bir güç alanı olarak hizmet etmektedir

Sonu kötü biten başka bir yerli teknoloji hikâyesi daha...

Anlayacağınız mikrofona geçince herkes vatan-millet-Sakarya diyor ama biz de "ayinesi iştir kişinin lâf'a bakılmaz” diyoruz...

"
"