Almanya ile ikinci İncirlik krizi yolda olabilir. Alman gazeteleri Sol Parti’nin dış politika sözcüsü Jan van Aken’in İncirlik Üssü’nü ziyaret talebinin yanıtsız kaldığını yazdı. Van Aken, 12 Ekim tarihinde gerekli makamlara başvuruda bulunmuş yanıt gelmeyince bilgi istemiş, Türkiye’deki resmi merciler buna da tepkisiz kalmışlar. Hatırlarsanız Federal Meclis’te alınan Ermeni Soykırımı Kararı üzerine Türkiye küplere binmiş, Berlin büyükelçisini Ankara’ya çağırmış, IŞİD ile mücadele çerçevesinde İncirlik Üssü’nde bulunan askerlerini ziyaret etmek isteyen Alman milletvekillerine ambargo koymuş, bu durum iki ülke arasında var olan krizlere yenisini eklemişti.
Bu kriz nereden bakarsanız bakın Almanya ile Türkiye arasındaki siyasi ilişkilerin şirazesinin kaydını gösteriyor. Türkiye mangalda kül bırakmasa da Almanya istediğini alıyor. Çünkü Almanya Başbakanı Angela Merkel, başlarda kimyası pek uymayan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı çözdü ve ülkesinin Türk dış politikasını kendine bağladı. Ne yapıyor Merkel? Bunun aslında dışarıya değil, içeriye yapılan konuşmalar olduğunu tahmin ettiğinden Erdoğan’ın bağırıp çağırmasına izin veriyor, sakinleşince de bildiğini yapıyor. Çünkü Merkel’in elinde koz olarak kullandığı konuların genellikle uluslar arası kurallara ve anlaşmalara uygun dayanakları var. Erdoğan ne kadar duyguları ile hareket ediyorsa, Merkel o kadar aklıyla davranıyor ve sonuçta ikisi de, biri içerde diğeri dışarda kazanıyor. Nereye kadar? Almanya’nın Türkiye’den alacakları bitene kadar. Almanya’nın alacakları biter mi? Bitmez. Bir arkadaşımın söylediği gibi, Türkiye Almanya için eskiden beri bir çeşit sömürge ülke. Ve iki ülke arasında tarih her daim tekerrür ediyor.
Ekim ayı başında Alman milletvekilleri İncirlik’e geldiler, askerlerini ziyaret edip gittiler. Türkiye Alman milletvekillerine İncirlikte üslenen askerlerini ziyaret etmesini yasaklayabilir miydi? Hayır. Çünkü İncirlik Üssü’ndeki 250 asker uluslar arası koalisyon çerçevesinde IŞİD ile mücadelede Türkiye’yi desteklemek için orada. Üstelik AWACS keşif uçakları da var. Suriye’de operasyona yürüten, Irak’ta savaşmaya da can atan Türkiye’nin bu desteğe bugün dünden daha fazla ihtiyacı var. Nitekim bu yıl sonunda Alman parlamentosu İncirlik Üssü’ndeki askerlerin kalış süresini uzatıp uzatmayacağına karar verecek. Şunu da hatırlatalım, Alman askerleri İncirlik’e meclis kararıyla gönderiliyor yani bir anlamda Meclis’in askerleri onlar. Bu nedenle meclis üyelerinin kendi askerlerini denetlemek istemesini engellemek, e! biraz abesle iştigal.
Alman milletvekillerinin İncirlik Üssü’nü ziyaret ettiğinde yapılan açıklamalar da Türkiye Almanya ilişkilerine ayna tutmuştu. AKP Hükümeti Alman delegasyonunu, yüksek düzeyde karşılamadığı gibi darbe girişiminden sonra gerekli ilgiyi görmediği için sitemde bulundu. Ve bu ziyaretin bir istisna olabileceğini ima ederek, henüz kırgınlığının geçmediği mesajını verdi. Verdi ama Almanya ile ilişkiler normalleşsin diye de Berlin büyükelçisini göndermeyi ihmal etmedi. Alman delegasyonundan iktidar partilerine üye olanlar, Başbakan Merkel’in taktiğini kullanarak Ermeni kararının hukuki bağlayıcılığı olmadığını hatırlatıp darbe girişiminden duydukları üzüntüyü dile getirdiler. Muhalefet partili milletvekilleri ise darbe sonrası insan hakları ve basın özgürlüğü ihlalleri konusunda yüksek sesle uyarıda bulunmaktan çekinmediler. Şimdi hükümet İncirlik Üssü krizinin peşini bıraktı ama muhalefet, özellikle de Sol Parti bırakmıyor. Bu bir dış politika hamlesi mi? Hayır. Jan van Aken’in, İncirlik Üssü’ndeki askerlerin görev süresinin uzatılması konusunda sorun çıkarıp iç politikaya oynamak istiyor. Yaklaşık bir yıl kalmış olmasına rağmen Almanya genel seçim atmosferine girdi. İkinci bir incirlik krizi yaşanması düşük bir ihtimal. Peki ben bu yazıyı neden yazdım? Türkiye Almanya ilişkisi, iki de bir önergen olduğunu iddia eden on yaşındaki yeğenimi hatırlattı da ondan. Sanki Almanya ebeveyn Türkiye önergen. Yeğenim büyüyecek ya Türkiye? Diğer ülkelerle ilişkilerine bakınca ve hükümetin savaş çığırtkanlığına kulak verdikçe pek umutsuzum.