20 Ocak 2015

Terörün ve ihmalin kronolojisi

Neonazi yeraltı hücresi NSU’nun hayatta kalan tek üyesi Beate Zschäpe ve örgüte yardım-yataklık yapanlar iki yıldır Münih’te hakim karşısına çıkıyor

10 kişinin ölümüne neden olan Neonazi yeraltı hücresi NSU’nun hayatta kalan tek üyesi Beate Zschäpe ve bu örgüte yardım ve yataklık edenler tam iki yıldır Münih’te mahkeme karşısına çıkıyor. Şimdilik bir yıl daha sürmesi beklenen mahkeme ince eleyip sık dokuyor. Çünkü sadece 2000 ve 2007 yılları arasında işlenen seri cinayetler değil, bu cinayetlerin sorgulanmasındaki ihmaller Alman adaletine duyulan güveni derinden sarstı. Aşırı sağcı terörün ve Alman istihbarat örgütlerinin zaafiyeti kronolojik olarak şöyle: 

1996: NSU davasında ifade veren Neonazi Tino Brandt’ın aktif olarak yer aldığı "Thüringer Heimatschutz", Thüringerli Vatanseverler“ 1996 yılında kuruldu. Bu örgüt hem seri cinayetleri işleyen Nasyonal Sosyalist Yeraltı Hücresi NSU örgütü, hem Alman istihbarat teşkilatı hem de aşırı sağcı parti NPD ile ilişkileri açısından kilit bir öneme sahip. Anayasasayı Koruma Dairesi tarafından köstebek olarak görevlendirilen Brandt, devlete aşırı sağcılar hakkında uzun yıllar bilgi sattı. Brandt’ın yanısıra Uwe Böhnhardt, Uwe Mundlos ve Beate Zschäpe ile bazı aşırı sağcı parti NPD sempatizanları da Thüringer Heimatschutz THS’da çalıştılar. THS’i, Doğu Thüringen Antifaşist Örgüt Karşıtı Birlik“ takip etti. O da aralarında NPD‘lilerin de bulunduğu Thüringen, Sachsen ve Bavyera eyaletlerini kapsayan, Serbest Ağ“ a katıldı. 

Ocak 1998: Polis Thüringen Eyaleti’ne bağlı Jena kentinde Uwe Böhnhardt, Uwe Mundlos ve Beate Zschäpe’nin bomba yapımında kullandığı garajı buldu. Aşırı sağcıların bir tür patlayıcı madde olan TNT ile bomba yaptıkları ortaya çıktı. Anayasa Koruma Dairesi’nin raporunda Thüringer Heimatschutz’a üye ve NPD ile ilişki içinde olduğu yazılan bu üç Neonazi, polisin operasyonundan kaçmayı başardı. Gazete haberlerinde, polisin en azından Beate Zschäpe’yi tutuklama olanağı olduğu ama ihmal yüzünden bunu başaramadığı iddia ediliyor.

Ekim-Kasım 1999: Chemnitz kentinde çok sayıda postane soyuldu. Bunların hepsinden Uwe Böhnhardt, Uwe Mundlos ve Beate Zschäpe’nin sorumlu olduğu iddia ediliyor, ancak henüz bu iddia ispatlanamadı.

1999: Doğu Alman eyaletlerinde kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından bir dizi banka soygunu yapıldı. Daha sonra bu soygunları Uwe Böhnhardt, Uwe Mundlos ve Beate Zschäpe’nin üye olduğu terörist hücrenin gerçekleştirdiği ortaya çıktı.

27 Temmuz 2000: Düsseldorf’ta bir metro istasyonunda Doğu Avrupalı ve çoğu Yahudi olan 10 göçmenin yaralanmasına neden olan bir saldırı yapıldı. Saldırıda 26 yaşındaki bir kadının yeni doğmuş bebeği hayatını kaybetti. Saldırıyı yapanlar bulunamadı ama daha sonra bu saldırı da terörist hücrenin suç hanesine yazıldı.

9 Eylül 2000: Nürnberg‘de çiçekçi Enver Şimşek’in öldürülmesiyle seri cinayetler başladı.

2006 Nisanına kadar sekizi Türk biri Yunan dokuz göçmen öldürüldü. Cinayetlerde aynı yöntemin ve silahın kullanıldığı tespit edildi. Bütün Almanya’da düzenlenen seri cinayetler kamuoyunda „dönerci cinayetleri“ olarak anıldı ve ardında aşırı sağcılar değil, husumet, uyuşturucu kaçakçılığı ya da PKK eylemleri olduğu sanıldı. NSU örgütünün propaganda DVD’lerinde sözkonusu cinayetlerin onlar tarafından işlendiği ortaya çıktı.

Ocak 2001: Köln şehir merkezinde 19 yaşındaki İran kökenli bir Alman vatandaşı ailesine ait olan dükkanda ağır yaralandı. Yine Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti emniyet görevlilerinin elde ettiği propaganda DVD’lerinde bu saldırıdan NSU’nun sorumlu olduğu tespit edildi.

9 Haziran 2004: Köln’de düzenlenen çivili bir bombalı saldırıda hemen hepsi Türk olan 22 kişi yaralandı. Bu saldırıdan Uwe Böhnhardt, Uwe Mundlos ve Beate Zschäpe’nin sorumlu olduğuna kesin gözüyle bakılıyor.


25 Nisan 2007: Heilbronn’da 22 yaşındaki bir kadın polis vurularak öldürüldü. Bir başka polis memurunun yaralandığı saldırıda kimliği belirlenemeyen bir kişinin DNA’sı bulundu.

2007 - 2009: Bu zaman dilimi içinde güvenlik görevlileri kimliği belirsiz bir şahsın peşine düştüler. „Yüzü olmayan bir kadın“ ın DNA‘sı 35 farklı olayda bulundu. Bu olaylar arasında soygun ve cinayet de var.

27 Mart 2009: Heilborn savcılığı, “Yüzü olmayan“ kimliksiz kadının bazı kutularda parmak izlerinin de bulunduğunu açıkladı.

1 Kasım 2011: Leipzig yakınlarında Döbeln’de bir dönerci vurularak ödürüldü. Zanlı kaçmayı başardı. Otomobil mafyasının işi olduğu konusunda spekülasyonlar var ancak polis Nasyonal Sosyalist Terör Hücresinin bu işte de parmağı olup olmadığını soruşturuyor.

4. Kasım 2011: Thüringen Eyaleti’ne bağlı Eisenach kentinde Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos yanmış bir karavanda ölü bulundu. Örgütün Zwickau’daki evi de aynı gün Beate Zschäpe tarafından ateşe verildi.

7 Kasım 2011: Eyalet Suç Dairesi, öldürülen ve yaralanan kadın polislerin silahlarının yanan karavanda bulunduğunu açıkladı.

8. Kasım 2011: Beate Zschäpe, Jena’da polise teslim oldu ve tutuklandı. Polisin aktardığı bilgilere ve mahkemede tanıkların verdiği ifadelere göre zanlı daha önce çok sayıda takma ad kullanmış.

11 Kasım 2011: Savcılık, polis cinayeti ile „dönerci cinayetleri“ arasında bir ilişki olabileceğini beyan etti. Örgüte ait evde buna dair çok sayıda kanıt bulunduğu belirtildi.

13 Kasım 2011: Aşağı Saksonya Eyaleti’nde Holger G. adında bir zanlı daha tutuklandı. Holger G.‘nin NSU üyesi olduğu, en azından örgütün eylemlerine yardımcı olduğu hatta Köln’deki bombalama eylemine karıştığı iddia ediliyor. Bulunan  propaganda DVD’lerinde bu eylemi NSU’nun yaptığı açıkça gösteriliyor.

14 Kasım 2011: Holger G. soruşturma hakiminin karşısına çıkarıldı ve terör örgütüne yardım ve yataklık yapma zannıyla tutuklandı. Federal savcılık Holger G.‘nin NSU üyelerine sahte ehliyet ve pasaport sağladığını ifade etti. Holger G., mahkemede ayrıntılı bir ifade verdi, iddialardan çoğunu kabul ederken, örgütün işlediği suçlardan haberdar olmadığını öne sürdü.

15 Kasım 2011: Alman Birinci Kanalı „Fakt“ adlı haber programında ARD, NSU’ya yardım ve yataklık eden bir başka aşırı sağcının daha olduğunu iddia etti. Matthias D. adlı kişinin NSU üyelerinin Zwickau’deki evlerinde kiracı olarak kaldığı öne sürüldü.

Federal Meclis’e bağlı gizli servis komisyonu, Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi çalışanlarından birinin seri cinayetlerin işlendiği bir mekanda bulunmuş olduğunu ortaya çıkardı. İşten çıkarılan sözkonusu kişinin daha sonra Hessen’de bir yerel hükümette çalışmaya başladığı açıklandı.

16 Kasım 2011: Aşağı Saksonya Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi ve İçişleri Bakanlığı, aşırı sağcıları yakalamak konusunda geçmişte hata yaptığını kabul etti. Holger G.‘nin Aşağı Saksonya Eyaleti’nin ricası üzerine 1999 yılında, NSU üyelerinin yurtdışı ilişkilerini kurmak zannıyla izlendiği ancak yeterince ciddiye alınmadığı için sadece sempatizan muamelesi gördüğü itiraf edildi.

Daha sonra Thüringen Eyaleti İçişleri Bakanı Geibert,  1998 yılında Uwe Böhnhardt, Uwe Mundlos ve Beate Zschäpe’nin evlerinde yaptıkları ilk aramada bazı şeylerin yolunda gitmediğini açıkladı. Bu aramadan sonra ne savcılık ne de polis teröristler hakkında tutuklama emri çıkarmadı. Eyalet Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Sippel de o dönemdeki halefinin bilinmeyen kaynaklara başvurmuş olduğunu ifade etti.

17 Kasım 2011: Alman medyası, aşırı sağcı parti NPD içinde 100 hatta daha fazla köstebek çalıştığını öne sürdü. Bu durumda parti üyelerinin %15’inin ajanlık yaptığı ortaya çıkmış oldu. Bu rakamlar hükümet çevreleri tarafından da doğrulandı.

18 Kasım 2011: Federal ve eyalet yönetimleri bir kriz zirvesi düzenledi ve aşırı sağcı şiddet ile mücadele amacıyla yürütülen soruşturmalar için merkezi bir bilgi bankası oluşturulmasına karar verildi. Ayrıca Federal Anayasayı Koruma Dairesi ve Suç Dairesi’nin dahil olacağı bir savunma merkezi kurulması da kararlaştırılan zirvede, aşırı sağcı parti NPD’nin yasaklanması tekrar gündeme geldi.

Federal Savcı Range, NSU terör hücresinin tahmin edildiğinden daha büyük olduğunu açıkladı. Tutuklu bulunan Holger G. ve Beate Zschäpe’nin yanısıra NSU’ya yardım eden iki zanlının daha olduğu belirtildi.

21 Kasım 2011: Seri cinayetlerle ilgili soruşturmada ondan fazla suçlu mercek altına alındı. Ayrıca kadın polis Michele Kiesewetter’in Neonaziler tarafından öldürüldüğü kesinleşti. Kiesewetter’in doğduğu kentte Neonazilerin bir oda kiraladığı ortaya çıktı.

24 Kasım 2011: NSU’ya yardım ve yataklık yapan bir aşırı sağcı daha yakalandı. Zwickau doğumlu André E.‘nin teröristler için propaganda filmleri çektiği iddia edildi. Federal savcılık André E.‘nin 2003 yılından bu yana NSU terör hücresi ile ilişkisi olduğunu, kardeşinin de Neonazi gençlik örgütünde aktif olarak çalıştığını açıkladı.

Dönemin Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Neonazi kurbanları için gelecek yılın Şubat ayında bir resmi tören yapılacağını bildirdi.

29 Kasım 2011:  Neonazi Ralf Wohlleben tutuklandı.  Aşırı sağcı parti NPD’nin eski üyelerinden Wohlleben, altı cinayete ve bir cinayet teşebbüsüne yardımcı olmak ve üç terörristin kaçışını organize etmekle suçlanıyor. 36 yaşındaki aşırı sağcının adının Thüringen Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi raporunda sık sık geçtiğine de dikkat çekildi. NPD‘de önemli pozisyonlarda çalışan Ralf Wohlleben’in pekçok seçimde adaylığını koyduğu, bazı protesto gösterileri için polisten izin aldığı, bazı internet sayfalarını yönettiği ve aşırı sağcı rock konserleri düzenlediği biliniyor. Sabıkalı aşırı sağcı Wohlleben, "Thüringer Heimatschutz" adlı örgütün de üyesi.

01 Aralık 2001: NSU üyeleri kamuoyundan gizlenerek yaşamadıkları, bazı tatil kamplarında rahatça kaldıkları ve çok sayıda otomobil ile bisiklet kiraladıkları için Federal Savcılık ve Federal Suç Dairesi BKA, görgü tanığı bulmak için az rastlanmış bir yönteme başvurdu. Halktan aşırı sağcı terörle ilgili kendisini bilgilendirmesini isteyen kurum yetkilileri, bunun için bir de afiş kampanyası düzenledi. Kampanya sayesinde 250 ipucu elde edildiği açıklandı.

03 Aralık 2001: NSU’nun Saarland eyaletinde de bir çok kundaklama eylemine katıldığı iddia edildi. Alman medyasının verdiği bilgiye göre, 3 Eylül 2006 ile 3 Eylül 2011 tarihleri arasında İtalyan, Afrikalı ve Türk göçmenlerin yaşadığı 11 ev kundaklanmış, aralarında çocukların da bulunduğu en az 20 kişi yaralanmıştı.

11 Aralık 2011: Federal Savcılık Sachsen eyaletinde çok sayıda evde arama yaptı ve 36 yaşındaki bir aşırı sağcıyı tutukladı. Matthias D. adlı Neonazinin NSU terör örgütüne gizlenecek yer sağladığı iddia edildi. Savcılık başka zanlıların da olabileceğini açıkladı. Alman medyasında Sachsen Eyaleti‘nden Mandy S. ve Thüringer Eyaleti’nden Neonazi Thomas G.‘nin adları anıldı.

14 Aralık 2011: Federal Savcı Harald Range, bu tarihe kadar NSU terör örgütü ve eylemleriyle ilgili 560 ipucu bulunduğunu kamuoyuna duyurdu. Soruşturma sırasında içinde iki itiraf videosu bulunan bir bigisayar harddiskinin incelendiği de belirtildi. 270 Gigabyte’lık bilginin koruma altına alındığı incelemeden teröristlerin 2001 yılından bu yana Nasyonal Sosyalist Yeraltı Hücresi adını kullandığı tespit edildi.

18 Aralık 2011: Alman "Berliner Zeitung" gazetesi, NSU üyelerinin 1998 Şubatından itibaren illegal yaşamaya başladığı sırada Thüringer Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi’nin polisin soruşturmasını sabote ettiğini yazdı. Gazete güvenlik çevrelerinin verdiği bilgiye dayandırdığı haberinde, Anayasayı Koruma Dairesi’nin, aşırı sağcı parti NPD üyesi ve köstebek Tino Brandt’a polisin yaptığı inceleme hakkında istihbarat sızdırdığını iddia etti. Haberde, Brandt’ın polisin evini gözetlediğinden de haberdar olduğu öne sürülüyor. Brandt mahkemede verdiği ifadede bu polisten istihbarat aldığını kabul etti.

30 Aralık 2011: Dönemin Federal Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger, Anayasayı Koruma Dairesi ajanlarının çalışma kurallarının yeniden düzenlenmesini istedi. Ajan ya da köstebek olarak çalışan aşırı sağcıların suç işlemelerine rağmen bu işe devam etmelerinin kabul edilemez olduğunu söyleyen bakan, var olan sistemin değiştirilmesini istedi.

31 Aralık 2011: Anayasayı koruma dairelerinin aşırı sağcılarla ilgili açıklanandan çok daha fazla bilgiye sahip olduğu tespit edildi. Der Spiegel dergisi, istihbaratçıların daha 1999 ilkbaharında aranan Uwe Mundlos, Uwe Böhnhardt ve Beate Zschäpe hakkında daha fazla ipucuna sahip olduğunu yazdı. Bu üç teröristin silahlı soygun yapmayı planladıklarının bilindiğini de ifade eden der Spiegel, kaynak olarak Federal Anayasayı Koruma Dairesi’nin hükümet için hazırladığı raporu gösterdi.

07 Ocak 2012: Teröristlere yardım ettiği için tutuklanan Holger G.‘nin kilit isim eski NPD‘li Ralf Wohlleben hakkında önemli bilgiler verdiği ortaya çıktı. Der Spiegel, Holger G.‘nin soruşturmayı yürütenlere, Wohlleben’in emri üzerine teröristler için on yıllık pasaport ve silah sağladığı yönünde ifade verdiğini yazdı. Haberde Beate Zschäpe, Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos’un illegal yaşamaya başladıktan kısa bir süre sonra pasaport ve silahlar için 3000 Alman Markı ödediği iddia edildi.

Geç de olsa Alman Sosyal Demokrat Parti  SPD’nin Federal Meclis  Grubu, Yeşiller’in aşırı sağcı teröristlerin soruşturmasında yapılan ihmalleri araştıracak bir komisyon kurulması talebini desteklemeye karar verdi.

Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Suç Dairesi, teröristlerin başka saldırılara katılıp katılmadığını araştırmaya başladı.  Gazeteler, 15 Aralık 2003 yılında Duisburg’da düzenlenen bombalı saldırıyla ilgili ipuçları bulunduğunu yazdı. Bu saldırıda kullanılan uzaktan kumanda ile teröristlerin evinde bulunanın aynı model olduğu ortaya çıktı. Saldırıdan bir Türk lokantacı kılpayı kurtulmuştu.

08 Ocak 2012: Thüringen Eyaleti‘nin sol partili bugünkü başbakanı Bodo Ramelow, Anayasayı Koruma Dairesi hakkında ağır ithamlarda bulundu. Ramelow, istihbaratçıların elindeki bilgileri polisten saklayarak teröristlerin tutuklanmasını engellediğini iddia etti. 1997 ve 1998 kışında Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos’un istihbaratçılar tarafından izlendiği, alışveriş merkezlerinden bomba yapımında kullanılacak malzeme satın aldıklarının, bu malzemeleri Jena kentinde bir garaja depoladıklarının tespit edildiği biliniyor. Eyalet Anayasayı Koruma Dairesi de bu bilgiyi doğruladı.

13 Ocak 2012: Federal Meclis’te istihbarat dairelerinin ihmallerini araştıracak bir komisyon kurulması resmen önerildi, öneri 26 Ocak’ta kabul edildi. Komisyonun başına sosyal demokrat Sebastian Edathy getirildi.

18 Ocak 2012: Federal Hükümet, aşırı sağcılarla ilgili bilgilerin toplanacağı bir bilgi bankası oluşturulmasına karar verdi. Bu bilgi bankasının, var olan İslami terörü engellemek amacıyla kurulmuş terörle mücadele bilgi bankası ile birleştirilmesi ve bundan anayasayı koruma daireleri, polis ve ordu istihbarat teşkilatının yararlanması ön görüldü.

21 Ocak 2012:  Bu tarihe kadar 5000 ipucuna sahip olan Araştırma Komisyonu, Beate Zschäpe’nin örgütün mali işlerinden sorumlu olduğunu tespit etti. Zschäpe’nin takma adla farklı hesaplar açtığı ve bu hesaplara nakit para yatırdığı, Bönhardt ya da Mundlos’un para işine karışmadığı verilen bilgiler arasında.

26 Ocak 2012: Thüringen Eyaleti’nde de ihmalleri inceleyecek Araştırma Komisyonu kuruldu.

17 Nisan 2012: Sachsen Eyaleti’nde oluşturulan araştırma komisyonu ilk kez biraraya geldi. Bu komisyon da güvenlik zafiyetini araştırmakla görevlendirildi.

18 Nisan 2012: Eyalet hükümetleri aşırı sağcı parti NPD’nin kapatılması için 2012 yılı sonuna kadar girişimde bulunmaya karar verdi. Hükümet bu karara mesafeli yaklaştı.

18 Nisan 2012: Terörist Uwe Böhnhardt’ın ailesi ilk kez konuştu ve 2002 yılından beri haber alamadıkları oğullarının aslında teslim olmak istediğini açıkladılar.

26 Nisan 2012: Federal Savcılık, NSU’ya ait bazı silahların menşeini bulmak amacıyla Hessen, Sachsen ve Thüringen eyaletlerinde baskın düzenledi. Bir Neonazi ve Skinhaed hareketi olan "Blood & Honour" adlı örgütün izine rastlandı.

15 Mayıs 2012: Thüringen Güvenlik Teşkilatı’nın raporu yayınlandı. Raporda istihbarat, polis ile adalet kurumları arasında yeterli işbirliği yapılmadığı bu yüzden bir karmaşanın hakim olduğu ileri sürüldü. Teröristlerin devlet tarafından korunduğu iddialarını çürütmeye çalışan rapor, NSU üyelerinin ajan olarak çalışmadığını iddia etti. Ancak daha sonra komisyonun bütün dosyaları incelemediği ortaya çıktı.

24 Mayıs 2012: Bavyera Eyaleti‘nin eski İçişleri Bakanı Günther Beckstein, Federal Meclis Araştırma Komisyonu’nda ifade verdi ve güvenlik birimlerinin ihmaline rastlamadığını söyledi. Müslümanlara ve göçmenlere yaptığı eleştirilerle tanınan Beckstein, NSU örgütünün komplocu olduğunu iddia etti.

25 Mayıs 2012: Federal Yüksek Mahkeme teröristlere pasaport, ehliyet ve silah temin etmekle suçlanan Holger G.‘nin tutukluluk halini, hakkındaki suçlamayı destekleyecek güçlü kanıtlar olmadığı gerekçesiyle kaldırdı.  

29 Mayıs 2012: Federal Savcılık, NSU terör hücresini desteklemekle itham edilen iki zanlıyı daha serbest bıraktı. Carsten S. ve Matthias D. isimli zanlıların ayrıntılı ifade verdiği ve kaçma riskinin olmadığına karar verildi. Carsten S. 1999 ya da 2000 yılında örgüte silah temin etmek, Mathias D. de NSU’ya iki ev kiralamakla suçlanıyordu.

31 Mayıs 2012: Federal Suç Dairesi Beate Zschäpe hakkında ayrıntılı bir iddianame hazırladı. İddianamede itiraf videosunun hazırlanmasına katkıda bulunmakla da suçlandı.

14 Haziran 2012: Federal Yüksek Mahkeme, sözkonusu videoyu hazırlamakla suçlanan zanlılardan André E.‘nin delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakılmasına karar verdi. Savcılık bilgisayar uzmanı André E.‘nin video yapabilecek bilgiye sahip tek zanlı olduğunu öne sürmüştü. Bu iddia mahkeme tarafından yeterli bulunmadı. Mahkeme sözkonusu videonun başka biri tarafından André E.‘yi suçlamak için hazırlanmış olabileceği olasılığına dikkat çekti.

28 Haziran 2012: Federal Anayasayı Koruma Dairesi’nin Nasyonel Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütü hakkında elinde bulunan belgeleri, savcılığa teslim etmesi gereken gün imha ettiği ortaya çıktı. İç istihbarat servisi, dosyaların saklanması için gerekli süre doldu diye imha edildiğini savundu. İmha edilen dosyaların, "Thüringer Heimatschutz" ile istihbarat örgütlerinin işbirliği ile ilgili olduğu belirtildi. Muhalefet milletvekilleri içişleri bakanlığından konu hakkında soruşturma başlatmasını istedi.

2 Temmuz 2012: Federal Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Heinz Fromm, erken emekli olacağını açıkladı ve görevinden ayrıldı.

3 Temmuz 2012: Köln’de 2004 yılında en çok Türk’ün yaşadığı Keupstrasse’de meydana gelen ve 20 den fazla kişinin yaralanmasına neden olan bombalı eylemi NSU teröristlerinin düzenlediğini gösterecek ipuçlarının iki defa dikkate alınmadığı ortaya çıktı.

7 Temmuz 2012: Thüringen Anayasayı Koruma Dairesi Thomas Sippel de Eyalet Parlamentosu’nun güvenini kaybettiği gerekçesiyle erken emekli edildi. Sippel’i görevinden eden olay 1997 ve 2003 yılları arasında aşırı sağcıları ajan olarak kullanma yoluyla yürütülen ve başarılı sonuçlanmayan Rennsteig operasyonu oldu.

9 Temmuz 2012: Thüringen Eyaleti’nin eski Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Helmut Roewer, kendisine yöneltilen, polisin operasyonu ile ilgili aşırı sağcı ajanları bilgilendirdiği iddialarını şiddetle reddetti. Ancak daha sonra bu iddianın doğru olduğu kanıtlandı.


11 Temmuz 2012: Bu kez Sachsen Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Reinhard Boos, hakkındaki ihmal suçlamaları yüzünden istifa etti.

14 Temmuz 2012: Sachsen Eyaleti’nde de NSU’ya ait dosyaların imha edildiğine dair iddialar ortaya atıldı. İddialar tam olarak açıklığa kavuşturulamadı.

15 Temmuz 2012: NSU terör örgütünün seri cinayetler işlediğinin ortaya çıkmasından aylar sonra Thüringen’de bugüne dek bilinmeyen ve binlerce bilgi içeren 20 dosya daha ortaya çıktı. Polis arşivinden tesadüfen çıkan dosyalarda "Thüringer Heimatschutz" adlı örgütle ilgili belgeler de olduğu belirtildi.

18 Temmuz 2012: Federal Anayasayı Koruma Dairesi, NSU terör örgütünü örnek alabilecekleri endişesiyle ağırlıklı olarak İslami örgütlerle mücadele etme kararı aldı.

25 Temmuz 2012: Federal Meclis NSU Araştırma Komisyonu bir ara bilanço çıkardı. Komisyon Başkanı Sebastian Edathy, Almanya’nın istihbarat sisteminin optimal olmadığını, polis ve istihbarat birimlerinin daha fazla işbirliği yapması gerektiğini söyledi.

27 Auğustos 2012: İstifa eden Federal Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Heinz Fromm Araştırma Komisyonu’nda ifade verdi ama, NSU’nun işlediği cinayetler ortaya çıktıktan hemen sonra imha edilen 7 dosya ile ilgili yeni bilgiler edinilemedi.

Polis teşkilatı ile Neonaziler arasında işbirliği iddiaları tartışılmaya başlandı.

7 Eylül 2012: Thüringen Eyaleti’nde NSU soruşturması hakkında yeni ihmaller ortaya çıktı. 1998 yılında NSU örgütünün garajında patlayıcı madde bulunduğu, bu maddelerin hem yanlış kaydedildiği hem de imha edildiği açıklandı.

8. Eylük 2012: Thüringen Suç Dairesinin bir polisi aşırı sağcılara bilgi sızdırdığı gerekçesiyle sorguladığı, 2009‘da görevden aldığı ancak aynı polis memurunun para cezası ödedikten sonra 2011 yılında görevine geri döndüğü açıklandı.

11 Eylül 2012: Teröristlerden Uwe Mundlos’un 1995 yılının Mart ayında aşırı sağcı eylemleri nedeniyle Ordu İstihbarat Teşkilatı tarafından sorgulandığı, savunma bakanlığının bunu bildiği ama Meclis Araştırma Komisyonu’na bu bilgiyi ulaştırmadığı belirlendi.

Sachsen-Anhalt Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi Başkanı Volker Limburg da ihmal gibi bilinen gerekçelerle istifa etti.

13 Eylül 2012: NSU terör örgütüne yardım ve yataklık eden Thomas S.‘nin 10 yıldan fazla bir süre Berlin Suç Dairesi için ajanlık yaptığı ortaya çıkarıldı. 2000-2011 yılları arasında köstebek olarak çalışan Thomas S., aşırı sağcılara doksanlı yılların sonunda patlayıcı madde sağlamakla suçlanıyor. Alman medyası Blood & Honour örgütü üyesi olan Thomas S. ile Beate Zschäpe ile aşk yaşadığını yazdı.

18 Eylül 2012: Berlin İçişleri Senatörü Frank Henkel, NSU ile ilgili soruşturmada ihmallerin olduğunu kabul etti. Henkel, köstebek Thomas S. hakkındaki bilgileri sadece savcılığa değil, Meclis Araştırma Komisyonu’na da vermekle yükümlü olduğunu ama bunu yapmadığını itiraf etti. Ancak Henkel bu konuda suçu, kendisinden bilgileri saklamasını isteyen Federal Savcılığa attı. Savcılık da bu suçu kabul etmedi.

19 Eylül 2012: Kabul edilmesi güç ihmaller ve istihbarat zafiyetinin yarattığı sert tartışmalar üzerine dönemin Federal İçişleri Bakanı Friedrich, Neonazi bilgi bankasını yürürlüğe soktu. Ancak kimin aşırı sağcı olduğu, ev adresi, doğum yeri ve tarihinin birkaç saniye içinde öğrenilebileceği bilgi bankasından kimin ajan ya da köstebek olarak çalıştığının gizli tutulacağı gerçeği ortaya çıktı.

21 Eylül 2012: Bavyera Eyaleti’nde üçüncü Meclis Araştırma Komisyonu göreve başladı. Komisyonda istifa eden istihbarat şefi başta olmak üzere eski içişleri bakanları ve yüksek rütbeli istihbarat çalışanlarının ifade vermesi kararlaştırıldı. NSU’nun seri cinayetlerinden beşi Bavyera Eyaleti’ne bağlı Münih ve Nürmberg kentlerinde işlenmişti. Cinayetleri soruşturması için kurulan Bosporus adlı özel tim başarılı olamamıştı.

28 Eylül 2021: Hessen Eyalet Başbakanı Volker Bouffier Federal Meclis NSU Soruşturma Komisyonu’nda ifade verdi. 2006 yılında Internetcafé sahibi Türkün öldürülmesinden sonra, köstebek olarak çalışan aşırı sağcıların ifade vermelerini engellemekle suçlanan Bouffier, bütün suçlamaları reddetti. Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi’nin bir çalışanının cinayetten kısa bir süre önce hatta cinayet sırasında sözkonusu internetcafe de olduğu biliniyor.

08 Ekim 2012:  Thüringer Anayasayı Koruma Dairesi köstebeklerle ilgili 780 dosyayı Meclis Araştırma Komisyonu’na gönderdi. Komisyon bu girişimi olumlu bulurken pek çok eyalet yönetimi özerklik ilkesi çiğnendiği için eleştirdi.

09 Ekim 2012:  Alman TAZ gazetesi NSU terör örgütüne yardım ve yataklık yapan 100 kişinin bulunduğu bir liste yayınladı. O tarihe kadar bu rakamın 45 kişi olduğu sanılıyordu.

15 Ekim 2012: Neonazi müzik grubu "Gigi und die braunen Stadtmusikanten"ın solisti halkı kışkırtmaktan dolayı para cezasına çarptırıldı. Grubun söylediği şarkıda sık sık „Döner Killer“ lafı geçiyordu. Kararı temyize götüren sanatçının 2012 Mart ayına kadar aşırı sağcı parti NPD üyesi olduğu belirlendi.

17 Ekim 2012: Baden-Württemberg Eyaleti istihbarat teşkilatı çalışanlarından birinin ırkçı Ku-Klux-Klan (KKK) örgütüne bilgi sızdırdığı iddia edildi. Teşkilat hala iddiaları reddediyor.

06 Kasım 2012: Berlin istihbarat teşkilatında NSU cinayetlerinin soruşturulmasında kullanılabilecek bazı dosyaların daha imha edildiği ortaya çıktı. Teşkilat yetkilileri bunun yanlışlıkla yapıldığını iddia etti. Hala aşırı sağcılarla ilgili tam olarak kaç dosyanın imha edildiği bilinmiyor.

08 Kasım 2012: Beate Zschäpe’nin seri cinayetler nedeniyle mahkemeye çıkmasına resmen karar verildi. Savcı Harald Range, Zschäpe’nin sadece NSU üyesi olmadığı, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı nedeniyle işlenen seri cinayetlerde de parmağının bulunduğunu açıkladı. Zschäpe, 10 kişinin öldürülmesi, bazısı ağır 20’den fazla kişinin yaralanmasına neden olan bombalama eylemleri, 15 banka soygunundan sorumlu tutuluyor. Zschäpe’nin ayrıca Zwickau’daki evi ateşe vererek komşuların canına kasteddiği de iddia ediliyor. 40 yaşındaki Ralf Wohlleben ve  35 yaşındaki Carsten S. cinayete yardımdan yargılanacak. İki zanlının da örgüte "Ceska 83" model silah temin ettiği iddia ediliyor. André E. (36) ve Holger G. (41)  de terör örgütüne yardım ve yataklık etmekten hakim karşısına çıkıyor.

14 Kasım 2012: Berlin Anayasayı Koruma Dairesi’nin 2010 yılında Neonazi örgütü "Blood & Honour"a ait dosyaları eyalet arşivinde saklamak yerine kaybettiği açığa çıktı. Bunun yanlışlıkla yapıldığını söyleyen daire başkanı Claudia Schmid istifa etti.

16 Kasım 2012: Federal Savcılığın 400 belge, 22 bilirkişi raporu ve 600 şahidin adının bulunduğu 488 sayfalık iddianamesinin ayrıntıları kamuoyuna duyuruldu. İddianamede cinayetlerin siyasi boyutu ve suçun ortak planlanarak ırkçı nedenlerle işlendiği özellikle vurgulandı.

22 Kasım 2012: Federel Meclis Araştırma Komisyonu, dönemin Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti İçişleri Bakanı Fritz Behrens’in 2004 yılında Köln’de yapılan bombalı eylem hakkında yanlış bir yargıya vardığını kanıtladı. Behrens yaralılar ve yakınlarından özür diledi. Komisyon bakanlıktan neden olayın ardında aşırı sağcı nedenler olduğunun gözardı edildiğini sorgulamaya devam ediyor.

23 Kasım 2012: Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Neonazi kurbanlarının aileleri ile buluşmayı reddettiği için ağır bir dille eleştirildi. Bunun üzerine Gauk, mağdurları kabul edeceğini açıkladı.

29 Kasım 2012: Federal Meclis Araştırma Komisyonu’nda ifade veren Ordu İstihbarat Teşkilatı’nın eski Başkanı Karl-Heinz Brüsselbach, teröristlerden Uwe Mundlos ile ilgili belge ve bilgileri savunma bakanlığına iletmediği için özür diledi.

14 Aralık 2012: 2005 – 2009 yılları arasında Federal İçişleri Bakanlığı yapan muhafazakar Wolfgang Schäuble komisyonda ifade verdi. Federal Almanya’nın en yüksek rütbeli polisi olmadığını söyleyen Schäuble, NSU cinayetlerinin soruşturulmasındaki ihmalllerden sorumlu tutulamayacağını öne sürdü.

09 Ocak 2013: Kadın terörist Beate Zschäpe’nin avukatları, hakkındaki iddiaları reddettiler. Avukatlar hazırladıkları 22 sayfalık bir rapor yazarak iddianamenin düzeltilmesini talep ettiler ama kısa bir süre sonra bu talepten vazgeçtiler.

Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi, artık NSU terör hücresinin varolmadığına karar vererek Zschäpe’nin tutukluluk koşullarının rahtlatılmasının mümkün olduğunu açıkladı.

17 Şubat 2013: Cumhurbaşkanı Gauck, NSU terör mağdurları ve ailelerini makamına davet etti. Hamburg’ta öldürülen Süleyman Taşköprü’nün kardeşi bu daveti bir mektupla reddederek, acılarının paylaşılmasını değil, sorularının yanıtlanmasını beklediğini yazdı. Bazı mağdur aileleri de Ayşe Taşköprü’nün protestosuna katıldılar.

22 Şubat 2012: Federal Anayasayı Koruma Dairesi, NSU soruşturması ile ilgili ihmallerin geçmişte kalmasını istediğini, bu skandaldan gerekli dersin alındığını açıkladı.

28 Şubat 2013: Muhalefet partileri NSU mahkemesi ile ilgili hazırlıkları sert bir dille eleştirdi. RAF davasından sonra Almanya’nın en büyük duruşması olan NSU için 50’si gazetecilere, 50’si izleyicilere ayrılan 100 kişilik bir mahkeme salonunun seçilmiş olması büyük tepkilere neden oldu. Duruşmayı izlemek üzere akredite edilen gazeteci ve basın kuruluşlarının sadece 50’sine yer verilmesi ve bunların arasında Türkçe yayın yapanların bulunmaması büyük bir şaşkınlık yarattı.

12 Nisan 2013: Sabah gazetesinin mahkemenin akredite uygulamasını Anayasa Mahkemesine götürmesi ve mahkemenin gazeteyi haklı bulması üzerine, en az üç Türkiyeli gazetecinin mahkeme salonuna alınmasına karar verildi. Mahkeme yeni bir kreditasyon süreci için ertelendi.

06 Mayıs 2013: Münih Eyalet Mahkemesi’nde yapılan ilk duruşma başlar başlamaz, savunma avukatlarının reddi hakim talebi nedeniyle 14 Mayıs’a ertelendi. Mahkeme dört gün sonra bu talebi reddetti. Mahkemenin başladığı gün Münih’te protesto eylemleri yapıldı. Türk ve Alman medyasının ilgisi protestoculardan daha çoktu.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Ah İran! Ah Almanya!

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaratılan dünya düzeni yine o düzeni yaratanlar tarafından yıkılıyor. İran-İsrail kavgasını da bu oyunun içinde görmek gerekir. Gazze savaşı ile birlikte değerlere dayalı dış politika ve küresel dünya düzeninin dayandığı kurum, kural ve normlar da anlamsızlaştı. Gazze sadece otuz binden fazla kişinin değil, uluslararası düzenin de mezarlığı haline geldi

Dejavu: Menekşe Toprak Berlin’de Suat Derviş’in izini sürdü

30’lu yılların Berlin’i ile bugünün Berlin’i arasında benzerlikleri görmek bende de bir dejavuya neden oldu. Menekşe Toprak’ın ilk kadın romancı ve gazeteciler’den Suat Derviş’i anlattığı kitabına "Dejavu" adını vermesi tesadüf değil

Sıcaktı, çook sıcak

Dünya hiç bu kadar sıcak, bu kadar kurak olmamıştı. Birdenbire gelen yağmur ve kasırgalar geldiği yeri çöle çeviriyor. Uluslararası toplum, sözde çevreci politikalar ile iklim krizini çözüyormuş gibi yapıyor. Daha çok gelişmiş sanayii ülkelerinin yarattığı bu krizden de yine yoksul ülkeler mağdur