25 Aralık 2023

Vah vahhhh!

Yazdıklarınızla, yaptıklarınız arasındaki uyumsuzluk düzeninize hâkim olan sisteminizdir

Kraliçe sorar; “Ayna ayna söyle bana... En güzel olmak için ne yapmalı bu dünyada?”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 31.10.2023 tarihli 15’inci Birleşiminde 12. Kalkınma Planı (2024-2028) (Ekim 2023) onaylanmış ve 1 Kasım 2023 tarihli Resmî gazetede yayımlanmıştır.

Kalkınma Planında “Adaleti Esas Alan Demokratik İyi Yönetişim” başlıklı bölümde şunlar yazılı:

“901. Ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlanması bağımsız, tarafsız ve şeffaf yargı sisteminin egemen olduğu hukuk devleti ile demokrasi ve iyi yönetişim ilkelerinin etkin şekilde uygulanmasıyla mümkündür.

  1. Temel hak ve özgürlükleri koruyan, hak ihlallerine karşı etkin mücadele eden, hızlı, öngörülebilir, adil, şeffaf, hesap verebilir, erişilebilir, güvenilir ve insan odaklı bir yönetim anlayışı adalet sisteminin temeli olmaya devam edecektir.
  2. Hukukun üstünlüğü ilkesi doğrultusunda, idarenin yargısal denetime açık olduğu, kanun önünde eşitliğin ve etkin hak arama yollarının sağlandığı, kazanılmış hakların korunması, eşit muamele, açıklık, tutarlılık ve öngörülebilirlik ilkelerinin benimsendiği hukuk devleti anlayışının daha da güçlendirilmesi Plan döneminin önceliklerindendir.
  3. Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını güvence altına alan, daha özgürlükçü, katılımcı ve kapsayıcı sivil bir Anayasanın hazırlanması hedeflenmektedir.”

Vah! Vah! Vah!

2024-2028 yıllarını kapsayacak olan kalkınma “Planlı” olacaktır!

Önceki yıllardan geriye kalanlara göre hazırlanmış olan Kalkınma Planına göre neler olacak?   

Temel hak ve özgürlükleri korumak istiyorlar; çünkü korunmuyor!

Bağımsız, tarafsız ve şeffaf yargı sisteminin egemen olduğu hukuk devleti var mı?  

Böyle bir sistemin egemen olduğu hukuk yok ki; devleti olsun! Aksine yargıya güvensizlik var! Böyle bir hukuk devleti ve insan odaklı bir yönetim anlayışı hiç yok…

En inanılmazı ise;  Anayasayı uygulamayanların hedefledikleri yeni Anayasa planıdır.   

Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını güvence altına alan, daha özgürlükçü, katılımcı ve kapsayıcı sivil bir Anayasanın hazırlanması hedefleniyormuş; hayret ki ne hayret!  

Vahh, vahhh!

Kalkınma Planında “3.5.1. Adalet Hizmetleri” başlığı altında iki bölüm var.

Birincisinde “amaç” gösterilmiş.

Şöyle yazılı: 911.Hukukun üstünlüğü ve hukuk devletinin gerekleri doğrultusunda, yargı süreçlerinin adil, hızlı ve etkin şekilde işlemesi, öngörülebilir olması, adalete erişimin kolaylaştırılması ve adalet sistemine duyulan güvenin daha da artırılması temel amaçtır.”

Olabilir mi? Evet böyle bir amaç olabilir, olmalıdır!

Eğer hukukun üstünlüğüne inanırsanız olur! Hukuk devletinin gereklerini yaşama geçirmek için zihniyetinizi değiştirseniz; tabi ki olur.

Yargı süreçlerinin adil olmasını, etkin şekilde işlemesini gerçekleştirirseniz ve “öngörülebilir olmasını”  sağlarsanız o zaman adalet sistemine duyulan güveni artırabilirsiniz.

Aksi takdirde bugün olduğu ve yaşandığı gibi bir düzen amaçlarsanız; bu düzene uygun bir hukuk yaratırsınız!

Yazdıklarınızla, yaptıklarınız arasındaki uyumsuzluk düzeninize hâkim olan sisteminizdir.  

Sadece ve sadece siyasal iktidara ve düzene uygun kafalara göre hukuktur öngörülen ve adalet sistemine duyulan güvenin olmadığı bir hukuki düzendir geriye kalan ve kalacak olan…

Vahhh, vahhhh!   

Planın ikinci bölümünde “amaç” için öngörülen “Politika ve Tedbirler” nelerdir?

Nasıl bir politika ve nasıl tedbirler öngörülmüş acaba?

Birinci sırada yer alan “politikaya” göre; “ 912.Çağın gereklerine uygun, daha özgürlükçü, kapsayıcı ve demokratik bir Anayasa hazırlanacaktır.” 

Hemen ve yeniden işaret edilen yeni Anayasa her yerde yer alıyor…

Çağın gerekleri nedir diye sorsak; onlar biliyor, bizler bilmiyoruz…

Daha özgürlükçü nedir diye sorsak; özgürlükleri kaldıranlar kendileri olduğundan “özgürlük” demenin bile suç sayıldığı bir düzendir özlemleri !

Yeni Anayasa diyenler; Anayasayı ihlal edenler olduğu için kapsayıcı ve demokratik Anayasa hazırlamak artık günlük politikada amaçladıkları tedbirdir!

Mevcut Anayasaya bile inanmayanlar ve uygulamayanların politik tedbiri; yeni Anayasadır!

Kapsayıcı ve demokratik Anayasa nedir diye sorsak; biz biliriz diyeceklerdir ve başka kimselerin bilmesine gerek bile yoktur!

Şöyle devam etmişler:

“913. Anayasada güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler güçlendirilecektir.

913.1. Katılımcı bir hazırlık süreciyle yeni bir "Yargı Reformu Stratejisi" ve "İnsan Hakları Eylem Planı" hazırlanacaktır.

913.2. İfade özgürlüğünün güçlendirilmesi amacıyla uygulamadaki eksikliklerin tespitine yönelik çalışmalar yapılacaktır.

913.3. Ülkemizde insan hakları alanında çalışan kurumların kurumsal kapasiteleri geliştirilecektir.”

İnanılması güç tekrarlar, tekrarlanıyor.

Yine “yargı reformu stratejisi”, yine “insan hakları eylem planı” …

Yargıda reform stratejisi yazmak için zihniyet değiştirmeye zaman bulamayan “reform” yanlıları kendi ezberlerini bile bozdular. İnandırıcılığı olmayanlar reform hazırlığı içindeler…

Eylem planlarını sürekli yazmaktan; eski planlarını unutanların ülkesi olmaktan usandık.  

Vahhh, vahhh!

Kalkınma Planında birçok maddeyi ardı ardına sıralamışlar; sadece birkaçına değinelim:

“913.7.BM, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İş birliği Teşkilatı (AGİT) nezdindeki insan hakları mekanizmaları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile yapıcı iş birliği sürdürülecektir.

913.8. Uluslararası insan hakları mekanizmalarının gündeminde bulunan veya gündeme getirilmesinde yarar görülen konularda kabul edilecek kararlara ortak sunucu olma yönünde faaliyetler yürütülecektir.

  1. Ayrımcılık ve nefretle mücadele güçlendirilecektir.(…)
  2. Yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve şeffaflığı güçlendirilecektir (…)
  3. Ceza adaleti sistemi bütüncül bir bakış açısıyla yeniden değerlendirilecektir.

919.4. Ceza mevzuatı, suç, yaptırım ve infaz dengesi dikkate alınarak gözden geçirilecektir.

  1. Yargılamanın temel unsurlarından biri olan avukatlık mesleği güçlendirilecektir.

924.1. Avukatların hak, yetki ve sorumluluklarına ilişkin mevzuat hazırlık çalışması yapılacaktır.”

Politika ve tedbirler alınacak ve yapılacak neler varmış meğerse!

Bilinmiyormuş ve yeni keşfetmişler sanki…Tekrar tekrar aynı şeyleri yazmaktan usanmayanların “iş” ve “planlarına” göre tekrarları tekrarlayanların hali budur!

Dostlar alışverişte görsün! Yapmadıkları, yapmayacaklarının teminatıdır.

Bu memleket; “Adaleti Esas Alan Demokratik İyi Yönetişim” başlığını bularak adalete ve hukukun üstünlüğüne inanmayanların deneme tahtası değildir.

Üstüne üstlük Kalkınma Planının, en güzelini yaptık, bizden güzel plan yapan yoktur diyenlerin kime ne dedikleri bir yana yazdıklarını okusalar ve aynaya bakıp sorsalar!

Masallardan masal beğenin… Kraliçenin kibirli hali ile ayna karşısında sorduğu soruyu herkes bilir…Pamuk Prenses hikâyesinde cadı kraliçe aynanın karşısına geçer ve sorar: “Ayna ayna söyle bana, var mı benden güzeli bu dünyada?” Gelen cevap, “evet” olur. Kraliçe bunu kabul edemediği için Pamuk Prensesi yok etmek amacıyla harekete geçer, planlar yapar…

“Ayna ayna söyle bana... En güzel olmak için ne yapmalı bu dünyada?”

Vah, vah, vah!

Vah, vah...

Vah ki vahhh…

Yazarın Diğer Yazıları

Gazeteciler olmasaydı

Gazetecilerin bilgi kaynaklarını ifşa etmeme hakkı ile bilgi kaynağını saklı tutma hakkının kabul edilmesi boşuna değildir...

Yabancı bir devletin yabancı ajan kanunları

Devletin güvenliği ile iç ve dış siyasal yararların korunması bahanesiyle insan hakları karşı olan otoriter zihniyetlerin körüklediği düşmanlıklarla yaratılmak istenen suçlar; sadece totaliter rejimlerin kötülüklerine hizmet eder

Yayın yasağı yasaktır

Gazeteciler sınav vermezler, kimseyi sınamazlar, görev ve sorumluluklarının bilincindedirler. Gazetecilik yaparlar. Siyasetçilerin not vermesine, kimsenin beğenisine mazhar olmak gibi bir derdi olmayan gazeteciler; kamunun bekçi köpeği olma rolünü yerine getirirler.

"
"